HABER

Erdoğan: 'Bir an önce ondan kurtulmalı...'

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk - İngiliz Tatlı Dil Formunda konuşma gerçekleştirdi.

İSTANBUL(ANKA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bölgedeki çatışma ortamının sadece bölgeyi değil tüm dünyayı olumsuz etkilediğine şahit olduklarını belirterek, "Şiddeti ve terörü yöntem olarak belirleyen radikal grupların mevcut çatışma ortamından ve sorunlardan beslendiğine ve bunları istismar ettiğine de açıkça şahit oluyoruz. DEAŞ terör örgütü nasıl bölgenin geleceği için tehditse, uluslararası güvenlik ve istikrar için de aynı derecede tehdittir. DEAŞ esasında bizim kendi medeniyetimize yönelik de bir tehdittir. Aynı şekilde PKK terör örgütü sadece bize değil, tüm bölgeye yönelik bir tehdittir. Askeri mücadele kadar, siyasi ve ekonomik boyutlarıyla birlikte topyekun mücadelenin esas alınması şarttır. Türkiye yanı başındaki bu tehditlerle mücadele noktasında kararlıdır. Aynı mücadele azmini, aynı kararlılığı terör örgütleri arasında ayrıma gitmeden bizler uluslararası toplumdan bekliyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meridien Otel'de Türk- İngiliz Tatlı Dil Forumu'nun yemeğine katıldı. Burada bir konuşma yapan Erdoğan, forumun düzenlenmesine katkısı olan herkese teşekkür etti. Son 12 yılda gerçekleştirilen reformlarla STK'ların büyük başarılara imza attığını söyleyen Erdoğan, "Köklü geleneklere sahip iki ülkenin sivil toplum alanındaki birikimlerini de samimiyetle paylaşacaklarına, iş birliğini derinleştirerek daha da ileriye taşıyacaklarına eminim. Bu forum vesilesiyle iki ülke hakları arasındaki ilişki çok daha sağlıklı ve güçlü bir temele oturacak. Farklı alanları da içine alarak daha da derinleşecektir" dedi.

"3 ÇOCUK DİYORUM KİMSE YAKLAŞMIYOR"

Türkiye'nin 2023 hedefleri arasında dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer almak olduğunu belirten Erdoğan, "Bu amacımızı gerçekleştirmek için de var gücümüzle, kararlı bir şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu noktada Birleşik Krallık ile ekonomik ve ticari işbirliğimize büyük önem verdiğimizi çok daha yakın çalışmayı arzu ettiğimizi buradan ifade etmek isterim" şeklinde konuştu.

2008-2009 yıllarında tüm dünyayı etkisi altına alan ekonomik krizin Avrupa'da halen devam ettiğini belirten Erdoğan, bu yıl belirli bir toparlanma yaşansa da kaydedilen gelişmelerin son derece kırılgan olduğunu vurguladı. Avrupa genelinde nüfusun giderek yaşlandığını ve bunun sosyal güvenlik sistemi üzerine bir yük getirdiğinin altını çizen Erdoğan, nüfusun yaşlanması konusunda kendinin de Türkiye'de kendisinin mücadele verdiğini belirtti. Bu konuda başarılı olamadığını belirten Erdoğan, "Her gittiğim veya davetli olduğum nikahta şunu söylüyorum; 'en az 3 tane çocuk' diyorum. Ama kimse buna yaklaşmıyor. Halbuki ekonominin en büyük unsuru insan, genç nüfus. Eğer genç nüfusa sahipseniz, ekonomide başarılı olmanın yolu açıktır. Aksi takdirde başaramazsınız" ifadelerini kullandı.

"AB'YE TAM ÜYELİĞİ STRATEJİK BİR HEDEFİ OLARAK GÖRÜYORUZ"

Türkiye'nin tarihi, coğrafi ve kültürel bakımdan Avrupa'nın doğal ve vaz geçilmez bir parçası olduğunun altını çizen Erdoğan, "AB'ye tam üyeliği stratejik bir hedefi olarak görüyor ve yaklaşık 50 yıldır bunun mücadelesini veriyoruz" dedi.

Türkiye'de temel hak ve özgürlükler ile demokrasinin güçlendirilmesi noktasında ciddi adımlar attıklarını belirten Erdoğan, "Biz bu reform sürecini çeşitli ülkelerin engellemelerine rağmen, hız kesmeden kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu noktada Avrupa Birliği üyeliğimizin önündeki siyasi engellerin aşılması ve halkımızın bu süreç ile ilgili motivasyonunun yeniden canlandırılması önem taşıyor. Türkiye'nin AB üyeliği; ülkemize katkılarının yanında Avrupa'nın ihtiyacı olan dinamizmi, kültürel çoğulculuğu ve hoşgörü iklimini yeşertecektir. Birleşik Krallığın AB üyeliğimiz için gösterdiği tutumu her zaman takdir ettim. Verilen desteğe müteşekkir olduğumuzu belirtmek isterim" diye konuştu.

1.Dünya Savaşı'nın yüzüncü yılında savaşın yol açtığı yıkımların ve sorunların hala bölgede etkisini sürdürdüğünün altını çizen Erdoğan, "Maalesef 1. Dünya Savaşı meseleleri çözmemiş sadece ertelemiştir. Bugün bölgemizdeki etnik, dini ve mezhebi çatışmaların en önemli nedenlerinden birini 1. Dünya Savaşı'nın bıraktığı bu acı miras oluşturuyor" ifadelerini kullandı.

"FAKAT BATILI DOSTLARIMIZ BİZİ ÜZÜYOR"

Bugün Murşitpınar Sınır Kapısı'nda IŞİD terör örgütü ile ciddi bir savaşın devam ettiğini hatırlatan Erdoğan, "Bizim sınır kapımızın karşı, Suriye tarafında bu terör mücadelesi orada devam ediyor. Türkiye şuanda bu sınır boyunda güvenlik tedbirlerini almak suretiyle bu kararlılığını sürdürüyor. Fakat Batılı dostlarımız DEAŞ gibi terör örgütüne Türkiye'nin destek verdiğini söylemek suretiyle zaman zaman bizi ciddi manada üzmüşlerdir ve üzüyorlar. Bir defa biz El-Kaide gibi DEAŞ gibi benzer terör örgütlerine destek vermemiz mümkün değil çünkü bunların hepsi bizim bir defa dinimize de gölge düşüren ve bir barış dini olan İslam'a da gölge düşüren terör örgütleridir. Onlarla bizim asla dayanışma, birliktelik içinde olmamız mümkün değil. Ama bu kampanyayı yürütenlerin İslamafobyadan kaynaklanan bir rahatsızlıkları var. Çünkü ona karşı da böyle bir mücadeleyi vermediler, ona karşı da durmadılar. Ama biz bu terör örgütlerine karşı kim ne derse desin... Çünkü biz terörden çok çektik. Hala çekiyoruz. PKK terör örgütüne karşı bu topraklarda biz mücadele sürdürüyoruz" dedi.

"BİR MEZHEP KAVGASINA SURİYE'Yİ FEDA ETMİŞLERDİR"

Suriye'nin başındaki Esad'ın devlet terörü estirdiğini belirten Erdoğan, "DEAŞ terör örgütü ama öbür tarafta da devlet terörü estiren birisi var. Söylenen ney? 'Esed giderse yerine kim gelecek?' Eğer demokrasiye inanıyorsak, demokratsak, diyorum ki; 'halk kimi isterse o gelecek' niye Esed'e bu kadar güveniyorsunuz ki? Eğer başarılı bir yönetici olsaydı Suriye bu hale gelmezdi. Şuanda Suriye'de, bir medeniyet ülkesi, tarih ülkesi olan, bir kültürel zenginliği çok çok ileride olan bir Suriye yok. Kendisi bombalayarak bu Suriye'yi bitirmiştir. Suriye'nin yeniden inşası çok kolay olmayacak. Ama bir mezhep kavgasına Suriye'yi feda etmişlerdir. Babası Hama, Humus'ta 30 bin insanı öldürmüştür. Bu adam da Hama, Humus'a nazire olsun diye 300 bini aşkın insanı Suriye'de öldürmüştür. Bu insan için 'Bu giderse yerine kim gelir?' sorusu sorulabilir mi ya, böyle bir şey olabilir mi? Bir an önce ondan kurtulmak ve onun yerine de halkın samimi oylarıyla seçilmiş demokratik yollardan birisinin gelmesi şart" değerlendirmesinde bulundu.

"DEAŞ ESASINDA BİZİM KENDİ MEDENİYETİMİZE YÖNELİK DE BİR TEHDİTTİR"

Bölgenin kaderinin aynı zamanda kendi kaderleri olduğunu belirten Erdoğan, bölgedeki kanın durmasının her türlü menfaatin, her türlü hesabın üzerinde olduğunu kaydetti.

IŞİD'in Irak'ın yüzde 40'ına sahip olduğunu belirten Erdoğan, IŞİD'in yok edilmesinin hava saldırısıyla mümkün olamayacağını anlattı. "Bir defa kara harekatı olamadıktan sonra DEAŞ orada işgallerine devam eder, Suriye'de aynı şekilde" diyen Erdoğan, Irak ile Suriye'nin ayrı ayrı düşünülemeyeceğini sözlerine ekledi.

Bölgedeki çatışma ortamının sadece bölgeyi değil tüm dünyayı olumsuz etkilediğine şahit olduklarını belirten Erdoğan, "Şiddeti ve terörü yöntem olarak belirleyen radikal grupların mevcut çatışma ortamından ve sorunlardan beslendiğine ve bunları istismar ettiğine de açıkça şahit oluyoruz. DEAŞ terör örgütü nasıl bölgenin geleceği için tehditse, uluslararası güvenlik ve istikrar için de aynı derecede tehdittir. DEAŞ esasında bizim kendi medeniyetimize yönelik de bir tehdittir. Aynı şekilde PKK terör örgütü sadece bize değil, tüm bölgeye yönelik bir tehdittir. Askeri mücadele kadar, siyasi ve ekonomik boyutlarıyla birlikte topyekun mücadelenin esas alınması şarttır. Türkiye yanı başındaki bu tehditlerle mücadele noktasında kararlıdır. Aynı mücadele azmini, aynı kararlılığı terör örgütleri arasında ayrıma gitmeden bizler uluslararası toplumdan bekliyoruz" dedi.

Erdoğan, Türkiye'nin Birleşik Krallık ile bölgesel ve küresel sorunların çözümünde birlikte hareket etmeyi umduğunu aktardı.İngiltere Başbakanı David Cameron'un 9 Aralık'ta Türkiye'ye geleceğini de söyleyen Erdoğan, bu konuları Cameron ile görüşeceklerini ve Türkiye ile Birleşik Krallık arasındaki işbirliğinin artacağını belirtti. (ANKA)

En Çok Aranan Haberler