Erdoğan: Bizim Önümüzü Kesebilecek Bir Yiğit Görmedik Daha

Ramazan YAVUZ- Felat BOZARSLAN- Şahismail GEZİCİ- Serdar SUNAR/ELAZIĞ, Erdoğan Meclis'te görüşülen İç Güvenlik Paketi'ne de değinerek, "Devamlı oyalıyorlar. Yapmayın göreviniz Meclis'te bu yasaları çıkarmak. Böyle de yapsanız, şöyle yapsanız bu kanun çıkacaktır" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ziyaretler ve toplu açılış törenine katılmak için Elazığ'a 1 saat gecikmeyle geldi. Erdoğan'ın Cuma namazı kılacağı İzzetpaşa Camii'ndeki cuma namazı da 1 saat gecikmeyle kılındı. Saat 11.44'te okunması gereken ezan, Erdoğan'ın gecikmesi nedeniyle saat 12.35'te okundu.
YAĞMUR ALTINDA 10 BİN KİŞİYE KONUŞTU
Erdoğan, valilik önündeki İzzetpaşa Meydanı'nda zaman zaman karla karışık yağmur altında yaklaşık 10 bin kişinin katıldığı toplu açılış töreni katılıp, vatandaşlara seslendi.
Konuşmasına Elazığ'da açılışını yapacağı 2.7 milyar liralık yatırımları anlatarak başlayan Erdoğan, BBP'nin merhum Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun annesi Fidan Yazıcıoğlu'na Allah'tan rahmet dileyip, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 71 oy oranıyla destek veren Elazığlılara teşekkür etti. Erdoğan, "Elazizli kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Gakkoşlar bizi bu tarihi seçimde mahçup etmedi. İnşallah biz de onları mahçup etmeyeceğiz" dedi.
Kendilerinin sürekli uzun ince bir yolda olduğunu kaydeden Erdoğan, "Uzun ince bir yoldayız gideceğiz gündüz gece diyorduk. Elhamdülillah dün Cumhurbaşkanlığı Sarayı'mızda, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 17 bilim adamı ile bir aradaydık. Kendileriyle son günleriyle tartışma konusu olan başkanlık sistemi, yeni anayasa, yeni Türkiye bunu konuştuk. Bu ihtiyacı konuştuk. Onların değerlendirmelerini dinledim. Kendi görüşlerimi ifade ettim. Şimdi burada da Elaziz'de de sizinle hasbihal etmek, dertleşmek istiyorum. Bizim millettimiz, Gakkoşlar ağaç kovuğundan çıkmış değil. Binlerce yıllık tarihimiz var. Cumhurbaşkanılğı forsundaki 16 yıldız tarih boyunca kurduğumuz 16 büyük devleti temsil ediyor. Bugünkü kurumlarımızın pek çoğu ilk defa cumhuriyette ortaya çıkmış değiller. Kara kuvvetlerimizin tarihine bakıyorsunuz, yüzlerce yıl hatta bir rivayete göre M.Ö'ye dayanıyor" dedi.
"BU GÖMLEK BİZE DAR GELİYOR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti'nin bizim son devletimiz olduğunu belirterek, "Devletin yönetim biçimi ise dönemin şartlarına göre belirlendi ve bu şekilde şekilde devam edip geldi. Ama değişimde hayatın bir gerçeği var. Dünya ile birlikte Türkiye'de değişiyor. Milletimizin ülkeyi yönetme sorumluluğunun verdiği bizlere düşen görev bu değişime uygun şekilde Türkiye'yi sürekli daha ileriye götürmektir. Ben diyorum ki bu mevcut sistem artık bize dar geliyor. Türkiye'nin daha hızlı karar almasını, daha süratli iş yapacağı yönetim sistemine ihtiyacı var. Bunun adı da başkanlık sistemidir, liderlik sistemidir. Esasen bizim kadim devlet geleneğimizdeki yönetim sistemi de budu. Adı ne olursa olsun. Bizim tarihimizde milletin kahir ekseriyetinin desteğini almayan yöneticilerinin devletin başında kalmasının mükün olmadığını görüyoruz" diye konuştu.
"MECLİS'TEKİ DURUM DOĞRU GİDİŞ DEĞİL, BU SİSTEM HUZUR GETİRMEDİ"
Erdoğan'ın konuşması sırasında İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin, "Esmaların ruhu şad olsun, onları şehid edenlere de edenlere de rabbim lanet etsin" sloganları attı. Konuşmasına devam eden Erdoğan, şunları söyledi:
"İstişare elbette olacak. Ancak, davulun seçtiğiniz kişinin boynuna asıp tokmağı millete karşı sorumsuz güçlerin eline teslim ederseniz, işte o sistem teklemeye başlar yürümez. Onun içinde yürümedi. Bakın bu aralar Meclis'in haline bakın neler oluyor. Yakışıyor mu? Oluyor mu bu? Bu doğru bir gidiş değil. Ülkemizde 1960 anayasasıyla işte böyle bir sistem kuruldu. Bu sistem huzur getirmedi. Bu sistem, ne yazık ki, 15-16 ayda bir değişen hükümetleri getirdi. Böyle bir ülkede istikrar olur mu? İlk defa bu oyunu biz bozduk. Şimdi ise siz bize vekalet verdiniz. Ve biz de sizin bu vekaletinize inşallah layık olacağız. Ne kadar değiştirirseniz değiştirin, şu anda sistem yamalı bohça. Bundan bir şey olmaz. Benim başbakanlık dönemimden beri milletimize yeni bir anayasa sözüm var. Bu nedenle komisyon kurduk. Milletvekilliği içinde yüzde 60'lık çoğunluğa sahip olmamıza rağmen dedik ki, komisyonda her parti eşit şekilde temsil edilsin. Derdimiz üzümü yemekti, bağcıyı dövmek değildi. Varsın olsun yeter ki şu anayasayı yapalım istedik. Ne oldu bizim dışındaki partilerin temsilcileri ile konuş konuş bir yere varamadık. 40 tane madde hazırlandı. Altına temsilciler imza attı, çıkaralım dedik yanaşmadılar. Daha sonra 60 madde oldu çıkaralım dedik, dediler olmaz. Birisi çıkıyor mızıkçılık yapıyor."
"ÖNÜMÜZÜ KESEBİLECEK BİR YİĞİT BİZ GÖRMEDİK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi diyorumki 400'ü verin yeni Türkiyeyi kuralım" diyerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"400'ü verin yeni anayasayı yapalım. 400'ü verin başkanlık sistemini kuralım. 400'ü verin çözüm sürecine koşalım. Bunu başarmamız lazım. Çünkü bu komisyonu dürüst bir vaziyette çalıştırmadılar. Niye? Çünkü onların böyle bir derdi yok. Türkiye'nin ihtiyacını milletin talebini bilmiyorlar ve umurlarında değil. Bir tanesi Yüksek Seçim Kurulu'na gitmiş ne diyor bu cumhurbaşkanına seçimlere kadar meydanlara çıkma yasağı verin diyor. Duydunuz mu? Tabii YSK gereken cevabı vermiş. Neymiş Türkiye cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı'na seçime kadar konuşma yasağı getirmek istemişler. Sen kimsin? Şu anda bu kardeşiniz cumhurun görevlendirdiği bir başkandır. Cumhur kim? Halk halk, millet, millet. Bir taraftan içinde bulunduğun Meclis'te egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyeceksin, öbür taraftan milletin iş başına getirdiği cumhurbaşkanına konuşma yasağı getireceksin. Kusura bakma bizim önümüzü böyle kesebilecek bir yiğit biz görmedik daha."
"HEDEF ALPASLAN'IN BİNİNCİ YILI 2071"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, millete hizmetin bir aşk işi olduğunu ve kendilerinin de millete aşık olduğunu belirterek, "Bizim derdimiz var. Gakkoşum ne güzel söylemiş bu aşk bu ateş herkesi sarmaz. Onun içinde milletim onlara bu emaneti teslim etmez. Yunus gibi yangın, Mevlana gibi dertli, Hacı Bektaş gibi vakur olmadan bu millete hizmet edemezsin. Ben yeni Türkiye, yeni anayasa derken, başkanlık sistemi, çözüm süreci, temel hak ve özgürlükler derken kafamda da kalbimdede sadece büyük Türkiye hayali var. Milletin müreffeh geleceği var. 2023, 2053, hedefleri var, 2071 vizyonu var. Biz bugün varız yarın yokuz. Ama bu ülke bu millet inşallah ilelebet var olacaktır. Bakınız, Sultan Alparslan dikkat eden 1071. Şimdi biz 2071 diyoruz, ne zaman onun bininci yıl. Hedef koymak bu. Ufuk sahibi olmak bu. Ama bunların ufku yok" dedi.
"ASLIN TERCİHİ ORTADAYKEN VEKİLE BAKILMAZ"
Geçmişte Turgut Özal'ın, Süleyman Demirel'in, Alparslan Türkeş'in, Necmettin Erbakan'ın başkanlık sistemi dediğini belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Pek çok siyasi parti aynı görüşü savundular. Şimdi onların mirasına oturanların bir kısmı çark ettiler, tam tersini savunuyorlar. Aslın terhici ortadayken vekilin sözüne bakılmaz. Buna rağmen bu konuda maalesef arzu edilen ilerleme yok. Fakat halkta var. Ne güzel söylemiş Elazığlı kardeşim. Tandır sıcakken ekmek tutar. Artık daha fazla vakit kaybetmenin anlamı yok. Türkiye için başkanlık sisteminin tam zamanıdır. Ben burada Elazığ'dan, İzzetpaşa Meydanı'ndan tüm Türkiye'ye sesleniyorum. Gelin 7 Haziran seçimlerini yeni Türkiye, yeni anayasa, başkanlık sistemi ve çözüm süreciyle beraber ülkemizin tarihinde bir milat yapalım. Gelin, nasıl doğrudan kendi oyunuzla tercihinizle ilk cumhurbaşkanını seçtiyseniz, 7 Haziran'dan sonra ilk başkanınızı siz seçiniz. 7 Haziran'da bunu sağlayacak bir Meclis oluşturalım. Elazığ Türkiye'nin ilk başkanını seçmek istiyor mu? 81 vilayetimizin her birinden de yarın Malatya'dayım. İnanıyorumki Malatya'da aynı evet cevabı verecek."
"GENÇLERE ETEK GİYDİRDİLER"
"Bu malum bölücü terör örgütü onun parlamentodaki uzantılar onları da biliyorsunuz" diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"6-7 Ekim'de olanları, Silopi'de olanları, Cizre'de olanları biliyor musunuz? Suratlarına maskeler, affedersiniz etekleri giymişler, güya tanınmayacaklar kaldırımları söküyorlar bunlarla polise saldırıyorlar. Molotof kokteyleri ile araçları, otobüsleri, dükkanları yakıyorlar ve utanmadan sıkılmadan buna da özgürlük diyorlar. Bunun neresi özgürlük böyle bir şey olabilir mi? Bu ülkenin huzuruna kast ettiler ve çıkıyor partilerinin başındaki eş başkanlardan bir tanesi milleti sokağa dökmeye davet ediyor. Böyle şey olur mu? Eğer seni temel hak ve özgürlükler, düşünce özgürlüğü diyorsan, demokratik mücadele diyorsan bunun yeri parlametodur. Meydanlarda konuşursun ama gençleri affedersiniz pantolon yerine etek giydirme, suratına da maske takma suretiyle elinde molotof kokteliyle araçları dükkanları yakmaya gönderemezsin. Eğer bunu yapıyorsanız bu ihanettir. Bu millete saygısızlıktır. Bunlar benim Kürt kardeşlerimin temsilcisi değildir. Bu oyunu 7 Haziran'da inanıyorumki bozacaksınız. Bozmaya kararlısınız. Çözüm süreci çünkü budur. Biz devleti yönetme sorumluluğu üstlenen insanlarız. Duygusallıkla hareket edemeyiz. Bizim kendi rotamız plamınız var. Elbette bu demek değil ki her şeyi sineye çekeceğiz her şeyi kabulleneceğiz. Ne diyor Mehmet Akif, kesilir belki ama fakat çekmeye gelmez boynumuz. Biz milletimizin boynunun çekilmesine müsaade etmeyiz. Devlet bu süreçle ilgili taahhütlerinin arkasındayız. Süreçin içinde yer alan herkesinde aynı iradeyi göstermesi gerekmektedir. Sokakları teröre ederek şiddetle, baskıyla, hakaretle hiç kimse bir şey elde edemez. Türkiye 30 yıl bunu yaşadı. Bu yolun çıkar yol olmadığı hiç kimsenin faydasına bir yol olmadığı görüldü. Şimdi bir başka yolu aklı selimin hakkın hukukun vicdanın yolunu deniyoruz. Bu yoldan sapanı döneni milletimizde affetmez tarihte affetmez."
"İÇ GÜVENLİK PAKETİ GECİKSE DE ÇIKACAK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mecliste görüşülen İç Güvenlik Paketi'ne de değinerek, "Mecliste görüşülmekte olan yeni iç güvenlik paketiyle kamu vicdanını yaralayan görüntüler inşallah geçilir. Devamlı oyalıyorlar. Yapmayın göreviniz Mecliste bu yasaları çıkarmak. Böyle de yapsanız, şöyle yapsanız bu kanun çıkacaktır. Ha ne olur süre biraz uzar. Çözüm sürecinin başarıyla neticelenmesinin ardından Elaziz'in önünde de yeni bir dönem açılacağına inanıyorum. Yatırımcı ekonomik istikrar ister, yatırımcı güven ister. Ama onunla birlikte huzur ister, geleceğini görmek ister. Verdiğimiz tüm teşviklere gayretlere rağmen bölgedeki atmosfer yatırımcının buraya gelmesini istihdam yaratacak kalıcı yatırım yapmalarına mani oluyor. İnşallah önümüzdeki dönmemde tüm bu sıkıntıları geride bırakarak yeni Türkiye'yi hep birlikte yürüteceğiz. Tabii gelecek çok daha aydınlıktır, çok daha güzel olacak derken bunu sadece bir laf olsun demiyorum. Bunun altyapısını da şimidden kuruyoruz" dedi.