Türkiye'deki engelli çocukların örgün eğitim almasıyla ilgili bir takım sıkıntılar yaşanıyor.
Maliye Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı ile bugüne kadar yürütülmüş ciddi adımlar ve atılımlar olmasına rağmen, konu ile ilgili yasa halen Meclis'e sunulamadı.
Engelli çocuklarımızın eğitimle topluma kazandırılması için Özel Eğitim (Engelli Eğitimi) Okulları Birliği Derneği’nin çabaları artık yetersiz kalıyor. Dolayısıyla sosyal sorumluluk bilinciyle gerçekleştirilmekte olan bu çabalar Meclis tatile girene kadar yasalaşmadığı takdirde bu çocuklar için 1 yıl daha kaybedilmiş olacak.
Dernekten bu konuyla ilgili yapılan açıklamada konuyla ilgili şu bilgiler verildi:
"Ülkemizde Özel Eğitim (Engelli Eğitimi), yakın geçmişte çözüm yolları bulunmaya başlanan toplumsal bir problemdir. Özel eğitime muhtaç çocuklarımızdan örgün eğitim çağına gelmiş, ülke genelinde 90.000(Özürlüler İdaresi Başkanlığı verilerine göre) engelli çocuğumuz vardır. Fakat örgün eğitim alması gereken engelli çocuklarımızdan, Milli Eğitim Bakanlığı 2008-2009 istatistiklerine göre, Özel Eğitim Rehberlik Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı 267 resmi okulda yaklaşık 30.000 engelli öğrenci eğitim alabilmektedir. Ülke genelinde örgün eğitim alması gereken 90.000 civarında engelli çocuk olduğu gerçeğini göz önünde bulundurduğumuzda yaklaşık 60.000 engelli çocuğa nasıl ve nerde eğitim imkanı sağlandığını irdelemek gerekir. Bu 60.000 engelli çocuktan sadece 2.300 engelli öğrenci ülke genelinde 134 adet olan özel eğitim okullarına gidebilmektedir. Bu okulların yaklaşık kapasitesinin 17.500 olduğunu düşünecek olursak, sıkıntılar sebebiyle özel eğitim okulları, kapasiteleri doğrultusunda hizmet verememektedir.
Bu çocuklarımız anayasal zorunluluk sebebiyle örgün eğitim alması gerekirken, resmi okulların yetersizliğinden ve Özel Eğitim Okullarının da desteklenmemesi nedeniyle ayda sadece 8 seans bireysel ve 4 seans grup eğitimi alabildikleri rehabilitasyon merkezlerine devam etmek zorunda bırakılmaktadırlar. Örgün eğitimin kabul görmesi, ülke genelinde yaklaşık 60.000 örgün eğitim alması zorunlu engelli öğrencinin birçoğunun sadece devletin okullarında kayıtlı gösterilip eğitime devam etmedikleri halde rehabilitasyon merkezinden destek eğitimi almalarının önünü kesecektir. Oysa bir engelli öğrencinin örgün eğitime devam etmesi ve rehabilitasyon merkezinden 2. bir özre sahipse destek eğitim alması gerekmektedir. Yani örgün eğitim yaşındaki bu çocukların ya devletin özel okulunda ya da özel eğitim okullarında alamadıkları örgün eğitimi ayda sadece 8 saat destek eğitimle telafi etmeye çalışması ciddi bir problemdir. Özel eğitim okullarında ayda 120 saat örgün eğitim gören bu çocuklar hem zihinsel, hem fiziksel bir çok etkinliğin içinde kendilerini geliştirebilmektedir. Bazı otistik çocuklar, buralarda gördüğü örgün eğitimden sonra normal örgün eğitime bile kanalize olabilmektedir. Özel eğitim okullarının varlığıyla pek çok engelli birey ev hapsinden kurtulup topluma katılırken, aileler de bu sorunu bir suçlu gibi taşımaktan kurtulmuştur.
573 sayılı Özel Eğitim hakkında Kanun hükmünde Kararname’de “Özel eğitim gerektiren bireylere, her tür ve kademedeki eğitim ortamlarına devam ettiği eğitim programlarının amaçlarını gerçekleştirmek üzere özel eğitim desteği verilir. Bu amaçla bireysel ve grupla eğitim imkanları sağlanır” denilmektedir.
Bu düzenleme yalnızca belli bir tür ve kademedeki eğitim ortamına erişmiş ve bir eğitim programına devam eden engelli bireylere sağlanan bir desteği ifade etmektedir. Oysa zorunlu eğitim çağında olduğu halde eğitim hizmetine erişemeyen engelli bireylerin oranı çok yüksek olup, bunlar için herhangi bir destek söz konusu değildir. Dolayısıyla bir eğitim kurumuna devam edebilecek durumda olduğu halde, kendine uygun okul ve program olmayan zorunlu eğitim çağındaki engelli bir bireye ilişkin, özel eğitim desteği yeteri kadar fayda sağlamamaktadır.
Hafif düzeyde Zihinsel Engelli çocuklarımız Devlet okullarında dahil olabildikleri kaynaştırma eğitimine destek olma mantığıyla özel eğitim hizmeti veren Rehabilitasyon merkezlerinin, orta ve ağır düzeydeki engelli çocuklarımızın örgün eğitim almadan, alamadıkları örgün eğitime destek verebilmesi mümkün değildir.
Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda makul düzenlemeler yapmak devletin yükümlülükleri arasındadır. Özel eğitim okullarının burada önemli bir açığı dolduracağı açıktır. Yıllardır, özel eğitim okullarının tanınmaması, gerekli düzenlemelerin yapılmamış olmasına rağmen ülke genelinde 134 özel eğitim okulu yaklaşık 2300 engelli öğrenciye eğitim hizmeti vermeye devam etmiştir. Ancak her geçen gün kurumları sıkıntıya sokan mevzuat ve personel sıkıntısı devletin görevini sırtlanan özel eğitim okullarını ciddi maddi sıkıntıya sokmuştur. Özel Özel Eğitim Okulları Birliği Derneği, engelli çocuklarımızın eğitim haklarına sahip olabilmeleri adına 2007 yılında çalışmaya başladı. 30.04.1992 tarihli ve 3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri hakkında Kanunun EK.3.Maddesinde tek madde değişikliği ile Özel Eğitim Okullarının tanınması gerekliliğini ilgili mercilerle yaptığı yazılı ve sözlü görüşmelerle dile getirdi. Birçok toplantıda sıkıntının çözüm yolu hakkında alt yapısı sağlam veriler sundular. Maliye Bakanlığı’nın devletin özel eğitime ayırdığı bütçesinin örgün eğitimi de gerekli uygulamalarla destekleyebileceği görüşünü alındı. Tüm bu mücadele verilirken okulların maddi sıkıntıları katlanarak devam etti. Bu süreçte birçok Özel Eğitim Okulu kapanmak zorunda kaldı veya öğrencilerin eğitimine ara verdi. Kapanan okullarda eğitim alan çocuklarımız okulsuz kaldı.
Sıkıntılara hala direnen Özel Eğitim Okulları ve engelli çocukların aileleri haklı mücadelelerinde birlik oldu. Bu son 6 ayda birbirini devam eden onlarca bürokratlar ve siyasilerle görüşmeler, toplantılar yapılmış olup bütün toplantılarda çıkan karar örgün eğitimin kabul görmesi mutabakatı olmasına rağmen gerçekleşmemiş olmasıdır. En son 9 Mart 2010 tarihinde ülke genelinde örgün eğitim hakkından mahrum kalan 60.000 engelli çocuğu temsilen yaklaşık 300 aile meclisi ziyaret edip gelişmeleri siyasilerin ağzından dinlemek istedi. Saatler süren görüşme sonrasında siyasilerin ve ailelerin yaptığı görüşmede taraflar bu ortak sıkıntıda birleşmiş olmasına rağmen hala bir sonuç çıkmamıştır. Hala ayakta durmaya çalışan özel eğitim okulları daha ne kadar dayanabilecek, engelli çocuklarımız bu süre içerisinde ne yapacak kimse bilmiyor.
Sıkıntılar gündeme getirildiğinde yıllardır örgün eğitimin kabul görmeyişine sebep M.E.B. bürokratlarının açıklaması, Maliye Bakanlığı’nın bürokratlarının karşı çıkıyor olması idi. Ancak yapılan tüm görüşmelerden sonra gayet açık bir şekilde görülüyor ki, Maliye Bakanlığı yaptığı bütçe hesaplamalarında özel eğitim okullarının zorunluluğunu desteklemektedir ve bütçeye hiçbir yük getirmediğinin de farkındadır.
Tüm bu olumlu yaklaşıma rağmen neden hala örgün eğitimin kabul görmemiş olması sorgulandığında ise karşımıza maalesef ülkemizin de birçok sektörde yaşadığı sıkıntı kaynağı çıkmaktadır. Çıkar kaygısı maalesef ki özel eğitime muhtaç çocuklarımızı da sömürmektedir. Ülke genelinde sayıları çok fazla olmayan ama buna rağmen sistemin açıklıklarını kullanarak çıkar kaygılarına kılıf bulan kirli zihniyet engelli çocukların eğitiminde de kendini göstermektedir.
Ülkemizin ciddi sorunlarından biri olan ancak bir türlü gündem maddesi olamayan engelli çocukların eğitim ve vatandaşlık hakları konusunda, bu konudaki hassasiyetinize inandığımızdan, sorunun çözümü yolunda bizlere destek olacağınızı umuyoruz.
Bu Çocukların Gülen Yüzlerini Soldurmayalım."