BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, `Bunlar laiklik karşıtıdır, ama söylemiyorlar' sözlerine, "Baykal niyet okuyuculuğu yapıyor. Bunlar insanların düşünce dünyasında olanları biliyor. Herhalde büyücüyük var onda, ne bileyim. Yoksa kafamda ne olduğunu biliyor, Allah Allah. Allah şaşırtmasın" diye konuştu.
Bursa'nın Merkez Osmangazi İlçesi'ne bağlı Fomara Meydanı'ndaki düzenlenen mitinge katılmak üzere Çanakkale'den Yenişehir Havalanı'na, saat 17.30'da Akkök firmasına ait bir uçakla gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, buradan seçim otobüsüyle Fomara Meydanı'na geldi. Yaklaşık 20 bin kişiye seslenen Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmasında, ana muhalefet lideri Deniz Baykal, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile GP Genel Başkanı Cem Uzan'a sırayla yüklendi.
Konuşması sık sık vur vur inlesin, Deniz Baykal dinlesin',
Türkiye seninle gurur duyuyor' sloganlarıyla kesilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın yaptıklarına bir anlam veremediğini söyledi.
Baykal'ın `Bunlar laiklik karşıtıdır, ama bunu açıklamıyorlar' şeklindeki sözlerini yanıtlayan Erdoğan, "Sayın Baykal, seni siyasi nezakete davet ediyorum. Gerçi senin kitabında nezaket yok ama yine de davet ediyorum. Baykal niyet okuyuculuğu yapıyor. Bunlar insanların düşünce dünyasında olanları biliyor. Herhalde büyücülük var onda, ne bileyim. Yoksa kafamda ne olduğunu biliyor, Allah Allah. Allah şaşırtmasın. Sayın Baykal, sen bu ülkede inancını yaşamak isteyenlere önce saygılı olmasını öğren. 1982 Anayasası, aç gerekçesini oku. Orada laiklik tanımı var. AKP'nin laik anlayışı budur. Bunun dışında bir laiklik anlayışı yoktur. Bu ülkede, kafa bulandırmanın anlamı yok" diye konuştu.
`CHP İLE MHP TEK YUMURTA İKİZİ GİBİDİR. AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNE'
CHP Lideri Deniz Baykal'ın demokrasiye ve halka saygısı olmadığını dile getiren Başbakan Erdoğan, "Adında, cumhuriyetin olmasına bakmayın. Adında halkın olmasına bakmayın. Cumhura saygısı olmayanın, Cumhuriyete saygısı olur mu? Halkın değerlerine saygısı olmayandan halkçı olur mu?" dedi. Deniz Baykal'ın `kriz ustası' olduğunu iddia eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bir diğeri daha var. O da kavga ustasıdır. Anlıyorsunuz değil mi? Birbirlerini çok iyi anlıyorlar. CHP İstanbul milletvekili bir gazeteye ilan vermiş. İlan CHP=MHP. Bu ne demek? Al birini, vur ötekine demek. Bunlar tek yumurta ikizi gibidirler. Tek bildikleri statükodu" şeklinde konuştu.
`MEMURUN DA, ASKERİN DE, YARGININ DA DOKUNULMAZLIĞI KALKMALI'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasının devamında CHP Lideri Baykal'ın zaman zaman dokunulmazlık konusunu gündeme getirdiğini söyledi. Deniz Baykal'ın yolsuzluklardan bahsettiğini ifade eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Lideri'nin somut bir olayı varsa, çıkıp konuşması gerektiğini vurguladı. Erdoğan, "Sayın Baykal ikide bir, gündeme getirip de milletvekili dokunulmazlığını konuşma. Dokunulmazlıkların kalkması demek, siyaset kurumunun yozlaştırılması, siyaset kurumunun zaafa uğratılması demektir. Biz partimizin programını koyduk.
Dokunulmazlık kalkacaksa, her yerde kalkmalı. Yargının da kalkmalı, memurun da kalkmalı, askerin de kalkmalı. Sadece siyasetçi dediğin zaman, yarın ülkede siyaset yapacak adam bulamazsınız. Politikacıyı savcının eline amanet edemezsiniz. Buna hakkınız yok. Nelerin nasıl yürüdüğünü görüyoruz. Onun için kusura bakmasınlar. Baykal'ın ne düşünerek bunu yaptığını çok iyi biliyorum. "Neye dayanarak söylüyorsun?' İşte Cumhurbaşkanlığı seçimi yaşadık. Herşey güzel gidiyordu. Biz, Anayasa mı değiştirdik? Merhum Özal, 263 oyla, Demirel 244 oyla cumhurbaşkanı oldu. Sezer 330 oy alıp cumhurbaşkanı oldu" dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanı Sezer'in adını söylediği sırada kalabalıktan yükselen yuhlamayı, "AKP'ye yuh çekmek yakışmaz. Siz siyasette farklılığı getireceksiniz. Onu başkaları söylesin. Benim partilim bunları söylemesin. Biz herşeyimizi sandıkta halledeceğiz" diyerek susturdu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasının daha sonraki bölümlerinde, göreve geldikten sonra Türkiye'deki milli geliri 79 yılda 220 milyar dolara, kendilerinin iktidar süreleri içinde bu rakamı 400 milyar dolara, ihracatı 36 milyar dolardan 95 milyar dolara çıkarttıklarını söyledi. İktidara geldikten sonra hortumlanan 22 bankanın fona devredilmesinin faturasının 40 milyar dolar olduğunu belirten Erdoğan, "Bu kimin cebinden çıktı. Sayın Bahçeli, sen bunun ortağı değil miydin?
O bankalardan biri İmarzedeler. 9 katrilyon lira alacağı vardı insanların. Kim ödedi bunu? Bahçeli, hortumlayana sahip çıktı, biz ödedik. Şimdi çıkmış, bir tanesi diyorki, mazot 1 YTL' olacak. Efendi, sen mazotu 1 YTL'ye indirmeyi bırak da önce şu,
doğru dürüst' olduğunu söylediğin ama bu ülkeden kaçmış olan babanla kardeşini getir. Onların borcunu öde. Nasıl dürüstlük bu. Türk milleti, bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz. İsviçre bankalarında 1,3 milyar dolar daha yakalandı, hem de ayrı ayrı. Güney Kıbrıs'ta sanal bir şirket kurmuş. Biz devlet olarak Güney Kıbrıs'ı tanımıyoruz. Ama bu beyefendi, orada şirket kurup Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni mahkemeye veriyor oradan. İnternet sitesine giriyor mahkemeyi kazanacağını onlarca milyar dolar alacağını söylüyor" diye konuştu.
Hükümetleri döneminde işci ve memurlardan kesilen 13.5 katrilyon parayı kendilerinin ödediğini belirten Recep Tayyip Erdoğan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a seslenip, "Hani emekçiydin sen. Hani ezilenlerden yanaydın. Hani `ezdirmeyeceğiz' diyordun. Başkaları da diyordu. Bunlar ezdi, bunlar benim emekçimi, işçimi ezdi. Onları biz kurtardık ezilmekten" şeklinde konuştu.
AKP'ye IMF'ci denildiğini belirten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin IMF ile 1959 yılından itibaren, CHP, MHP, DSP, ANAP ve DYP ile masaya oturduğunu söyleyerek, 17'inci ve 18'inci Stand By anlaşmalarına ise Bahçeli'nin kendi imzası bulunduğunu belirtti. Erdoğan, Bahçeli'nin IMF'den 33 milyar dolar almak için yazdığı mektupta, paranın gönderilmesi halinde kendilerine minnettar kalacaklarını içeren, yalvaran mektubu yazdığını sözlerine ekledi. Erdoğan, hükümete geldiklerinde, IMF'ye olan 23,5 milyar dolar borcun 8,5 milyar dolara düştüğünü açıkladı.
`BAYKAL, BAZI KURUMLARDAN ALABİLECEĞİ GÜÇLE SİYASET YAPMAK İSTİYOR'
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın milletten alacağı güçle değil, bazı kurumlardan alabileceği güçle siyaset yapmak istediğini savunan AKP Genel Başkanı veBaşbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"22 Temmuz çok önemli. O gün Baykal'ı sandığa gömün. Bugün bir açıklama yapmış Baykal. Eğer beklediği neticeyi alamazsa, Rodos'a yüzecekmiş. Hayırlı yüzüşler. O işte başarısını kabul ediyorum. Sayın Gül'ün aldığı bu neticeden sonra Anayasa Mahkemesi'nin üstünde mahkeme yok. Varsa oda millet. 1950 yılında Merhum Menderes Yeter söz milletindir' dedi. Şimdi sene 2007. Diyorum ki
Yeter karar milletindir' Bugün 40'ıncı mitingimi yapıyorum. Bu aralar biliyorsunuz, mazotcular türedi.
Sayın Baykal da mazot hesabı yaptı. ÖTV'yi kaldıracağını söyledi. Zaten verdiğimiz mazot ve gübre desteğiyle mazotu çiftçiye 1 YTL'ye satıyoruz biz. Uyan şafak söktü. Fakat Baykal'ın Enerji ve Maliye Bakanlıkları var. Antalya'daydım geçen gün. Bir çiftçi, bana Baykal'ın Enerji Bakanlığında dağıttığı mazot karnesini uzattı. Bunlar karnecidir, karneci. Çünkü komünist rejimde karne dağıtırlar. Sadece mazot değil. Ekmek, süt karnesi dağıtırlar. Baykal bunları tanıttı bize. Elimde ekmek karnesi var. Bu karneyi de CHP 1946 yılında dağıttı. Bunların karnelerinden bıktık."
`CHP'NİN ATATÜRK'ÜN PARTİSİ OLMASI SANA ÜSTÜNLÜK SAĞLAMAZ'
CHP'nin merhum Atatürk'ün partisininin olmasının, Deniz Baykal'a üstünlük kazandırmayacağını belirten Erdoğan, "Sen ne yapıyorsun ona bak. Sen duman ettin ortalığı. Aynı CHP geldi, paranın üzerindeki Atatürk'ün resimlerini kaldırdı, İnönü'nün resmini koydu. Posta pullarının üzerinden Atatürk'ün resmini kaldırdı. İnönü geldi, kendi resmini koydurdu. Bizimle bunları konuşursan, biz bunları konuşuruz. Çünkü rahat durmuyor. Baykal'ın Enerji ve Maliye Bakanlıkları'nda yaptıklarını televizyonlarda size duyuracağım. Bir televizyon programında kendini o kadar acındırdı ki, acaba yardım etsek mi' dedik. Biz Baykal'ın mal beyannamesinden, imkanlarını ve gücünü biliyoruz. Bu mal beyannamesini bir daha açıkla. Kendini acındırma dürüst davran. Hanımefendininkini de açıkla. Herkes görsün. Tayyip Erdoğan açıkladı. Sen de açıkla. Efendim,
ben marka elbise giymem diyor' Kime söylüyorsun, açık konuş. Tayyip Erdoğan için söylüyorsan eğer, hayatımda böyle bir şey yok. Hep yerli giymişimdir" şeklinde konuştu.
GİYDİĞİ LACOSTE MARKA GÖMLEK DİKKAT ÇEKTİ
Bu sırada giydiği Fransız ürünü olan Lacoste' markalı gömleği dikkat çeken Erdoğan'ın konuşması,
Vur vur inlesin, Deniz Baykal dinlesin' sloganlarıyla kesildi.
Başbakan Erdoğan, kalabalıktan yükselen bu seslere; "Gerek var mı? Vurulacak mecali mi var ya. Millet zaten vurmuş. Şimdi 22 Temmuz'da demokratik vuruşunu yapacak. Sayın Baykal'ın üç bakanlık dönemini araştırın, sorun. Sayın Baykal, allahaşkına bu bakanlık yaptığın zamanlarda bu ülkede bir dikili ağacın var mı onu söyle? İşin gücün başbakana sürekli hakaret etmek. Bu sana puan getirmez. Bu milletten ders almana az kaldı. Benim milletim seni sandığa gömecek" diye karşılık verdi
YANKESİCİLER YAKALANDI
Başbakan Erdoğan'ın mitingi, ilginç bazı görüntülere de sahne oldu. Kalabalık yüzünden yer bulmakta zorluk çeken bazı partililer, sinyalizasyon lambalarının üzerine ve tabelaların üzerine çıkarken, Ethem Kaygusuz'un başındaki klimalı ve ampullü şapka dikkat çekti.
Zaman zaman çıkan kavga yüzünden Başbakan Erdoğan'ın konuşmasının kesildiği mitingte, geniş güvenlik önlemleri alan Bursa polisi, yankesicilik yapmak isteyen üç kişiyi suçüstü yakalayarak gözaltına aldı.
Ayrıca miting alanında, 15 kişi fenalık geçirdi. Bayılan bu kişilere müdahale edilmesi için konuşmasını yarıda bırakan Erdoğan, görevlileri müdahale etmeye çağırdı.