HABER

Emekli Büyükelçiden sert açıklamalar

KARS (İHA) - Emekli Büyükelçi Bilal Şimşir, Kars'ta, Birinci Dünya Harbi'nde Ermeni Çetelerinin Katliama Uğramış Mağdurlar Derneği tarafından düzenlenen 'Hayali Soykırım İddiaları' konulu konferansa katıldı.

Kültür Müdürlüğü salonundaki konferansta 'Doğukapısı ve Kars' konulu konuşmasında Ermeniler'in iç yüzünü masaya yatıran emekli Büyükelçi Bilal Şimşir, Ermeniler'in tarih boyunca dünya devletlerini nasıl oyaladıklarını ve kandırdıklarını Sovyetler Birliği sürecinden ele aldı. Emekli Büyükelçi Bilal Şimşir, Ermeniler'in dünyada saygın bir yeri olmadığını söyleyerek, şunları kaydetti:

"Sovyetler Birliği'nden 13 devlet doğdu. Batılılar ve Avrupa, ayrım gözeterek tanıma yoluna gitti. Hırvatistan'ı, Slovenya'yı tanıyor, Bosna'ya gelince düşünelim diyor. Aynı şekilde Sovyetler Birliği dağılırken de Avrupa Birliği, Asya kısmını tanımıyor. Sovyetler Birliği Aralık 1991'de dağıldı. Biz bu cumhuriyetleri ondan önce tanıdık. Ağustos Eylül 1991'de hükümet beni o bölgeye gönderdi. Hayatımın en zor karar raporunu o dönem sunduk. Bunları vakit geçirmeden tanımamız lazım geldiğini hükümete tavsiye ettik. Moskova'nın tepkisini tam kestiremiyordum. Ermenistan'ı ayırmadık, ayırabilirdik ve tanımayabilirdik. Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin tanınmaması gibi Ermenistan'ı da tanımayabilirdik ve Ermenistan'ın bugün bize şükranlık duyması lazımdır. Fakat tanıma birinci adımdır, ondan sonraki adımlar önemli. Atatürk'ün sağlığındaki diplomasi şu; bir devletle diplomatik ilişki kurmadan önce elçilik konsolosluk kurmadan önce o devletle masaya oturulur, pürüzler sorunlar temizlenir, dostluk anlaşması imzalanır, ondan sonra diplomatik ilişki kurulur. Ermenistan'la protokolü ben imzaladım. Ama Ermenistan'la herhangi bir dostluk ilişkisi kuramadık. Çünkü Ermenistan, öteki cumhuriyetlerden farklı olarak önce 23 Ağustos 1990'da bağımsızlık deklarasyonu hazırladı. 21 Eylül 1991'de Ermenistan bağımsızlığını kazandı. 5 Temmuz 1995'de anayasasını hazırladı. Bağımsızlık deklarasyonu uzun bir metin. Ama Türkiye'yi çok rahatsız eden, diplomatik ilişki kurmayı engelleyen unsurlar var. Diyor ki, 'Ermeni soykırımının Türkiye tarafından tanınması', bu bunların ilkesi. Yani bu bağımsızlık deklarasyonu Ermeni devletinin esaslarını, temellerini atıyor, milli emellerini oluşturuyor. Çok fazla rahatsız edenin biri bu. Daha da rahatsız eden ise, 'Batı Ermenistan, Ermenistan Cumhuriyeti'nin hedefidir' deniliyor. Batı Ermenistan ise büyük Ermenistan'dır. Doğu'da Ermeni'nin büyük emeli var. Büyük Ermenistan, Karadeniz'e ve Akdeniz'e çıkışı olan bir Ermenistan. Bunu da misyonerler hazırlıyor. Samsun'un batısından Mersin'in batısına kadar bütün Doğu Anadolu'yu Ermenistan telakki ediyor. Bu büyük Ermenistan emelidir. 1. Dünya Savaşı'ndan sonra bunu gerçekleştirmeye çalıştılar. Kars zaten torbada keklik, zaten Rus işgali altında ve Doğu Ermenistan sayılıyor. Batı Ermenistan 252 bin kilometrekare tutuyor. Kars'la birlikte 300 bin kilometreyi geçiyor. Yani bugünkü Türkiye Cumhuriyeti topraklarının üçte birinden fazla. Yüzde 15 nüfusla yani Türkiye'deki toplam nüfusu yüzde 15. Yüzde 85 Müslüman nüfusu boyunduruk altına almaya kalkıyor. Ve bu emellerinden bugünkü Ermenistan vazgeçmemiş görünüyor."

Ermeniler'de fanatik bir yurtseverlik olduğunu fakat bunun sapık bir yurtseverlik olduğunu da savunan Şimşir, 'İt araba gölgesinde yatar, kendi gölgesi zanneder' deyimiyle Ermeniler'in boş emeller peşinde olduğunu söyledi.

Atatürk'ün 13 Ağustos 1924 TBMM'yi açarken söylediği, 'Kuzeyde Trabzon'u, Güneyde Adana'yı ihtiva edecek büyük Ermenistan hayalinden eser kalmamıştır. Ve Ermenistan tabi hudutları dahilinde bırakılmıştır' sözlerini de hatırlatan Şimşir, Türk basınını, Ermenistan'ın bağımsızlık deklarasyonunu duyurmamasından dolayı suçlayarak, "Bizim basın önemsemiyor. 'Bu bir kağıt parçası. Kanun değil, anayasa değil' deniliyor. Ama ne oldu 5 Temmuz 1995'te, Ermeni Anayasası kabul edildi. Anayasa diyor ki, 'Bağımsızlık deklarasyonundaki ilkeler, emeller Ermenistan Cumhuriyeti'nin anayasa hükmüdür'. Şimdi Ermenistan'da Oskanyan, gerile gerile dünyada konuşuyor. 'Hiçbir ön şartsız diplomatik ilişki kurmaya hazırız' diyor. Sen şartını önce koyuyorsun, diyorsun ki 'Ben soykırımı tanırım, sen de buna itiraz etme', bu birinci şart. 'Ben büyük Ermenistan emeli diyeceğim', bu da ikinci şart. Fakat bundan ötekisi var. Bu kadarla bitmiyor iş. Ermenistan, Sovyet Cumhuriyeti içinde en saldırgan millet olarak sahneye çıktı. Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sini işgal etti ve halen dünya Azerbaycan mültecilerini, Ermeni işgalini görmüyor fakat başka tarafı görüyor. Şimdi bir devlet ki, komşularına sürekli olarak saldırıyor. Bu, güvenilir bir komşu değil. Bu komşunun önce uluslararası hukuka riayet etmesi lazım ki güvenilir bir dost olduğuna inanalım, ondan sonra diplomatik ilişkiler kuralım. Atatürk 40 ülkeyle dostluk ilişkisi kurmadan diplomatik anlaşma yapmıştır. Zaten o dönemde bağımsız devletlerin sayısı 40 civarındadır. Urugayla'da dostluk ilişkisi kurmuştur" şeklinde konuştu.

Emekli Büyükelçi Bilal Şimşir, Ermenistan Devlet Başkanı'nın 'Ben soykırımı tanımıyorum' ya da 'Ben Batı Ermenistan emelinden vazgeçiyorum' demesi halinde bile Ermenistan Anayasası'nı çiğnemiş olacağına dikkat çekerek, "Hukuki açıdan bu durumda Ermenistan Devlet Başkanı anayasayı çiğneme suçundan mahkum olabilir. Görüyor musunuz çıkmazı?" diyerek farklı bir boyuta dikkati çekti.

Ermenistan'ın bu kadarla da kalmadığını, 1973 yılından 1993 yılına kadar 20 yıl boyunca Türk diplomatlarına karşı silahlı saldırılar düzenlediğini, Asala ve Ermeni terör örgütlerinin hepsini bağrına bastığını da ifade eden Şimşir, "Ben burada Ermeni bombalarından kurtulmuş, sağ kalmış tek büyükelçiyim. Benim arkadaşlarım vuruldu. Bir tane Ermenistan büyükelçisi vurulsaydı, yer yerinden oynardı. Dünya yerinden oynatılırdı, 5 tane film çevrilirdi" diyerek, o dönemlerdeki Türk diplomatların ne denli zorluklar altında kaldığına işaret etti.

"Ermeniler 1874 yılından beri bir cebinde Rus bir cebinde Osmanlı pasaportu taşıdı. Ermeniler Türkiye'ye 3 kez geldiler ve her üçünde de Rus ordusuna hizmet ettiler. Ermeni Rus ordusuna ikmal yapan tüccardı. Rus süvarisine yem ve içki satan ermeni tüccarıydı. Rus üniforması giyerek Müslüman komşularına zulmeden adamlardır. Bizim diplomatlarımızı vuranlar, onlar için kahraman oldular. Törenlerde, spor karşılaşmalarında, soykırım törenlerinde bu isimler anılıyor. İşte bu Ermenistan'ın başka bir kusuru. Neden bunlarla diplomatik ilişki kurulmadığı ortada" diyen emekli Büyükelçi Bilal Şimşir, daha sonra şunları söyledi:

"Bir devletin ciddi devlet olması için, mevcut uluslararası antlaşmaları önceden tanıması lazım. Tanımayan bir devletin, çete mi, devlet mi, terörist mi olduğunun anlaşılması zordur. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı var. Burada da 'Komşularının sınırlarına, onların dokunulmazlıklarına saygı göstermeyen devletler buraya üye olamaz' diye bir hükmü vardır. Ama Ermenistan buraya üye. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Ama ben yapsaydım, beni oraya da almazlardı. Azerbaycan yapsaydı, onu da almazlardı. 'Sorununu hallet, ondan sonra gel' diyorlar. Kıbrıs'ta yaptıkları gibi."

10 yıldır kapalı bulunan Doğukapı'nın açılması yönündeki Amerika ve AB'nin yoğun bir baskısının bulunduğunu kaydeden emekli Büyükelçi Bilal Şimşir, şimdilik rafa kaldırılan köy kanunun ileride Türkiye'nin başına iş açacağını savunarak, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Şimdi bunun ötesinde, bugünlerde sınırı açın diye yoğun bir baskı var. Neden sınırı açmaya dünya bu kadar önem veriyor? Amerika bastırıyor, Avrupa bastırıyor, burada da bazı şirketler bastırıyor. İşin içinde büyük oyun var. Bunun altyapısını hazırladılar. Bir köy kanunumuz vardı. Bu kanun yabancıların kırsal alanda gayri menkul edinmelerini engelliyordu. Dünyanın çeşitli yerlerinde böyle anlaşmalar vardır. İngiltere hiçbir şekilde toprağını satmaz. Londra'da büyükelçilik 99 yıllığına kiralıktır. Hatta İngiltere'de ilanlar okumuşumdur. Orada başkonsolosluk yaptım. 999 yıllığına kiralıktır diyor. Şimdi bizim köy kanunu çok acı tecrübelerden sonra hazırlanmıştır. Ve AB'ye gireceğiz diye bir gecede 15 kanun değiştiriyoruz. Bu da güme gidiverdi. Kamuoyunun ruhu bile duymadı. Bu köy kanunu kaldırıldı. Şimdi yabancılar istedikleri gibi toprak alabiliyorlar. İngilizler Ege Bölgesi'nden 250 bin hektar toprak almışlar. Şimdi Doğukapı'yı açtığınız gün, Amerika'daki, Fransa'daki zengin Ermeniler bu bölgeyi kapatır. Ama bir takım adamlar 'Toprak bir yere gitmiyor ki' diyecek. Gitmez ama sen köle durumuna düşersin, eğer gafletten uyanmazsan, Ermeni'nin uşağı olursun."

En Çok Aranan Haberler