YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Erdoğan: Bir Milleti Güçlü Yapan, Fertlerinin Özgüvenidir

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, engellilerin kendileri veya toplumun onları bir kader mahkumu olarak görmemesi gerektiğini...

Erdoğan: Bir Milleti Güçlü Yapan, Fertlerinin Özgüvenidir

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, engellilerin kendileri veya toplumun onları bir kader mahkumu olarak görmemesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, "Onların bu topluma katacakları çok şeyler var. Engelli sanatçı da olur, yazar da olur, her şey olur. Bütün mesele inanç ve özgüvendir. Bir milleti güçlü yapan o milletin fertlerinin kendilerine olan özgüvenidir." dedi.

Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından düzenlenen "İstihdamda Engel Yok" adlı programa katıldı. Ankara'da ATO Congressium'da gerçekleşen programda bir konuşma yapan Erdoğan, son 10 yıl içinde kamuda engelli istihdamını arttırma noktasında, engellilerin iş gücüne katılmaları noktasında çok büyük adımlar attıklarını söyledi. Cumhuriyet ve dünya tarihinde bir ilki gerçekleştirdiklerini ve engellilerin adil rekabet ortamında yarışabilmesini sağlamak amacıyla ÖMSS (Özürlü Memur Seçme Sınavını) getirdiklerini anlatan Erdoğan, yakın zamanda da bu sınavın EMSS (Engelli Memur Seçme Sınavı) olarak değiştirileceğini haber verdi. İlk etapta 9 Ağustos 2012'de 7 bin 746 engellinin kamuda istihdamını sağladıklarını belirten Erdoğan, bu yıl da 591'i kura ile engelli 5 bin 335 engellinin açılan kadrolara yerleştirdiklerini kaydetti.

ENGELLİ MEMURUN MEKTUBUNU OKUDU

Erdoğan, ardından bu yıl önce atanan Nizam Kırsakal isimli 44 yaşında bir engellinin yazığı mektubu okudu. Kırsakal'ın mektubu şöyle: "Lise mezunu olarak ÖMSS'nin ikinci atamasında Van ilimizin il Milli Eğitim Müdürlüğü'ne atanmış bulunmaktayım. Van Şişli Öğretmen Evi'nde kalıyorum. 5 Nisan 2013'te görevime başlayacağım. Engellilere göstermiş olduğunuz ilgi, bana ve diğer engelli kardeşlerime güneş gibi bir hayat kaynağı olmuştur. Yaşadığım psikolojik durumu anlatmak istiyorum. 25 Mart 2013'te Ankara'dan Van'a gelirken parmaklarımı acıtacak kadar ısırdım; çünkü kendime inanamıyordum. Acaba rüya mı görüyordum? Yolculuğun ilk 15 dakikası heyecanla geçti. Bu benim için bir rüya değil, mutlu bir yaşama başlamanın ilk adımlarıydı."

Engellilerin kendileri veya toplumun onları bir kader mahkumu olarak görmemesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Onların bu topluma katacakları çok şeyler var. Engelli sanatçı da olur, yazar da olur, her şey olur. Bütün mesele inanç ve özgüvendir. Bunların önünü açınca mesele biter. Bu iki kavramın üstünde özellikle durmalıyız. Umutsuzluk ve kendine güvensizlik hiçbir şart altında bizlere musallat olmamıştır. Mukadderat dahilinde olduğu müddetçe olmaz, ulaşılamaz diye bir ifade bu milletin lügatinde yer almıyor" dedi.

"FİZİKİ ENGEL, ENGEL DEĞİL, ALLAH YETER Kİ KALPLERİ MÜHÜRLEMESİN"

Bir ülkeni bir milletin sadece güçlü ekonomi, güçlü ordu, güçlü dış politika ile güçlü olamayacağını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: "Bir milleti güçlü yapan o milletin fertlerinin kendilerine olan özgüvenidir, kendilerini büyük hissetmeleridir. O aziz millete 10 yıllar boyunca umutsuzluk, güvensizlik pompaladılar. 'Siz yapamazsınız, beceremezsiniz' dediler. İmkansız dediler, daha da ileri gidip yapanın, üretenin önüne geçtiler kendine güvenenin önüne geçtiler. Hiçbir millet korkularla ayakta duramaz. Her gün korkutularak ürkütülerek ayakta kalamaz. 10 yıllardır bu ülkede korku, tehdit, sanal düşman üreterek her türlü üretim ve farklılığın önüne geçtiler. Engel çıkardılar. Fiziki engel, engel değildir. Fiziki engel aşılır, Allah yeter ki kalplere engel vermesin, kalpleri mühürlemesin. Bir insanı kalbinde engel, mühür, özür varsa işte onu aşmak zordur. Ne yazık ki biz ülke millet olarak kalbinde, gönlünde engel olan, korku olan anlayış sahipleri tarafından her alanda engellendi. Bunalr hiçbir farklılığa tahammül göstermediler. İmkan sunmadılar, hatta kendileri gibi olmayana yaşam alanı sağlamadılar. İnsan için standart belirleyemezsiniz, fikir için standart belirleyemezsiniz, vatandaşlık için standart belirleyemezsiniz. Eğer standart belirlerseniz ırkçılık ayrımcılık faşizm olur bu. 'Bunun gözleri görmüyor kenara al, bu yürüyemiyor kenara al, bunun etnik kökeni şudur öteleyin, inancı şudur dışlayın'…Bu tavır asla insani tavır değildir ve asla olamaz. Doğuştan gelen, biz Allah'ın takdiridir diyoruz, bir farklılıktan dolayı kimse kimseyi dışlayamaz, ayrımcılığa tabi tutuamaz."

"BEBEKLERE NİNNİLERLE BÜYÜKLÜK ŞUURUNU VERECEĞİZ"

Hükümet olarak bu konuda anlayışlarının ve tavırlarının net olduğunu ifade eden Erdoğan, "Biz yaratılanı severiz Yaratan'dan ötürü. Yaratılanı hoşgörürüz Yaratan'dan ötürü. Onun için kimse boynunu bükmeyecek, kendisine yapılan ayrımcılığı sinesine çekmeyecek. Milletimin hiçbir ferdi eziklik, güvensizlik içinde olmayacak. Büyük bir ülke olacaksak böyle olacağız. Büyük hedeflere böyle ulaşacağız." diye kaydetti.

Erdoğan son olarak, "Çocuklara bebekken ninnilerle dualarla o büyüklük şuurunu vereceğiz. Biz artık enerjisini sanal tehditlere, korkulara didişmeye, en önemlisi de teröre sarf eden bir ülkede değil, üretmeye, kalkınmaya daha fazla huzura sarf eden bir ülke olmak istiyoruz. Kimseyi dışarıda bırakmadan, ötekileştirmeden, umutsuzluğa sevk etmeden geleceğe bakacak, inşallah aydınlık bir istikbali birlikte inşa edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan da konuşmasının sonunda ÖSYM'yi, 8 gün gibi kısa bir sürede YGS sonuçlarını açıklamasından dolayı tebrik etti.

ASU MARALMAN, 'OLUR OLUR, BAL GİBİ OLUR' ŞARKISINI SESLENDİRDİ

"Engelli de bal gibi psikolog olur", "Engelli de bal gibi öğretmen olur" gibi çeşitli mesleklerin yazılı olduğu yaka kartlarının dağıtıldığı programda önce engellilerden oluşan bir müzik korosu şarkılar söyledi. Ardından da "Olur olur, bal gibi olur" şarkısyla meşhur olan ünlü sanatçı Asu Maralman sahneye çıktı. Maralman, ünlü şarkısını söylemeden önce de uzun süredir Başbakan Erdoğan'ı rüyasına gördüğünü söyledi.

GÖRME ENGELLİLER İÇİN SESLİ BETİMLEME

Programa çok sayıda engelli katıldı. Programa katılan görme engelliler için de ilk kez bir etkinlikte "sesli betimleme" yöntemi uygulandı. Salonda bulunan görme engellilere özel kulaklık dağıtıldı ve bu kulaklıklardan görme engelliler için sesli betimleme yapıldı. Görme engellilere salondaki ortam, Erdoğan'ın gelişi, ne yaptığı, salonda yaşananlar bu kulaklıklar üzerinden aktarıldı. Ayrıca işitme engelliler için de işaret diliyle konuşmalar aktarıldı.

Programda ayrıca Akil İnsanlar Heyeti'nde yer alan Orhan Miroğlu da kısa bir konuşma yaptı. Engelli oğlu Zerdeşt'i anlattı. Miroğlu sahneden indiği zaman da Erdoğan, salonda bulunan Zerdeşt ile tokalaştı.

ANKARA'DA ÇOK PSİKOLOGA İHTİYACIMIZ VAR

Erdoğan'a konuşmasının sonunda da bir çiçek taktim edildi. Burada sahneye çıkan engelli bir psikolog konuşma yaparken, Erdoğan mikrofon tuttu. Engelli psikologun "Birgün ihtiyacınız olursa beklerim" demesi üzerine Erdoğan da "Ankara'da çok ihtiyacımız var" diyerek kendisini Ankara'ya çağırdı.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler