"Bugün huzurun mumla arandığı Kudüs'te biz asırlarca Müslümanıyla, Hıristiyanıyla, Musevisiyle tüm dinlerin mensuplarını kardeşlik ve barış içinde yaşatmayı başarmıştık" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:
"Bugün de insanlığın ihtiyaç duyduğu barış özleminin bizim medeniyetimizin çağrısına yankısını bulduğunu görüyorum ve buna inanıyorum. Bu dönemde asıl büyük görev yine bize düşüyor. Dünyanın siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel ve ahlaki her bakımdan mihengini kaybettiği, büyük savrulmaların yaşandığı günümüzde biz önce kendi ölçülerimizi, kendi değerlerimizi sağlam tutmalıyız. Biz de bu savrulmaların içine yuvarlanıp, istikametimizi şaşırırsak kaybeden sadece kendimiz olmayız. Bugün büyük bir dönüşümün sancıları içinde kıvranan tüm kardeş toplumlar, gözlerini Türkiye'ye dikmiş durumda. Umutla çıkış yolu arıyorlar. Rehber olarak da bizleri görüyorlar, sizleri görüyorlar. Biz nereye yönelirsek, onlar da aynı tarafa yöneliyorlar, yönelmek istiyorlar. Bu büyük medeniyetin günümüzdeki varisi olarak gördükleri Türkiye'nin kendilerine de rehberlik etmesini bekliyorlar. Ne kendi evlatlarımızı, ne de bu insanları hayal kırıklığına uğratmaya hakkımız var, böyle bir vebali asla üstlenemeyiz."
"BİZ DAİMA MASUMLARIN YANINDA YER ALACAĞIZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Müslümanı terörist, İslam dünyasını terörün, cinayetlerin, kavgaların kaynağı olarak göstermeye çalışanlara karşı kendi değerlerimizle mücadele edeceğiz. Onlar masumları öldürebilir, biz daima masumların yanında yer alacağız. Onlar milyarlarca insanın mağduriyeti pahasına kendilerine bir refah düzeni kurabilir ama biz asla adaletten ayrılmayacağız. Onlar çıkarları için tüm dünyayı ateşe atmayı göze alabilir, biz hakkın, merhametin, şefkatin, iyiliğin yanında yer alacağız. Çünkü bizim inancımız, bizim medeniyetimiz, bizim tarihimiz, bizim kültürümüz, bize bunu emrediyor" şeklinde konuştu.
''BİZE RAKAM VERSİN DİYORLAR, NE RAKAMI YA?''
"Biz sınırlarımıza dayanan Suriye'deki o mazlumlar, Irak'taki mazlumlara kapımızı açtıysak iyilik medeniyetinin mensupları olduğumuz için açtık. Kaç kişi gelecek diye sormadık, Batı ne yapıyor? Biz diyor 300 kişi alırız, biz 500 kişi alırız, sonra ne yaptılar? Dikenli telleri koydular. 'Hayır almayız, Türkiye bize rakam versin, şu kadar rakam, bu kadar rakam.' Ne rakamı? Şu anda 3 milyon insan var burada 3 milyon ve bundan sonra da yine biz açık kapı politikasıyla o bombalardan kaçan insanlar ne olursa olsun, onları almaya mecburuz, mahkumuz, çünkü bu medeniyetin evlatları bunu yapmakla yükümlüdür. Bu müessif olaylar dünyanın kalanı nezdinde tüm Müslümanları töhmet altında bırakmaya, tüm Müslümanları terörist gibi göstermeye çalışanlara fırsat veriyor ama biz onlara vermeyeceğiz."
"BİZİM MEDENİYETİMİZİN OLDUĞU HİÇBİR YERDE, DAİŞ OLAMAZ, PKK OLAMAZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim medeniyetimizin olduğu hiçbir yerde, DAİŞ olamaz, Boko Haram olamaz. Bizim medeniyetimizin olduğu yerde, PKK olamaz, PYD olamaz, YPG olamaz. Aynı şekilde, bizim medeniyetimizin olduğu hiçbir yerde, Ku Klux Klan da olamaz, holokost da olamaz" dedi.
"Bugün İslam dünyası mezhepçilik fitnesinin, siyasi bölünmüşlüğün, sosyal çalkantıların sancısı içinde kıvranıyorsa dönüp önce kendimizi sorgulayacağız" şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadelerde bulundu:
"Demek ki yeteri kadar sesimizi duyuramıyoruz, demek ki yeteri kadar hakkın, hakikatin, adaletin mücadelesini veremiyoruz. Fertten başlayarak, kurumlarımıza kadar hep birlikte bu muhasebeyi yapmalı, medeniyetimizin bize yüklediği sorumluluğa dört elle sarılmalıyız. Kaybettiğimiz her an, iyilik karşısında kötülüğün, masum karşısında zalimin fersah fersah mesafe kat edişini izlemek durumunda kalırız."
(AA)