HABER

Enerji Bakanlığı'ndaki yolsuzluk davası

ANKARA (İHA) - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na yönelik yolsuzluk operasyonu kapsamında, aralarında Elektrik İletim A.Ş. (EİAŞ) Genel Müdür Vekili Önder Piyade, Genel Müdür Yardımcısı Servet Üst ve iş adamlarının da bulunduğu 18 kişinin yargılandığı davaya devam edildi.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın öğleden sonraki bölümünde sanık EİAŞ Genel Müdür Yardımcısı Servet Üst savunma yaptı. Hidroelektrik Santrali ihalelerinde (HES) komisyon başkanlığı görevini yaptığını söyleyen Üst, bu ihalelerin basına açık ve şeffaf bir biçimde yapıldığını kaydetti. Sanık İbrahim Selçuk'un uzaktan akrabası olduğunu ifade eden Üst, Selçuk'un enerji ihalelerine kendi firması adına katılmadığını, konsorsiyum ile girdiğini söyledi. İş adamı Selçuk'un kendisine gönderdiği 1 yarım, 1 çeyrek altını ise bir tanıdığının düğünü için istediğini, iş yoğunluğu nedeniyle kuyumcuya gidemediğini anlatan Üst, bunun parasını ise daha sonra verdiğini öne sürdü. Üst, İstanbul'da otellerde ağırlandığı ve kendisine kadın temin edildiği iddialarını da kabul etmedi. Cemil Kazancı'yı 1996 yılından beri tanıdığını ve çok samimi arkadaşı olduğunu söyleyen Üst, Selçuk'un bakanlıktan herhangi bir enerji ihalesi almadığını belirtti. Üst, Kazancı tarafından İstanbul'da bazen bazı otellerde ağırlandığına yönelik iddialar ile ilgili olarak ise, Kazancı'nın ortağı olduğu AKSA firması tarafından İstanbul'da düzenlenen toplantılar için davet edildiğini söyledi. Üst, Kazancı'nın İstanbul'daki Hayat Otel'de yüzde 45 iskontosunun olduğunu, aralarındaki samimiyetten dolayı İstanbul'a gittiğinde bu iskontodan yararlandığını söyledi.

İddianamede yer alan 4 milyarlık saatle ilgili ise Üst, saatin 1992 yılından beri tanıdığı Adnan Yücel tarafından kendisine hediye edildiğini söyledi. Üst, İbrahim Selçuk'un talimatı doğrultusunda kimseye ihale vermediğini öne sürdü. İbrahim Selçuk'un katıldığı bir ihalenin iptal edildiğini belirten Üst, bu iptal kararında kendi imzasının olduğunu söyledi. Üst, iptal edilen ihaleden EİAŞ'ın 1 trilyonun üzerinde kar elde ettiğini ifade etti. Üst, Cemil Kazancı'nın ise ihaleye bir kez katıldığını ve şartları yerine getirmediği için ihaleden elendiğini öne sürdü. 29 yıllık devlet memuru olduğunu kaydeden Üst, bugüne kadar hiçbir ihalede usulsüzlük yapmadığını, para yemediğini ve yedirtmediğini ileri sürdü. Üst, mahkemeden tahliyesini istedi.

Kazancı Holding'in sahibi sanık Cemil Kazancı ise, savunmasında toplam 40 firmanın olduğunu ve bu firmaların yılda 100 milyon dolar ihracatı, 500 milyon dolar da yatırımının olduğunu söyledi. Kendisine ait firmalardan birinin AKSA olduğunu ve bu firmanın dünyada sayılı jeneratör firmalarından biri olduğunu ifade eden Kazancı, İstanbul'da enerji ile ilgili konferanslar düzenlediklerini söyledi. Bu konferanslara Önder Piyade ve Servet Üst'ü, EİAŞ'ın yetkilileri olarak davet ettiklerini ifade eden Kazancı, Üst'ün 6 yıllık dostu olduğunu, Piyade'yi ise sektörden tanıdığını belirtti. Hayat Otel'de yüzde iskontolarının olduğunu kaydeden Kazancı, Üst'ün İstanbul'a geldiğinde bu iskontodan yararlanmak için kendisini aradığını söyledi. EİAŞ ve TEDAŞ'tan hiçbir ihale almadığını kaydeden Kazancı, kendi muhalefetine rağmen, AKSA firmasının HES ihalesine girdiğini ve elendiğini söyledi. Bürokratlara hediye gönderdiği yönündeki iddialarla ilgili olarak ise Kazancı şunları söyledi:

"Ben, holding yöneticisiyim. Bana bağlı firmaların Ankara temsilcilikleri tarafından benim haberim olmadan bazı kişilere hediye gönderilmiş olabilir. Hediyelerden hazırlık tahkikatı sırasında haberim oldu"

Kazancı, İbrahim Selçuk'u tanıdığını ve Selçuk'un sosyal muhiti geniş bir adam olduğunu söyledi. Selçuk'la sık sık bir araya geldiklerini belirten Kazancı, bu sohbetler sırasında enerji ihalelerinden de bahsettiklerini söyledi. Bir görüşme sırasında Tunçbilek Santrali ihalesinin ertelenmesi konusunda Selçuk'la aralarında bir konuşma geçtiğini belirten Kazancı, ihalenin ertelenmediğini söyledi. Kazancı, ne kendisinin ne de Selçuk'un ihalenin ertelenmesi için herhangi bir talepte bulunmadığını öne sürdü.

Sanık Niyazi İsmet Erten ise, savunmasında, yabancı firmaların Türkiye'deki temsilciliğini yaptığını söyledi. İbrahim Selçuk'un firmasının kendi firması ile ortak iş yapmak istediğini kaydeden Erten, bu teklifi kabul etmeyince Selçuk'la tartıştıklarını öne sürdü. Erten, Selçuk'un kendisini tehdit etmediğini, ancak iddianamede belirtildiği gibi 'bacaklarını ayırırım' dediğini iddia etti.

Duruşmada sanıklar Hidroelektrik Dairesi Başkanı Fuat Kutsal ve BOTAŞ Genel Müdür Yardımcısı Fuat Celepçi ise suçlamaları kabul etmedi. Selçuk'un sekreteri sanık Demet Göktaş ise para listesinden haberi olmadığını, listeyi Emniyet'te iken gördüğünü öne sürdü. Göktaş, Önder Piyade'ye Selçuk'un talimatı ile para gönderdiği iddialarının da doğru olmadığını ileri sürdü. Sanık Özel Kalem Müdür Yardımcısı Cemalettin Tüney ise, savunmasında, iddianamede yer alan bayan gerdanlık, elmas tek kolye ve saatin bulunduğu poşetle ilgili olarak şunları söyledi:

"Ben yokken hediye paketi masama konmuş. Ben, paketi İbrahim Selçuk'un gönderdiğini tahmin ediyordum. Çünkü daha önce İbrahim Selçuk hediye paketi göndereceğini bana söylemişti. Paketin üzerindeki telefon numarasını arayarak hediyeyi geri iade ettim"

Tüney'in bu açıklaması üzerine Mahkeme Başkanı Orhan Karadeniz, Selçuk'a, paketi kendisinin gönderip göndermediğini sordu. Selçuk ise böyle bir paket

göndermediğini iddia etti.

Sanık Cengiz Hasmer ise, Ezgi İnşaat'ta mühendis olarak görev yaptığını ve ihalelerin teknik bölümlerine baktığını söyledi. Suçlamaları kabul etmeyen Hasmer, mahkemeden tahliyesini istedi.

Sanıkların savunmalarının ardından tanıkların dinlenilmesine geçildi. Tanık Bakanlık Basın Müşaviri Mehmet Tolga Erpolat, ifadesinde, arkadaşı Abdülhamit Kırmızı'nın Selçuk'un nasıl bir insan olduğunu kendisine sorduğunu, kendisinin de arkadaşına, bu konuda temkinli olması gerektiğini söylediğini anlattı. Daha sonra Selçuk'un kendisini aradığını kaydeden Erpolat, Selçuk'un 'Benim hakkımda niye ileri geri konuşuyorsun' dediğini ve aralarında bir tartışma yaşandığını öne sürdü. Tanık olarak dinlenen Bakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Cevdet Malkoç ise, kimse tarafından tehdit edilmediğini ve kimse tarafından kendisine baskı yapılmadığını söyledi. Malkoç, Muzaffer Nasıroğlu ve İbrahim Selçuk'u tanımadığını kaydetti.

En Çok Aranan Haberler