Medicana Samsun Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Didem Er, el titremesiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. El titremesinin, ciddi nörolojik hastalıkların ilk belirtisi olabileceğini vurgulayan Dr. Didem Er, “Bilimsel adı ‘tremor’ olan titreme, istemsiz oluşan, ritmik, sallanma şeklindeki bir eklem hareketi olarak tanımlanıyor. Dolayısıyla sadece ellerde değil, kollarda, başta, bacaklarda ve ses tellerinde de görülebiliyor. Bazen yoğun stres altında ya da tiroit hormonunun artmasına bağlı olarak ortaya çıkabilen ellerdeki titreme sorunu altta Parkinson gibi çok daha ciddi nörolojik sorunlara da işaret edebiliyor” diye konuştu.
Titremenin vücudun bir kısmındaki kasların istemsiz olarak ritmik bir şekilde kasılması ve gevşemesi sonucu ortaya çıkan hareketler olduğunu ifade eden Didem Er, “En sık ellerde görülen titreme sağlıklı diyebileceğimiz normal kişilerde görülebilir ve belirginleşmediği sürece fark edilmez. Stres, yoğun çay ve kahve içmek, açlık, yorgunluk, ani sinirlenme gibi bazı durumlar titremeyi fark edilir hale getirebilir. Bu faktör ortadan kalkınca kişi eski haline dönebilmektedir. Ellerdeki titremenin altında farklı etmenler vardır. Esansiyel tremor, genellikle her iki elde başlayan bu durum en sık rastlanan tremor türü olarak gösteriliyor ve 100 binde 350 gibi bir sıklıkla dünyada en fazla görülen hareket hastalığı olarak nitelendiriliyor. Hastalar titremenin genellikle uykuda kaybolurken stres altında arttığını belirtiyor. Parkinson tremoru, pankinson hastalığının karakteristik belirtisi olan bu titreme genellikle tek elde başlıyor. 60-65 yaşından sonra görülme riski artıyor. Hastanın baş ve işaret parmağı birlikte titriyor. Para saymaya benzer bir özellikte olan bu titreme çoğunlukla dinlenme sırasında ortaya çıkıyor. Serebellar (beyincikle ilişkili) tremor: Bu titreme türünün yaşanmasında temel etken, beyinciği etkileyen damarsal, tümöral, dejeneratif ya da kalıtsal hastalıklar oluyor. Hastalar, günlük yaşam içinde asansör ya da elektrik düğmesine basmak gibi istemli bir hareket yaptıkları sırada titremenin belirgin hale geldiğini anlatıyor. Pozisyonel tremor, Dinlenirken ya da vücudun belli bir duruşunda, hareketle ortaya çıkabilen bu titremenin sadece ellerle sınırla kalmıyor, vücudun farklı yerlerinde ortaya çıkabiliyor. Fizyolojik tremor, stres, korku, sıkıntı, hipoglisemi, hipertiroidi, alkolün bırakılması ve ateş gibi durumlarda gözle görülür hale gelen bu titreme türü herkeste ortaya çıkabiliyor. Titremenin salınımı, parmağın ileri geri hareketi gibi küçük yaşanıyor. Çok büyük olmuyor” şeklinde konuştu.
El titremesinin tedavisiyle ilgili bilgiler veren Didem Er, “Ellerde titreme yapabilen diğer nörolojik hastalıklar; multiple skleroz (MS), inme, travmatik beyin hasarı, beyincik ve beynin yıkımı ile giden ilerleyici hastalıklardır. Ayrıca vücuda dağılan sinir liflerinin hasarlandığı durumlarda, bazı omurilik hastalıklarında da ellerde titreme olabilir. Astım ilaçları, amfetamin gibi uyarıcılar, psikiyatrik hastalıkların tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar da yan etki olarak ellerde titremeye yol açabilir.
Herhangi bir ilacın yan etkisi olarak başlayan titreme dozaj düzenlenmesi ya da kullanımının durdurulması ile düzeltilebilirken, parkinson tanısı konan hastalar için tedavi yönü buna göre belirleniyor. En sık rastlanan esansiyel tremorun tedavisinde farklı ilaç gruplardaki ilaçlardan yararlanılıyor. Öte yandan eğer titreme strese bağlı ise psikolojik destek ve stres yönetimi konusunda hastanın bilgilendirilmesi önem taşıyor. Metabolik bozukluklardan kaynaklanan tremorda ise sorunun giderilmesi tremorun da ortadan kalkmasını sağlıyor. Bazı seçilmiş vakalarda da cerrahi yöntemler uygulanabiliyor” ifadelerini kullandı. (İHA)