Amerikalı yetkililerin ABD Başkanı Joe Biden ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında NATO Zirvesi sırasında yapılacak görüşmeye ilişkin yaptığı son açıklamalar, Biden'ın mesajlarının üç ana unsur üzerinde yoğunlaşacağını gösteriyor.
Biden'ın 20 Ocak'ta göreve başlamasından sonra Erdoğan ile gerçekleştireceği ilk yüz yüze görüşmede, Türk-Amerikan ilişkilerindeki "fırsat ve anlaşmazlıkları" ayrı ayrı ele alacağı, insan hakları ve değerler konusunu da önemli bir ayrı başlıkta değerlendireceği kaydediliyor.
İki lider, Biden 20 Ocak'ta göreve başladıktan sonra sadece 23 Nisan'da telefonda görüşmüşlerdi.
O konuşma sırasında Biden'ın önce Erdoğan ile NATO Zirvesi'nde bir araya gelmek istediğini kaydettiği, ardından da 24 Nisan açıklamasında "soykırım" ifadesini kullanacağını söylediği basına yansımıştı.
İlk yurt dışı ziyareti sırasında ikili görüşme gerçekleştireceği liderler arasına Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı da koyan Biden'ın böylece Türkiye Cumhurbaşkanı'na önemli bir uluslararası görünüm olanağı yarattığı, bunun Ankara'ya sağlanmış önemli bir kazanım olduğu Washington'da yapılan değerlendirmeler arasında.
İki liderin birbirlerini Biden'ın 2008-2016 arası başkan yardımcılığı döneminden iyi tanıdıkları ABD'li yetkililer tarafından sıklıkla yapılan bir referans olarak dikkat çekiyor. Washington'da yapılan değerlendirmelerde, bu tanışıklığın görüşmeye olumlu bir şekilde yansıyacağı beklentisi de yer alıyor.
Beyaz Saray Sözcüsü Jan Psaki, Biden-Erdoğan görüşmesiyle ilgili bir soruyu yanıtlarken, Türkiye ile var olan ilişkiyi "yapıcı bir şekilde birlikte çalışmaya devam edilmesi gerektiğini hissettiğimiz alanların ve fırsatların olduğu, aynı zamanda ciddi anlaşmazlıklar yaşadığımız alanların da olduğu bir NATO ortağıyla olan ilişki" sözleriyle tanımladı.
Biden döneminde Türkiye-ABD ilişkilerinin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun tanımladığı gibi "pozitif gündem" üzerinden devam ettirilebileceği, özellikle bölgesel konularda yapılacak işbirliğinin bu sürecin dinamik bir şekilde yürümesine katkıda bulunacağı değerlendiriliyor.
Afganistan'da hükümet ve Taliban arasında siyasi anlaşma sağlanması konusunda Türk ve Amerikan dışişleri bakanlıklarının son aylarda gerçekleştirdiği işbirliği ve Ankara'nın Kabil uluslararası havalimanının güvenli bir şekilde işletmeye açık tutulması için öneride bulunması Washington'un memnuniyetle karşıladığı gelişmeler oldu.
NATO liderler zirvesinde de gündeme gelecek bu önerinin Biden tarafından da olumlu şekilde ele alınabileceği öngörülüyor. Yine bu kapsamda, Suriye ve Libya'da örtüşen görüşlerin Erdoğan-Biden görüşmesine olumlu yansıyacağı beklentisi güçleniyor. Türkiye'nin son dönemde Ukrayna-Rusya geriliminde Rusya ile ilişkilerini tehlikeye atabilecek şekilde pozisyonunu değiştirmesi ABD tarafından not edilen bir gelişme.
Ancak Türk-Amerikan ilişkilerinin son döneminde yaşanan gelişmeler, görüş ayrılığı yaşanan konuların fırsatlara göre çok daha fazla ve derin olduğunu ortaya koyuyor.
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'ın Senato Dış İlişkiler Komitesi üyelerinin Türkiye ile ilgili sorularını yanıtlarken yaptığı "Türkiye'nin bazen, olması gerekenin aksine, bir NATO müttefiki gibi davranmadığı" vurgusu Washington'un Ankara'ya yönelttiği en temel eleştiri unsurlarından biri.
Blinken, Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemleri almasını, Güney Kafkasya, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'ta uluslararası hukuka karşı davranışlarını en önemli olarak sıraladı ve bu konuların Erdoğan-Biden görüşmesinde dile getirileceğini bildirdi.
Uluslararası ve Türk basınında çıkan bazı haberlere karşın, ABD'nin S-400 sorunun çözümü konusunda Türk hükümetine yeni bir öneride bulunmadığı ama "işleri daha da zor sokacak adımlar atmaması" uyarısında bulunduğu kaydediliyor. ABD tarafı, Rusya'dan yeni bir silah sistemi alınması, mevcut S-400'lerin aktive edilmemesi ve test edilmemesi konusunda Türkiye'yi uyarırken, Rus savunma sistemleriyle ilgili statükonun değişmesinin daha ağır yaptırımlara neden olacağını da anımsatıyor.
Biden**, Kıbrıs'a dikkat çekebilir**
ABD Başkanı'nın dikkat çekeceği dış politika konularının başında Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'ın olacağı kaydediliyor. Yunanistan ile diyalog sürecine giren Türkiye'ye Doğu Akdeniz'in tartışmalı bölgelerine araştırma gemilerini ve donanmasını göndermemesi konusunda güçlü telkinde bulunan ABD, benzer şekilde Kıbrıs açıklarına da gemi gönderilmemesini istiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 20 Temmuz'da Kuzey Kıbrıs'a yapacağı ziyarette önemli açıklamalarda bulunacağını açıklaması ve hatta Geçitkale'de Türk silahlı insansız hava araçları için bir üs açılacağının basına yansıması Batı'nın kaygılarını artırmıştı.
Kıbrıs Sorunu'nda tarihsel olarak Rumlara yakınlığı nedeniyle Türkiye tarafından eleştirilen Biden'ın Erdoğan ile görüşmesinde bu konuyu da gündeme getireceği, başta kapalı Maraş bölgesi olmak üzere adada dengeleri değiştirecek adımlardan kaçınılması mesajını vereceği öngörülüyor.
Biden'ın gündeminde yer almasına kesin gözüyle bakılan konulardan biri de Türkiye'nin insan hakları ve demokrasi konusunda giderek olumsuzlaşan sicili. Biden yönetimi, 20 Ocak'ta göreve geldikten sonra yaptığı birçok açıklamada, Türkiye'nin insan hakları ihlallerini, temel hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı adımlarını, siyasi muhalifleri ve gazetecileri yasal süreçlerle susturma yolunu seçmesini ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına karşın Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'nın cezaevinde tutmaya devam etmesini eleştirmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir kararnameyle Türkiye'yi İstanbul Sözleşmesi'nden çekmesine doğrudan Beyaz Saray tepki göstermiş, Ankara'nın bu kararını gözden geçirmesini istemişti. Biden'ın Erdoğan ile görüşmesinde bu konuları bir kez daha dile getirmesi bunu yaparken de Türk-Amerikan ilişkilerinin önemli bir bileşenin paylaşılan değerler olduğunu anımsatması bekleniyor.
ABD Başkanı'nın Erdoğan ile görüşmesinin temel amaçlarından birisi de bir taraftan ikili ilişkiyi belirli bir rayda tutarken, diğer yandan da NATO ve Avrupa güvenliği için çok önemli olan Türkiye'yi Batı bloğunda tutacak bir siyasi çerçeve yaratmak olduğu değerlendiriliyor. Dışişleri Bakanı Blinken da, Senato'daki konuşmasında, ABD'nin "Türkiye'nin çıpasını Batı'da tutmaya çalışacağını" kaydetmişti.
ABD, Türkiye'yi Batı'da tutmak için Avrupa Birliği ile de işbirliği yaptığını saklamıyor. Biden'ın 14 Haziran'da Erdoğan ile 15 Haziran'da AB liderleriyle yapacağı görüşmelerde, Türkiye-AB ilişkilerini de gündeme getirmesi ve AB liderleri ile Türkiye daha yakın çalışacağı mesajını vereceği öngörülüyor.
Biden'ın, ekonomik ve siyasi olarak zor bir süreçten geçen Erdoğan ile ilk yüz yüze görüşmesinde Türk-Amerikan ilişkilerinin belli bir raya oturabileceği ancak bunun böyle devam etmesinin Ankara'nın başta S-400 olmak üzere sorunlu alanlarda tek taraflı eylemlerden kaçınmasına bağlı olacağı mesajını verebileceği değerlendiriliyor.