YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Elazığ’da Kobani’ye Destek Yürüyüşü

Elazığ’da, Elazığ Demokrasi Güç Birliği ve Elazığ Kadın platformu tarafından organize edilen Kobani’ye destek yürüyüşü yapıldı.

Elazığ’da Kobani’ye Destek Yürüyüşü

Eğitim-Sen Elazığ Şubesi, BDP, HDK, KESK, Emep ve çeşitli kadın platformlarının’da destek verdiği yürüyüşte zaman zaman “ Katil İŞİD, İşbirlikçi AKP”, Kobani ovası İŞİD’e Mezar Olacak” sloganları atıldı.

Elazığ Eğitim ve Araştırma hastanesi üstünde toplanan yaklaşık 400 kişilik gurup sloganlar atarak PTT meydanına geldiler.

Burada gurup adına bir konuşma yapan KESK dönem sözcüsü Kenan KORKMAZ Suriye’de Rojava bölgesinde Kobani Kantonu günlerdir ağır silahlarla donatılmış IŞİD çetelerinin kuşatması altında onur ve yaşam mücadelesi verdiğini söyledi.

Korkmaz Konuşmasına şu şekilde devam etti; İnsanlık değerlerinin düşmanı IŞİD çeteleri tıpkı Şengal’de olduğu gibi Kobani’de de vahşi bir katliam gerçekleştirmek için saldırıyorlar. Ağır silahlar, tanklar, toplar eşliğinde sürdürülen bu kuşatmayı bütün dünya izliyor.

Kobani’deki halklar bu saldırılara karşı öz savunma yapıyor. Evlerini, toprağını, canını IŞİD vahşetinden koruyor. Biz de Kobani’nin bu direnişinin yanında olduğumuzu ilan diyoruz. Kobani yalnız değildir.

Kobani 6 Ekim gecesinden bu yana binlerce IŞİD çetecisinin istila girişimiyle karşı karşıya. Kobani’de yaşayan binlerce insan katliam tehdidi altında. Şu ana değin Kobani halkı, IŞİD çetelerini püskürtmeyi başardı. Ama kritik durum devam ediyor.

Kobani sadece Kürt halkını değil, özgürlükten, barıştan, eşitlikten yana bütün insanları ilgilendiriyor. Çünkü orada IŞİD vahşetine karşı bir insanlık direnişi veriliyor. Bu yüzden 6 Ekim gecesinden beri dünyanın dört bir yanında insanlar Kobani için ayağa kalktılar. Ülkemizde de Hopa'dan Edirne'ye Samsun’dan Denizli’ye, İzmir’den Diyarbakır’a kadar her yanda yüz binler Kobani ile dayanışmaya geçti.

Ne var ki, AKP Hükümeti halkın taleplerini anlamak ve yanıtlamak yerine şiddetle bastırmayı seçti. Sokağa çıkma yasaklarıyla, bazı karanlık güçlerin halka ateş etmesiyle, tankların şehir merkezlerine indirilmesiyle 1990’ların karanlığını anımsatan günler yaşadık. Kobani’yle dayanışmayı boğmak için türlü provokasyonlar hayata geçirildi. Şiddet her gün yükseliyor. Herkesin görevi, sağduyuyla hareket etmektir. Şiddetten kaçınılmalı, demokratik ve barışçıl gösteri hakkına saygı duyulmalıdır.

Hükümetin Suriye’ye yönelik savaş ve müdahale politikası, bugüne değin çeşitli cihatçı çeteleri olduğu gibi IŞİD’i de besledi, büyüttü. “Suriye bizim iç meselemizdir” söylemiyle Suriye’nin iç işlerine müdahale bir devlet siyaseti haline getirildi. Bugün de dışarıdan gelip saldıran IŞİD terör çetesiyle, Rojava’da yaşayan halkları ve onların savunma örgütlerini eşitleyerek aynı çizgiyi sürdürüyor.

Rojava gibi demokratik, özgürlükçü laik bir bölgenin yok edilip yerine IŞİD katillerinin yerleşmesine göz yumarsak bu yarın dönüp Türkiye’yi vuracaktır. Pakistan’ın son 15 yılda yaşadıklarının bir benzeri Türkiye’de yaşanacaktır. Diğer yandan, Rojava’nın yok edilmesi, Kürt halkında da büyük bir kırılma yaratacak, toplumsal çatışmaları derinleştirecektir.

Üç bir yandan kuşatılmış Kobani’nin yalnızlığı artık son bulmalıdır.

Hükümet Kobani’nin düşmesine ve bunu izleyecek bir katliama seyirci kalmamalı, buradaki direnişin ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli yardımların yapılabileceği bir yaşam koridorunu açmalıdır.

Kobani’den yaralı geçişleri kolaylaştırılmalı, sınıra bir sahra hastanesi kurulmalı, ağır yaralıların helikopter ambulansla taşınması sağlanmalıdır.

Hükümet Suriye’ye ve Rojava bölgesine yönelik savaş siyasetine son vermelidir.

Sınır ötesi harekat, tampon bölge, uçuşa yasak bölge gibi müdahaleci planlardan vazgeçilmelidir.

Cihatçı çetelere her türlü silah ve lojistik destek son bulmalıdır.

AKP hükümetinin kışkırtmaya çalıştığı Suriye'ye dönük olası bir emperyalist müdahalenin de karşısında yer alacağız. Bütün Ortadoğu’da çeteci yapılanmalara karşı duracağız.

Kobani’ye ilişkin Hükümet politikalarını protesto eylemlerini bahane ederek, zaten oldukça geri olan demokratik hak ve özgürlükleri, “kamu düzenini sağlama” adına, daha da geriye götüren yasa tasarılarının gündeme getirilmesi kesinlikle kabul edilemez. Hükümeti bu girişimden vaz geçmeye, demokratik kitle örgütlerini, sendikaları ve demokrasi güçlerini de kazanılmış hakların gaspını amaçlayan bu tür girişimlere karşı uyanık olmaya ve birlikte mücadeleye çağırıyoruz.

Biz, Kobani dayanışmasını oluşturan emek ve meslek örgütleri, demokratik kurumlar, siyasi partiler, IŞİD’i durdurmak ve Kobani’ye sahip çıkmak için demokratik ve barışçıl çerçevede hareket ediyoruz. Herkesi de harekete geçmeye çağırıyoruz. Kobani çetelerin kuşatmasından özgürleşene değin bu mücadeleyi sürdüreceğiz.

Kobani’deki halklar IŞİD'in vahşice yaptığı saldırılara karşı sadece Kobani'nin değil insanlığın savunmasını yapıyor. Bu destansı direnişin gözü kulağı olan başta Türkiye'de ki sosyalist, devrimci-demokratik kamuoyu olmak üzere dünyanın bir çok yerinde Kobani direnişi sahiplenildi, Kobani'nin sesi oldu. Bu ses dünyanın bir çok yerinde yankısını buldu.

Kobani artık dünyanın her yerinde duyulmaya başladı. Buna bağlı olarak aralarında Noam Chomsky ve Adolfo Perez Esquivel'in de olduğu aydınların çağrısıyla 1 Kasım "Uluslararası Kobani ile Dayanışma Günü" ilan edildi. Türkiye Kobani Dayanışması bileşenleri olarak, bizlerde bu günde "Uluslararası Kobani ile Dayanışma Günü" çerçevesinde dünyanın bir çok yerinde olduğu gibi Türkiye çapında il ve ilçelerde Kobani halkının sesi soluğuyuz ve bir kez daha haykırıyoruz. Kobani artık bir kentin değil tüm insanlığın direnişidir. Kobani artık bir coğrafyanın adı değil barış, eşitlik, kardeşlik, özgürlük gibi insani değerlerin adıdır. Bizler insanlığın tüm değerlerinin emperyalist kapitalist sistem tarafından yok edilmeye çalışıldığı bu düzlemde insanlığa bir çoban yıldızı gibi yol gösteren Kobani'nin izinden gitmeye kararlıyız. Kobani insanlığın geleceğidir. Geleceğimizin karartılmasına izin vermeyeceğiz!

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler