Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı adayının profiline yönelik açıklamasında; "Siyaset üstü, siyasetin dışında bir Cumhurbaşkanı seçmek için, adeta Cumhurbaşkanı değil, Türkiye Cumhuriyeti vitrinine bir vazo, bir saksı seçmenin gayreti içindeler" dedi.
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu.
Erdoğan, konuşmasında 2007 yılında gerçekşen Cumhurbaşkanı seçimlerinde önlerine engeller konulduğunu savundu. 367 kararını 'garabet' olarak nitelendiren Erdoğan, CHP'nin milli iradeden yana olmadığını ileri sürdü. Başbakan Erdoğan, 27 Nisan bildirini eleştirerek; "27 Nisan, Meclis'in Cumhurbaşkanı seçeceği bir dönemde yayınlandı. Aleni bir şekilde milli iradeyi, Meclis'i bu bildiriyle aslında tehdit ettiler. 2007 yılında CHP ve CHP zihniyeti tarafından önümüze çıkarılan engellerin hiçbirine geçit vermedik. 27 Nisan bildirisini geldiği yere geri gönderdik. Milli iradeye yönelik bu münasebetsiz gereken en sert cevabı verdik, orada asla geri adım atmadık. Meclis'in hür iradesiyle Cumhurbaşkanı seçmesini engelleyenler karşısında da 'hodri meydan' dedik. Kasım'da yapılacak seçimleri Temmuz'a aldık ve derhal millete gittik. Bu arada siyasi tarihimiz boyunca savunduğumuz bir reformun da adımını attık. Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesi, 5+5 şeklinde 2 dönem görev yapması ile ilgili Anayasa değişikliği yaptık. Anayasa değişikliğimiz, dönemin Cumhurbaşkanı tarafından Meclis'e geri gönderildi. Vazgeçmedik, tekrar gönderdik. Tabi böyle olunca halk oylamasına gidilmek zorunda kaldık. Genel seçimlerde yüzde 47 oy aldık. Ardından yüzde 69'la Anayasa değişikliğini gerçekleştirdik. 22 Temmuz seçimlerinin ardından Meclis toplandı, Abdullah beyi seçti. 12 yıl içinde, hilelere, tuzaklara, komplolara boyun eğmedik. Tehditlerin hiçbirine eyvallah demedik. Biz egemenlik milletindir dedik, bunun gereğini yapmanın mücadelesini yaptık" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, 1950 seçimleri öncesinde yaşanan bir olayı anlatarak şunları söyledi; "1950 seçimleri öncesinde Çankırı'nın Şabanözü ilçesine bir CHP heyeti gidiyor. Bakıyorlar, halk Demokrat Parti'ye gönül vermiş. CHP'liler halka 'Demokrat Parti daha yeni kuruldu, hiçbir şey yapmadı. Neden Demokrat Parti'yi bu kadar seviyorsunuz' diye soruyorlar. Cevap çok entrasan, Çankırı kardeşim diyor ki; 'Evet Demokrat Parti daha bir şey yapmadı ama CHP'lileri nihayet ayağımıza getirdi ya, bu da bize yeter.' İşte CHP halktan bu kadar kopuktu. Bir başka hatırada, Hamdullah Suphi yaşlı bir amcaya 'Hükümet Ankara'ya geldi, memnun musunuz?' diye soruyor. Amca, 'Abdulhamit döneminde bize dediler verdik, öl dediler öldük. İttihatçılar bize ver dediler verdik, öl dediler öldük. Şimdi siz ver diyorsunuz veriyoruz, öl diyorsunuz ölüyoruz. Şimdi bekliyoruz, acaba bize ne zaman al diyeceksiniz' demiş. On yıllar boyunca devlet Anadolu'nun, Trakya'nın yoksul insanlarına hep ver dedi, verdiler. Öl dediler öldüler. Ama hiçbir zaman al demediler. Bu millet merhum Menderes döneminde, Özal döneminde ve işte şimdi AK Parti döneminde alıyor. AK Parti her zaman milletin partisi oldu."
Erdoğan, CHP'nin şu anda milletin iyi bir seçim yapabileceğine inanmadığını savunarak; "1989'da Özal'ın Cumhurbaşkanı olmasına karşı çıktılar, 2007'de bizim Cumhurbaşkanı seçmemize karşı çıktılar, Anayasa değişikliğine, halkın Cumhurbaşkanı seçmesine karşı çıktılar. Şimdi de 'siyaset üstü, siyasetin dışında bir Cumhurbaşkanı seçmek için, adeta Cumhurbaşkanı değil, Türkiye Cumhuriyeti vitrinine bir vazo, bir saksı seçmenin gayreti içindeler. Bir Cumhurbaşkanı tarafsız olabilir mi? Meclis'i askerlerle kuşatıp, kendini zorla Cumhurbaşkanı seçtiren İsmet inönü tarafsız mıydı? 1960 darbesinin gölgesinde, üniformalarıyla yemin eden Cemal Gürsel mi tarafsız mı? Darbe yapmaktan mahkum olan Kenan Evren mi tarafsızdı? Sayın Demirel, Sayın Ahmet Necdet Sezer tarafsız mıydı? Hepsinin bir siyaseti vardı ama siyasetleri milletle değil devletle örtüşüyordu. 27 Mayıs'la, 12 Eylül'le, 28 Şubat'la örtüşüyordu. Hepsi de milletin değerlerinin karşısına kendi değerlerini koyuyorlardı. Bir kez daha ifade ediyorum. Eğer bu kardeşiniz seçilirse, tarafsız Cumhurbaşkanı olmayacağım. 2 taraf var; bir millet iki devlet. Milletin tarafında olan Cumhurbaşkanı olacağım. Bu devlet tarih boyunca milletinin devleti olmuştur. 10 Ağustos'tan sonra bir kez daha milletin devleti olacaktır. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle bu millet, devletine hakim hale gelecek. Milletin egemenliği tam manasıyla işlemeye başlayacak"diye konuştu.
CHP ve MHP'ye eleştiriler yönelten Erdoğan şunları kaydetti; "CHP ve MHP her reformda milleti korkutmuşlardır. Şu anda da bir yetki karmaşasının olacağı yönünde propaganda yapıyorlar. Milletim buna itibar etmedi, etmiyor.Her vatandaşımın buna güvenmesini istiyorum. Seçilmiş bir cumhurbaşkanı ve seçilmiş bir başbakan Türkiye’yi asla geri götürmez tam tersine Türkiye'yi şaha kaldırır. Celal Bayar, doğrudan halk tarafından seçilmiş olmasa bile, o dönemki sistem gereğince Demokrat Parti'nin Cumhurbaşkanı olarak göreve gelmişti. Cumhurbaşkanlığında Celal Bayar, Başbakanlıkta Adnan Menderes, 10 yıllık süreçte, Türkiye'yi şaha kaldırdılar. Seçildiğimiz takdirde ülkenin Başbakanıyla, bakanlarıyla, tüm siyasi partileriyle uyum içinde, herkesle uyum içinde Türkiye’yi geleceğe taşıyacağız. Edirne'nin bir köyünde, Hakkari'de sorumluluğumuz nedir, bunu bileceğiz. Bugün nasıl bu hizmetleri götürüyorsak, yarın da aynı şekilde götüreceğiz. Çünkü biz devletin vitrinine vazo, saksı seçmiyoruz. Cumhurbaşkanı elbette devleti idare edecek, Başkomutan olacak. Ama gerektiğinde Cumhurbaşkanı Iğdır'ın köylerinin su sorunuyla da ilgilenecek, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'yle de ilgilenecek, Çözüm Süreci'yle de, paralel yapısıyla da ilgilenecek. Biz hayatımızı millete hizmete adadık."
Başbakan Erdoğan, MHP lideri Bahçeli'ye yüklenerek; "10 Ağustos’taki seçimlerde AK Partililer kadar CHP’liler, MHP’liler ve diğer partilerden de oy alacağımıza yürekten inanıyoruz. Diğer partiler çıkardıkları adaylarla seçmenlerini tam bir hayal kırıklığına uğrattılar. Burada MHP'ye gönül vermiş seçmen kardeşlerime bir hususu hatırlatmak istiyorum. MHP bu genel başkan yönteminde tarihinin en kötü zamanlarını yaşadı ve yaşıyor. 1999'da tamemen pasif bir hükümet ortağı oldu, 3,5 yılda kaçtı gitti. MHP kendi iradesiyle hareket etmiyor. Şu anda MHP kendi iradesiyle hareket etmiyor. MHP, CHP’nin vagonu. Kendisine dayatılan seçeneğine kayıtsız şartsız itaat ediyor. Ülkücü camia içinde, Cumhurbaşkanı için aday olacak imse yok muydu? Bahçeli o kadar sıfat saydıktan sonra neden çıkıp kendisi aday olmuyor? O saydığı sıfatlara en layık kendisiydi. İzzetli bir mağlubiyet zelil bir galibiyetten iyidir bunu böyle bilin. Devlet Bahçeli aday olsaydı belki kazanamayacaklardı ama en azından izzetiyle kaybedeceklerdi.Erdoğan’a siz küfür edebilirsiniz ama Erdoğan’ın aldığı terbiye size aynı dile cevap vermeye müsade etmez."İnanıyorum ki MHP seçmeni, ihanet şebekelerinin, marjinal sol örgütlerin elinde oyuncak yapılan MHP yönetimine bu dersi verilecektir" ifadelerini kullandı.
Başbakan, istifa etmesi yönündeki eleştirileri yanıtlayarak; "Bir de tutturmuşlar 'Başbakan istifa etsin.' Bunlar Anayasa'yı da okumuyorlar. Bizim adaylığımızda Anayasa'ya uygundur. Hiç kimse komik arayışların içerisine girmesin" dedi.
Paralel yapıyla mücadelenin Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda da devam edeceğini vurgulayan Erdoğan sözlerini şöyle sonlandırdı; "Milletimizin takdir eder de cumhurbaşkanı seçilirsek paralel yapıyla mücadele aralıksız devam edecektir. Özellikle yargı içindeki paralellerin hukuksuzluk içinde yüzdüğünü görüyoruz. CHP ve MHP zaten bu ihanet şebekesini koruyor. Ama ne yazık ki içimizde de hala bu yapıya karşı gereken tepkiyi koymayanlar var. Kimi belediyelerde, kimi kurumlarda cesaretle bu işin üzerine gidilmediğini görüyoruz. Devekuşu kafasını kuma gömer, o kimseyi göremez, kendisinin de görünmediği zanneder ama millet her şeyi görüyor. Milletim kimin sessiz, tepkisiz kaldığını görüyor.
Bu ihanet şebekesine göz yumanlar, sessiz, tepkisiz kalanlar bilsinler ki biz de milletimiz de bunu not ettik, ediyoruz. Millet nezninde hiçbir eyle hesapsız kalmaz. Eğer Cumhurbaşkanı seçilirsek ihanet şebekesiyle mücadelemiz asla kesintiye uğramaz. Seçilirsem bizzat şahsım, aynı zamanda yerime gelecek Başbakan arkadaşım bu yapıyla sonuna kadar mücadele edecektir."
(DHA)