Türkiye'nin ‘Zeytin Dalı' adını verdiği Afrin operasyonu devam ederken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet yetkilileri sık sık Münbiç'in de gündemde olduğunu vurguluyor. Türkiye, ABD'nin PYD/YPG'ye silah vermemesini ve Münbiç'ten çekilmesini istiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Grup toplantısında konuşurken Türkiye'nin bu konudaki beklentisini yinelerken, bölgede ABD'nin bölgeye yönelik başka hesapları olduğu mesajını verdi. ABD'nin IŞİD'i temizlediğine dair açıklama yaptığını anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Temizlediysen, niye hala buradasın? 5 bin tır silah ve mühimmat getiriyorsun? 2 bin kargo uçağı ile silah ve mühimmat gönderiyorsun? Nereye gönderiyorsun? Kuzey Suriye'de bunların ne işi var? Niye bunlar buraya geliyor? Bu sorunun cevabını da lütfen bize verin. Eğer 'DEAŞ'la mücadele için gönderiyorum' diyorsan, buna bizim inanmamız mümkün değil, buna da karnımız tok. Kendilerine söylediğim için bu konuda rahatım, çok açık ve net bir şey var; o zaman sizin Türkiye'ye yönelik hesabınız var, sizin İran'a yönelik hesabınız var veya olmaz ya Rusya'ya yönelik hesabınız var. Fakat biz yerimizde dim dik duruyoruz ve duracağız. "
'BU TÜRKİYE'YE KARŞI YAPILAN BİR OPERASYON'
Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifade ettiği ABD'nin Türkiye, İran ve Rusya'ya yönelik hesapları ne? Konuyu Sputnek'e değerlendiren AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, PYD/YPG'nin PKK'nın Suriye kolu olduğunu ifade ederek, "Türkiye'ye yıllardan beri düşmanlık eden bir terör örgütüne buna rağmen silah yardımında bulunuyorsa bunun DEAŞ'e karşı yapılan bir mücadele gereği olduğunu iddia etmek inandırıcı olmaz. Bu Türkiye'ye karşı yapılan bir operasyon. Bunu defalarca ABD'ye söylediğimiz halde ısrarla PKK'ya silah yardımında bulunuluyor, PKK orada ordulaştırılıyor, PKK'ya devlet kurdurtuluyor" diye konuştu.
IŞİD'e karşı bu silahların PKK'ya verildiği iddiasına gülüp geçeceklerini kaydeden Metiner, "Niye gülüp geçeriz? Rakka DEAŞ'ın elinden temizlendiğinde bütün dünyanın gözü önünde DEAŞ militanları silahlarıyla birlikte PKK'nın kontrolünde bir başka yere intikal ettirilmedi mi?" dedi. Bunun da ABD'nin bilgisi dışında olamayacağını belirten Metiner, Türkiye'ye karşı bir operasyonda IŞİD'in bir gerekçe olarak kullanıldığını, PKK'nın ABD üzerinden silahlandırılarak Türkiye'ye karşı bir baskı unsuru olarak, kendi politikalarını dayatacak bir baskı unsuru olarak kullanıldığını söyledi. Metiner, ABD'nin bu yanlış politikadan vazgeçmişi gerektiğini söylediklerini vurguladı.
'İRAN İÇİN DE KULLANILMAYA MÜSAİT BİR ENSTRÜMAN'
İran ile ilgili hesap konusunu da değerlendiren AK Partili Metiner, PKK'nın sadece Türkiye'ye karşı kullanılan bir enstrüman olmadığını belirterek, "Aynı zamanda İran için de kullanılmaya her an için müsait olan bir enstrüman" dedi. İran'ın neden Afrin operasyonuna karşı çıktığını anlamakta güçlük çektiklerini de vurgulayan Metiner, "PKK orada devletleştiğinde sadece Türkiye için bir tehdit unsuru olmayacak ki, bir adım ötesi İran'ın Kürdistan bölgesinin de istikrarsızlaştırılmasıdır yani. İran bunu göremeyecek kadar kör bir devletse varsın Türkiye'nin Afrin operasyonunu eleştirmeye devam etsin" dedi.
'ABD'NİN HER ADIMI DENKLEMİ BOZMAYA YÖNELİK OLACAKTIR'
AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, Rusya'nın ise artık Suriye'de bir oyun kurucu ülke olarak bulunduğunu, Rusya, İran, Türkiye üzerinden ABD çıkarlarına uygun olmayan yeni bir denklem oluşturulduğunu söyledi. Metiner, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dolayısıyla ABD'nin atacağı her adım bu her üç ülkenin oluşturmak istediği denklemi bozmaya yönelik olacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın kastettiği şey bu. Eğer Rusya, Türkiye'nin operasyonundan rahatsızlık duyar başka bir yanlış davranış içine girerse ABD zaten Rusya'nın da denklemini başka bir düzeyde, alanda bozacak başka atraksiyonlar içine girebilir. O yüzden bu süreçte, İran, Rusya ve Türkiye koalisyonu çok güçlü bir biçimde devam etmesi gerekiyor. Türkiye, Suriye'yi işgal etmek için bir operasyon yapmıyor. Oradaki terör unsurlarını kaldıracak bir operasyon yapıyor. Bunun Rusya'ya, İran'a herhangi bir zararı yok. Sonuçta oranın yerleşik halkı tekrar gidip oraya yerleşecekler ve Türkiye'de tekrar kendi doğal sınırlarına çekilecek. Ama, Rusya'yı bir şekilde rahatsız edecek bir denklemin kurulmaması sağlanmış olacak. Burada ABD'nin eli büyük ölçüde zayıflamış olacak. Yani DEAŞ-PKK denklemi üzerinden ABD bugün bölgesel bir denklem oluşturmaya çalışıyor. Bunun önündeki engel ülkeler kimler, Rusya, Türkiye, İran. "
'ABD'NİN BÖLGESEL HEGEMONYASININ ÖNÜNDE SET OLUŞTURULACAKSA…'
AK Partili Metiner, Türkiye'nin hamlelerini İran'ın tehdit unsuru olarak görmesi, Rusya'nın burada Türkiye'yi yalnızlaştıracak bir politika içine girerse burada ABD'nin kazançlı çıkacağını söyledi. Rusya'nın bugüne kadarki Türkiye politikasını son derece değerli bulanlardan olduğunu vurgulayan Metiner, şöyle devam etti:
"Umarım bu birliktelik devam eder. Tabi bu her konuda Türkiye ile Rusya'nın aynı düşündüğü anlamına gelmiyor ama ABD'nin bölgesel hegemonyasının önünde ki set oluşturulacaksa, Rusya-Türkiye-İran denkleminin çok güçlü bir biçimde birbirleriyle dayanışma halinde devam etmesi gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın dikkat çektiği şey bu. Mesele PKK ile mücadele meselesi değildir, mesele DEAŞ meselesi değildir. DEAŞ'ı gerekçe olarak gösterip PKK devletleştirilmek isteniyor. PKK üzerinden Türkiye'nin ulusal bütünlüğü parçalanmak isteniyor, sınır güvenliği ortadan kaldırılmak isteniyor, bölgenin demografisi değiştirilmek isteniyor. Ayrıca da bir adım ötesi de İran'ın iç işlerine tekrar PKK üzerinden müdahale etme zeminin yaratmaktır. Belki Kürdistan bölgesinde, İran'ın dağlarında bugün Türkiye'de savaştırıldığı gibi savaştırılacaktır, içerde de başka muhalif unsurlar tekrar sokaklara, caddelere sürülecektir. Böylelikle İran da çökertilecektir. Peki Rusya tek başına ne yapacaktır? Parçalanmış paramparça olmuş Suriye, orada üssü olsa ne olur, olmasa ne olur?
Cumhurbaşkanımızın dikkat çektiği tehlike budur. Umarım ABD aklını başına devşirir ama ABD terör örgütüne desteğini sürdürmeye devam ederse bu süreçte Türkiye-Rusya-İran dayanışmasının çok büyük bir önem arz ettiğini, dolayısıyla Cumhurbaşkanımız hatırlatmış oldu. Umarım, Rusya ve İran kendilerini de son kertede denklem dışı bırakacak politikalara yönelmezler. Türkiye'nin elinin güçlenmesinin kendileri için bir tehdit unsuru olarak görmezler. Bu tür bir anlayışa kapılarla ve Türkiye'nin elini orada zayıflatacak, Türkiye'yi bir şekilde yalnızlaştıracak adımlar atarlarsa son kertede kendi ipini de çekeceklerini unutmasınlar. Çünkü ABD zaten böyle bir şeyin olması için zemin hazırlıyor."