Eski Askeri Hakim Ahmet Zeki Üçok, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisindeki Fethullah Terör Örgütü'nü (FETÖ) ilk olarak 2009 yılında yapılan askeri sınavlarla ilgili soruşturmada fark ettiklerini açıkladı.
'TUTUKLANANLARIN 10 KATI ORANINDA ASKER FETHULLAHÇI'
Üçok'a göre örgütün Türkiye’de en güçlü olduğu kurum TSK ve 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında tutuklananların 10 katı oranında asker Fethullahçı.
TSK’da önceden dört yılda bir yapılan terfilerin üç yıla düşürülmesine dikkat çeken Üçok, şu bilgileri verdi:
"Silahlı kuvvetlerde yüzde 72 oranında örgütlenen bir yapı var. Bu sayılara baktığımızda komuta kademesiyle darbeye nasıl hazırlandıklarını görüyoruz. Üç yılda bir yapılan terfilerin altı yıl sonrasına baktığımızda örgüt ileriki dönemlerde daha da güçlenecekti. Kendinden olmayanlar tasfiye edilecekti. Silahlı kuvvetlerin tamamı ya da yüzde 95’i FETÖ’nün militanları tarafından işgal edilecekti."
'8 YIL SONRA FETHULLAHÇI OLMAYAN GENERAL KALMAYACAKTI'
Son yıllarda özellikle tuğgenerallerde olağanüstü bir terfi olduğunu söyleyen Üçok, bu oranın yüzde 72 olduğunu belirtti. Üçok'a göre, 2011-2015 yılları arasındaki terfiler incelendiğinde sekiz yıl sonra TSK’da Fethullahçı olmayan hiçbir general kalmayacaktı.
Üçok, 2011-2015 yılları arasında terfi alıp da 15 Temmuz darbe girişimi sırasında gözaltına alınan ve tutuklanan askerlerin sayısını da verdi.
'TSK'NIN TÜRK HALKIYLA İLİŞKİLERİNİ KOPARMAYA ÇALIŞTI'
FETÖ'yle ilk karşılaşmasının 2009 yılındaki 'Işık Evleri' soruşturmasıyla olduğunu belirten Üçok, şunları söyledi:
"Bu örgütün TSK içinde hiyerarşik yapıya aykırı olarak illegal bir yapılanma içinde olduklarını tespit ettik. Bu örgütün TSK'nın Türk halkıyla ilişkilerini koparmaya gayret eden bir takım faaliyetlerde bulunduğunu, TSK personelini fişlediğini, onların arasında Alevi-Sünni, namaz kılan-kılmayan gibi ayrımlarla neticelendirilecek çalışmalar yaptığını, gizlilik dereceli emirleri çaldığını, sahte emirler düzenleyerek TSK'yı sözde terör örgütleri ile ilişkilenmeye çalıştıklarını tespit ettik.
Bu o zamanlar Türk halkı tarafından terör örgütünün bilinmeyen bir yüzüydü. Biz bunu ilk kez o zaman gördüğümüzde, araştırma yaptığımızda da soruşturma kapsamında gözaltına aldığımız, ifadesini tespit ettiğimiz, tutukladığımız o astsubayların ifadelerinden TSK içerisinde çok geniş bir yapılanma içinde olduklarını albayların generallerin olduğu ifade etmişti. Bu soruşturma derinleştirme amaçlı ilerlediğimizde, hatırlayın ilk önce TSK'da askeri yargının bu tür soruşturmaları engellemesi için TCK 250. Maddesi'nde değişiklik yaptılar. Ardından bununla yetinmediler, benim bu soruşturmaların başından alınmam için çeşitli kumpas davaları kurdular."
'BU SÜREÇTEKİ EN KÖR ŞAHIS SAYIN ÖZEL'Dİ'
Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in "Darbeci olduklarını anlamadık" açıklamasını hatırlatan Üçok, şöyle konuştu:
"TSK'nın içerisindeki terfi sisteminde ne kadar çok bu terör örgütü mensuplarının yer aldığını, ne kadar büyük oranlarda terfi ettiklerini görüyoruz. Zaten sayın Özel, böyle bir terör örgütünün farkında olsaydı, bunları terfi ettirmezdi. Farkında olmuyoruz demek tabii ki buradaki problemi, sorumluluğu ortadan kaldırmıyor. TSK kumpasa uğradığında, Genelkurmay Başkanlığı'nın ilk YAŞ toplantısında 12 general-amiral arkadaşımızı Balyozcu diye emekliye sevk etti. 2. yılında 37 general-amiral arkadaşımızı emekliye sevk etti.
3. yılında Anayasa Mahkemesi Balyoz davalarında hukuka aykırılık vardır diyerek ihlal kararı vermiş olmasına rağmen, 1.5 ay sonra 12 arkadaşımızı daha emekli etti. Yani şunu demeye getiriyorum; Bu süreçteki en en kör şahıs sayın Özel'di. Bu nedenle böyle konuşması hiç yadırganacak bir şey değil. Komutanlık demek altını tutabilmektir. Böyle bir tabir vardır; Altından haberin olmazsa, altını tutamazsın. Bugün de gördük.
Sayın komutanımızın, komuta kademesinin altından haberi olmadığı için altındakileri tutamadılar. Altındaki tuğgeneraller, tümgeneraller bu ülkedeki demokrasiye, hükümete, Cumhuriyete karşı, çok kanlı bir darbe girişiminde bulundular. Bu nedenle ben ölenlerin vebalinin bunlar üzerinde olduğu konusunda hiçbir tereddüttüm yok. Umarım bu dünyada da bu gafletlerinin bir yasal karşılığını da hukuki karşılığını da göreceklerdir. Hatta şuna inanıyorum en geç 6 ay içerisinde bu komuta kademesinin de yargıç önüne çıkacağını düşünüyorum."