Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’ın “Çok da ciddiye almayı hiç gerekli görmüyorum” dediği İlerleme Raporu’nda son yılların en ciddi eleştirileri yer alıyor. Avrupa Birliği Komisyonu’nun 10 Ekim’de açıklayacağı İlerleme Raporu, müzakere sürecinde yayımlanan en sert belgelerden biri olmasıyla dikkat çekiyor. Milliyet’in ulaştığı taslak belgede, Komisyon ifade ve basın özgürlüğüne özel bir önem verirken “ilerleme” oldukça cimrice, “endişe” ise bolca kullanılan kelimeler arasında yer alıyor. 101 sayfalık taslak belgede öne çıkan vurgular şunlar:
Otosansür fenomen oldu
İFADE VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ: Yapılan reformlar ifade özgürlüğü alanında belirgin bir ilerleme sağlanması açısından yeterli olmadı. İfade özgürlüğü ihlallerindeki artış ciddi endişe kaynağı olmayı sürdürüyor. Medya özgürlüğü uygulamada daha da kısıtlandı. Hükümet üyeleri, üst düzey devlet yetkilileri ve askerler defalarca basına yüklenerek dava açtılar. Hükümete yönelik açıkça eleştiride bulunan yazılar kaleme alan bazı gazeteciler işlerinden oldu. Otosansür, Türk medyasında yaygın bir fenomen haline geldi. Organize suçlar ve terörle mücadele konusunda yasal çerçeve hala muğlak ve istismar edilmeye açık tanımlar içeriyor. TMK 6. ve 7. maddeleri ile TCK’nın 220. ve 314. maddelerinin kombine edilerek uygulanması istismarlara yol açıyor. Bir yazı yazmak ya da konuşma yapmak terör örgütü üyeliği ve liderliği suçlamasıyla dava açılmasına ve uzun hapis cezaları verilmesine yol açabiliyor. Bazı gazeteciler serbest kaldı. İnternet sitelerine yönelik süre ve kapsam açısından orantısız yasaklar sürdü.
Davalar kutuplaştırdı
ERGENEKON, BALYOZ: Sanık hakları, uzun tutukluluk süreleri ve aşırı derecede uzun iddianamelerle ilgili endişeler sürdü. Türk demokratik kurumlarının ve hukukun üstünlüğünün iyi işlemesinin güçlendirilmesi açısından bir şans sunan davalar, geniş kapsamları ve yargı alanında yaşanan eksiklerle ilgili ciddi endişelerin gölgesinde kaldı. Davalar aynı zamanda Türk siyasetindeki kutuplaşmaya da katkıda bulundu. Sanık haklarının korunması ve şeffaflığın hakim olması açısından yargı süreci hızlandırılmalı. Yargı, sadece polis tarafından toplanan ya da gizli tanıklar tarafından verilen kanıtları kabul ediyor.
YARGI: Yargı alanında bazı ilerlemeler kaydedildi. Deniz Feneri savcılarının görevden alınmasına yönelik kararın yürütmenin baskısıyla yapıldığı endişesi var. 3. Yargı Reformu Paketi, Türk ceza adalet sisteminin sorunlu alanlarına eğilmekte yetersiz kalmakla birlikte doğru yönde atılmış bir adım. Yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı ve verimliliği konusunda daha fazla çabaya ihtiyaç var.
Yasal düzenlemeler gerekli hazırlıklar olmadan yapıldı
ANAYASA: Yeni anayasa çalışmaları konusunda olumlu adımlar atıldı. Demokratik ve katılımcı bir süreç devreye sokuldu. Yeni anayasa demokrasiyi, hukuk devletini, insan haklarını ve azınlık haklarının korunup saygı gösterilmesini garanti altına alan kurumların istikrarı açısından çimento görevi görmeli, başta Kürt sorunu olmak üzere uzun soluklu sorunlara eğilmeli. Yeni anayasanın meşruiyeti için uzlaşı ruhunun korunması ve mümkün olan en geniş danışmanın sağlanması kilit öneme sahip. 2010’da yapılan anayasa değişikliklerinin uygulanması sınırlı kaldı.
Tepkiler düşmanca
HÜKÜMET: Yargı reformu ve asker sivil ilişkilerinin normalleştirilmesi hükümetin önceliği olmayı sürdürüyor. Kürt sorunu konusundaki retorik, siyasi çözüm amaçlı bir ilerlemeye dönüşmedi. Önemli yasal düzenlemeler yeterli hazırlık ve danışma yapılmaksızın hazırlandı. Medyadan ve sivil toplumdan gelen eleştirilere hükümet üyeleri düşmanca bir yaklaşımla tepki verdiler.
PARLEMENTO: Siyasi partiler arasındaki sürekli diyalog ve uzlaşı ruhu eksikliği parlamentonun siyasi reformlar üzerinde çalışmasını, ana görevlerini yerine getirmesini ve yürütmeyi denetlemesini engelliyor. Dokunulmazlıkların çapı geniş. Yüzde 10’luk seçim barajı Avrupa Konseyi’nin en yüksek oranı olmayı sürdürüyor. Siyasi partilerin kapatılması ya da finanse edilmeleri konusunda Avrupa standartlarına uyumlu hale gelme alanında ilerleme sağlanmadı.
Uludere güveni sarstı
CUMHURBAŞKANI: Yeni anayasanın gerekliliği ve tutuklanan gazetecilerle ilgili endişelerini dile getirdi ve arabulucu rol oynamayı sürdürdü.
ASKER-SİVİL: Askerler üzerindeki sivil denetimin konsolidasyonu sürdü. Genelkurmay Başkanı genelde siyasi konularda doğrudan ya da dolaylı baskı uygulamaktan kaçındı. Savunma sektörünün şeffaflığı ve hesap verebilirliği sınırlı kaldı. Sivil-asker ilişkilerinin normalleştirilmesi konusunda çok sayıda sembolik adım atıldı. Askeri yargı sistemi ve jandarma üzerindeki sivil denetim konusunda daha fazla reform gerekiyor.
ULUDERE: Uludere’de bir hava saldırısında 34 sivilin öldürülmesi ve olaylarla ilgili şeffaf bir soruşturma yürütülmemesi güveni sarstı. Siyasi sorumluluk konusunda tartışma yapılmadı.
Demokrasinin en önemli zorluğu Kürt sorunu
KÜRT SORUNU: Kürt sorunu Türk demokrasisi açısından en önemli zorluklardan biri olmayı sürdürüyor. 2009’daki demokratik açılım sürdürülmedi. Hükümet, devletin PKK’yla gizli görüşmeleri bıraktığını ancak PKK’yla bağlantısı olmayan siyasi taraflarla diyaloğu sürdürme eğiliminde olduğunu duyurdu. Terör eylemleri, askeri operasyonlar arttı. KCK operasyonları basın mensuplarını ve insan hakları savunucularını da kapsayan şekilde genişledi. Kültürel haklarda ilerleme sağlandı.
Kötü muamele endişesi
İŞKENCE: Kötü muamele sayısında düşüş sürdü. Aşırı güç kullanımı endişe kaynağı olmayı sürdürüyor.
CEZAEVLERİ: Reformlara devam edildi. Mahkumlarla ilgili kayıt yapılması, hücre hapsine aşırı başvurulması, tutukluların ve ziyaretçilerin aşırı düzeyde aranmasının aralarında bulunduğu kötü muameleler endişe kaynağı.
DİN ÖZGÜRLÜĞÜ: Din ve inanç özgürlüğüne genelde saygı gösteriliyor. Türk makamlarına göre Fener Rum Patriği’nin ekümenik sıfatını kullanmasına engel yok bununla birlikte bu yönde bir izin gelmediği için patrik yazışmalarında Fener Rum Patrikhanesi ifadesini kullanmayı sürdürüyor. Heybeliada Ruhban Okulu hala kapalı. Alevilere yönelik 2009’daki açılımın devamı gelmedi. Cemevleri hala ibadethane olarak görülmüyor. Vicdani ret konusunda bazı ilerlemeler kaydedildi.
Dış politikada uyum az
KADIN-ÇOCUK HAKLARI: Ailenin korunması, şiddetin önlenmesiyle ilgili yasa öncekine göre daha iyi. Kadınların siyaset ve iş dünyasındaki temsili düşük. Okula gitme oranı yükseldi.
DIŞ POLİTİKA: Dış politika ve güvenlik politikasında Türkiye ile AB arasındaki siyasi diyalog arttı. Türkiye, Suriye konusunda sesini duyurdu. Afrika ve Körfez ülkeleriyle ilişkiler ilerledi. AB’nin dış politika kararlarına Türkiye’nin uyum oranı düşük kaldı.
EKONOMİ: Türkiye işleyen piyasa ekonomisi olmayı sürdürüyor. Ekonominin temelleri, şoklara dayanıklılığı iyileşti. Cari açık, enflasyonist baskı dengesizliklerin dönüşüne işaret. Bütçe beklenenden iyi performans sergiledi.
MÜKTESBAT: Rekabet hukuku, istatistik, bilim ve araştırma, enerji, sosyal politika, istihdamın da yer aldığı çok sayıda başlık uyum açısından ilerleme ya da sınırlı ilerleme sağlanan başlıklar kategorisinde yer alıyor.