SİNOP (İHA) - Partisinin aday tanıtım toplantısı ve Sinop-Boyabat yolunun açılışı için Sinop'a gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında arazi rantı ile ilgili iddialara yanıt verdi. Erdoğan, "Beni bugünlerde tüccarlarla ortak gösteriyorlar. 'Şu arazi AK Partili belediye başkanı ile ranta dönüştü' diyorlar. Bunlar dönüştürüyorlarsa niye futbol federasyonuna hibe etsinler?" dedi.
Aday tanıtım toplantısı ve Karadeniz'i İç Anadolu'ya bağlayacak 55 kilometrelik Sinop-Boyabat tünelli geçiş yolunun açılışı için Sinop'a gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Uğur Mumcu Meydanı'nda halka seslendi. Sinopluların AK Parti'nin Türkiye'yi yeniden inşa etme mücadelesine destek verdiğini belirten Erdoğan, "Sizler, 'Sinop yıllar boyunca ihmal edildi. Layık olduğu hizmetleri alamadı. Sinop'la birlikte tüm Türkiye ihmal edildi. Emanet sizde, bu emaneti yere düşürmeyin' dediniz. Biz de 6 yıl boyunca siz sevgili Sinoplu kardeşlerimin emanetini yere düşürmedik, bundan sonra da düşürmeyeceğiz. Sinop son dönemde Türkiye'nin yıldızı daha da parlayan bir şehri haline geldi. İktidara geldiğimizde gördük ki Sinop'un Türkiye ve dünya ile neredeyse bağlantısı yok. Çalışmalara başladık. Sinop-Samsun karayolu çalışmamız devam ediyor. Sinop'u sadece Samsun'a değil, Artvin Sarp Sınır Kapısı'na bağlayacağız. Neredeydiler bugüne kadar? Bugüne kadar gelenler bir kazık çaktı mı? Onlar bıraktı, biz aldık ve bitirdik.
Sinop'u Ankara ve İstanbul'a karayoluyla güvenli bir şekilde bağlıyoruz. Sadece 4 km bölünmüş yol vardı, 79 senede 4 km yol yapılmış. 6 yılda 11 km yol ilave ettik. Bir havaalanı yapılmış 2002'de, kapısına kilit vurulmuş. 15 Temmuz 2008'de yeniden hizmete açtık. İstanbul-Sinop arasında haftada 3 sefer yapılıyor. Yeni bir müjde veriyorum. Türk Hava Yolları yaz döneminde bu sefer sayısını 7'ye çıkarıyor. Yaz boyunca her gün Sinop'a uçak inecek ve kalkacak. Sizin de ihtiyacınızın en yoğun olduğu dönem o. Ankara'yla şimdi başlatırsak bu fizible olmaz. Bu duble yolla zaten Sinop Ankara'ya yakın hale geldi. 2002'de Sinop'u 79 bin yerli-yabancı turist ziyaret ediyordu. Yollar ve havaalanı ile Sinop'u Türkiye ve dünya turizmine kazandırdık. 2008'de yerli-yabancı 590 bin turist geldi. Halep oradaysa arşın Sinop'ta. Son 6 yıl içinde ikisi 3 yıldız, ikisi 2 yıldız olmak üzere 10 yeni otel Sinop'ta hizmet vermeye başladı. 'Sabırla koruk helva olur' diye bir söz var. Sabredince, azmedince, kararlı ve samimi şekilde çalışınca oluyor" dedi.
"HİÇ KİMSE BU ÜLKEYİ HOR GÖREMEZ" Türkiye'nin sıradan bir ülke olmadığını söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İçeride veya dışarıda hiç kimse bu ülkeyi hor göremez, bu ülke insanını itip kakamaz. Kimse bu ülkeye ikinci sınıf ülke muamelesi yapamaz. Özellikle bölgesel meselelerde kimse Türkiye'nin içinde yer almadığı bir denklem kuramaz. Bunun için küresel barış, medeniyetler ittifakı diyoruz. Türkiye medeniyetler ittifakı eş başkanıdır. İspanya ve Türkiye. Bunun için AB diyoruz. Bunun için Türkiye Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde 2009-2010 yılı için 151 ülkenin desteğiyle birinci turda geçici üye seçildi.
41 yıldır gelenler niçin başaramadı? Davos'tan sonra bazıları yazıp çizdi. 'Türkiye arabuluculuk rolünü kaybediyor, yalnızlaşıyor, eksen kayması yaşıyor' dediler. O gün felaket tellallığı yapanlar bugün Türkiye'nin artan önemini, güçlenen arabuluculuk yönünü, önemsenen misyonunu iyi görmelidir. Geçen hafta Filistin Ulusal Yönetim Başkanı Mahmud Abbas Ankara'daydı. Son gelişmeleri ben ve Cumhurbaşkanı ikili olarak kendisiyle görüştük. Çarşamba Mısır Devlet Başkanı Sayın Mübarek İstanbul'a geldi. Onunla da Cumhurbaşkanı ve ben görüştük. Orta Doğu'da ekiplerimiz ülkeler arasında mekik dokuyor. Birileri bunlarla görüşmeyin, bunları kovun bunlara 'Go home' deyin diyor. Bunlarla netice alınmaz. Masaya oturacaksın. Ne gerekiyorsa masada söyleyeceksin. Türkiye bölgede desteği ve katkısı istenen, önemi artan bir ülkedir. Her sorunun açılmasında kilit rol oynayan yapıcı katkısı aranan önemli bir aktördür. AB ile katılım müzakereleri yürütüyoruz, Kafkaslar, Orta Doğu, Orta Asya'da derin ilişkilerle küresel güç olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz Türkiye'nin yön sorunu yoktur eksen sorunu yoktur, ekseni de yönü de hedefi de bellidir. Kimse Türkiye'yi belli bir bölgeye hapsetmeye, çok boyutlu ilişkilerini zafiyete uğratmaya çalışmasın. Artık Türkiye'de farklı ülkelerin liderleri karşısında el pençe divan duran bir iktidar yok. Yeter ki biz kendimize inanalım, gücümüzü iyi bilelim, özgüvenimizi yitirmeyelim. Türkiye tarihine şanına yakın bir duruş sergilemek zorundadır."
"BAYKAL VE BAHÇELİ DİLİYLE O ZAMAN AMERİKA YANMIŞ" "Sayın Baykal Türkiye'nin dış borcuyla ilgili konuşup duruyor" diyen Erdoğan, "Türkiye'nin borcu artıyor, diyor. Göreve geldiğimizde Türkiye'nin kamu net borç sınırı yüzde 78'di. Şimdi yüzde 35'e düştü. Bu sürekli azalıyor çünkü Türkiye güçleniyor. Baykal ve Bahçeli diliyle o zaman Amerika yanmış. Dünyanın en borçlu ülkesi o. 10 trilyon dolar borcu var. 2. sırada Japonya, 7 trilyona yakın borcu var. Bu mantıkla bunlar hesaplanmaz. Borç yiğidin kamçısıdır. Amerika'ya bakarsan buna uyar. Türkiye'nin yeni durumuna bakarsan uyar. İtalya'nın borç oranı milli gelirin üzerinde. Ama İtalya güçlü bir ülke. Sürekli GSMH'si güçleniyor. Bunların dünya ile alakası yok. Bunlar Ankara'ya hapsolmuş. Nasıl olduysa Baykal Brüksel'e gitti, hayret bir şey. AB konusunda açık olduğunu söyledi, göreceğiz" diye konuştu.
"Ticaret kanununu konuşuyoruz sürekli engelliyorlar. Mehmet Aydın'la ilgili gensoru verdiler. Gensoruyu da mahvettiler. CHP zihniyeti gariptir" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Madem bakanımla ilgili gensoru veriyorsun, arkasında dur. Bir baktım Meclis'te yarısı yok, konuşacak adam bulamadılar. Madem CHP konuşmuyor, nezaketimizden arkadaşımıza, 'Sen de konuşma bari' dedik. Bunlar siyaseti maalesef hala anlayamadılar. Gensoru verilen bir hükümet gensoru verenin liderini görmek ister. Ne lideri ne takımı var. Dostlar alışverişte görsün kabilinden bir şey yapıyorlar. Cumhurbaşkanı seçeceğiz, seçemezsin. Yasa çıkaracağız, çıkaramazsın. Fakir fukara gözeteceğiz, gözetemezsin. Türkiye'yi büyüteceğiz, hayır büyütemezsin. Çete mafya mücadelesi veriyoruz, Baykal avukatıyım diyor. Milletin hayrına hangi adımı attıysak engel çıkardılar. Muhalefetten anladıkları sorun çıkarıp engel olmak. Siyasetten anladıkları aka kara demek, iyiye kötü demek. Kim ne engel çıkarırsa çıkarsın hizmet yolunda her adımı atacağız. Gücümüzü milletten alıyoruz. Sinoplu Diyojen demiş, gölge etme başka ihsan istemem. Yazanlar başbakan yine Diyojen'den bahsetti diye hemen kaleme alıverirler. İçeriğine bakarlar. Söylenene hiç bakmazlar hiç üstlerine bakmazlar, işin magazin yönüyle ilgilenirler. Benim halkım bütün gerçekleri bilir. Siz bunların hiç milletin diliyle konuştuğunu gördünüz mü? Yalanı, iftirayı özgürlük sanıyorlar. Biraz eleştirin, hemen özgürlükten dem vururlar. Ne derlerse desinler yalan yanlış haber yapan medyayı evinize sokmayın. Bugün biri haber yapmış. Baştan sona yalan yanlış. 'Başbakan Sevgililer Günü'nü Ferhat'la Şirin'in şehri Amasya'da kutlayacak eşiyle beraber' diyor. Halbuki eşim Katar'da. Orada iş kadınlarıyla birlikte Katarlı Emir'in eşiyle toplantı yapacaklar. Nereden aldın bu haberi. Bunlar bu. En çok satan gazetelerden biri başlık atmış. Beni tüccarlarla ortak gösteriyorlar bugünlerde. 'Şu arazi AK Partili belediye başkanı ile ranta dönüştürüldü' diyorlar. Bunlar dönüştürüyorlarsa niye futbol federasyonuna hibe etsinler? Rahmetli Futbol Federasyonu Başkanımızın arzusuydu bu. 'Bu duyguyla orayı alıp spor meslek lisesine dönüştürelim' dendi. 'Buraya AK Parti İstanbul İl Teşkilatı yapacaklardı' diyorlar. Eline diline dursun. AK Parti İstanbul'da 2 yıl önce Sütlüce'de inşaatı başlamış bir yere taşındı, şu anda orda. Böyle bir iftira olur mu? Bu tür medyaya karşıyız. Birkaç olumlu haber yapanlara yandaş medya diyorlar. Bu mumunuz da yanmayacak. 29 Mart'ta bu mum da sönecek. Biz medyanın kurduğu parti değiliz, milletin kurduğu partiyiz. Medya patronları kurmadı AK Parti'yi. Bu ülkede basın kanununun alanını biz genişlettik. Özgürlüklerle ilgili bütün yasaları biz çıkardık. Batılı anlamda özgürlüklerle atılan adımların en önemli kalemlerini hamdolsun biz gerçekleştirdik. Türkiye'yi evrensel değerlere yaklaştıran demokratik reformlar yapan bir iktidarız. Basın özgürlüğünü dillerine doladıkları kadar basın ahlakından da bahsetseler. Ana muhalefet lideri bizi yandaş medya üretmekle suçluyor. Önce sen yandaş medyalarından arın. Yandaş medyanın nasıl üretildiğini biz sizden öğreniyoruz. Yıllarca yandaş medyayla rakipleri ekarte etmeye çalıştınız ama olmadı. Bütün oyunları boşa çıktı. Şahsımla ilgili şu başlıkları atıyorlardı. Erdoğan'dan muhtar bile olamaz diyordu. Ama benim milletim Erdoğan'a başbakanlık makamını temsil etti. Sinop'un alperenlerinden Sarı Saltuk'un bir sözü var. 'Sözün kesin olsun hak dilinden gelsin.' Bunlarda böyle bir şey yok. Milletinin ihtiyaçlarını önünde yıllarca engel oldular.
Demokratik açılımlara karşı çıktılar, sandık görününce hatırladılar. 6 yıldır yaptığımız sosyal yardımları eleştirdiler, şimdi bol keseden vaatler yağdırıyorlar. Bu millet artık sandık demokratlarını, seçim demokratlarını çok iyi tanıyor. Her zaman demokrat olacaksın, gerçek demokrat olacaksın."
"KÜRESEL KRİZ BAŞARIYLA YÖNETİLİYOR" Küresel krizin Türkiye'de başarıyla yönetildiğini söyleyen Erdoğan, "Bu kriz Türkiye kaynaklı değil. 2002 sonunda iktidarı devraldığımız andan itibaren Türkiye'nin eski günlere dönmemesi için yoğun bir reform programı uyguladık. Yıllarca yapılamayan reformları biz yaptık. Onlar cesaret edemiyordu çünkü seçime endekslilerdi. Oy kaybederiz diyenlere karşı yapacağız dedik. Yapmazsak halkım ödeyecek dedik, yasalarla dönüşümü gerçekleştirdik" dedi.
Erdoğan, 6 yılda Sinop'ta katedilen mesafeyi de şöyle anlattı: "2008'de ÖSS'de Sinop 1. çıkararak gururumuz oldu. Burada üniversite var mıydı? 2007'de üniversite kazandırdık. 500 kişilik yurt binası inşaatı devam ediyor. 207 dersliğin yapımı tamamlandı. 2003'e kadar okullarda bilgisayar yok denecek noktadaydı. Bin 867 adet bilgisayar gönderdik. Bilişim teknolojisi sınıflarını kurduk. CHP kitap dağıtımına bile, fakire veriyorsunuz, zengine niye veriyorsunuz dedi. Öğrencinin fakiri zengini olmaz dedik. Doktorlar muayenehaneye çağırıyordu. Şimdi doktorlarımızın yüzde 79'u tam zamanlı olarak hastanelerde çalışmaya başladı. Doktorun verdiği ilaçların tamamını alamıyordunuz. İkisini alırsın, üçünü eczaneden alırsın. Bu da sizleri rahatsız ediyordu. Şimdi serbest eczanelerden gidip alıyorsunuz. Adalet saraylarını bitirdik. Sinop Emniyet Sarayı'nı bitirdik. TOKİ 276 konut bitti. Daha yapacağız. 274 konutla ilgili proje ve ihale çalışmaları devam ediyor. Hiçbir imkanı olamayanlara da 45 metrekarelik peşinatsız ayda 140 lirası taksitle 20 yıl vadeyle konut yapacağız. Sinop'un tamamında 11 trilyon sosyal yardım, kömür yardımları yaptık. 9000 ton kömür yardımı yaptık. Seçimden seçime yapılan bir yardım değil, 6 yıldır devam ediyor. Boyabat-Sinop yolunun bugün açışını yapacağız. Tünelli geçiş yolunu trafiğe açıyoruz. Biz Ferhat'ız. Sizler de Şirin. Balıkçı barınağını da tamamladık. Tersaneyi kaldırıyoruz. Yeni bir düzenleme getireceğiz. Sinop merkezini daha şirin bir görünüme kavuşturacağız. Tarımı, çiftçilerimizi ihmal etmedik. 2003-2008 döneminde 54 trilyonluk tarımsal destek verdik. 4,5 trilyon mazot desteği verdik. 1 trilyon prim desteği verdik. 2002'de Sinop'ta prim desteği gibi bir şey yoktu. 1. Küçük Sanayi Sitesi'nin projesini tamamlayıp 500 vatandaşa iş imkanı sağladık."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasının sonunda AK Parti'nin Sinop Belediye Başkan Adayı Hamza İnce'yi tanıttı. Erdoğan, "Deneyimli, birikimli, Sinoplu kardeşlerimin sevdiği bir kardeşimizi Sinop'ta belediye başkanlığına aday gösterdik. Hamza Bey sizin hizmetkarınız olacak" diyerek sözlerini tamamladı.