"En son kural hatasını ben yaptım"

Çok iyiyim fakat 2 gündür hakem arkadaşlarımızın, gözlemci ağabeylerimizin o muhteşem vedasını unutamıyorum. Hatta dün gece rüyamda hakemliğe geri döndüğümü gördüm, Allah herkese hakemliği bıraktığında böyle bir veda nasip etsin.

Önce lakabınızdan başlayalım, lakabınız Hacı…

Evet, ben 1996’da Hacca gittim. Bu yüzden hakem arkadaşlarımız da bana Hacı diye hitap ederler.

Kaç maç yönettiniz?

Toplamda 375 maç…

Bu konudaki lider kim hocam? Geçen yıllara baktığımızda en çok maçı siz yönetmişsiniz? Bu konudaki rakibiniz kim?

Şu anda Cüneyt Çakır… 200 maç oldu herhalde. Fakat uzun yıllar Süper Lig’de kalma, sanırım bana ait…

Tabii biz çok meşakkatli yollardan geçtik. Şu an hakemliğin bence en güzel yerindeyiz. UEFA hakem standartlarına ulaştık. 5 yıldır da UEFA tarafından kamplar yapılıyor, standartlarımız var. Artık Avrupa’da sistem neyse, Türkiye’deki de o… Süper Lig’de hakem 20’ye düşürüldü, her hafta hakemler maça gidiyor. Örnek aldığımız ülkelerdeki standartlara yaklaşmış olduk. Hakemlerin tecrübesi arttıkça, sahadaki başarı oranı da artıyor.

İşin içinde olan biri olarak, Uilenberg’in faydalı olduğunu düşünüyor musunuz?

Kesinlikle düşünüyorum.

Ben belediye başkanlığına adaylığımı koymuştum. Fakat süreç uzadı, ben de 2,5-3 ay maç yönetmedim. Geriye 1,5 yılım kalmıştı. Tekrar dönmek zor olurdu. Hala belli değil, belki bu ay sonuna doğru belli olur ama geriye dönmenin bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. Bence çok iyi bir zamanda bıraktım.

En sevindiğiniz an?

İlk çocuğum olduğunda, Türkiye İkinci Lig’inde maç yönetme hakkını elde ettim. İkinci çocuğum olduğunda, Süper Lig kariyerim başladı. Üçüncü çocuğum olduğunda, FIFA hakemi oldum.

Türk hakemliğinin nasıl gittiğini düşünüyorsunuz, çıta daha yükseğe koyuldu mu?

Türk hakemliği şu an çok iyi durumda. Avrupa’da da maçlar yönetiyorlar. Cüneyt Çakır, arkasından gelen Fırat Aydınus çok iyi maçlar yönetiyorlar. Keza arkalarından gelen hakemler de çok başarılılar. Çünkü sistem oturdu. Sistemiyle, artan deneyim ve tecrübeleriyle, eğitimin de standartların üstünde olmasıyla iyi bir ekip geliyor. Fakat bakış açısı değişmediği sürece ne kadar yaparsanız yapın aynı… Taraftarların bakış açısı değişmiyor. Sonuca odaklı bir yaklaşım içerisindeyiz.

Artık hakemliği bıraktığınız için rahatlıkla sorabilirim. Çok tartışılan saha içinde iki topla oynama konusunda Donk için ne düşünüyorsunuz, siz olsanız nasıl bir karar verirdiniz?

Bu soruyu en son sorulacak hakeme sordun. Bu ülkede en son tekrar edilen maç hangisi biliyor musun? En son kural hatasını ben yaptım. 2005 yılında Beşiktaş-Gençlerbirliği maçında kural hatası yaptım.

Ben Ali Aydın diye hatırlıyorum.

Hayır, bendim. Ali Aydın’dan sonra ben yaptım. Çift düdük, kural hatası olarak verilmişti. Baktığın zaman kuralda, kural hatası olarak görünüyor. Çünkü benim o günkü koşullarda vermiş olduğum bir serbest vuruşta, oyuncuya vuruşu kullanması için düdük çalmıştım. Gençlerbirliği oyuncusu ceza sahası içerisinde kullanınca, Beşiktaşlı oyuncu Tayfur barajı bozduğu için düdüğü çaldım ve o anda top Tayfur’a çarptı gol oldu. Önemli olan burada goldü, hala da aynı fikirdeyim. Golü verdim, skor da 1-1’di zaten. Fakat o dönem kamuoyu baskısı, ertesi gün herkes tarafından kabul edildi. Bana da bir tek rapor yazmak kaldı ve maç tekrar edildi.  Şu an dünyada herhangi bir örneği yok.  Ben hiç rastlamadım, amatör maçlarda dahi görmedim.

Alttan gelen en beğendiğiniz hakem?

Ali Palabıyık. Ben Ali'nin hakemliğini çok beğeniyor ve onda önemli bir gelecek görüyorum.

Siz hakemliğe veda ettiğinizde, arkanızdan gözyaşı döken hakemler var. Görevi bıraktığında sizin üzüleceğiniz hakem kimdir?

Serdar Tatlı. Çünkü Serdar Abi soyadı gibi çok tatlı birisidir. Çok gerekliydi bize, önünde daha 4 yıl olmasına rağmen, fiziksel rahatsızlığından ötürü bıraktı. Çok ağladık, üzüldük. Hakemlik çok fedarlık gerektiren bir meslek. Birçok hakem arkadaşımız da küserek, kırgınlıkla ayrıldı. Zamansız ayrılanlar oldu.

En yakın hakem arkadaşınız kim?

Kamil Abitoğlu, teyzemin oğlu…

İnsanlar yaşarken yaptıkları son işle hatırlanırlar, ama ölünce en iyi yaptığı işle anılırlar. Muhtemelen ben de ölünce, hakem Kuddusi olarak hatırlanacağım.

(lig radyo - meltem özbey)