El Kaide'nin önceden Nusra Cephesi adını taşıyan Suriye kolunun liderliğinde bir şemsiye örgüt olan Tahrir el Şam bu konuda izleyeceği tavrını, gerekli "danışmaları" tamamladıktan sonra belirlediğini dün açıkladı.
Örgüt anlaşmaya uyacağını açık seçik ifade etmese de, kendi denetimi altındaki bölgede halkın güvenliğini sağlayacağını söyledi ve Türkiye'yi kast ettiği düşünülen bir ifadeyle, bu bölgenin korunması için gösterilen çabaları takdir ettiğini bildirdi.
Tahrir el Şam yaptığı yazılı açıklamada, "Ülke içinde ve dışında, özgürleştirilmiş bölgelerin korunması ve istila edilmesini, katliamlara sahne olmasını önlemek için gösterilen çabalara değer veriyoruz" dedi.
"Ancak işgalci Rusların hilelerine ve niyetlerine inanmak konusunda da uyarı yapıyoruz" diyen örgüt, kendisine yardıma gelmiş olan "yabancı savaşçıları" da unutmayacaklarını bildirdi.
İdlib'deki diğer güçlü isyancı örgüt olan ve Türkiye'nin desteklediği grupların oluşturduğu Ulusal Kurtuluş Cephesi de daha önce Türk-Rus anlaşmasını destekleyeceğini açıklamıştı.
Anlaşma, isyancıların elindeki bölgenin 15-20 km derinliğine kadar inen bir silahsızlandırılmış bölge oluşturulması ve buradaki İslamcı grupların ve ağır silahların 15 Ekim gününe (bugün) kadar geri çekilmesini öngörüyor.
Suriye hükümetinin müttefiki Rusya ile birlikte oluşturduğu ateşkes anlaşmasına Tahrir el Şam'ın da riayet etmesi için çaba gösteren Türkiye, İdlib'e büyük bir askeri saldırının kendi sınırlarına yeni bir göç dalgası başlatmasından kaygılanıyordu.
Ancak Tahrir el Şam sosyal medya mecralarında yer alan açıklamasında, cihad hedefinden vazgeçmeyeceğini ve silahlarını teslim etmeyeceğini de belirtti.
İdlib ve çevresi, 2011 yılında Cumhurbaşkanı Beşar Esad'a karşı ayaklanan isyancıların elinde kalan son bölge. Vilayette yaşayan üç milyonu aşkın sivilin yarısından fazlası ülkedeki savaştan kaçarak buraya gelen insanlar.
Türkiye geçen hafta yaptığı açıklamada silahsızlandırılmış bölgenin oluştuğunu açıkladı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de, bölgenin fiilen kurulduğunu ve İdlib'e büyük çaplı bir saldırı planlanmadığını söyledi. Anlaşma, Türk ve Rus askerlerinin ileri tarihlerde bölgede ortak devriye görevi yapmalarını da öngörüyor.