HABER

Endüstri Holding'in kayıp trilyonları

KONYA (İHA) - Genel Merkezi Konya'dan bulunan ve 1996 yılında kurulan Endüstri Holding'in mevcut yöneticileri kayıp trilyonların peşine düştü. 250 milyon markı geçmiş yönetim tarafından zimmete geçirildiği iddiasıyla açılan soruşturma sürerken, holdinge ait 4 trilyon lira değerindeki 100 araç da bulunamıyor. Endüstri Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Altunbaş, 10 milyon YTL vergi, SSK ve diğer borçları nedeniyle haczedilen Konya'daki gayri menkullerin satılamadığını, bazı engeller nedeniyle çok istemelerine rağmen borçları ödeyemediklerini söyledi.

Çoğunluğunu yurt dışında çalışan gurbetçilerin oluşturduğu 11 bin 800 ortağı bulunan Endüstri Holding, 10 milyon YTL civarındaki borcunu ödeyerek yeniden istihdam oluşturmak istiyor. Endüstri Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Ali Altunbaş, göreve geldikleri 2004 yılının Eylül ayından bu yana holding ve iştiraklerini yeniden faaliyete geçirmek için çalıştıklarını; ancak bürokratik engeller ve 'Batık Holding' söylemleri nedeniyle hareket edemez durumda olduklarını söyledi. Göreve gelir gelmez beraber çalıştıkları bazı yöneticilerin eski Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Ertekin'in görüşleri doğrultusunda holdingi tamamen iflasa götürmeye çalışmaları üzerine Konya Emniyet Müdürlüğü'ne başvurduklarını ve operasyonlar düzenlendiğini kaydeden Ali Altunbaş, hırsızlığın boyutunu tüm çalışmalara rağmen ortaya çıkaramadıklarını ifade etti.

Ekonomik yönden çökmüş bir vaziyette ve borç batağı içinde holdingi devraldıklarını anlatan Altunbaş, "Yıllar süren bir takipsizlik, göreve gelen yöneticilerin basiretsiz çalışmaları sonrası Endüstri Holding borç batağı içine düşürülmüş ve borç batağı içinde de işler takip edilmediği için sorunlar yumağı haline gelmiş. Holdingi bu şekilde devraldık. Sorunların en başında devlete ve 3. şahıslara olan borçlarımız var. Biz bu borçları tasfiye ederek Endüstri Holding'in mal varlığını değerlendirerek, holdingi katma değer yaratan bir şirket haline getirmek istiyoruz. Bunu yaparken de holdingin gayri menkullerinin birkaçının satışıyla bunların tasfiyesi ve özellikle çalınan paralarla iş makinelerinin geri gelmesiyle Endüstri Holding tekrar eski gücüne kavuşacak. Usulsüz olarak devredilen şirketler, peşkeş çekilen şirketleri geri kazandırmak amacındayız" dedi.

YATIRIMA KULLANILAN FONLAR

Ali Altunbaş, holdingin usulsüz olarak kaybedilen paraları ve mal varlığını geri kazandıkları zaman şirketlerin eski maddi gücüne kavuşacağını belirterek, ortaklardan toplanan paraların resmi kayıtlara tam olarak yansıtılmadığı için hırsızlığın gerçek boyutunu da resmi olarak belirleyemediklerini vurguladı. Değerinin altında usulsüz devredilen fabrikaların geri alınması için açtıkları davaların sürdüğünü vurgulayan Yönetim Kurulu Başkanı Altunbaş, "Holding kurulduğu yıldan beri Avrupa'daki vatandaşlardan para toplanmış, bu toplanan paranın ne kadar olduğu ve ne kadarının holdinge yatırım yapıldığı hiçbir belgeyle elimizde değil. Yurt dışında parayı toplayan insanların bize yardımcı olmasını bekliyoruz. Holdingin merkezinde bulunan eski yöneticiler ve Avrupa'da ortaklarımızdan para toplayan koordinatör ve temsilcileri ne kadar tuhaftır ki toplanan paraların miktarını, yatırıma harcanan kısmın ve aradaki farkların ne olduğunu bilmediklerini çeşitli mahkemelerde beyan etmişlerdir. Holding ve şirketleri gerçek manada kar etmedikleri halde ortaklarımızdan daha fazla toplayabilmek için birçok yalanlar söylemişler ve yıllar sonra bu insanların kendi haklarını aramamaları ve ümitsizliğe kapılarak hesap sormalarını engellemek için 'Bir bardak su için' deme yüzsüzlüğünü bile göstermişlerdir. 2002 yılında eski yönetimi uzaklaştırıp 'Hesap soracağız' diye yönetime gelen Avrupa temsilcileri şirketlerimizi daha beter hale getirmişlerdir. Yaklaşık 3 trilyonluk borcu olan şirketlerimizi 10 trilyonluk borca sokmuşlar, evrak defter bırakmayarak bir kargaşa ortamı bırakmışlardır. Bu insanların önderliğini yapan Avrupa koordinatörü ve 4 arkadaşı bizim paralarımızla Sudan'da altın madeni almışlardır. Ayrıca Almanya'da 2 tane restoran, 1 tane büro ve daireyle Mercedes marka lüks aracımızı satmışlardır. Yıllardır hesap soran olmamış. Bir belge sunulmadı. Eski çalışanlar ve temsilcilerden yardım beklediğimiz halde kimse yardım etmiyor. 11 bin ortağın hiçbiri arayıp sormuyor, destek vermiyor. Biz ortakların kaybolan paralarının peşindeyiz, paralarını kazandırmak istiyoruz, niye holdingzede olanlar destek vermiyor bize, merak etmiyor değiliz" diyerek sitemde bulundu.

Altunbaş, geçmiş yıllarda yargılanan eski yöneticilerin mahkeme ifadelerine göre, 397 milyon mark toplandığını, bu paranın 120 milyon markının yatırıma dönüşerek, geri kalan paranın nerede olduğunun bilinmediğini anımsattı.

"KAYBIN BOYUTUNU ORTAYA ÇIKARTAMIYORUZ"

Kürşat Yılmaz ve emekli Yarbay Korkut Eken'in de adının karıştığı operasyonla ilgili olarak bu kişileri tanımadığını, holdingle bir bağları olmadığını ve kaybolan 250 milyon markın nerede olduğunun araştırıldığını bildiren Altunbaş, "Gerçek şu ki, burada resmi olarak toplanan para, resmi muhasebe kayıtlarına girmediği için hırsızlığın boyutunu ortaya çıkaramıyoruz. Benim tahminim 200 milyon mark civarında kayıp var. Şu anda gayri menkullerle, kayıp iş makineleriyle 100 milyon markın üzerinde bir mal varlığı var. Varlık içinde yokluk çekiyoruz. Holding, trilyonlarca borç içinde, buna karşılık kat kat fazla mal varlığı var. Borçları ödeyemiyoruz, her gayri menkulde yüzlerce icra var. Kıpırdayacak bir tarafımız kalmamış, bir kaçını satıp borçlarımızı ödemek istesek dahi elimiz kolumuz bağlanmış. İlk olarak devletin hacizleri var, vergi ve SSK. Devletin bu gayri menkuller de ilk sıralarda haczi olmasaydı buralar satılır giderdi. Bize kolaylık sağlanır ve 'Batık Holding' gözüyle bakılmazsa inanıyorum ki holding binlerce insana istihdam sağlayacak. Eğer bir gayri menkulü satabilirsek diğer borçları da sırayla ödeyeceğiz. Borçlarımızı tasfiye edip ödemek istiyoruz. İlk önce vergi borçları var. Bu kurumlara gidip borç tutarını öğrenmek istediğimizde bizi tuhaflıkla karşılıyorlar. 'Batık bir holdingin borcunu öğrenip ne yapacaksınız, herkes borç çıkartıp ödemiyor' diyorlar. Gittiğimiz yerlerde Endüstri Holding yöneticisiyiz demekten çekiniyoruz. 'Her gelen götürmüş kardeşim, size ne kaldı, siz ne götüreceksiniz?' deniliyor ve bize de potansiyel hırsız gözüyle bakılıyor. Bu yerleşen ön yargıyı kırmak epey bir zaman alacak. Bu borçların güncellenmesi ve plan program yapılması lazım. Her devlet merciinde 'Endüstri Holding dosyalarından bıktık' diyorlar. Gayri menkul satışlarında hacizlerin kaldırılması için görüşmeler oldu, icra ve vergi konusunda taslak halindeki tekliflerin yasalaşarak yürürlüğe girmesini istiyoruz. Bu sayede borç miktarı biraz daha düşecek ve bize sağlanacak bir kolaylıkla gayri menkulü satarak borçlarımızı ödeyeceğiz" diye konuştu.

"MERCEDESLER ORTADA YOK"

Holding kuruluşunun ardından şirketlerde kullanılması için alınan araçlarında kaybolduğunu ve ısrarlı aramalarına rağmen sadece 3 otomobili saklandığı yerde bulduklarını söyleyen Yönetim Kurulu Başkanı Ali Altunbaş, kayıp araçların değerinin 4 trilyon lira olduğunu açıkladı. Altunbaş, "Kayıp araçlar içinde eski Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Ertekin'in kullandığı son model Mercedes başta olmak üzere 70 binek otomobil, minibüs, kamyonet gibi araçlar kayıp. Duyumlara göre, bu araçları kimi eski çalışanlar kendileri kullanıyor, kimileri yakınlarına vermiş, kimi de kiraya vermiş. Konya merkezde çok fazla kullanılmıyor. Bu araçlarımızı bulursak bizi büyük ölçüde maddi olarak rahatlatacak" dedi. Altunbaş, şirketlerin usulsüz yollarla devredildiğini ileri sürerek sözlerine şöyle devam etti:

"10 milyon mark değerinde ithal edilen ve çoğunlukla İtalyan markalı olan mobilya makinelerinin adeta soygun çetelerince, olmayan alacaklarının takipsizlik döneminde icra marifetiyle götürülmüştür. Şu anda birçok icra dosyası takipsizlikten düşmüş; fakat ortada ne yedieminleri ne de makineleri bulabilmekteyiz. Bazı icra dosyalarında ise ödediğimiz borçlarımızı tekrar tahsil eden ve etmeye çalışan kan emiciler var. Bunların hepsiyle mücadele etmeye çalışıyoruz. Holdingi o kadar sahipsiz bulmuşlar ki bazı fabrikalarımız eski yöneticilerce kendi yandaşlarına kiralara verilmiş ve bu kiralarda ücretler peşin alındı gösterilerek usulsüzlükler yapılmıştır. Sözde kiracı olan bu sülükler şirketlerimizin eski evraklarını bile hurda kağıt diye hurdacılara satmışlardır. Hele hele plastik boru fabrikamız zarar ediyor diye kiraya verilmiş, kiralayan ise bu fabrikayı zarar ettiren genel müdür olmuştur. Bu kiralamayla yetinmeyen yöneticiler 2 ay sonra sahte faturalarla makineleri bu kiracı müdüre satmışlardır. Daha sonra gözleri doymayan bu insanlar tescilli olan markamızı da bu kiracıya devredildi göstermişlerdir. Bu şekilde 2 yıl bu fabrikayı çalıştırmışlar ve sonradan yönetime gelenler fabrikanın bir çöpünü bile ortada bırakmayarak kaybolmuşlardır. Hesap sormaya gelen yöneticiler yetkili olmadıkları bir şirketimize ait olan 100 TIR'ın üzerinde teşvikli olarak ithal edilen ve teşviki kapatılmadan sadece 300 milyarlık bir sahte fatura düzenlemek kaydıyla 2003 yılında Uşak'ta bulunan bir firmaya satmışlardır. Bununla birlikte EGSAŞ A.Ş'ye ait yine teşvikli makinelerimizi Ahmet Tekin imzası kullanılarak holding faturasıyla satmışlardır. Bu satışların sonunda satışı yapan kişi Gümrükler Müdürlüğüne şikayette bulunmuştur. Yasal olmayan satışlar sonucunda gümrüklerden ve maliyeden şirketlerimize trilyonlarca liralık cezalar gelmiştir. Zaten bu insanların da istediği, böylesine büyük para cezalarıyla bu şirketlerin bir an önce iflas edip kapatılmasıdır."

"MORARMIŞ BİR SERMAYEYİZ"

Eski yöneticilerin kendilerine Konya'nın lüks bir semtinde birer daire ve lüks araçlar aldığını iddia eden Ali Altunbaş, yeşil sermayeyle bir ilgileri olmadığını, "Şu an morarmış bir sermayeyiz" benzetmesiyle dile getirdi. Altunbaş, "Aydın'daki resmi raporlarda değeri trilyonlarca lirayla ifade edilen mermer maden ocağımız yok pahasına başkalarına devredilmiştir. Belçika'dan ithal edilmek istenen 2. el bir tesisin, 1. sözleşmesinde 1 milyon mark yazarken 2. sözleşmesinde ise bu rakam 2 milyon marka çıkartılmıştır. Bunun sebebi ise bu sözleşmeyi yapanlar arasında yapılmış olan yüzde 30 komisyon pazarlığıdır. Bu makinelerimizin parası ödendiği halde ithalatı gerçekleştirilememiştir. Bizler şu anda bütün bu yolsuzluk, hırsızlık ve düzenbazlıklarla mücadele ediyoruz ve etmeye de kararlıyız. Başta SPK olmak üzere devletin bütün kurumlarının bize destek vermesini istiyoruz. Böylece kanayan bir yara olan Endüstri Holding'in yapısını düzeltip kurumsal bir hale getirerek yasal çerçevelerde çalışan ve ortağını kandırmayan bir kurum haline getirmek istiyoruz. Çok iyi bilmekteyiz ki bizim dürüst çalışmalarımızın neticesinde etrafımızda göremediğimiz birçok düşman kazanmamıza ve can tehlikemizin olmasına rağmen bu çalışmalarımıza korkmadan ve yılmadan devam edeceğiz. Ayrıca bizim adımızı da lekeleyerek Endüstri Holding için ortaya çıkan bu son şansı da yıkmak isteyenlere izin vermeyeceğiz. Parasızlığımızdan dolayı şu günlerde ulaşamadığımız ortaklarımıza seslenmek istiyorum. Hangi duygu ve düşünceyle olursa olsun holdingimize ortak olan insanların memleketimizde yatırım yapılsın diye verdikleri paralarının peşine bizler düştük ve haklarını aramak, korumak istiyoruz. Bizlerin bu çabalarına karşılık 'Allah' a havale ettik' deyip bizi yalnız bırakmasınlar. Bizim yeşil veya kırmızı sermayeyle ilgimiz veya siyasetin herhangi bir tarafıyla alakamız yoktur ve olamaz. Şu anda borç batağında boğuşan morarmış bir sermayeyiz" şeklinde konuştu.

En Çok Aranan Haberler