YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Erdoğan annelere seslendi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Çocuğu dağda olan annelerin de artık aynı hissiyatla terör örgütüne seslerini...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Çocuğu dağda olan annelerin de artık aynı hissiyatla terör örgütüne seslerini yükseltmelerini istiyorum. Bugün artık Kürt kökenli annelerin de kadınların da erkeklerin de PKK terör örgütünün gerçek yüzünü görmelerini istiyor ve arzuluyorum. 'Çekin elinizi artık çocuklarımız üzerinden' demelerini bekliyoruz" dedi.

Başbakan Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca Mardin Artuklu Üniversitesinde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle düzenlenen Büyüyen Türkiye, Güçlenen Kadınlar Programı'na katıldı.

Erdoğan, 8 Mart'ta Mardin'den ülke ve dünya kadınlarına en anlamlı ve somut dayanışma mesajlarını iletmek için bir araya geldiklerini belirtti.

Başbakan Erdoğan, salı günü AK Parti Grup Toplantısında yaptığı konuşmasında "Bu yıl, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde Van'ın depremzede kadınları hatırlanmayı ziyadesiyle hak ediyor. Uludere'de evlatlarını, çocuklarını, eşlerini kaybetmiş kadınlar hatırlanmayı özellikle hak ediyorlar. Büyük acılar yaşayan, ancak zaferi elde eden Kuzey Afrika'nın, Fas'ın, Tunus'un, Cezayir'in, Libya'nın ve Mısır'ın kadınları bu 8 Mart'ta hatırlanmayı, anılmayı fazlasıyla hak ediyorlar" dediğini anımsatarak, şöyle devam etti:

"Şimdi temennim ve duam, Suriye'deki kadınların da hatırlanacakları anı ve günü yakalamaktır ve bunu yaşamaktır. Ne yazık ki onlarca yıldır 8 Mart'ı buruk karşılayan, 8 Mart'ta ve diğer zamanlarda isimleri anılmayan Afganistan'ın, Irak'ın, Somali'nin, Filistin'in kadınları bu yılda aynı burukluğu yaşamaya devam ediyor. Yine bu yıl Şam'ın, Halep'in, Humus'un, İbliğ'in kadınları, Suriye'nin kadınları hatırlanmayı, anılmayı özellikle hak ediyorlar. Kendilerine buradan, Mardin'den selamlarımızı, dayanışma mesajlarımızı ve hayır dualarımızı bir kez daha iletiyorum. Allah yar ve yardımcıları olsun.

Bir kez daha tüm dünyaya, özellikle de tüm dünya kadınlarını Suriye başta olmak üzere, kanayan coğrafyalardaki kadınlarla dayanışmaya, onları hatırlamaya, onların sorunlarıyla empati kurmaya davet ediyorum. Hiç kuşkusuz cinsiyet ayrımcılığı en az ırkçılık kadar kötü, en az ırkçılık kadar insanlık dışıdır. Dünyanın pek çok yerinde kadınlar hem ırkçılıkla hem de cinsiyet ayrımcılığıyla ne yazık ki mücadele etmek zorunda kalıyorlar. Kuzey Afrika'da ve bugün Ortadoğu'da yaşanan hadiseler karışında başta gelişmiş batılı ülkeler olmak üzere dünyanın büyük kesimi maalesef başarısız bir imtihan verdi. Şu an da Fransa ne diyor; 'göçmenleri ülkemizde atacağız' diyor. Hani Avrupa Birliği'nde böyle bir şey yoktu. 'Bu dönemde en az yarısını Fransa'dan çıkartacağız' diyor. Hani Avrupa Birliği'nde yoktu, hani Avrupa Birliği'nin başat ilkesiydi. İşte bunlar var, bunların sözünü güven olmaz, bunları inanılmaz. Bunlarda insanın değeri... Sıfatı göçmendir, ne olursa olsun ama bizde insandır, biz böyle biliriz. Büyük değişimlerin yaşandığı bu coğrafyadaki kardeşlerimizin demokrasiye hazır olup olmadıkları, demokrasiyi hak edip etmedikleri tartışma konusu yapıldı. Bu tartışmaların temelinde ırkçılık, ayrımcılık ve kibir vardır."

-"BM, Suriye'ye vicdan gözlüyle bakmıyor"-

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Suriye'de yaşanan acılara "vicdan gözlüğüyle" bakmadığını, oradaki acıyı hissetmediğini ve görmezden geldiğini anlatan Başbakan Erdoğan, "Geçmişte ve bugün Filistin'de yaşanan acı da görülmemiş, hissedilmemiş. Orada yaşanan trajediye göz yumulmuştur. Aynı şekilde Avrupa'nın ortasında, Bosna'da kadınların maruz kaldığı insanlık dışı olaylar karşısında bürünülen suskunluğu da biliyoruz. Bu manada kadınların hem cinslerini çok daha iyi anlayacaklarına inanıyoruz" diye konuştu.

"Kadınlar kendi meselelerine sahip çıktığında, insaf, vicdan, inanç sahibi erkekleri daima yanlarında bulacaklarından hiç şüpheleri olmasın" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Türkiye'de yaşanan terörün sona erdirilmesinde de hiç kuşkusuz kadınlara çok büyük görevler düşüyor. Burada çok trajik bir olayı, sahneyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Mardinli kadınların, annelerin dikkatlerini buraya özellikle çekmek istiyorum. Aralık ayında güvenlik güçlerimiz Cudi Dağı ve çevresinde büyük bir operasyon gerçekleştirdiler. Mağaralarda saklanan teröristler tespit edildi ve etkisiz hale getirildi. Operasyonlardan bazı görüntüler kamuoyuyla paylaşıldı. Bir mağarada komutan saatler boyunca teröristleri ikna etmeye çalışıyor, mağarada sıkışan o çocukları sağ olarak oradan çıkarabilmek için tehlikeyi de göze alarak saatlerce dil döküyor. 'Sizi anne babanıza götüreceğiz, ailenizle görüştüreceğiz' denildiğinde mağaradan 18 yaşında gençler, çocuklar çıkıyor. Komutan bir tanesine soruyor, 'annen, baban sağ mı' diyor, verilen cevap dikkat çekici. 'Ben ayrıldığımda sağdılar' diyor. Ne zaman ayrıldın diye soruyor komutan, '5 yıl önce' diyor. Ben aslında o 5 yılın bile sağlıklı olduğuna inanamıyorum, çünkü o mağarada kaldığı sürece zaman durmuştur. Kim bilir belki 6 yıl, bekli 7 yıl. Tam 13 yaşında bir çocuğu annesinden, babasından kopararak, çalarak dağa çıkartıyorlar. Tam 5 yıl boyunca da ne annesinden, ne babasından haber alamıyor o çocuk. Şu andaki tespitlerimizde yerin 150 metre derinliğinde, oralarda hapsedilen, özel eğitimlere tabi tutulan çocuklar var."

-Terör örgütünün kadınlara yönelik infazları-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütünün baskısından kaçan 5 kadın teröristin, terör örgütünce yakalandıktan sonra Diyarbakır'da bir mağarada işkenceden sonra infaz edildiklerini hatırlatarak, "Annesinin, babasının evinde fiske vurmaya kıyamadığı, kıyamayacağı gencecik kızlarımıza işte bunlar yapılıyor. Bununla da kalınmıyor, bir yıl boyunca bu kızların ölümünden ailelerine haber verilmiyor" diye konuştu.

İranlı bir teröristin, infaz edilen kadın teröristlerin ailelerine kızlarının terör örgütünce öldürüldüğünü söylemesi üzerine olayın duyulduğunu belirten Erdoğan, olayın ortaya çıkması üzerine de terör örgütünün ailelere kızlarının "mağarada jeneratör gazından kaynaklanan zehirlenme sonucu öldüğünü" açıkladığını anlattı.

Yaşananların bir anne için, bir baba için katlanılması zor hadiseler olduğunu vurgulayan Erdoğan, "13 yaşındaki çocuğunu dağa kaptıran, o acımasız mağaralara kaptıran, 5 yıl boyunca hiçbir haber alamayan annenin yaşadığı acı, dağlar kadar büyük bir acıdır. Onun için anneler bu mesele el koymak zorundadır, işte bu vahşice katliamlar nedeniyle anneler çocuklarına sahip çıkmak, çocuklarını terörün kıskacından çekip almak zorundadır" dedi.

"Bir anneyi özellikle anmak, ismini zikretmek istiyorum" diyen Başbakan Erdoğan, 29 Ekim 2011'de Bingöl'de şehir merkezinde canlı bombanın üzerine atlayarak, çocuklarının hayatını kurtarmak isterken kendi hayatını kaybeden Hatice Belgin'in isimli kadını anımsatarak, "Kendisini bir kez daha rahmetle yad ediyor, Allah cennetiyle, cemaliyle müşerref kılsın diyorum. O cesaret, kahramanlık, sıcak, şefkat dolayı annelik hissiyatıyla dolu yüreğinden dolayı hürmetle yad ediyorum" dedi.

-"Annelik bir makamdır, mevkidir"-

Başbakan Erdoğan, kadına yönelik şiddetle ilgili hazırlık safhasındaki kanunun görüşmelerinde, kullanılan "ana, anne" ifadelerine birilerinin ateş köpürdüğünü belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bazılarının aileye yaklaşımı bu... Hiç hoşlanmıyorlar, hele hele ana, annelik ifadesine ateş köpürüyorlar. Dayanamıyorlar. Biz 'anne' dediğimiz zaman, 'biz anaya, anneye karşıyız' diyorlar. Kadın, kadın, kadın... Anne dediğiniz kim, kadın değil mi? Annelik bir makamdır, mevkidir. Kadın, o yaratılan insanın vasfıdır.

Ben diyorum ki; biz analığı yüce bir makam olarak değerlerimizden aldık, anneye saygıyı bu değerlerimizde bulduk ve cenneti hep annelerin ayakları altında bulduk. Babanın ayağı altında değil, annenin ayağı altında. Onun için annelerin ayaklarının altı öpülür. Ben hep annemin ayağının altını öptüm. Çünkü orada cennetin kokusu var, orada başka bir dünya var. İşte bizi biz kılan, bizi güçlü kılan zaten bu değil mi? Ama o mantık bizim mantığımız değil, bizim anlayışımız değil. AK Parti'nin iktidarını beğenirsiniz, beğenmezsiniz, bizim anlayışımız bu. Biz kadına aile içindeki önemli rolü sebebiyle ayrı bir değer veriyoruz.

Yine bu 8 Mart'ta, eylül ayında Batman'da karnında doğmamış bebeğiyle katledilen Miskin Doru'yu, Siirt'te bir aracın içinde yüzden fazla mermiyle katledilen Nergis Evin, Zeynep Evin, Kevser Çekin ve Nurcan Olgaç'ı da rahmetle anıyor, mekanları cennet olsun diyorum. Bingöl'de merhum Hatice Belgin çocuklarını korumak için nasıl canlı bombanın üzerine atladıysa, çocuğu dağda olan annelerin de artık aynı hissiyatla terör örgütüne seslerini yükseltmelerini istiyorum. Bugün artık Kürt kökenli annelerin de kadınların da erkeklerin de PKK terör örgütünün gerçek yüzünü görmelerini istiyor ve arzuluyorum. 'Çekin elinizi artık çocuklarımızın üzerinden' demelerini bekliyoruz."

Başbakan Erdoğan, terör örgütünün 13 yaşındaki çocukların eline silah vererek, onları ölmeye ve öldürmeye gönderdiğini de belirterek, "Kendi içinde alçakça, vahşice infazlar gerçekleştiren çocukların gözünün önünde anne öldüren, karnında bebeğiyle umut dolu anne katleden bir örgüt artık bu topraklardan silinip gitmek zorundadır. Bu topraklar anneliğin mübarek görüldüğü, kutsal görüldüğü topraklardır. Bu topraklar, kadını yüceltmiş, kadına en temel haklarını yüzyıllar öncesinde vermiş topraklardır. Bu topraklardan doğan medeniyet, öldürmeyi en büyük günah saymış, insanlık suçu saymış topraklardır. Bu toprakların kendine yakışanı yapacağına, fitneye, öldürmeye, teröre karşı artık tek yürek halinde dur diyeceğine gönülden inanıyorum" dedi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler