Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Yasin El Kadı'nın Türkiye'deki tüm hak ve alacaklarıyla mal varlığının dondurulmasına karşı açtığı davada, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin aldığı zorlayıcı önlemleri uygulamak ve yürürlüğe koymakla Bakanlar Kurulunun görevli olduğunu ve mal varlığının dondurulmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararında, hukuka aykırılık bulunmadığını belirtti.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun, Suudi iş adamı Yasin El Kadı'nın tüm hak ve alacaklarıyla mal varlıklarının dondurulmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararanı iptal eden Danıştay 10. Dairesinin kararının yürütmesinin durdurulmasına ilişkin kararının gerekçesi belli oldu.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun karar gerekçesinde, öncelikle Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığının temyizden feragat dilekçelerinin reddinin nedenleri açıklandı. Başbakanlık adına müsteşar yardımcısı, Dışişleri Bakanlığı adına hukuk müşaviri imzalı temyiz dilekçelerinin temsil yönünden geçerli olmayacağı, Başbakan ve Dışişleri Bakanının olurlarının gerektiği anlatıldı.
Gerekçede, usulüne uygun temyizden feragat yapılsa bile milletlerarası antlaşmalardan doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesi için Bakanlar Kurulu tarafından alınan bir karar hakkında açılan ve idare aleyhine sonuçlanan davada, tüm kanun yollarının kullanılması gerektiği vurgulandı.
Gerekçede, BM Güvenlik Konseyinin konuya ilişkin kararlarının Türkiye yönünden bağlayıcı olduğu savunulduktan ve temyize başvurulduktan sonra geçerli neden olmadan temyizden vazgeçilmesinin, uluslararası hukukun evrensellik niteliğiyle bağdaşmayacağı ve TBMM tarafından onaylanan milletlerarası antlaşmaların uygulanabilir ve sürdürülebilirliğinin tartışılır hale getireceğinin altı çizildi.
Gerekçede, BM Güvenlik Konseyi kararında adı geçen El Kadı'nın, Türkiye'deki her türlü mallarının dondurulmasını öngören 22 Aralık 2002 tarihli Bakanlar Kurulu kararında El Kadı yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı kaydedildi.