HABER

Erdoğan: BDP şımardı, sınırları aştı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, parti genel merkezinde AK Parti Milletvekilleri Değerlendirme ve İstişare Toplantısı'nda konuştu.

Erdoğan: BDP şımardı, sınırları aştı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 1’i bağımsız 9 BDP’li toplam 10 milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılma süreciyle ilgili çok sert mesajlar verdi. BDP meclis içinde ve dışında yaşatmayı değil, ölmeyi ve öldürmeyi teşvik eden bir tutumun içinde olduğunu savunan Başbakan Erdoğan, " BDP 'Kürt meselesi' adıyla ortaya bir başlık atmış ve bunu çözmek için değil, bir 'Türk meselesi' çıkarmak için böyle bir fitneyi böyle bir nifak girişimini alevlendirmek için güçlü provokasyon içinde olmuştur. Yola çıktığımız andan itibaren 'Türk milliyetçiliğinin de karşısındayız, Kürt milliyetçiliğinin de karşısındayız' dedik.” diye konuştu. BDP’nin şu an için şımardıkça şımardığını ve sınırları aştığını, gerilimi tırmandırdığını söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu: "Demokratik bir rejimde ne kadar buna müsaade edilebilir, ne kadar sineye çekilebilir." Başbakan Erdoğan, grup toplantısını AK Parti Genel Merkezi’nde yaptı. 326 milletvekili ile İstişare ve Değerlendime toplantısı öncesinde konuşan Erdoğan, dokunulmazlıklar konusunda önemli açıklamalar yaptı. Terörle mücadele konusunda Kürt vatandaşların sorunları konusunda hiçbir dolambaçlı yola başvurmadıklarını söyleyen Erdoğan, her zaman samimiyetin, gönül dilinin ve 75 milyonun diliyle hassasiyetiyle konuştuklarını dile getirdi. Herkesin etnik kafa zihniyetini bir kenara koymasını isteyen Erdoğan, “Bir defa bölgesel milliyetçiliği bir kenara koyun, çok açık net olsun. Biz 'birilerinin elinde silah var' diye onların diliyle konuşamayız. Biz haklının ve ahlakın diliyle konuşmak zorundayız.” dedi. **MECLİS SORUN ÇÖZME YERİ** Parlamentoların ülkelerin ve milletlerin başına gelen en ağır sorunları çözmek için teşkil edildiğini de milletvekillerine hitaben söyleyen Erdoğan, “Demokrasilerde ülkeyi ve milleti ilgilendiren her sorunun yegane çözüm merci TBMM’dir. TBMM milletin seçtiği temsilcilerden oluşan milleti temsil eden bir zemindir. Meclis sorun çıktığında kapatılacak değil, soruna çözüm üretecek bir makamdır. Aynı şekilde milletvekili sorun çıktığında yok sayılacak değil, tam tersine bu soruna çözüm üretecek kişidir. AK Parti olarak Meclis milli iradeyi Meclis’in ve milletvekillerinin sorun çözme iradesini biz her şeyin üzerinde gördük, savunduk. 10 yıl boyunca bu iradeyi sürekli güçlendirdik.” diye konuştu. **DOKUNULMAZLIK AYRICALIK İÇİN DEĞİL** Dokunulmazlıkların milletvekiline bir üstünlük bir ayrıcalık bir istisnai durum sağlamak üzere verilmediğini kaydeden Erdoğan, milletvekilini güçlendirmek, dolayısıyla milli iradeyi güçlendirmek amacıyla verilen bir enstrüman olarak tanımladı. Anayasa Mahkemesi’nin de ifade ettiği gibi yasama dokunulmazlığının milli iradenin eksiksiz gerçekleşmesinin bir aracı olduğuna dikkat çeken Erdoğan, yasama dokunulmazlığının milletvekillerini görevlerini her türlü kaygı ve baskıdan uzak yapmalarını keyfi ceza kovuşturmalarıyla etkisiz hale getirilmelerini önlemek için bulunduğunu belirtti. **BDP ÇÖZÜMÜN PARÇASI DEĞİL, TERÖRÜN BİR PARÇASI OLDU** AK Parti olarak terör meselesinin ve siyasi Kürtçülük meselesinin üzerinde özellikle durduklarına dikkat çeken Erdoğan, Meclis’i bu sorunun çözümü için adres olarak işaretlediklerini ifade etti. 2007 ve 2011 seçimlerinde Meclis’e giren BDP çatısı altında toplanmış milletvekillerini çözümün aracı olabilmeleri için her fırsatta teşvik ettiklerini kaydeden Erdoğan, “Reformların yapılması, hak ve özgürlüklerin genişletilmesi Türkiye Cumhuriyeti’nin daha ileri standartlarda demokrasiye kavuşabilmesi için BDP’nin sürece dahil olması, sorumluluk yüklenmesi gerektiğini kendilerine söyledik. Tüm iyi niyetimize, tüm teşviklerimize tüm çabalarımıza rağmen BDP çözümün parçası olmak yerine ne yazık ki terörün bir parçası olmakta ısrarcı oldu.” değerlendirmesi yaptı. **BDP TÜRK MESELESİ ÇIKARMAK İÇİN GÜÇLÜ PROVOKASYON İÇİNDE** “Milletimize soruyorum. Kürt kardeşlerime vatandaşlarıma soruyorum. Lütfen elinizi vicdanınıza koyun. BDP bugüne kadar çözüm için kanın durması için gözyaşının durması için ne yapmıştır? Hangi adımı atmıştır, hangi yapıcı eleştiriye hangi makul öneriyi getirmiştir?” diye soran Erdoğan, BDP’nin gençlerin ölmesini ve öldürmesini engellemek adına annelerin gözyaşlarını dindirmek adına hiçbir samimi çabanın içine girmediğini ifade etti. BDP’nin Meclis içinde kendisini seçenleri değil, terör örgütünün iradesini temsil etmeyi seçtiğini vurgu yapan Erdoğan, “BDP meclis içinde ve dışında yaşatmayı değil, ölmeyi ve öldürmeyi teşvik eden bir tutumun içinde olmuştur. Daha önemlisi BDP Kürt meselesi adıyla ortaya bir başlık atmış ve bunu çözmek için değil, bir Türk meselesi çıkarmak için böyle bir fitneyi böyle bir nifak girişimini alevlendirmek için güçlü provokasyon içinde olmuştur. Yola çıktığımız andan itibaren Türk milliyetçiliğinin de karsındayız, Kürt milliyetçiliğinin de karşısındayız dedik.” şeklinde konuştu. **ÇOCUKLAR DAĞA KAÇIRILIYOR, BDP DEĞİRMENE SU TAŞIYOR** Terör örgütünün çocukları ikna ederek değil, kaçırarak dağa götürdüğünü ve bunun belgeleriyle mevcut olduğunu kaydeden Başbakan, şöyle konuştu: “Bakın bütün bun olanlar karşısında 'BDP ne yaptı, ne yapıyor?' BDP aleni şekilde bu alçakça döngünün, bu kısır döngünün değirmenine su taşıdı, taşıyor. Dağı adres olarak gösteriyorlar, terörü adeta kutsuyorlar. Terörün diliyle, terörün ağzıyla konuşarak, gençlerin kanının akıtılmasına ortak oluyorlar. O gençler dağda ölüyor veya öldürülüyor. İnfaz ediliyor, taciz tecavüze uğrayıp, katlediliyor. BDP kendi eliyle ölüme gönderdiği cenazelerin üzerinde de istismar yapacak kadar alçaklaşıyor. O gençlere hayatı zehir ettiler. O gençlerin hayatlarının baharında ölüme gönderdiler. Cesetlerini istismar edecek kadar insanlıktan çıktılar. Bakıyorsunuz en önde BDP’liler var. Yeri geliyor, polisle tartışıyorlar, askerle tartışıyorlar, güvenlik güçlerine hakaret etmekten şiddet uygulamaktan geri durmuyorlar. İşte en son gittiler kameralar önünde milletin önünde eli kanlı teröristle kucaklaşmak gibi bir densizlik sergilediler. Öpüşmek gibi, bir densizlik sergilediler. Samimiyetin nereden nereye ulaştığını gösterircesine ben Kürt kardeşime bunu hatırlatmak istiyorum. Bu hareketlerde bu tavırlarda bu eylemlerde çözüme yönelik siyasi mücadeleye yönelik en küçük bir işaret var mı? Şimdi diyorlar ki siyaset yolu kapanmasın. Evet yürekten katılıyorum kapanmasın zaten hiç kapanmayacak.” **TERÖRÜN UZANTISI OLARAK MECLİS ÇATISINDA OLMAYI KABUL EDEMEYİZ** BDP gibi partilerin demokrasi için tehlike olarak kabul edildiğini belirten Erdoğan, Avrupa insan Hakları Mahkemesi’nin de bu yönde kararları bulunduğunun altını çizdi. BDP’ye oy verenlere seslenen Başbakan, “Bugüne kadar BDP’nin milletvekilleri sizi mi temsil etiler? Sizin haklarınızı mı savundular? Yoksa terör örgütünü mü temsil ettiler, onun hakları mı savundular. Hiç kimse kusura bakmasın eğer Meclis’te olacaklarsa önce terörü desteklemediklerini göstersinler. Terör örgütüyle organik bağlarını kessinler, terörü kınasınlar, yoksa terör örgütünün uzantısı olarak TBMM’nin çatısı altında olmayı biz kabul etmeyiz. Böyle bir şeyi biz kabullenmiyoruz. Hem silahı öveceksin, hem Meclis’in çatısı altında olacaksın. Dokunulmazlık zırhı altına gireceksin. Bu en başta insanın kendi kendisine saygısızlığıdır. Bu dürüstlük değildir. Biz siyaset yolunu açık tuttukça BDP bunu sistem açıklığı olarak gördü, bunu istismar etti. Kendilerini siyasetin Meclis’in tutabilmek için bugüne kadar kendilerine hoşgörü gösterildi. Dosyaların sayısına bakın ya neredeyse bine yaklaşıyor. Durmadan durmadan tehditler, tehditler. Bütün bu tehditler hep organize. Seçimler gelir, sandıklarda tehditler. Seçmenler tehdit altında. Bu memleket yol geçen hanı mı nedir bu?” dedi. **KUSURA BAKMASINLAR SENE 2012, İSTEDİKLERİ GİBİ AT OYNATAMAZLAR** AK Parti olarak Türkiye’nin özgürlükler ülkesi zeminin güçlendirmek zorunda olduklarını kaydeden Erdoğan, 1994 benzetmesi yapanlara da sert çıktı: “Ve biz kalkıp hadi canım güzel yapıyorlar varsın yapsınlar diyemeyiz. Burada böyle bir karar alınırsa, Meclis’ten böyle bir karar çıkarsa bu ülkenin ayrımcılığıdır. Arkadaşlar böyle bir şey söz konusu değil. İspanya’sını da inceledik, İngiltere’yi de inceledik. Yeri geldiğinde bu parlamento haddini yine bildirir, bildirir. Aksi takdirde yaptıkları yanlarına kar kalır. Şimdi birileri çıkmış 1992-94 o zamanlardan bahsediyor. Kusura bakmasınlar sene 2012. Bugün biz 1994’te değiliz 2012’deyiz, bugünün şartları ile o günün şartları aynı değil. Rahatlıkla istedikleri gibi at oynatmalarına müsaade etmeyiz. Bir genel başkan kalkıp karşısındaki kitleye nasıl 'silahlanın' diyebilir ya. Bir genel başkan bunu dediği zaman onun mensupları nasıl hareket eder. Bunlar bunun karşılığını bedelini ödemeyecekler mi? Bunu milletvekili olmadan söyleseydin ya. Şimdi milletvekili oldun kalkıp bunu söylüyorsun. Bunun rahatlığı içinde bunu söylüyorsun: Milletvekilliği bunun için bir zırh olamaz. Biz buna sessiz kalacak olursak bu halk bizi affetmez, Allah da bizi affetmez.” **BDP ŞIMARIYOR, SINIRLARI AŞIYOR BUNA SEYİRCİ KALAMAYIZ** BDP’nin şu an için şımardıkça şımardığını ve sınırları aştığını, gerilimi tırmandırdığını söyleyen Erdoğan, demokrasiyi zehirleyen BDP’nin “7 yaşında 10 yaşında çocuğu terörize eden bir anlayış özgürlüğe inanmış olabilir mi? Demokrasiye inanmış olabilir mi. Ve buna eyvallah eden bir anlayış bizimle beraber yürüyemez kusura bakmayın. Demokratik bir rejimde ne kadar buna müsaade edilebilir, ne kadar sineye çekilebilir. Aman bunlar dışlanmasın diye BDP’nin eylemlerine daha fazla seyirci kalamayız." diye konuştu. **BDP KORKU TÜRBÜLANSINA GİRDİ** Salondaki milletvekillerine, “BDP’li milletvekillerinin yakın ya da uzak gelecekte siyaseti bir sorun çözme merci olarak göreceklerine terör bağlarını keseceklerine gerçekten inanan var mı?” diye soran Erdoğan, BDP’li milletvekillerinin korku türbülansının içine girdiğini, iyi niyetli olanlarının bile artık buradan çıkamayacağını ifade etti. (CİHAN)

En Çok Aranan Haberler