Sen Toplu Sözleşme ve Mevzuattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Enerji Bir-Sen Genel Başkanı Hacı Bayram Tonbul, tüm memurlara örgütlenmeleri çağrısında bulundu.
Enerji Bir-Sen Zonguldak Şubesi'nin Öküşne Restaurant'ta düzenlenen İl Divan Toplantısı’na Enerji Bir-Sen Genel Başkanı Hacı Bayram Tonbul, Genel Teşkilat Sekreteri Mehmet Doğan ve yaklaşık 100 üye katıldı. Yapılan kahvaltının ardından gerçekleşen toplantıda konuşan Enerji Bir-Sen Zonguldak Şube Başkanı Musa Şekerci, tüm memurları örgütlenmeye ve birlikte hareket etmeye davet etti. Yaşanan küskünlükler ve ardından gelen üye istifalarının sendikaları yıprattığını belirten Şekerci, “Bu sene ilk defa biz toplu sözleşme yaptık. Bu toplu sözleşme sonucunda bazı hakları elde ettik. Bundan memnun olabilirsiniz, memnun olmayabilirsiniz. Ama şunu unutmayın ki sendikalar çalışanların, işçi olsun memur olsun çalışanların hak ve menfaatlerini koruyan, çalışan tek sivil toplum örgütleridir. Dolayısıyla sendikalarımıza her zaman sahip çıkmak zorundayız. Çünkü bizlerin hakkını hukuku savunacak, dara düştüğümüzde başvurabileceğimiz başka hiçbir sivil toplum örgütümüz yok. Zaman zaman insanlar küserek bu sendikaları yıpratma yoluna gidiyor, bunu hiçbir zaman yapmayalım. Karşımızda, muhatabımız olan hükümetlerin de istediği bu. Sendika üyelerini birbirlerine düşürmek, zayıflatmak, toplu sözleşmelerde etkinliğini azaltmak. Biz bir aileyiz. Aile ferdi, dışarıdaki birine kızıp aileden istifa ediyor. Böyle bir şey aileyi olduğu gibi sendikaları da yıpratır. Sendikalar her zaman faydalı olmuştur. En azından sorunlarımızı, karşı muhataba bir güç olarak duyurma imkanı olmuştur” dedi.
Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Hacı Bayram Tonbul ise, Zonguldak’ın sendika ve işçi örgütlenmeleri anlamındaki önemine değindi. Zonguldak’ta memur örgütlenmelerinin de oldukça iyi oranda olduğunu belirten Tonbul, şöyle konuştu:
“Zonguldak denildiğinde sendika, yürüyüşler akla geliyor. 1980 öncesi ve sonrasındaki işçilerin hak aramaları genelde Zonguldak merkezli oldu. Memurların da örgütlenmesi noktasında da Zonguldak maşallah iyi gidiyor.”
Sendikalar olarak memurların haklarını aramaya çalıştıklarını vurgulayan Tonbul, sendika yöneticilerinin de eksiklikleri, noksanlıkları, kusurları ve kabahatleri bulunabildiğini ifade etti. 2013’te oturulacak olan toplu sözleşme masasına Memur-Sen’in 11 temsilci ile oturmasını arzuladıklarını belirten Tombul, yetki verilecek 11 sendika ve temsilcinin belirlenebilmesi için ise Mayıs ayında üye sayımının yapılacağını kaydetti. Memur-Sen’in girişimleriyle 12 Eylül 2010 referandumu ile memurlara toplu sözleşme hakkı tanındığını kaydeden Tonbul, memurlara grev ve siyaset hakkı tanınması yönündeki talepleri hakkında da ısrarcı olduklarını anlattı. Tonbul, “Taleplerimiz halen devam ediyor. Yani hem grev hakkını, hem de siyaset hakkını alana kadar bu söylemlerimizi devam ettireceğiz” diye konuştu.
Dünyada memuru hem statü hukukuna tabi olup hem de toplu sözleşme yapan ilk devletin Türkiye olduğunu vurgulayan Tonbul, Türkiye’de müsteşardan hizmetliye kadar herkesin memur statüsünde olduğunu ifade etti. Avrupa ve OECD ülkelerindeki memurların statülerinin farklı olduğunu belirten Tonbul, şöyle devam etti:
“Statü hukuku, iş güvenliği demektir. Bundan sonra statü hukukuna tabi memurlar toplu sözleşme yapacaksa bilin ki, bizim tecrübemizden faydalanacaklar. Bizim dışımızdaki Avrupa ülkeleri ve OECD ülkelerinde de memurların toplu sözleşmesi var. Ama onların memur statüleri bizden çok farklı. Bizde müsteşardan hizmetliye varana kadar herkes memur. Onlarda ise eyalet memurları, federal hizmet memurları veya üst bürokratlar var. Kiminde toplu görüşme var, kimisinde toplu sözleşme var. Kimisinde toplu sözleşme hükümlerinden faydalanma var. Bizde kapsam dışında nitelendiren personel gibi alıyorlar.”
Toplu sözleşme sürecinin bir başlangıç olduğunu ifade eden Tonbul, memurları kızarak sendikadan istifa etmemeleri konusunda uyardı. İstifalar ve arkasından gelen eleştiri sürecinin sendikaların geleceği için tehlikeli olduğunu anlatan Tonbul, uyarılarını şöyle sürdürdü:
“Toplu sözleşme süreci başlangıçtır. Hatta şöyle devam edecek. Anayasamızda, ‘memurların ve emeklilerin özlük ve sosyal hakları, toplu sözleşme ile belirlenir’ deniyor. Bu, ‘biz emekli de olsak, Allah geçinden versin vefat da etsek, bizden sonra çocuklarımıza kalacak özlük haklarımız, yine toplu sözleşme masasında belirlenecek’ demektir. Onun için de kızarak, küserek, memur sendikalarının içini boşaltmak, onların aleyhine konuşmak bize yakışmaz. Daha doğrusu geleceğimiz için tehlikeli şeyler. Çünkü birileri hala, ‘Niye memurlara toplu sözleşme hakkı verildi. Nereden çıktı bu toplu sözleşme. Eskiden ne güzel kanunla düzenleniyordu. Biz ne dersek o oluyordu’. Üst bürokrasideki genel kanaat bu. Sendikalarımızın içini boşalttığınız zaman ise ‘Zaten işlevsiz hale geldiler. Bunları kapatalım’ diye bir önyargı oluşturabiliriz. Eğer bir sendikayı beğenmiyorsanız, diğer bir memur sendikasına gider üye olursunuz. Onu da beğenmiyorsanız, bir başkasına olursunuz. Bence öyle yapmak yerine içerisinde bulunmak, elinizi taşın altına koymak en güzeli.”
Enerji Bir-Sen yöneticilerinin ve üyelerinin gizli ajandası bulunmadığını belirten Tonbul, “Şubesinden iş yeri temsilcisine, genel merkezinden genel başkanına varana kadar bizim herhangi bir ajandamız, arka planımız da yok. Hatta ajandamız da yok. Bizi rahatlıkla arayabilir, konuşabilirsiniz, dertlerinizi anlatabilirsiniz. Elbette hepsi çözülecek diye bir beklentiye girmek de yanlış olur. Biz bunları samimiyetle üzerine gideceğimizi söyleyebiliriz” diye konuştu.
Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nda yapılan değişikliğin gerçekleştiği 2002 yılında 582 olan üye sayısının 10 yıl içerisinde 16 bin 375’e çıktığını anlatan Tonbul, 2013 yılında hedeflerinin 25 bin üye olduğunu kaydetti. Tonbul, “Diğerleri ile aramızdaki fark oldukça fazla. Önümüzdeki sene hedefimiz 25 bin. Tüm üye ve şube başkanlarına duyurulur. Yani herkes bir üye yapacak. Böyle olursa zaten sayımız 32 bin olur. Herkes gücüyle ölçülür. Gücünüz ne kadar varsa, Ankara’da o kadar etkilisiniz. Sayımız arttıkça da hem siyasiler nazarında hem de bürokratlar nazarında gücümüz artmış olacak” dedi.
Konuşmasının son bölümünde ise yeni, özgürlükçü bir anayasa talep ettiklerini kaydeden Tonbul, şöyle konuştu:
“Biz medeniyet sendikacılığı yapacağız demiştik, öyle yapmaya da devam ediyoruz. Medeniyet değerlerimize karşı yapılan her türlü saldırıya karşı biz dimdik ayakta duracağız. Dün ne söylediysek, bugün bunlar tek tek yapılıyor. İnşallah daha iyisi olacak. Yeni anayasa istiyoruz. Yeni, özgürlükçü bir anayasa istiyoruz. İnsanından, memurundan korkmayan bir anayasamız olsun diyoruz. Döven devlet değil, hadim devlet olsun istiyoruz. Herkesin devletine sahip çıkması noktasında, anayasamızın bu özgürlüğü sağlamasını talep ediyoruz.”
Tombul, toplu sözleşmenin bürokrasi tarafından daha anlaşılmamasından yakınarak, isim vermeden bazı bürokratları eleştirdi. Toplu sözleşme ile bazı hakların kazanıldığını belirten Tombul, hükümlerin resmi gazetede bile yayınlandığını hatırlatarak, bu haklar için ayrıca bakan talimatı veya resmi yazının gerekmediğini vurguladı.
Kahvaltıya, çok sayıda sendikacının yanı sıra TTK Genel Müdürü Burhan İnam da katıldı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz