Son yıllarda özellikle teknoloji kullanımındaki artış, en önemli organlarımızdan hatta özgürlüğümüzün simgesi ellerimizi ciddi ölçüde tehdit eder hale geldi! Hızla yaygınlaşan sorunun adı; Karpal Tünel Sendromu, bir başka deyişle sinir sıkışmaları içinde başı çeken el-bilek kanalı hastalığı. Gün içerisinde tüm yükü taşıyan, kullanamadığımızda başkasına bağımlılığımız işten bile olmayan ellerimiz buna karşın en hoyrat kullandığımız ve sorunlarını en az önemsediğimiz organımız. Hal böyle olunca ihmalkarlık ve canımıza tak etmedikçe önemsememe nedeniyle, sorunu kolayca tedavi edilebilecek noktadan işin içinden çıkılmaz hale getirebiliyoruz. Ancak yanlış yapıyoruz!
Acıbadem Altunizade Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ufuk Nalbantoğlu, “Karpal Tünel Sendromu son yıllarda hızla yaygınlaşan bir hastalık. Teknoloji kullanımındaki aşırı artış, akıllı telefonlar, bilgisayar kullanımının işyeri ile sınırlı kalmayıp eve de taşınması, sosyal medya ve bilgisayar oyunları, bilinçsiz yapılan spor aktiviteleri derken bu ciddi hastalık günümüzde ellerimizi önemli ölçüde tehdit ediyor. Ellerde şişme, uyuşma, hissizlik ve yetenek kaybıyla başlayan şikayetler doğru zamanda doğru müdahale yapılmadığı takdirde kaslarda erime, güçsüzlük hatta felce kadar gidebiliyor” diyor. Buna karşın bu ciddi el hastalığından basit önlemlerle korunmanın mümkün olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ufuk Nalbantoğlu, 6 adımda korunma yollarını anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Elinize bu egzersizleri yapın
Gün içerisinde birkaç kez yapabileceğiniz el ve parmak egzersizlerinin büyük faydası var. Güne başlarken; sabah uyanır uyanmaz ele kaynar olmayacak ısıda sıcak bir duş uygulayın, sıcak su torbası ile elinizi ısıtın. Böylece o bölgedeki yapışıklığı azaltmış oluyorsunuz. Ardından bileğinizde gece boyunca oluşan sertliği azaltmak için germe egzersizleriyle bilek ve parmaklardaki eklemleri, bağları rahatlatın. En son yumuşak, süngerimsi, stres topu gibi toplarla gün içerisinde minik minik aç-kapa egzersizleri yapın. Bu egzersizleri yaparken günde bir iki kez antiinflamatuar kremlerle ödemleri açmak için bileğin iç tarafına dokunuşlarda bulunun, böylece o bölgede gelişebilecek ödemlerin önüne geçersiniz. Gün sonunda da; özellikle elinizi çok aktif çalıştırıyor, klavyeyle uzun zaman geçiriyor, spor yapıyorsanız elinize soğuk uygulama veya soğuk duşlarla (su buz gibi dondurucu olmamalı) bileğinizde akşam oluşabilecek ödemin ve ödemle birlikte sıkışmaların önüne geçebilirsiniz.
Bilgisayar kullanırken bu yanlışa düşmeyin
Bilgisayar ve klavye kullanırken bileğin uzun süre bükülü kalmamasına dikkat edin. Bilekler 20 derecenin üzerinde aşağı veya yukarı doğru kalkarsa, bilekte parmakları hareket ettiren sinirlerdeki dolaşım bozuluyor. Mouseların yanlış tutulması, laptopun kucakta veya yatar pozisyonda kullanımı, ergonomik olmayan klavyede uzun süre çalışma, cep telefonlarında bileğin uzun süre aynı pozisyonda tutulması, bilekte karpal tünel denen dar bir alan içinden geçen sinirleri sıkıştırıyor. İş veya iletişim yoğunluğa teslim olup, bu çok önemli kuralları ihmal ederek sinsi el hastalığına davetiye çıkarmayın.
Kronik hastalıklarınızı kontrol altına alın
Ellerimizi vuran Karpal Tünel Sendromu; diyabet hastalığı, romatoid artrit, hipotiroidi, aşırı şişmanlık, gut gibi hastalıkların etkisiyle de ortaya çıkabiliyor. El bileğinin iç kısmında parmakları hareket ettiren median sinirin geçtiği ve karpal tünel olarak adlandırılan kanalın içindeki dokuları şişiren karaciğer, böbrek hastalıkları ve metabolik bozukluklar da rahatsızlığı artırıyor. Ancak hastalığın altında yatan sağlık problemlerini kontrol altına almak, düzgün bir şekilde tedavi olmak elinizdeki bu ciddi sorunu da ortadan kaldırabiliyor.
Spor yapın veya düzenli yürüyün
Vücudumuzda en ağır metabolizmaya sahip dokulardan biri sinirler. Spor, kardiyo egzersizleri vücuttaki yağ oranını ve ödemi azalttığı, aynı zamanda bütün dokulara giden kanlanmayı artırdığı için bileğimizdeki sinirlere de fayda sağlıyor ve Karpal Tünel Sendromu’na karşı güçlü bir koruma kalkanı oluşturuyor. Ancak özellikle ağırlık egzersizleriyle çalışanlar, özellikle atel veya bandaj destekle bileği korumadan yapılan ağır egzersizler fayda yerine zarar verebiliyor. Haftada en az 3 gün ve en az 45 dakikalık düzenli tempolu yürüyüş de sporun yerine geçebiliyor.
İdeal kilonuzu koruyun
Günümüzde fazla kilonun sağlığa zararları yapılan birçok bilimsel araştırma ile ortaya konulmuş durumda. Fazla kilonun zarar verdiği organlarımızdan biri de ellerimiz! Özellikle de aşırı kilosu olanlarda Karpal Tünel Sendromu sık görülüyor. Bu nedenle ideal kiloda olmaya gayret edin” diyor.
Aşırı diyetlerden kaçının!
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ufuk Nalbantoğlu “Irksal ve genetik faktörlerle de bu hastalık kapınızı çalabilir ama bunlar engelleyemeyeceğiniz nedenlerdir. Oysa günlük yaşantınızda alacağınız bazı tedbirlerle hastalığı önlemeniz veya bir sorun başlamışsa tedavi sürecini hızlandırmanız mümkün. O tedbirlerden biri de aşırı diyetlerden kaçınmak! Özellikle B vitamini sinirin metabolizmasını hızlandırdığı ve sağlıklı olmasını sağladığı için bu konuda çok önemli. B vitaminini ileri derecede kısıtlayan diyetler, bu sorunların görülmesini sıklaştırıyor” diyor.
Prof. Dr. Ufuk Nalbantoğlu:
“Cerrahi tedavide tam iyileşme mümkün”
Karpal Tünel Sendromu’nun belirtileri genellikle yavaş yavaş başlıyor, özellikle başparmak, işaret parmağı, orta parmak ve avuçta yanma, karıncalanma, uyuşma, kaşıntı ya da his kaybı ile kendini gösteriyor. Hastalık en çok başparmağı etkiliyor ki, başparmağımız sadece elimizi değil, hayatımızın yüzde 50’sini yönetiyor. Prof. Dr. Ufuk Nalbantoğlu, Karpal Tünel Sendromu’nda medikal tedaviden sonuç alınamazsa cerrahi yönteme başvurulduğunu belirtirken “Tedaviye ne kadar erken başlanırsa o kadar başarılı sonuçlar alınıyor. Cerrahi tedaviye gerek kalmayabildiği gibi, cerrahi tedavide de tam iyileşme sağlanabiliyor” diyor.