HABER

Elma dersem çık, armut dersem çıkma

Ankara - Çocukluğumuzda gözlerimizi kapatıp gövdesinde ebe olduğumuz, gölgesinin serinliğinde "Elma dersem çık, armut dersem çıkma" repliğini tekrarlayarak saklambaç oynadığımız; dünyamızın akciğerleri, park ve bahçelerimizin vazgeçilmezi ağaçlar... Uludağ göknarı, meşe, ceviz, dişbudak, porsuk, şimşir, ahlat, erguvan, sığla, çınar, ladin, kayın ve daha niceleri...

Elektrik Elektronik Mühendisi Necati Güvenç Mamıkoğlu, tüm bu ağaç türleriyle ilgili yılların "dostluğunu", emek ve bilgi birikimini "Türkiye'nin Ağaçları ve Çalıları" adını verdiği kitabında toplayarak okurlarla paylaştı.

Mamıkoğlu, ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü'nden 1973 yılında mezun olduğunda ilk fotoğraf makinasını eline aldı ve doğa fotoğrafları çekmeye başladı.

2002'de emekli olduktan sonra bu hobisine daha da ağırlık veren Mamıkoğlu, dostlarıyla çektiği fotoğrafları paylaşırken objektifine en çok ağaç karelerinin takıldığını fark etti. Birgün Mamıkoğlu'nun yeğeni, 4 yaşındaki kızı Ceren'in elma ağacını çınardan ayırabilmesi için kendilerine küçük bir albüm hazırlamasını istedi."Ceren'e ağaçları tanıtmak için önce kendim ağaçları daha iyi tanımalıyım" fikrinden yola çıkan Mamıkoğlu, araştırma ve incelemelerinin ardından 5 yıl 20 mevsim, Kırklareli'nden Artvin'e 150 bin kilometre yol yaptı; 170 bin fotoğraf çekti.

Tüm bu çalışma ve emeğin karşılığı, NTV yayınlarından çıkan 700 sayfalık, Türkiye'nin 350 ağaç ve çalı türünün 2 binden fazla fotoğrafla tanıtıldığı, bir ansiklopedi hacmi ve kapsamındaki "Türkiye'nin Ağaçları ve Çalıları" kitabı oldu.

Türkiye'deki ağaç türlerinin tamamına yakınının ve belli başlı çalıların tanıtıldığı kitapta, her ağacın ya da çalının tanıtıcı bilgileri, Türkçe ve Latince adı, ağacın çeşitli yörelerde ve ortamlarda kullanılan diğer adları, ağacın içinde bulunduğu sınıf, aile ve cins yer alıyor. Bu bilgilere ek olarak, her bir ağacın anavatanı, dünyada ve Türkiye'de yetiştiği bölgeler, yetişme ortamları, ağaçların büyüklüğü ve yaşıyla ilgili bilgiler de bulunuyor. Kitapta Türkiye'de doğal olarak yetişmeyen ama çevremizde sıkça gördüğümüz ağaçlar da tanıtılıyor.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Necati Güvenç Mamıkoğlu, Türkiye'de doğal olarak en fazla rastlanan ağaç türünün zeytin ve kızılçam, en az görülenin ise Datça Yarımadası'ndaki Datça hurması ile Muş, Siirt ve Hakkari'de bin 500 metrenin üzerindeki yüksekliklerde görülen zelkova olduğunu söylüyor.

Türkiye'deki endemik (sadece Türkiye'de yetişen) ağaçların piramidal karaçam, diğer karaçam alt türleri, kasnak meşesi, bozpırnal meşesi, ispir meşesi, kazdağı göknarı, Batı Karadeniz göknarı, Fransız akçaağacının iki alt türü ve tüylü akçaağacın iki alt türü olduğu bilgisini veren Mamıkoğlu, "Ülkemizde kasnak meşesi koruma altına alınmıştır. Ancak Anadolu sığlası, geyik elması ve diğer endemikler, özel korunması gereken diğer ağaçlardır" diyor.

Her kentin "sembol bir ağaç"la daha güzelleştiğini anımsatıyor Mamıkoğlu ve ekliyor: "Uzun ömürlü ve heybetli bir ağaç olan çınar; İstanbul, Bursa, Yalova, Zonguldak ve Ereğli için sembol ağaçtır. Nisan ayındaki görünümüyle erguvan Boğaziçi'nin ağacıdır. Manolya da İstanbul'a has bir ağaç olarak kabul edilebilir. Armut, badem, alıç, geyik dikeni, iğde Ankara'nın doğal ağaçlarındandır. Kızılçam Akdeniz'e en çok yakışan ağaç olarak bilinir. Antalya sokaklarında turunç, İzmir'de İzmir oyası ve mimozası, Batı Karadeniz'de göknar, Muğla'nın merkez ve ilçelerinde Anadolu sığlası, Eski Gökova-Marmaris yolunun iki yanına Halikarnas Balıkçısı tarafından dikildiği söylenen okaliptuslar buranın sembol ağacı niteliğindedir."

Mamıkoğlu, ağaçlara karşı koruma ve duyarlılık geliştirmenin yolunun onları "sevmek"le mümkün olduğunu, sevginin yolunun da "tanımak"tan geçtiğini belirtiyor; ebeveyn ve öğretmenlere, çocukların ağaçları yakından tanıyabileceği, Latince adı "arboretum" olan, tüm ağaç ve çalı türlerinin etiketlendiği ağaç müzeleri gezdirmelerinin önemine vurgu yapıyor.

Mamıkoğlu, Türkiye'de "Canlı Ağaç Müzesi" olarak nitelendirilebilecek alanların başında Karabük Yenice ormanlarının geldiğini belirtiyor, Kırklareli Demirköy, Kazdağları, Doğu Karadeniz Bölgesi ve özellikle Artvin, Kahramanmaraş Andırın, Uludağ, Babadağ, Amanos Dağları'nın da ağaç türü ve nitelik bakımından zenginliğine dikkati çekiyor.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler