Erdal Tosun'un hastalığıyla ilgili gerçek ölümünden sonra ortaya çıktı

Usta oyuncu Erdal Tosun, annesi Sevim, ailesi, sanatçı dostları ve sevenleri tarafından son yolculuğuna uğurlandı.

Böbrek rahatsızlığı nedeniyle diyalize girmek için yolda giderken İstanbul Sarıyer’de trafik kazasına kurban giden usta oyuncu Erdal Tosun; ailesi, sanatçı dostları ve sevenleri tarafından son yolculuğuna uğurlandı.

Tosun için ilk tören, ‘Bir Demet Tiyatro’da ‘Eyvah Necdet’ olarak unutulmaz karaktere imza attığı Beşiktaş Kültür Merkezi’nde (BKM) yapıldı.

Saat 12.15’te başlayan törende sahneye siyah zeminde Erdal Tosun’un “Ben hiçbir şeyin azı değilim” sözü yansıtıldı. Kalp şeklinde 2 çiçek, Tosun’un tabutunun önüne konuldu.

UMUDU KADAVRADA ARADI

Gözyaşları ve hüzünle son yolculuğuna uğurlanan Erdal Tosun, uzun süredir böbrek yetmezliği hastalığıyla mücadele ettiği için diyalizle yaşama tutunmuştu.

Düzenli olarak pazartesi, çarşamba ve cuma günleri İstanbul Beşiktaş’taki özel bir diyaliz merkezinde tedavi görüyordu.

Bu durum nedeniyle bedeni çoğu zaman bitkin düşüyordu. Öyle ki diyaliz yorgunluğu nedeniyle Organ Bağışı Haftası’nda katılacağı kupa etkinliğine katılmaktan son anda vazgeçmişti. Habertürk'ün haberine göre usta sanatçı, her diyaliz günü sonrasında vücudunun yorgun düşmesine rağmen hiçbir zaman canlı vericiden böbrek nakli olmaya yanaşmadı.

Zira, sanatçının bu tercihi nedeniyle eski eşi İlknur Tosun ile 19 yaşındaki kızı Zeynep Kiraz Tosun’un doku uyumu bile aranmadı.

Ailesizde böbrek yetmezliği hastalığı olduğu için kızı Zeynep Kiraz’ın ileride anne olabilmesi ve sağlığının olumsuz etkilenmemesi düşüncesiyle özellikle kızı Zeynep Kiraz’ın böbreğini almayı kabul etmedi.

İstanbul Bölge Koordinasyon Merkezi’nden edinilen bilgilere göre, son 1 yılda sadece 500 kadavradan böbrek bağışı oldu.

“Bir başkasının benim için bıçak altına yatmasını istemiyorum” diyerek adını kadavra donör beklemelistesine yazdıran sanatçı Erdal Tosun’un bir dönem doktorluğunu yapan nefrolog Aydın Türkmen, “Diyalizle yaşayan biriydi. Bunun en önemli nedeni de Türkiye’de hâlâ kadavra donör bağışlarının çok yetersiz olması” dedi.