EĞİTİM

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

El el üstünde oturmak ne demek? El el üstünde oturmak TDK sözlük anlamı nedir?

Atasözleri ve deyimler, bazı olayları ve durumların özünü ifade etmek için kullanılırlar. Ortaya ne zaman çıktığı bilinmeyen bu kalıplaşmış sözcükler, anlatımı çarpıcı hale getirmek için genel olarak mecaz anlam ile kullanırlar. Birleşik fiiller de diğer sözcüklerle birlikte kullanılan kalıplaşmış sözlerdir. Atasözleri, deyimler ve birleşik fiiller anlatımı kolaylaştırır. El el üstünde oturmak de bu anlatıma uyan ve Türkçenin zengin bir dil olmasına katkı sağlayan sözlerden biridir. El el üstünde oturmak ne demektir?

El el üstünde oturmak ne demek? El el üstünde oturmak TDK sözlük anlamı nedir? El el üstünde oturmak ne demek?

Atasözleri ve deyimler çoğu zaman kaynağını gerçek bir durumdan alan ancak bunu gerçek dışı bir şekilde ifade eden sözlerdir. Birleşik fiiller ise ifade etmeyi kolaylaştıran sözlerdir ve deyimlerde de kullanılırlar. Atasözleri, deyimler ve birleşik fiiller hayatın her alanında kullanılan ve ifade yeteneğini arttıran sözlerdir. Bu sözlerden biri olan El el üstünde oturmak, TDK sözlükte ne anlama gelir? El el üstünde oturmak TDK sözlük anlamı ve örnek cümleler…

El el üstünde oturmak Ne Demek? El el üstünde oturmak TDK sözlük anlamı nedir?

  • El el üstünde oturmak TDK sözlüğe göre 1 farklı anlama sahiptir.

El el üstünde oturmak TDK sözlük anlamı şu şekildedir:

  1. herhangi bir iş yapmadan boş oturmak

    El el üstünde oturmak Cümle İçerisinde Kullanımı

    "Herhâlde konağın kuytu bir köşesinde, gene el el üstünde oturuyor olmalıydı." - Reşat Nuri Güntekin

El el üstünde oturmak ile Kurulan Atasözleri, Deyimler ve Birleşik Fiiller

el açmak el almak el atmak
el ayak çekilmek el ayak (veya etek) çekmek el bağlamak
el basmak el bebek gül bebek el bende!
el çekmek el çektirmek el çırpmak
el değiştirmek el değmemek el dokunulmamak
el el üstünde olur, ev ev üstünde olmaz el elde baş başta el elden kalmaz, dil dilden kalmaz
el elden üstündür (ta arşa kadar) el eli yıkar, iki el yüzü el el ile, değirmen yel ile
el ermez, güç yetmez el etek öpmek el etek tutmak
el etmek el kadar el kaldırmak
el katmak el koymak el ovuşturmak
el öpenlerin çok olsun! el öpmek el öpmekle ağız aşınmaz
el pençe el pençe divan el pençe divan durmak
el sıkmak el sıkışmak el sürmemek
el tazelemek el terazi, göz mizan el tutmak
el (veya elini) uzatmak el üstünde tutmak el vergisi, gönül sevgisi
el vermek el vurmamak el (veya elini) yakmak
el yarası onulur, dil yarası onulmaz el yıkamak elde avuçta (ne varsa)
elde avuçta (bir şey) kalmamak elde etmek elde kalmak
elde (veya elinde) olmamak elde tutmak eldeki yara, yarasıza duvar deliği
elden ağza yaşamak elden ayaktan düşmek (veya kesilmek) elden bırakmamak (veya düşürmemek)
elden çıkarmak elden çıkmak elden geçirmek
elden gel! elden geldiği kadar elden gelmemek
elden gitmek elden kaçırmak elden kaçmak
ele alınır ele alınmaz ele almak
ele avuca sığmamak ele bakmak ele geçirmek
ele geçmek ele gelmek ele vermek
eli alışmak eli altında olmak eli (veya elleri) armut devşirmek
eli ayağı (olmak) eli ayağı buz kesilmek (veya tutmamak) eli ayağı (veya ayağına) dolaşmak
eli ayağı titremek eli ayağı tutmak eli aza varmamak
eli boş çıkmak eli boş dönmek (veya çevrilmek veya geri gelmek) eli boş gelmek
eli cebine (veya cüzdanına veya kesesine) gitmemek (veya varmamak) eli değmek eli dursa ayağı durmaz
eli ekmek tutmak eli eline değmemek eli ermek
eli ermez gücü yetmez eli genişlemek eli gitmek
eli harama uzanmak eli işe yatmak eli kalem tutmak
eli kırılmak eli kırılsın! eli kolu bağlı durmak
eli kolu (eli ayağı) bağlı kalmak (veya olmak) eli kurusun! eli olmak
eli para görmek eli silah tutmak eli varmamak (veya gitmemek)
eli yatmak elimi sallasam ellisi, başımı sallasam tellisi elinde bulunmak (veya olmak)
elinde büyümek elinde kalmak elinde olmak
elinde olmak elinde patlamak elinde tutmak
elinde ... var elinden elinden almak
... elinden çıkmak elinden (bir şey) düşmemek elinden (bir şeyi) düşürmemek
elinden bir iş (veya şey) gelmemek elinden bir kaza (veya sakatlık) çıkmak elinden geleni ardına (veya arkasına) koymamak
elinden geleni yapmak elinden gelmek elinden hiçbir şey kurtulmamak
elinden iş çıkmamak elinden iyi iş gelmek elinden kan çıkmak
elinden kurtulmak elinden tutmak eline almak
eline ayağına kapanmak (veya sarılmak veya düşmek) eline ayağına üşenmemek eline bakmak
eline doğmak eline düşmek eline erkek eli değmemiş olmak
eline eteğine doğru eline eteğine sarılmak eline fırsat geçmek
eline geçmek eline kalmak eline (veya elinize veya ellerinize) sağlık
eline su dökemez eline tutuşturmak eline yüzüne bulaştırmak
elini arı kovanına sokmak elini ayağını (veya eteğini) kesmek (veya çekmek) elini ayağını öpeyim
elini belli etmek (veya göstermek) elini çabuk tutmak elini kana bulamak (veya bulaştırmak)
elini kolunu bağlamak elini kolunu sallaya sallaya gelmek elini kolunu sallaya sallaya gezmek
elini kulağına atmak elini oynatmak elini sallasa ellisi (başını sallasa tellisi)
elini sıcak sudan soğuk suya sokmamak elini sürmemek elini taşın altına koymak (veya sokmak)
elini veren kolunu alamaz elini vicdanına koymak elinin altında (olmak)
elinin hamuruyla erkek işine karışmak elinin tersiyle çarpmak elinin tersiyle itmek
elinle ver, ayağınla ara eliyle koymuş gibi elle tutulacak tarafı (veya yanı) kalmamak
elle tutulur elle tutulur gözle görülür (veya dille anlatılır) elle tutulur tarafı olmamak
eller yukarı! ellerde gezmek ellerim yanıma gelsin
elleri (veya ellerin) dert görmesin

En Çok Aranan Haberler