Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce restorasyonu tamamlanan Yıldız Hamidiye Camii'nde kıldığı cuma namazının ardından vatandaşlara seslendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, inşasının üzerinden 132 yıl geçtikten sonra restore edilen Yıldız Hamidiye Camii'nin ülkeye ve tüm İslam alemine hayırlı olmasını diledi. Caminin banisi Sultan Abdülhamid'i rahmetle andığını dile getiren Erdoğan, Osmanlı, Selçuklu ve Endülüs mimarisinin özelliklerini bünyesinde toplayan caminin, kendine has güzellikleriyle İstanbul için müstesna bir eser olduğunun altını çizdi.
CUMADAN SONRA SANKİ BİR VEDALAŞMAYDI O
İnşasından bugüne, caminin yaşatılmasında emeği geçen imam, müezzin, kayyum olarak hizmet veren herkese, yaptıkları ibadetlerle bu eseri mabede çeviren cemaate şükranlarını sunan Erdoğan, "Bilhassa, yine böyle bir cumayı Yahya Efendi Dergahı'nda kıldığımız, 21 yıl bu caminin mihrabında görev yapan Abdullah Hocamızla orada bir araya gelmiştik. Cumayı orada kıldık. Cumadan sonra sanki bir vedalaşmaydı o. Birbirimizle kısa da olsa ayak üstü muhabbetimiz oldu. Benim bir yurtdışı seyahatim vardı. O seyahatte onun ebedi aleme irtihalini duydum" dedi.
Merhum Abdullah Hatipoğlu'na Allah'tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatipoğlu için vatandaşlarla birlikte Fatiha suresini okudu.
İSLAMİYET'İN ALAMETİ FARİKASI
Camiler ve mescitlerin, buralarda beş vakit okunan ezanlar, kılınan namazlar, irat edilen vaazlar, hutbeler ve hıfzedilen Kur'an-ı Kerimler dolayısıyla İslamiyet'in 'alameti farikası' olduğunu kaydeden Erdoğan, milli şair Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı İstiklal Marşı'nın, "Ruhumun senden ilahi şudur ancak emeli, değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli. Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli, ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli" kıtasını okudu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Mabetlerimizin göğsüne namahrem eli değdirmemek için bu coğrafyada bin yıldır kesintisiz mücadele ediyor, topraklarımızı kanlarımızla suluyoruz. Ecdadımız, Haçlı Seferleri'nden beri devam eden bu mücadelenin kahraman neferleri olma şerefine nail olmuşlardır. Bugün de ülkemize ve milletimize saldıranlar öncelikle dikkat edin, mabetlerimizi hedef alıyorlar. Hatırlarsanız 15 Temmuz'da Ankara'da Gölbaşı'ndaki Özel Harekat Başkanlığı'ndaki mütevazı camimiz ve Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Millet Camimiz savaş uçaklarıyla bombalandı. İstanbul'da sela okunan pek çok cami, darbeciler tarafından kurşunlandı. İzmir'de yine sela okunan bir camiye ve oradaki görevlimize hoyratça saldırıldı. Bütün bunlar tesadüfi değildir. Ezanları susturmadan, bayrakları indirmeden ülkemizi işgal edemeyeceklerini bilenler, özellikle bu mekanlarımızı hedef alıyorlar. Allah'ın izniyle Türkiye'de ezanları susturmaya, bayrakları indirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir."
İNSANIMIZIN MAYASI SAĞLAMDIR, ÖZÜ SAĞLAMDIR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Irak'ta, Suriye'de, Kudüs'te ve daha birçok yerde medeniyetin saldırı altında olduğunu belirterek, konuşmasına şöyle devam etti:
"İslam'ın, bizim ecdadımızın hatta çok daha eski toplumların mirası olan eserler, hoyratça, alçakça, kasıtlı olarak yok ediliyor. Suriye'de bu böyle, Irak'ta bu böyle. Bunu acımasızca yapıyorlar. Türk milletinin en son ferdi nefes alıp verdiği sürece inşallah biz, böyle bir felaketi yaşamayacağız. Ecdadımızdan aldığımız emaneti, 'Yürüyeceksin millet yürüyecek arkandan' diyor ya şair, evelallah bu millet buna prim vermeyecek. Yeni nesillere daha güçlü şekilde devretmek için bu mücadeleyi canımız pahasına sürdürmekte kararlıyız. Üzerimizdeki emanete halel getirmek şöyle dursun, burada olduğu gibi dinimizin alameti camilerimizi, mescitlerimizi ihya ediyoruz. Gerek camimiz gerekse şu gördüğünüz saat kulesi, hakikaten bir alameti farika. İnşallah Yıldız Sarayımızı yeniden ihya ediyoruz, her yanıyla inşallah dört dörtlük hale getireceğiz. Bununla da kalmıyor, şimdi Çamlıca sırtlarında artık silueti tamamen ortaya çıkmış olan camimiz gibi tarihe mal olacak yeni abide eserler de inşa ediyoruz. Çamlıca tepesindeki o camimiz de inşallah Cumhuriyet tarihinin hatta Osmanlı'ya da uzandığımızda belki de bir numara olacak. Cemaati itibarıyla, yoğunluğu itibarıyla bu denli büyük bir eseri inşallah şöyle 1-1,5 yıl içerisinde tamamlayacağız."
Dinini bilen, kültürünü bilen, tarihini bilen kuşaklar yetiştirmekte kararlı olduklarını vurgulayan Erdoğan, "Ama bu, benim, hükümetimizin tek başına işi değil. Hep beraber, anneler, babalar, hep beraber. Kim olduğunu, nereden geldiğini, nerede durduğunu, nereye gittiğini bilen nesiller yetiştirmek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Bu konuda eksikler olabilir fakat şu bir gerçek ki bizim milletimizin, insanımızın mayası sağlamdır, özü sağlamdır, ruhu sağlamdır, böyle olduğu için de eksiklerimizi kısa sürede tamamlayacağımıza inanıyorum. Milletimizin ve tüm İslam dünyasının, tüm mazlumların ümidi olacak nesilleri biz yetiştireceğiz, hep beraber yetiştireceğiz. Bu konuda netice almaya başladığımıza ise ancak camilerimizi gençlerimizle dolu olarak görmeye başladığımızda kani olacağız. O zamana kadar hem fiziki hem manevi altyapımızı geliştirmek için durmaksızın çalışacağız. Sadece kendimiz için değil, aynı zamanda gözünü bize dikmiş, kalbini bize yöneltmiş tüm kardeşlerimiz için de bunu başarmaya mecburuz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yıldız Hamidiye Camisi'nin restorasyonunun hayırlı olmasını dileyerek, hükümeti, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nü, yüklenici firmaları ve emeği geçenleri tebrik etti. Erdoğan, konuşmasını, "Rabbimden camimizde kılınacak namazları, edilecek duaları, okunacak Kur'an-ı Kerimleri katında kabul ve makbul kılmasını niyaz ediyorum" sözleriyle tamamladı.