Efkan Ala'nın istifasının arkasında önemli bir gelişme var!
Türkiye gazetesinde Fuat Uğur bütün gerçekleri işte böyle açıkladı,
Öncelikle Efkan Âlâ ile ilgili birkaç küçük not.
Show tv Haber Müdürü olduğum sırada, henüz Başbakanlık Müsteşarıyken ve ismi yavaş yavaş duyulurken yaklaşık 1.5 saatlik görüşmemiz olmuştu. O sohbette Âlâ’nın siyaseti ve hukuku nasıl özgürlükçü bir yaklaşımla tanımladığını, demokrat ruhunu anlamış biri olarak yazıyorum.
Batman ve Diyarbakır Valilikleri sırasında PKK’lıların tüm provokasyonlarını kıvrak zekâsı ile boşa çıkarmış, yapılan PKK gösterilerine katılımlar onun sayesinde 200-300 kişiye kadar inmişti.
Cana geleceğine cama gelsin” sözü çok konuşulmuştu.
Başbakanlık’taki böcek meselesini ilk fark eden keza odur. 28 Şubat sürecinde de dik durmuş bir bürokrattı.
17-25 Aralık darbe girişimi sırasında bakan olarak atanmadığı halde son derece aktif bir tutum sergiledi ve ardından da bakan oldu. Şimdi hepsi ya kaçmış ya da tutuklu olan çakma FETÖ savcılarının hiçbirini dinlemeyerek müthiş bir öngörü sahibi olduğunu da kanıtladı.
Peki Efkan bey nasıl oldu da 15 Temmuz kanlı darbe girişimi öncesi ve sonrasında kendisinden beklenen performansı gösteremedi?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da kendisi hakkında konuşurken “Dava arkadaşımızdır ve onun hakkında benim de Başbakan’ın da bir şey söylemek haddimize değildir” diye kayıt düştükten sonra “Belki bir performans düşüklüğü bunun bir nedeni olabilir” dedi.
Efkan Âlâ, kişisel nitelikleri, dürüstlüğü ve çalışkanlığı ile tanınan bir siyasetçi ama bunun sebepleri farklı:
Sebep-1: FETÖ, 17-25 Aralık’ta gösterdiği aktif tutum ve ardından bakan olması nedeniyle Efkan Âlâ’nın etrafını kuşatmak için yoğun bir seferberlik başlattı. Kendisinden olmayanları sureti haktan görünerek çevreledi ve onlar üzerinde çalıştı.
Sebep-2: Âlâ’nın yakınındaki dürüst ve namuslu insanlara kripto eleman ve iş adamlarıyla ulaşarak FETÖ hakkında gerçek bilgi ulaştıranları bilinen ahlaksız yöntemleriyle şüpheli ilân ettiler, bu yönde telkinlerde bulundular ve ortaya konulan bilgileri değersizleştirip gerçek kaynakların Âlâ’ya ulaşmasını engellediler.
Sebep-3: Yakın çevresindeki çalışma arkadaşları, bürokrat ve danışmanlar bu kuşatma altında, aralarına sızan paralel çetecilerin de etkisiyle giderek atıllaştı, iş üretemez ve reaktif hale dönüştü.
Efkan bey biliyorsunuz Erzurumlu. Bu köşede sık sık bilgisine başvurduğu Ümit Akdemir’e sordum “Sendeki bilgileri Efkan beye aktarma imkânı bulabildin mi” diye. Gülerek “Tam yaramı deştin” dedi bana. Meğer o da Efkan beyin kardeşi Atıf Âlâ’yı yakından tanırmış.
Aylar önce Ankara’da terörle mücadeleye FETÖ ile ilgili bilgi ve belge vermek üzere çağrıldığında Kızılay’da ona rastlamış. Sohbet etmişler uzun süre. Ona Paralel Çete’nin neyin peşinde olduğu, darbe hazırlıklarını, TSK içindeki yapılanmayı, hususiler ve imamların Ankara’ya doluşup subaylarla bağlantı kurduklarını anlatınca Atıf Âlâ ismini vermek istemediğim bir yetkiliyi arayarak “Abimi Ümit beyle mutlaka görüştürün. Telefonu, ismi şu” diyor. Ümit Akdemir randevu talep ediyor ama Efkan beye ulaşamıyor. Alt düzey bir görevliyle konuşturuluyor. Bilgileri ona aktarıyor. “Artık iletildi mi iletilmedi mi orasını bilemiyorum” diyor.
SONUÇ VE YENİ BAKAN SÜLEYMAN SOYLU İÇİN UYARI
Ne kadar nitelikli, dürüst, cesur olursanız olun, eğer çevrenizdeki bürokrat kadroyu doğru belirleyemez, yakın çalışma arkadaşlarınızı güvenebileceklerinizden seçmezseniz yaşanacaklar bundan farksız olmayacak.
Bu bakımdan 15 Temmuz gecesi TRT’yi darbeci askerlerden kurtarmak üzere giden Süleyman Soylu için de aynı handikap devam ediyor.
Süleyman Soylu benim de yakından tanıdığım çok değerli ve demokratlığı tescil edilmiş bir siyasetçidir. Türk siyasetinin en büyük kazançlarından biridir. Başarı dileklerimle bu uyarıları da dostluk gereği yapmadan geçemiyorum.