ANKARA (ANKA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,Türkiye'nin savunma sanayisinde dışa bağımlılığını yüzde 40'lara düşürdüğünü belirtirken, "İşte siz bu alanda bağımsızlığınızı sağlayabilirseniz, o zaman işte birileri rastgele gelip de bu millete kafa tutamaz.Türkiye'nin tarihi ve coğrafi olarak zayıf olma şansı yok. Eğer güçlü bir duruş sergileyemezsek bizi bu coğrafyada, bir gün bile barındırmazlar. Millet olarak, tarihin ve coğrafyanın üzerimize yüklediği bu sorumluluktan, bu kaderden kaçma imkanımızın olmadığını ifade ediyorum. Onun için çok çalışacağız ve başaracağız" diye konuştu.
Bilimsel çalışmalarda çıtanın yükseltilmesi, hedeflerin büyütülmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, bu konuda en büyük görevin de bilim adamlarına düştüğünü belirtti. "Devletimiz olarak da üzerimize ne düşüyorsa yerine getirmeye hazırız" diyen Erdoğan, Türkiye'de 2002 sonrasında üniversitelerden yapılan bilimsel proje başvuru sayısında 6 kattan fazla, destek verilen proje sayısın 5 kata yakın, ayrılan bütçenin de 17 kat arttığını kaydetti.
2023 hedeflerini ilan ettiklerinde bazılarının buna inanmadığını ifade eden Erdoğan, "Ülkemizin geldiği noktadan bihaber yaşayanlar, siyaset yapanlar bu hedefleri ham hayal olarak görüyordu. Eski Türkiye'nin vizyonuyla düşünüldüğünde elbette bu hedefleri anlamak çok zordu. Türkiye'nin dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline gelebileceği düşüncesi bazılarının havsalasına dahi sığmıyordu" dedi.
Türkiye'nin savunma sanayisinde dışa bağımlılığını yüzde 40'lara düşürdüğünü belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"İşte siz bu alanda bağımsızlığınızı sağlayabilirseniz, o zaman işte birileri rastgele gelip de bu millete kafa tutamaz. Dünyanın en iyi üniversitelerine, en önemli bilim insanlarına, en yenilikçi, inovatif şirketlerine sahip bir Türkiye hedefine olan inanç, elde ettiğimiz her başarıyla biraz daha güçleniyor. Yaşadığımız güncel olaylar teknoloji çalışmalarımızın, bizim bu alanlardaki hedeflerimizin ne kadar isabetli olduğunu ortaya koymaktadır.
Ebedi dostlukların ve edebi düşmanlıkların olmadığı, dengelerin sürekli değiştiği bir dünyada, milletimiz ve umutlarını bize bağlamış tüm kardeşlerimiz içim her alanda kendi kendimize yeterli olmak durumundayız. Bunun yolu da araştırmadan, geliştirmeden, inovasyondan geçiyor. Biz bazı savunma sanayi projesinde ciddi güçlükler yaşıyoruz. Projenin 10 unsurundan 9'unu kendimiz yapsak da, bir tanesini dışarıdan temin etmek zorunda kaldığımızda o iş yürümüyor, o iş yürümez. Bu sorunu o kadar projede yaşadık ki artık adımlarımızı, çok daha dikkatli atmak mecburiyetinde kalıyoruz."
Aynı sıkıntıyı özel sektörün de yaşadığını belirten Erdoğan, küreselleşme olgusuna dikkat çekti. Bir bölgede baş gösteren ekonomik, sosyal, siyasal krizin tüm dünyayı etkilediğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Suriye'de yaşanan istikrarsızlık, komşularının ardından Avrupa'yı da tehdit etmeye başladı. Terörizmle ilgili sorunlar, dünyanın pek çok yeriyle birlikte bölgemizde de ciddi bir sıkıntı olarak varlığını sürdürüyor. Biz, 2 milyon 200 bin insana ev sahipliği yaparken Batılılar gibi bağırıp çağırmıyoruz. Niye, bizim medeniyetimiz, kültürümüz bize bu zenginliği, bu ensar zenginliğini kazandırdığı için biz onlar gibi bağırıp çağırmıyoruz. Ama onlar, 'bunları bırakmayın, bunlar bize gelmesinler, eğer bunlar bize gelirse bizim halimiz ne olacak' diye feryat edip duruyorlar. Buraya ciddi bir soru işareti koymak gerekir. Biz kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz, biz yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevdik. Bunun yanında güçlü bir ekonomiye, güçlü bir devlet ve toplum yapısına sahip değilseniz, bu sorunların her birisi sizi rüzgarın önündeki yaprak gibi savurur. Şu anda güçlüyüz, onun için de bunlara katlanıyoruz. Batı bizden daha güçlü, niye bunlar acaba buna katlanamıyor, işte o kültür. Türkiye'nin tarihi ve coğrafi olarak zayıf olma şansı yok. Eğer güçlü bir duruş sergileyemezsek bizi bu coğrafyada, bir gün bile barındırmazlar. Millet olarak, tarihin ve coğrafyanın üzerimize yüklediği bu sorumluluktan, bu kaderden kaçma imkanımızın olmadığını ifade ediyorum. Onun için çok çalışacağız ve başaracağız."