Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Fransa'da bir kundaklama olayında yine 3 Türk kardeşimiz rahmetli oldu. Kendilerine Allah'tan rahmet yakınlarına baş sağlığı diliyorum.
Amerika'nın Las Vegas kentinde, tabii terör mü kişisel mi henüz tespit edilemeyen bir olay netincesinde 59 ölü, yüzlerce insanın yaralandığı bir katliam, felaket, cinayet adını ne koyarsanız koyun, böyle bir olay yaşandı. Sayın Başkana bütün tazmiyemizi iletmek surertiyle bu tür olaylar karşısındaki duruşumuzu koruduğumuzu ifade ettik.
AK Parti grubu yeni yasama yılında da Meclis'in lokomotifi olmaya devam edecektir. Yeni dönemdeki en önemli işlerden biri de 2019 yılı kasım ayındaki seçimlerle yürürlüğe girecek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne yönelik uyum yasalarının çıkarılmasıdır. Grup toplantılarımızın bir kısmına katılarak değerlendirmelerimi sizlerle paylaşacağım.
Bölgemizde çok kritik, önümüzdeki asrı biçimlendirecek ehemmiyette gelişmeler yaşanıyor. Türkiye bu gelişmelerin merkezinde yer almaktadır. Bin yıldır bu coğrafyada bizi yok etmek için sayısız teşebbüs olmuştur. Biz devlet ve millet olarak hala dimdik ayaktayız. Bizi tehdit edenlerin, kefen biçenlerin, kriz dönemlerini fırsat bilip sırtımızdan hançerlemeye kalkanların hiçbirinin bu topraklarda esamesi okunmuyor. Bizim kimseyi tehdit etmek gibi bir niyetimiz yok. Biz tüm samimiyetimizle ikaz görevimizi yerine getiriyoruz.
"KUZEY IRAK'TAKİ REFERANDUM KRİZİ HANÇER SAPLAMA GİRİŞİMİDİR"
Atalarımızın "Dost acı söyler, ama gerçeği söyler" ifadesindeki gibi acı olabilir ama hakikatin kendisidir. Kuzey Irak'taki referandum krizi bölgemizin bağrına yeni bir hançer saplama girişimidir. Mesele çevredeki ülkeleri sonu gelmez bir kavga sürecine itmek isteyenlerin oyununa düşüp düşmeme meselesidir. Yanı başımızda kazılan, ateşini kin ve nefretin beslediği bu çukura izin veremeyiz. Irak, ne tek başına Kürt'ün, ne tek başına Türk'ün, ne tek başına Arap'ın değildir. Geleceğin ortak inşa edilmesi gereken bir yerdir.
"AMBARGOLAR KENDİLERİNE GELMEZLERSE ARTARAK DEVAM EDECEKTİR"
Devlet olmanın gerektirdiği vakardan asla taviz vermeyeceğiz. Şimdilik sadece belirli alanlardaki ambargolarla yetiniyoruz. Artarak devam edecektir ki, eğer kendilerine gelmezlerse. Çok daha ileri adımlar atmakta tereddüt etmeyiz. Kuzey Irak yönetiminin bir an önce aklını başına devşirmesini talep ediyoruz. Bizi seveni biz de severiz ama aksi olduğu zaman gereğini yaparız.
"BİZİM ASIL SIKINTIMIZ SÜREKLİ İÇERİDEN VURULMAMIZDIR"
Bizim asıl sıkıntımız sürekli içeriden vurulmamızdır. 1980 sonrası rahmetli Özal'la yeniden sıçrama dönemine girdik, bu dönemde de PKK terör örgütü, 1990'lı yıllarda öyle bir tehdit haline geldi ki, ülkemizi tarihinin en büyük krizlerinin içine sürükledi. AK Parti dönemi ile yeniden bir hamle başlattık. Bu defa da önce vesayet odakları, ardından FETÖ, onu takiben bölücü örgütün eylemleri vasıtasıyla ayağımıza prangalar vurulmaya başladı. Allah'ın yardımı, milletimizin desteği ile bütün sıkıntıları aşıp hedeflerimize odaklanırken, Suriye ve Irak'ta hadiseler yaşanıyor. Suriye ve Irak'ta yaşanan gelişmeler doğrudan doğruya içişlerimizle alakalıdır.
"AYRIŞIRSAK DAĞILIRIZ, DAĞILIRSAK YOK OLURUZ"
Ayrışırsak dağılırız. Dağılırsak yok oluruz. Beton gibi, çelik gibi, sapasağlam durmamız gereken bir dönemde geçiyoruz. Birleşeceğiz, bütünleşeceğiz, kenetleneceğiz ve tüm engelleri aşarak gümbür gümbür hedeflerimize devam edeceğiz. Kalbi kayan varsa, ne yapıp edip onların da gönlünü kazanacağız. Artık bizim terör örgütlerine, bölücülere, fitnecilere kaptıracak tek bir kardeşimiz dahi olamaz. Ancak, hesabi değil, hasbi olursa zaten mesele kalmaz ama hesabi olursa o zaman durum zorlaşır. Buraya bir siyasi parti olarak bakanlar yanılgıdadır. Bir dava olarak bakanlar varsa istikamet üzeredir.
Bölücü örgütün saldırılarında yeteri kadar insanı kaybettik. FETÖ gibi, bir kanser hücresi gibi ihanet çetelerine yeteri kadar insanımızı maalesef kaptırdık. Artık 80 milyonun tamamına biz sımsıkı sahip çıkacağız.
Her fırsatta ifade ettiğim gibi Türkiye bir yandan bölgesindeki krizlerle mücadele ederken diğer yandan hedeflerine ilerleme gücüne sahip bir ülkedir. Ekonomide kontrolü elde tutumak kolay değil. Biz küçük sarsıntılar dışında bunu başardık. Büyüme rakamları hem gerçeği hem de ekonomimizin doğru yolda olduğunu gösteriyor. 15 Temmuz darbe girişimi, ihracattaki ve turizm gelirlerindeki düşüş algısını büyük ölçüde geride bıraktık.
"FAİZDEKİ DÜŞÜŞ İSTEDİĞİMİZ NOKTADA DEĞİL"
Faizlerdeki düşüş istediğimiz noktada hala değil. Faizlerdeki düşüşü başaramazsak birçok musibet bizi beklemektedir. Bunu bir defa halletmemiz lazım. Piyasa faizinin yüzde 20 olduğu ülkede yatırımcı yatırım yapabilir mi? Ondan sonra lanetle de karşı karşıya kalırız. Birçok sefil ailelerle de karşı karşıya kalırız. Faiz lobilerinin yaklaşımları ile adım atamayız. Onlarla adım atarsak sadece onları ihya ederiz. Enflasyonda hala düşüşü sağlayamıyoruz, yüksek faiz sebebiyle. Bu benim iddiam. Yüksek faiz asla enflasyonu aşağı çekmeyecektir. Bunun kararını öyle veya böyle vermemiz lazım. Doğru orantılıdır, faiz düşerse enflasyon düşer. "Şu anki anlayış ters orantılıdır", hayır ya ters orantılı değil, gördük.
Yılın ilk yarısında iç talepte görülen olumlu seyir ve ihracattan gelen katkı da bizim için önemli. Bölgemizde uzun zamandır süren krizlere rağmen, faaliyet alanlarını sürekli genişleterek bu başarıyı gerçekleştiren ihracatçılarımızı huzurlarınızda tebrik ediyorum.
2018-2020 dönemine ilişkin orta vadeli programın daha cesur hazırlanmasından memnuniyet duydum. Yüzde 5.5'luk büyüme hedefi memnuniyet vericidir. Kamu özel işbirliği projelerinin ekonomik faydalarının karşılaştırmasını sadece maliyetle sınırlı tutmamalıyız. Erken tamamlandıkları gerçeğine dikkat etmeliyiz.
VARLIK FONU AÇIKLAMASI
Varlık Fonu'nun henüz istediğimiz bir kapasiteye kavuşmadığı da gerçektir. Varlık Fonu'nun büyüme için ihtiyaç duyacağımız yatırımların en önemli destek unsuru haline getirileceğini umuyorum.
VATANDAŞA ALTIN ÇAĞRISI
Altın tahvili ve altında dayalı kira sertifkası uygulamasını çok değerli buluyorum. Yastığın altında veya kolunuzdaki altınlar bize bir şey kazandırmaz. Ekonomimize kazandırılmasına imkan sağlayacağına inanıyorum. Aynı zamanda o altın sahiplerine de değerlendirme noktasına çok şeyler kazandıracağına inanıyorum. Vatandaşlarımızı ülkenin gelişmesine katkı sağlamasına davet ediyorum.
İstihdam konusundaki hedeflerimizi yüksek tutmalıyız.
George Orwell, Hayvan Çiftliği kitabında mesela BM'nin 5 ülke ile sınırlanan sistemini eleştirir. Orwell bir başka kitabında ise "bir babanın işsiz kalması eve belirli bir gelirin girmemesinin ötesinde çocuklarının oyuna katılamaması, karısının itibar kaybetmesi ve kendisinin de artık sokağa çıkamaması demektir" diyor. Bizim de "insanı yaşat ki devlet yasaşın" demekle istatistik olarak belirtmekle birlikte bir insan olduğunu da asla unutmamalıyız.
İşsizlik sigortasından, yaşlılık aylıklarına kadar insanımızın hayatına dokunan her konuya özel ehemmiyet vermeliyiz.
VERGİ ARTIŞI
İcap ettiğinde vergi artışı yapılmaz mı yapılır, ama bir şartlar; ortaya çıkan yükü doğru hesaplayarak, elde edilen kaynağı nereye kullanacağımıza ikna etmek şartıyla bunu yapabiliriz. Aksi halde "ben yaptım, oldu" anlayışına ekonomi politikalarında da yer yoktur.