Erdem; Artk sözleşmeli, kadrolu ayrımı olmasın

Kamu kuruluşlarınsa çalışan taşeron işçilerin kadro sorunlarını TBMM’de gündeme getiren MHP Elazığ milletvekili Enver Erdem’e yanıt veren Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, taşeron işçilere kadro verilmesi için çalışma başlatılacağını açıklamıştı.

MHP Elazığ milletvekili Enver Erdem, taşeron işçilerden sonra, şimdi de kamu kuruluşlarında çalışan sözleşmeli memurlara kadro verilmesi amacıyla MHP’li 20 milletvekilinin ortak imzasıyla TBMM’ya araştırma önergesi vererek, kamudaki sözleşmeli memurlara kadro verilmesi yönünde çalışma başlatılmasını talep etti

MHP Elazığ milletvekili Enver Erdem’ in Sözleşmeli Personellerin sorunları ve başta belediye, il özel idarelerinde çalışan sözleşmeliler olmak üzere tüm sözleşmelilerin kadroya alınması amacıyla TBMM Başkanlığına vermiş olduğu araştırma önergesi;

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Sözleşmeli personellerin sorunları ve başta belediye ve İl Özel İdarelerinde çalışan sözleşmeliler olmak üzere kamuda çalışan tüm sözleşmelilerin kadroya alınması amacıyla Anayasanın 98. ve içtüzüğün 14-15. maddeleri gereğince bir meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.

Sözleşmeli personel, esas olarak; kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan ve özel mesleki bilgi ve uzmanlığa gereksinim gösteren geçici işlerde, kurumun teklifi üzerine Devlet Personel Başkanlığı ve Maliye Bakanlığının görüşleri alınarak Bakanlar Kurulunca geçici olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileridir.

Sözleşmeliler, memurlar gibi bir ünvana sahip olarak çalışıp; aynı ünvanlı memurlarla aynı işleri yapmaktadır. Ancak idareyle yapılmış olan bir sözleşmeye göre istihdam edildiği için memurların sahip olduğu güvenceden yoksundur.

Sözleşmeli personelin il içi ve il dışı tayin hakkı bulunmamaktadır. Sözleşmeli personel için görevde yükselme söz konusu değildir. Sözleşmeli personelin eş, çocuk, doğum yardımı gibi hakları yoktur. Sözleşmeli personelin maaşları her ilde ve her kurumda faklılık göstermektedir. Bu konuda bir bütünlük sağlanamamıştır. Kurumlar arası geçiş yapabilme hakları bulunmamaktadır. Kısaca aynı kurumda aynı işi yapmalarına rağmen kadrolu memurlara tanınan birçok haktan yararlanamamaktadırlar.

Aynı zamanda, aynı işi faklı statülerde ifa eden personeller arasında huzursuzluk oluşmakta, bu durum da çalışma barışını bozmakta ve de personelin uyum ve performansı düşmektedir.

Kamu kurumlarında aynı işi yapan kişiler arasında sözleşmeli-kadrolu ayırımından doğan haksızlıkların önüne geçebilmek ve böylelikle sözleşmeli personel uygulamasına son vermek hedefleriyle 12 Haziran 2011 seçimlerinden bir hafta önce çıkarılan 632 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle 200 bin civarında sözleşmeli, memur kadrolarına atanmış ancak başta İl Özel İdareleri ve belediyeler olmak üzere birçok kamu kurum ve kuruluşundaki sözleşmeli personel kadroya alınmamıştır.

Aradan geçen bir buçuk yıllık süre zarfında sözleşmeli personel sayısında yukarıda belirtilen hedefler doğrultusunda bir azalma beklenirken uygulamada bu yönde bir eğilim olmamış aksine sözleşmeli personel sayısı inanılmaz bir şekilde yükselmiş ve 175 binlere ulaşmıştır.

Son iki ayda sadece belediyelerde işe başlayan sözleşmeli personel sayısı 5 bine yaklaşmıştır.

Sözleşmeli personel istihdamındaki bu artış, belli kesimlerin(eş, dost ve yakınların) önce sözleşmeli pozisyona daha sonra da ilk seçimler öncesi kadroya alınıp ikame aracı olarak kullanıldığı izlenimini akla getirmektedir.

Kamu kurumlarının ve özellikle üniversitelerin sözleşmeli pozisyonlara personel alırken KPSS puanını geçersiz kılabilmek için ‘’şahsa göre’’ ilanlar verdiği, bundan dolayı daha düşük puanlarla bu sözleşmeli pozisyonlara girenler olduğu bilinmektedir.

Bu anlayış yıllarca KPSS sınavına giren, maddi ve manevi olarak yıpranan, umutları tükenen adayları mağdur etmektedir.

Sözleşmeli personel istihdamındaki bu doldur boşaltlardan dolayı ÖSYM’nin yapmış olduğu merkezi atamalarda adaylar hak ettikleri kadroları alamamaktadır. Şöyle ki; KPSS’ye giren 3 milyonun üzerinde aday varken açılan kadro sayısı 15 bin civarında olmaktadır. Sözleşmeli personel uygulamasındaki hakkaniyetsizliğin bir diğer yönü de bu şekilde ortaya çıkmakta ve değerlendirilmesi önem arz etmektedir.

Her defasında kamuda sözleşmeli personel, geçici personel gibi değişik isimler altında personel çalıştırıldığı ve bu statülerin teke indirilmesi gerekliliği üzerinde durulmakta ancak popülist yaklaşımlarla somut adımlar atılmamaktadır.

Günübirlik uygulamalarla yapılan iyileştirmeler, sorunun tümüne yönelik bir çözüm getirmemektedir.

Belediyelerde çalışan sözleşmeli personeller başta olmak üzere dört gözle kadro bekleyen diğer sözleşmeli personellerde kadroya alınıp, hakkaniyete uygun olmayan sözleşmeli personel uygulamasına son verilmeli ve tüm sözleşmelilerin sorunları kalıcı olarak çözülmelidir.

Bir kısım bakanlıklardaki sözleşmeli personeli kadroya alıp, diğer bakanlıklardaki sözleşmeli personeli mevcut statülerinde tutmanın eşitlik ilkesine de aykırı olacağı açıktır.

Sözleşmeli personellerin sorunları ve başta belediyeler ve İl Özel İdarelerinde çalışan sözleşmeliler olmak üzere kamuda çalışan tüm sözleşmelilerin kadroya alınması ve kalıcı çözümlerin hayata geçirilmesi amacıyla Anayasanın 98 ve içtüzüğün 104-105. maddeleri gereğince bir meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.