HABER

Erdoğan: Dün Sultanahmet'te gördünüz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Esenboğa Kampüsü ve Sağlık Temel Bilimleri Binası açılış töreni katıldı.

Erdoğan: Dün Sultanahmet'te gördünüz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "paralel yapıyla"mücadelede kararlılık mesajı verdi. Yapının özellikle hedef aldığı yerlerden birinin de üniversiteler olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu can bu tende oldukça bu yapıya karşı mücadelemi sürdüreceğim" dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Sultan Ahmet'te yaşanan bombalı saldırıyı da "Ne yapmak istiyorsunuz? Elinize bundan ne geçecek? Bununla bu ülkeye ideolojilerinizi egemen kılacağınızı mı zannediyorsunuz?" sözleri ile eleştirdi.

Yeni adıyla Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Esenboğa Külliyesi ve Sağlık Temel Bilimleri Binası Açılış Töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversite denilen kurumun, araştırmanın, geliştirmenin, yenilikçiliğin kalesi ise ona yakışanın bu doğrultuda hareket etmesi olduğunu söyledi.

Geçmişte üniversitelerde bir vesayet dönemi yaşandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her düşüncenin, araştırmanın, ahlakın merkezi olması gereken üniversiteler, her türlü baskıcı ideolojinin, her türlü fikri tasallutun bayraktarlığını yapar hale geldi. Üniversite öğrencilerinin ellerinde kitap yerine taşlarla, silahlarla, bombalarla birbirlerine saldırdıkları dönemleri yaşadık. Üniversite hocalarının darbelere destek verdiği, ellerinde pankartlarla sokaklarda darbe çağrıları yaptığı dönemlere şahit olduk. Eğitimden, öğretimden ve kendilerini yetiştirmekten başka amacı olmayan öğrencilerin bizim istediğimiz formata uymuyorsun denilerek fakülte binalarına, üniversite kampüslerine sokulmadığını gördük" dedi.

Zihinleri zenginleştirmesi gereken üniversitelerin, zihin formatlama aracı olarak kullanılmaya çalışıldığı dönemlerden geçildiğini kaydeden Erdoğan, "Bunların hepsi Türkiye ve üniversitelerimiz için acı verici, utanç verici, yüz kızartıcı hadiselerdir. Yeni Türkiye yolunda diğer alanlarda olduğu gibi yükse öğretim konusunda büyük bir değişim, büyük bir dönüşüm yaşanıyor" diye konuştu.

"BU TÜR HIRSIZLAR BİZİ MAL SAHİBİ YAPTI"

Çocuklarını Türkiye'de okutamadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:

"Ben evlatlarımı ne yazık ki yurt dışına göndermek durumunda kaldım. Niye? Başı örtülü olarak üniversiteye sokulmadıkları için! Neden? Kat sayısı engeline takıldıkları için. Ne oldu? Bu tür hırsızlar bizi mal sahibi yaptı. Evlatlarımız da dışarda iyi yetiştiler. Gayet güçlü oldular, özgüvenleri çok daha farklı bir şekilde tekrar vatanlarına döndüler.

"BU İŞİN HİÇ LAMI CİMİ YOK"

Üniversitelerimizin, üniversitelerdeki akademisyenlerimizin, öğrencilerimizin uluslararası başarılarıyla gurur duymak istiyoruz. İlk 500 içinde Türkiye'den neden 50 tane üniversite görmeyelim. Sakın ha zaafa düşmeyin bunu başaracağız. Er ya da geç başaracağız. Bu işin hiç lamı cimi yok. Başaracağız, bu işi halledeceğiz. Biz size inanıyoruz.

SULTAN AHMET SALDIRISI

Gelişmeler bizim geleceğe olan umudumuzu artırıyor. Bunun içinde taş atan, Molotof atan değil... dün Sultan Ahmet'te olanı gördünüz. Bir kadının canlı bomba olarak oradaki Emniyet Müdürlüğü'nün Turizm Polis Karakolu'na yaptığı saldırı ile bir polisimiz şehit oldu. Kenan kardeşime Allahtan rahmet diliyorum. Ailesine sabırlar diliyorum. Yaralı kardeşimize de Allah'tan şifa diliyorum. Acaba bu kadın nasıl böyle yetiştirildi, nasıl bu hale getirildi? Bunu yapmakla ne elde edeceksin? Oradaki Kenan kardeşimizin ne suçu vardı? Ne günahı vardı? Türkiye'nin en önemli turizm noktasındaki destinasyonlar bir tanesi olan Sultan Ahmet Meydanında böyle bir şey yaparak turistlerin buraya gelmesini engellemek için mi bunu yaptı. Buralar güvenli bölge değil, bunu ispatlamak için mi böyle bir şey yaptı. Aynı şekilde 6 gün önce Dolmabahçe'de olan! Orada da böyle bir saldırı oldu. Ne yapmak istiyorsunuz? Elinize bundan ne geçecek? Bununla bu ülkeye ideolojilerinizi egemen kılacağınızı mı zannediyorsunuz? Taş atan, Molotof atan veya silah kullanan değil Türkiye'nin kalkınmasına, gelişmesine, büyümesine, katkı sağlayacak projelere, çalışmalara, icraatlar imza atan üniversite öğrencileri görmek istiyoruz.

"TÜRKİYE'NİN GELECEĞİNDE YERİ YOK"

Türkiye'nin bir takım güçler tarafından biçimlendirme çabalarına en büyük desteğin akademisyen sıfatı taşıyan bazı kimseler tarafından verilmesini gerçekten üzüntü verici buluyorum. Yeni Türkiye'nin üniversitelerinde inşallah ne 27 Mayıs ve 12 Eylül sürecinde nede 28 Şubat sürecinde yaşadığımız üzüntü verici görüntülere bir daha şahit olmayacağımıza inanıyorum. Son olarak geçtiğimiz yıl Adalet ve emniyet bürokrasisi içerisinde yuvalanmış bir çetenin başını çektiği demokrasi darbesi teşebbüsünü de milletimizin desteği ve ferasetiyle bertaraf etmeyi başardık. Bu yapının özellikle hedef aldığı yerlerden birinin de üniversitelerimiz olduğunu biliyoruz. Devletimizin ve milletimizin varlığı ve bekası için tüm kurumlarımızın mutabakatıyla resmen tehdit olarak tanımlanan bu yapının diğer yerlerle birlikte üniversitelerle deki etkinliğini de sona erdirme kararlılığındayız. Diğer vesayet odaklarının yanında bu yapının da Türkiye'nin geleceğinde yeri olmadığını buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bu can bu tende oldukça bu yapıya karşı mücadelemi sürdüreceğim bunu açıkça söylemek istiyorum."

Konuşmasında üniversite sayısının 176'a çıkarıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün üniversite sınavına giren öğrencilerin yüzde 80'inin yerleşeceği kadar kontenjanın olduğunu söyledi.

Artık her 10 yılda bir krizlerle, darbelerle, müdahaleler ile kazanımları heba edilen, geriye itilen bir Türkiye olmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz sadece demokrasimizi güçlendirmedik. Mazlum ve mağdur tüm toplumların, devletlerin ümidi haline gelmedik. Biz aynı zamanda milletimizin yüzlerce yıllık hayallerini, beklentilerini, taleplerini gerçeğe dönüştürdük. Biz yeni Türkiye'nin temellerini attık. Sütunlarını yükselttik, bizden sonra gelecek tüm nesillerin başının dik, zihninin berrak, yüreğinin sağlam olmasını sağlayacak bir iklimi tesis ettik" dedi.

"YATTILAR, KALKTILAR KOBANİ DEDİLER"

"Dünya beşten büyüktür" söylemini tekrarlayan Erdoğan, "BM Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesinin bir tanesinin dudaklarının arasına siz tüm dünyayı mahkûm edemezsiniz. 195 ülke o bir dudağın arasına mahkûm edilemez. O ne derse olamaz. Olursa işte Suriye'de 350 bin insanın ölümüne seyirci kalırsınız. Libya'da şu anda olanları biliyorsunuz. Irak'ta her gün olanları biliyorsunuz. Ses var mı? Yok! Müdahale var mı? Yok! Söylenen ne? Havadan bombaladım. Karadan? Ona karışmam. Yapacaksan bir işi tamamıyla yap. Bizimle yapacaksan o zaman bizim söylediklerimize de önem vereceksin, değer vereceksin. Ne yapıyorlar? Hayır diyorlar. Dert başka. Kobani'de yaşananlar, Aynarap'ta yaşananlar çok açık ve net olarak ortada. Biz karaya girmeyiz diyorlar. Bizde dedik ki... Siz girmeyecekseniz gelin Özgür Suriye Ordusunu destekleyin. Özgür Suriye Ordusunu desteklemedi. Kimi destekledi DEAŞ ile Kobani'de savaşan bazı gurupları desteklediler PYD ve PKK. Ben Sayın Obama'yla telefon görüşmemizde söyledim. PYD, PKK gibi oda bir terör örgütüdür. Onların orada devlet kurmasına müsaade etmenin yollarını mı aralıyorsunuz? Kabine açıkladı bunlar ona mı aldanıyorsunuz? Maalesef PKK ile PYD birbirinin aynıdır ve dertleri Kuzey Suriye'de bir devlet oluşturmak ve bu devleti Afrin, Kobani ve Kamışlı'ya kadar o bölgede Suriye'nin Kuzeyinde kurmaktır. Biz buna Türkiye olarak sıcak bakamayız. Halep bizim için önemli. Çünkü Halep'te 1,2 milyon insan var. Kobani'de insan yok zaten bunların hepsi bizim ülkemize geçti. Halep'te ekonomi var, Halep'te Kültür var, Halep'te tarih var, Halep'te medeniyet var. Orada bu çökertiliyor şuanda. Orayı bir kenara koydular. Yattılar, kalktılar Kobani dediler, iki günde Kobani bitecek dediler. Dünyaya bunların nasıl baktığını anlatmak için söylüyorum. Dünya beşten büyüktür" diye konuştu.

"BEN ORADA TEMSİL EDİLMİYORUM"

Konuşmasında Birleşmiş Milletlerdeki 5 daimi üyeye bütün dünyanın mahkûm olamayacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Peki ne olacak? Olacak olan şey şu, bu sayı 15'mi olur, şu anda 10 tane geçici üye var. 20'mi olur... 20 dönerli olsun her yıl veya iki yılda bir bu 20 üye değişsin. Bu 20 üye değişirken burada dini durumlar, kıta temsili bütün bunlar göz önüne alınsın. Etnik yapılar bile göz önüne alınabilir. Bütün bunlar değerlendirilmek suretiyle bu yapılsın. Şu anda 3 kıta temsil ediliyor. Dini durumdan baktığınız zaman bir tane Müslüman ülke yok. O zaman bu BM Güvenlik Konseyi ne işe yarar. Ben orada temsil edilmiyorum. Benim temsil edilmediğim bir BM Güvenlik Konseyi benim adıma konuşamaz zaten. Biz onun bedelini ödüyoruz. Onun için 'Dünya beşten büyüktür' tezini yayacağız" dedi.

(ANKA)

En Çok Aranan Haberler