HABER

En garip hastalıklar

Çin'de yaşanan olay tıp dünyasını dehşete düşürdü. Nefes alma zorluğu çeken bebeği hastaneye götüren aile, bebeklerinin karnında ikizinin bulunduğunu öğrendi.

En garip hastalıklar

Bebeğin içinden bebek çıktı

Nefes alma zorluğu çeken bebeği hastaneye götüren aile, bebeklerinin karnında ikizinin bulunduğunu öğrendi.


Huaşi bölgesinde 2 yaşındaki Şiao Feng adlı çocuk, nefes alma güçlüğü çekince ailesi hastaneye götürdü.


Çocuğun rahatsızlığını merak eden ebeveynler duyduklarıyla şoke oldu. Çekilen röntgende Feng'in karnında bir bebek bulunduğu ortaya çıktı.


Zorlu bir operasyonla alınan sağlıklı bebeğin, Şiao'nun ikizi olduğu ve anne karnındayken içinde büyüdüğü açıklandı.


Benzer bir olay Arabistan'da meydana gelmişti



Afganistan'da Asree adlı kız çocuğu, başının arkasında ikinci bir kafayla dünyaya geldi. Ameliyat edilen küçük kız tıp literatürüne geçti

Dünya iki başlı çocuğu konuşuyor. Afganistan’da dünyaya gelen Asree adlı küçük kızın başının arkasında bir başı daha bulunuyor. İkinci kafatası üzerinde saç çıkan küçük kız ameliyat edildi.


Fransız ajansı Agence France Presse’in haberine göre, Chaparlar bölgesinde dünyaya gelen küçük kızı ameliyat eden Dr. Ahmed Obaid Mojadidi, Asree’nin kan damarlarının diğer kafatasına bağlı olması nedeniye operasyonun hayli zor geçtiğini açıkladı.

Asree ile aynı zamanda doğan ikiz kardeşinin hiçbir sağlık sorunu olmadığını belirten doktorlar, küçük kızın durumuna anne karnında gelişmeyen üçüzünün yol açtığını söyledi. Üçüz bebeklerden birinin rahimde yanlış yerleşmesi sonucu doğmayan bebeğin kafası Asri’ninkine yapışık olarak doğdu. Üçüz bebeğin bedeni ise gelişmedi.


Hindistan'da, vücudu bir anda kendi kendine yanmaya başlayan 3 aylık çocuk anne-babasını olduğu kadar tıp dünyasını da şoke etti

Hindistan'ın Tamil Nadu kentinde 3 aylık oğulları Rahul'un kendi kendine yanması 23 yaşındaki tarım işçisi anne Rajeshwari Karnan ve 26 yaşındaki kocası Karnan Perumal'ı şaşkına çevirdi.

Kısa adıyla SHC (Spontaneous human combustion - İnsanın kendiliğinden tutuşması) olarak adlandırılan sendromla dünyaya geldiği söylenen bebek, hastanede 24 saat boyunca gözetim altında tutuluyor.


KARNINDAN VE DİZİNDEN ALEVLER YÜKSELİYORDU

Mayıs ayında dünyaya gelen Rahul, ailenin göz bebeği idi. Ancak kısa süre sonra bu mutluluk dehşete dönüştü. Doğumdan bir hafta sonra, genç kadın, bebeğinin çığlığını duyup koştuğunda, karşılaştığı sahne korkunçtu. Genç kadının bebeği yanıyordu. Genç kadın o anları "Karnında ve sağ dizinden alev yükseliyordu" sözleriyle anlatıyor:

'Beli ve sağ ayağı alevler içindeydi. Ben ve kocam onu büyük bir havluyla söndürdük ve hastaneye götürdük. Üzerinde herhangi bir yanıcı maddeye rastlanmadı"


PEKİ NEDENİ BU MU?

Şaşkın anne bebeğinin kendi kendine 3 kez daha yandığını belirtti. Rahul'u inceleyen doktorlardan Narayan Babu, "Bebeğin ailesi açısından durum daha da vahim. Aile çocuklarının hayatından endişeli. Testlerin sonuçlarını bekliyoruz" dedi.

İngiliz uzman Brian J. Ford ise insanın vücudunda bulunan aşırı aseton kimyasalının da bu tür olaylara neden olabileceğini söyledi.


Dünya 'balık çocuğu' konuşuyor

Doğu Çin'in Wenling ilinde yerli halk tarafından "balık çocuk" olarak bilinen Pan Xianhang'ın hastalığı görenleri şoke ediyor.

Nadir genetik hastalık iktiyozu ile doğumda tanısı konan Pan genellikle aşırı ısınma ve aşırı kaşıntı yaşıyor ve bu durum onun hayatını kabusa çeviriyor. Geceleri uyumakta zorluk çeken çocuğun hareket ederken bile canı acıyor.


Pan yaşadığı bu anormal cilt hastalığı yüzünden kollarını ve bacaklarını rahat hareket ettiremiyor. Pan'ın en büyük arzusu ise okula gidebilmek ancak bu yakın gelecekte mümkün görülmüyor. Çünkü çocuğun kuruyan cildine sürekli olarak nemlendirici kremler sürülmesi gerekiyor.


Yaklaşık bir ay önce AFP muhabirinin Hindistan'da görüntülediği, hidrosefali hastalığıyla mücadele eden ve bu yüzden kafatası sürekli büyüyen küçük Roona Begum, ikinci kez ameliyat oldu.


Hindistan'da yaşayan Fatima Khatun ve Abdul Rahman'ın kızları, 18 aylık Roona Begum'un, beyinde su toplanması olarak da bilinen 'Hidrosefali' hastalığıyla mücadelesi medyaya yansıdıktan sonra, kamuoyunun da dikkatini çekmiş, hayırseverler internet üzerinden örgütlenerek yardım kampanyaları başlatmıştı.


Ayrıca, küçük kızın durumunu medyadan öğrenen özel bir hastane, Roona'nın durumunu yakından incelemek için harekete geçmiş, hastanenin nöroloji bölümü başkanı Sandeep Vaishya, küçük kızı hastanenin bulunduğu şehre getirerek durumunu yakından inceleyeceklerini ve ameliyat için umutlu olduklarını söylemişti.


Bir ay önce yapılan röportajda baba Abdul Rahman, tek kızını bu hastalıktan kurtaracak bir mucize için her gün dua ettiğini söylüyordu.


Geçtiğimiz ay ilk ameliyatını geçiren Roona'nın kafatasını küçültmek için gerçekleştirilen bu ikinci ameliyat 4 saat sürdü.


Roona'nın doktoru Sandeep Vaishya 'kafatasını tekrar şekillendirmek adına gerçekleştirdiğimiz bu operasyon en önemlisiydi. Oldukça da iyi geçtiğini düşünüyorum' dedi.


Son ameliyatta Dr. Sandeep Vaishya ile birlikte iki doktor daha görev yaptı. Vaishya'nın yanında ameliyata giren estetik cerrah Rashmi Taneja ise daha önce böyle bir vaka ile hiç karşılaşmadığını belirtti.


Daha önce çevresi 94 cm olan Roona'nın kafatasının, aylardır süren çabalar sonucu 60 cm'ye kadar düşürülebildiği belirtildi. Bu son ameliyatın ardından ise kafatasının daha da küçülmesi bekleniyor.


Doktorların değerlendirmelerine göre Roona'nın durumundaki gelişim, önümüzdeki günlerde anlaşılabilecek.


Eğer sonuçlar doktorların beklediği gibi olursa, Roona'nın uzun bir süre başka bir ameliyat geçirmesine gerek kalmayacak.


Kuyruklu bebek göreni şoke ediyor!

Çin’in Guangdong şehrinde Spina Bifida adı verilen omurga problemiyle doğan Xiao Wei adlı bebek tam 10 cm’lik bir kuyruğa sahip.

Bebeğin annesi Chen Wei doktorlardan çocuğun kuyruğunu bir ameliyatla almasını istediklerini ancak uzmanların durumun o kadar basit olmadığını söylediğini açıkladı


Wei "Doktorlar omurgayı onarmadan kuyruğu kesemeyeceklerini söylüyor. Geleceğin ne göstereceğini henüz bilmiyoruz" dedi.

Spina bifida hamilelik sırasında fetüsün omurgasını oluşturacak olan nöral tübün tam olarak kapanmaması sonucunda oluşuyor. Bu bozukluğun kesin nedeni bilinmese de anne adaylarının yeterli folik asit almamasından kaynaklanıyor olabileceği düşünülüyor.


Spina bifida’nın kapalı ve açık olmak üzere iki tipi bulunuyor. Kapalı Spina Bifida çok büyük görsel bozukluklara neden olmazken Xiao Wei’de de görülen açık tip Spina Bifida tedavi edilmesi güç kuyruksu oluşumlara neden olabiliyor.


Tümör korkusuyla hastaneye yatan Avustralyalı ünlü punk rock şarkıcısı Jay Whalley'nin beyninden bir domuz tenyası çıkarıldı. Daily Mail'in haberine göre, Avustralyalı ünlü punk rock grubu Frenzar Rhomb'un solisti olan Jay Walley, geçen ay baş dönmeleri ve göz kararmaları yaşamaya başladı.

Bir süre sonra elinde tuttuğu parayı dahi tanıyamaz hale gelen şarkıcı, beyninde tümör endişesiyle arkadaşları tarafından hastaneye götürüldü.

Yapılan muayenelerde beyninde kiste benzer bir tümör tespit edilen Whalley geçen hafta ameliyata alındı.

Saatler süren ameliyatın sonunda Avustralyalı şarkıcının beyninden, sadece domuz etinden bulaşan domuz tenyası çıkarıldı.


Tam bir vejetaryen olan ve kesinlikle et yemeyen şarkıcının tenya yumurtasını Meksika'da yediği bir çeşit sebzeli dürümden kaptığı sanılıyor.

Doktorların tahminlerine göre, Whalley Meksika'da temizlik konusunda pek titiz olmayan bir lokantaya gitti. Domuz etinden tenya alan ve barsaklarındaki tenya ile yaşayan aşçı veya lokanta sahibi, sebzeleri ellerini temizlemeden yıkadığı için tenya yumurtası sebzelere bulaştı. Vejetaryen olan Whalley de yediği bu sebze ile tenya yumurtasını almış oldu.


Pakistan’da yaşayan 22 yaşındaki genç adamın hastalığı tıp dilinde ‘Proteus sendromu’ olarak biliniyor


Oldukça nadir görülen sendromda vücudun çeşitli bölgeleri asimetrik ve orantısız bir şekilde aşırı büyüme gösteriyor.


Hastalığı ‘tanrı tarafından verilmiş bir ceza’ olarak gören genç adam arkadaşları ve ailesinden güç alarak hayatını devam ettiriyor.


Larohe şehrinin yerel halkına kendisini uzun zaman sonra kabul ettiren Mümtaz’ın istediği ise normal bir yaşantıya sahip olmak.


Mümtaz, hastalığı sorulduğunda, “Doğduğumdan beri böyleyim. Yüzüm, kollarım ve bacaklarımın orantısızlığı yüzünden diğer insanlar gibi olmadığım zannediliyor.


Çocukluğundan beri aynı hastalıkla yaşamasına rağmen doktora gitme imkanı bulamayan Mümtazın tek hayali ise evlenip bir aile kurmak.






Pika tanısı konulan insanların toprak, kağıt, yapıştırıcı ve kil gibi yenilemeyen maddeleri yemeye inanılmaz dürtüleri vardır. Bunun mineral eksikliğiyle ilişkili olduğuna inanılmasına rağmen, sağlık uzmanları gerçek bir neden ve çözüm bulamamışlardır.


Daha 12 yaşındayken, o zamana kadar yüzünü hiç görmediği bir adamla evlendirilen bir kız çocuğu... Ve o çiftin belki de annelerinden bile talihsiz 3 kızının hikayesi...


Hindistan’ın Pune kentindeki bir köyde yaşayan 40 yaşındaki Anita Raut adlı kadın, 12 yaşındayken daha önce yüzünü hiç görmediği bir adamla evlendirildi. Amcasının bulduğu adamla düğün gecesi tanıştığında şoka girdi çünkü kocası bir kurt adamdı. Kurt adam sendromu olarak bilinen hypertrichosis hastası olan adamın yüzü kıllar içindeydi.


Evliliklerinden 5 kız çocukları oldu. Kızların 2’si normaldi. Ancak 3 kız çocuğu, babaları gibi sakal ve bıyıklı olarak dünyaya geldi. Yüzlerinde bir erkekle bile kıyaslanamyacak kadar çok kıl var. Sakalları ve bıyıkları anormal görünen bu 3 kız kardeşin kaşları da normal bir insanınkinden kat ve kat fazla.

Şu anda 23 yaşındaki olan Savita, 18 yaşındaki Monisha ve 16 yaşındaki Savitri’nin babaları 2007 yılında öldü. Kız kardeşlerin bir lazer operasyonuyla bu sorundan kurtulma ihtimali var. Ancak Hindistan’da bu tür operasyonlar için en az 15 bin Sterlin ödenmesi gerekiyor. Ailenin ise bu parayı karşılama imkanları yok.


Sakallı ve bıyıklı olarak yaşamlarına devam etmeye çalışan 3 kız kardeş için tek umut, Hintli film yapımcısı Sneh Gupta. Gupta, kızların belgesel filmini çekerek, filmden gelecek olan parayı aileye vermeyi planlıyor. Eğer kurt adam sendromlu kızların filmi çekilirse, o zaman operasyon için gerekli paranın bulunma ihtimali yüksek.


Fil Hastalığı (Elefantiyazis): Kabaca Genişleyen Uzuvlar

Elefantiyaz olarakta bilinen Lenfatik filaryaz, en çok kabaca genişlemiş yada şişmiş ayaklar ve kollara sahip dramatik insan fotoğraflarından bilinir. Gerçekte fil hastalığı, tropikal bölgelerde görülen bir asalak hastalığıdır. Ancak, ona benzeyen başka belirtiler de aynı adla anılmaktadır.Bu hastalığa Wuchereria bancrofti, Brugia malayi ve B. Timori


Lenfatik filaryaz dünya çapında halen 120 milyon insanı etkiliyor ve bunların 40 milyonu bu hastalığın ciddi boyutundadır. Enfeksiyonlu dişi bir sivrisinek bir insanı ısırdığında, mikrofilarya denen kurt larvalarını kana enjekte edebilir. Mikrofilarya tekrar tekrar ürer ve uzun yıllar boyu yaşayabileceği kan dolaşım yoluna yayılır. Sık görülen hastalık belirtileri enfeksiyon sonrası yıllara kadar gözükmez. Parazitler kan damarlarına yerleştiği gibi sirkülasyonu kısıtlayabilir ve çevresindeki dokularda kanın birikmesine neden olabilir. Enfeksiyonun en genel görülen belirtileri aşırı derecede büyümüş kollar, bacaklar, genitalya ve göğüslerdir.


Rahatsızlık verici olmakla birlikte, tropikal fil hastalığı, yaşamı tehdit edici bir hastalık değildir. Şişliğin inmesi için de, bacak yükseğe kaldırılır ve lenf sıvısının tıkanıklığı aşması için varis çorapları kullanılır.


Sıcak ülkelerde fil hastalığının kökünü kazımanın en etkili yöntemi, larvaları taşıyan sivrisineklerin yayılmasını ve üremesini önlemektir. Tehlikeli bölgelere yapılan gezilerde sivrisineklere karşı cibinlik altında uyumak ve böcek ilacı kullanmak gibi önlemler alınmalıdır.


Progeria'ya bir çocuğun genetik şifresindeki ufacık, basit bir kusur neden olabilir ama yıkıcı ve hayatını değiştiren sonuçlara yol açar.


Ortalama olarak, bu hastalıkla doğan bir çocuk 13 yaşında ölmüş olacaktır. Vücutları normal yaşlanma sürecine göre daha hızlı yaşlandığı görüldüğü gibi genelde erken saç dökülmesi, kalp hastalığı, incelen kemikler ve artritisi içeren fiziksel belirtiler geliştirirler.


Progeria nadir görülen bir hastalıktır. Dünyada sadece bu hastalığa sahip yaşayan 48 insan bulunmaktadır. Bunun yanında, 5 çocuğu bu hastalığa sahip bir aile vardır.


2 yaşındaki Abys DeJesus’ın yüzünde koyu kıllar çıktığında, doktor durumunun Kurtadam Sendromu olarak bilinen şey olduğunu söylemişti.


Bu hastalığa kurtadam sendromu denir çünkü hasta olan kişiler keskin dişler ve pençeler dışında kurtadama benzerler.


Meksika’da, büyük bir ailenin erkeklerinin yüzleri ve vücutlarının üst kısımları kıllarla kaplıdır. 2 kardeşe X-Files da yer almaları için teklif götürülmüş ama reddetmişlerdir.


Mavi insanlar olarak bilenen büyük bir aile 1960'lara kadar Kentucky’deki Troublesome deresi çevresindeki tepelerde yaşamışlardır. Onlar mavi fügetlerdi. Çoğu 80 yaşını geçmiş ve mavi ten dışında ciddi bir hastalık geçirmemiştir.


Bu özellik nesilden nesile aktarılmıştır. Bu durumdaki insanlar mavi, erik moru, çivit mavisi yada hemen hemen mora yakın tene sahiptirler.


Dışarda güneşten korunmak içim büyük mesafeler gidecek insanlar vardır. Eğer güneşe yakalanırlarsa vücutları kabarır. Bazıları güneş tenlerine değer değmez acı çekip kabarmaya başlar. Tamam, tam olarak vampir değillerdir. Kan içip tabutlarda yaşamazlar fakat vampir benzeri belirtilere sahip nadir bir hastalıkları olduğu için acı çekerler.


Alice harikalar diyarında sendromu (AIWS), ya da mikropsi, insanın görsel algısını etkileyen sinirsel bir şaşırtmacadır. Bu kişiler insanları, beden uzuvlarını, hayvanları ve hayvan olmayan nesneleri gerçekten oldukça küçük algılarlar.


Genel olarak uzakta görülen bir nesne aynı zamanda yakında da algılanabilir. Mesela, köpek, bir fare ebatında görülebilir ya da normal bir araba ölçeğe çekilmiş gibi görülebilir. Bu durum bizi başka bir isme yönlendirir. Lilliput görüşü ya da Lilliput halüsinasyonları, Jonathan Swift’in Gulliver’in Maceraları'ndaki küçük insanlardan adını almıştır. Bu durum sadece algı terimlerindedir; gözün mekaniği etkilenmez, sadece gözden geçirilen bilgilerin beyindeki yorumu etkilenir.


Blaschko çizgileri oldukça nadir görülür ve ilk olarak 1901'de Alman dermatolojist Alfred Blaschko tarafından sunulan açıklanamaz bir insan anatomisi fenomenidir.


Ne belirli bir hastalık ne de bir hastalağın tahmin edilebilen bir belirtisidir. Blaschko çizgileri insan DNA’sına inşa edilen görülebilen bir desendir. Birçok aktarılan ve elde edilen ten ya da mukoza hastalığı kendilerini, şeritlerinin görsel görünümünü yaratan desenlere göre izah ederler. Şeritlerin nedeninin mosayizimin sonucu olduğu düşünülür ki; sinirsel, kassal ve lenfatik sistemleri karşılamazlar. Onları daha belirli hale getiren şey hastadan, hastaya benzer yakınlıkta uyuşmalaradır, genellikle omurga etrafında V şeklinde göğüs, karın ve yan taraflar etrafında S şeklinde form alır

En Çok Aranan Haberler