Son günlerde artan cinsel istismar olayları Türkiye'nin gündemine damga vurdu. Adana'daki çocuğa tecavüz olayından sonra giderek artan tepkiler sonrası Hükümet 'kimyasal hadım' önerisi için harekete geçti. Konuyla ilgili açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan da, "Zina ile ilgili düzenlemeyi de yapmak suretiyle tacizler, vesaireler, bunları aynı kapsam içerisinde değerlendirmemiz lazım. Zina konusunun da yeniden ele alınmasının çok çok isabetli olacağı düşüncesindeyim. Bu çok eski bir konu. Kapsamı geniş. Tartışılsın. Bunlar zaten bizim daha önce yasal düzenlememiz içinde vardı. Biz AB’nin talepleri vs. doğrultusunda orda böyle bir adımı attık ama yanlış yapmışız.” ifadelerini kullandı. Bugünkü köşesinde konuya değinenHürriyet Yazarı Ahmet Hakan, Erdoğan'ın "Durup dururken...“Zina” tartışmasının fitilini ateşleyiverdi." iddiasını ortaya attı.
Ahmet Hakan'ın yazısının ilgili kısmı şöyle;
MALUM önümüzde büyük, çok büyük ama çok büyük seçim var.
İşte tam bu yüzden...
İktidar cephesinin...
Muhafazakârlar ile milliyetçileri aynı çatı altında birleştirecek şöyle okkalı bir kültürel değerler üzerinden yapılacak bir tartışmaya şiddetle ihtiyacı var.
“Zina tartışması” var ya “zina tartışması”...
Bunun için...
Bulunmaz bir nimet.
Cumhurbaşkanı Erdoğan...
İşte bu yüzden...
Durup dururken...
“Zina” tartışmasının fitilini ateşleyiverdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan istiyor ki...
“Zinayı savunanlar” ile “Zinaya karşı çıkanlar” arasında şöyle güzel, şöyle sert, şöyle etkili, şöyle kuvvetli bir tartışma çıksın.
Ve böylece...
Muhafazakâr milliyetçi cephe gücüne güç katsın, sandıklar patlasın, hayat bayram olsun, kuşlar cıvıldasın falan...
Bu stratejiyi ancak şöyle bir tavır bozabilir:
Eğer iktidar muhaliflerinin bir teki bile...
Zina tartışmasına girmezlerse...
Zina tartışmasına yüz vermezlerse...
Ne girmesi! Ne yüz vermesi!
“Zina” kelimesinin “z”sini bile telaffuz etmezlerse...
Zina konusu, kursakta bir heves olarak kalır.
Bakalım başarabilecekler mi?