Yılmazer'in yolu Nedim Şener'le kaç kez kesişti? Yeni ataması Ergenekon soruşturmasını etkiler mi? ntvmsnbc araştırdı.
İstanbul Emniyeti'nde İstihbarattan Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcılığı yapan Ali Fuat Yılmazer'in görevden alınması gözlerin Ergenekon soruşturmasına çevrilmesine neden oldu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul'a her geldiğinde görüştüğü, 'Ergenekon, Balyoz, Kafes, Poyrazköy, Şantaj ve Casusluk Çetesi' gibi operasyonların başındaki Ali Fuat Yılmazer'in ismi ilk kez Nedim Şener'in "Hrant Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları" adlı kitabından sonra duyuldu.
Son Ergenekon dalgasında tutuklanan gazeteci Nedim Şener, kitabında Ali Fuat Yılmazer'in Hrant Dink suikastinde ihmali olduğunu Başbakanlık Teftiş Kurulu raporuna dayanarak yazdı. O dönemde azınlıklara bakan Emniyet İstihbarat Dairesi C Şubesi'nin başında bulunan Yılmazer'in, kendisine gelen 17 Şubat 2006 tarihli "Yasin Hayal ne pahasına olursa olsun Hrant Dink’i öldürecek" bilgisini üstlerine değiştirerek bildirdiği iddia edilmişti.
Ali Fuat Yılmazer, Nedim Şener'den şikayetçi oldu ve dava açtı. Kitapla ilgili açılan davada Nedim Şener'in 8 yıl hapsi isteniyordu ve gazeteci Şener dava sonucunda beraat etti.
Yılmazer'in ismi Hanefi Avcı'nın yazdığı 'Haliç'te Yaşayan Simonlar' adlı kitapta ise 'Emniyet imamı' olarak geçti. Kitapta, cemaatin Emniyet'teki temsilcisinin Ali Fuat Yılmazer olduğu belirtiliyordu. Avcı hakkında iftira ve hakaretten dava açıldı.
ERDOĞAN HER GELDİĞİNDE GÖRÜŞÜR
'Haliç'te Yaşayan Simonlar'la ilgili tartışmalar sürerken Taraf gazetesinde yazan Emre Uslu Ali Fuat Yılmazer'in ne kadar güçlü olduğuna dair bir yazı kaleme aldı. Nedim Şener'le gazete köşelerinden polemiğe giren Uslu, Ali Fuat Yılmazer'in cemaatin Emniyet'teki temsilcisi olduğu yönündeki iddialarla ilgili şöyle yazdı: "Hatırlanacağı gibi bundan bir süre önce Nedim Şener’in Dink cinayetini anlattığı kitabı nedeniyle yargılandığı davada ifade veren eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun Emniyet’teki C Masası’nı kendisine bilgi vermemekle suçladı. C Masası’nın o dönem sorumlusu Ali Fuat Yılmazer’di. Yılmazer bugün İstanbul İstihbarat Şube Müdürü... Hanefi Avcı’nın da kitabında Ali Fuat Yılmazer’i hedef alması çok şaşırtıcı değil... İstanbul Emniyet Müdürü'nün alenen muhalefet etmesine rağmen Avcı’ya göre yetersiz olan Yılmazer’in göreve getirilmesini engelleyememiş, çünkü Yılmazer’in arkasında cemaat varmış. Ben Yılmazer’in Cemaat’le bir ilişkisinin olup olmadığını bilmiyorum ama onun neden güçlü olduğunu bildiğim çok net bir bilgiye sahibim. O, bu göreve getirildi çünkü onu Başbakan Tayyip Erdoğan istedi. İstanbul’a her geldiğinde de onunla mutlaka görüşüyor Erdoğan."
BAŞBAKANLIK RAPORUNA GİRDİ Nedim Şener, Uslu'nun yazdıklarına köşesinden şu yanıtı verdi: "Hrant Dink cinayetinde sorumluluğuna dikkat çektiğim kişi yalnızca dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü, şimdinin İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer değil. Dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek de var. Ayrıca dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah başta olmak üzere İstanbul polisi, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ve dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı başta olmak üzere Trabzon polisi de aynı klasmanda. Hrant Dink’i 2004’te İstanbul Valiliği’ne çağırıp ‘uyaran’ MİT’çi Özer Yılmaz başta olmak üzere bu cinayetle ilgili olarak kılını kıpırdatmayan MİT de bu listenin içinde. Dolayısıyla tek başına Ali Fuat Yılmazer’i hedef aldığım iddiası asla doğru değil. Ayrıca, Ali Fuat Yılmazer’in (Ramazan Akyürek ile beraber) Dink cinayetindeki sorumluluğu hakkındaki en önemli imza Başbakan Erdoğan’a ait. Başbakan Erdoğan’ın imzasını taşıyan Başbakanlık Teftiş Kurulu raporu ortada duruyor. Bu rapor ve diğer tespitlere rağmen Ali Fuat Yılmazer’in, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcılığı görevinde halen tutuluyor olması Türkiye gibi ülkelere has tuhaf bir durum. Korkarım; Emre Uslu ve onun gibi düşünenler, Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer’i sorumlu gösteren bu raporu yazanları da, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı’nı da ve o raporun altına imza atan Başbakan’ı da ‘Ergenekoncu’ diye yaftalayabilirler!!!"
Nedim Şener'in sözünü ettiği Başbakanlık raporu 10 Ekim 2008 tarihini taşıyordu. Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun hazırladığı raporda, Ali Fuat Yılmazer hakkında "Trabzon Emniyeti’nden gönderilen istihbarat raporunda Dink ile ilgili ölüm ihbarı bulunmasına rağmen, 'Hedef Şahıslar Programı' başlıklı emre aykırı biçimde Dink’in korunmasıyla ilgili işlemleri yapmadığı" gerekçesiyle inceleme isteniyordu.
ŞENER VE YILMAZER BİR KEZ DAHA KARŞI KARŞIYA
Kitap ve açılan davada karşı karşıya gelen Nedim Şener ve Ali Fuat Yılmazer'in arasındaki gerginlik sürdü ve ikilinin yolları bir kez daha kesişti. Nedim Şener, Ergenekon soruşturmasında gözaltına alındı ve tutuklandı. İkili arasındaki gerginliğin son gözaltılara yansıyıp yansımadığı şu an bilinmiyor.
ÇAPKIN KONTROLÜ ALTINDA TUTMAK İSTİYOR Emniyet kaynaklarına göre, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın son atama operasyonunu istihbaratı kendine bağlamak için yaptı. İddialara göre Çapkın, Yılmazer'i görevden alarak istihbaratı kendi kontrolü altında tutmak istiyor.
BAŞKA ATAMALAR OLURSA... Peki Yılmazer'in görevden alınması Ergenekon soruşturmasını etkiler mi? Yorumlara göre Ali Fuat Yılmazer'in başka birime atanması yeterli değil. İstihbaratta başka atamalar gerçekleşirse ve kritik konumdaki isimlerin görev yerleri değişirse Ergenekon operasyonlarından bir rahatsızlık olduğu yorumu güçlenebilir.
ARTIK TANIK KORUMA VE BOMBA İMHAYA BAKACAK 2005 ile 2007 yılları arasında Ankara'da İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü olarak görev yapan Ali Fuat Yılmazer, Dink cinayetiyle ilgili kusurlu bulunan İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'in yerine bu şubeye müdür olarak atandı.
İstihbarat Şube Müdürü görevindeyken terfi edip 2. sınıf emniyet müdürü olan Ali Fuat Yılmazer, İstihbarat’tan Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcılığı’na getirildi. Dün akşam yapılan yeni atamalarla Yılmazer'in sorumluluk alanı yalnızca 'tanık koruma' ve 'bomba imha' şubeleriyle sınırlandırıldı.