BARIŞ ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim barajının düşürülmesi konusunda bir itirafta bulunduğunu belirterek, "Seçim barajı düşerse AKP tek başına iktidar olamaz. Başbakan bunu itiraf ediyor. O halde bir hile ve aldatma üzerine tavrını sürdürmek istiyor"dedi. Demirtaş, Başbakan Erdoğan'ın PKK'nın provakasyon hazırlığı içinde olduğu sözlerine sert tepki göstererek, "Oysa bu dönem provakasyonlar olmasın diye ateşkes ilan eden PKK'nın kendisidir. Yani Başbakan aklında bazı provakasyon hazırlıkları var. Ben bundan bunu anlıyorum. Çok tehlikeli bir söylemdir. Hükümet Mart ayına kadar ırkçı, milliyetçi söylemlerini devam ederse gerçekten durumdan çok kaygılıyım. Sakin bir ortamda seçime gidemeyebiliriz. Bu fırsatı yitirebiliriz diye kaygılıyım"dedi. BDP lideri Demirtaş, istemeleri halinde KCK davasın tutuklularının da Milletvekili adayı olabileceğini de ifade ederek, "BDP' den Milletvekili aday adaylığı başvurmalarından onur duyarız"diye konuştu.
"AKP BARIŞ SÜRECİNİ ZORA SOKTU"
Parti çalışmaları için Diyarbakır'da bulunan BDP Genel başkanı Selahattin Demirtaş, DHA muhabirine gündem ile ilgili açıklamalarda bulundu. BDP lideri Demirtaş, PKK'nın ilan ettiği eylemsizlik sürecinin Mart ayında biteceğine yönelik değerlendirmeler üzerine, AK Parti' nin ateşkes dönemini tümüyle kendi partisel çıkarları için kullandığını ileri sürerek, "Kullanmaya da devam ediyor. Türkiye için bir fırsatı kendi partisinin çıkarları için kullanıyor. Yapılacaklar Türkiye'nin lehine olacak şeylerdi. Hukuk düzenlemesi ile haksız yere tutuklananlar serbest bırakılabilirdi. Halen KCK davasında insanlar tutukludur. Kendi ana dilinde savunma yapamıyor. Bu konudaki gelişmeler somut gelişmeler olabilirdi. Yeni yeni anayasayı nasıl olacağı konusunda AKP'nin komuoyun'a ne yapacağını söylemesi somut bir gelişme olurdu. İki dillik meselesine, demokratik özerklik meselesine Hükümetin yaklaşımı doğrudan kabul etmese bile ön açıcı olabilirdi. Bu kadar tehdit vari ve ırkçı bir yaklaşım ile önünü kesmeyebilirdi. İktidar bunların hiç birini somut geliştirmeye dönüştürmedi. Irkçılık ve milliyetçiliği tırmandırarak hem ateşkes sürecini zora sokan bir süreç içine girdi, hem de bu vesile ile milliyetçi oyları toparlama hevesi ile gerçekten bir şovenizm dalgası estirmeye başladı. Dolayısıyla şu anda ben ateşkes ilan edilmeden önce çağrı yapanlara buradan BDP olarak seslenmek istiyoruz. Hep birlikte vurgulu şekilde AKP' ye, hükümete görevlerini hatırlatmak zorundayız. Barış konusunda çaba sarf etmezsek ısrarcı olmazsak AKP' nin barışa niyeti yoktur. Bu çok bariz şekilde ortadadır"dedi.
"SAKİN BİR ORTAMDA SEÇİME GİDEMEYEBİLİRİZ"
Demirbaş, Başbakan' ın PKK'nın bazı çetelerle işbirliği içinde tekrar bazı provaskosyon hazırlığı içinde gibi cümleler kullandığını da belirterek, "Oysa bu dönem provakasyonlar olmasın diye ateşkes ilan eden PKK'nın kendisidir. Yani Başbakan'ın aklında bazı provakasyon hazırlıkları var. Ben bundan bunu anlıyorum. Çok tehlikeli bir söylemdir. Başbakan'ın elinde somut bilgi ve belge varsa bunu derhal açıklamalıdır. Açıklamıyorsa Başbakan provakasyon hazırlığındadır. Bir takım merkezlerin harekete geçeceğini biliyor, bunu da önlemiyor, önlemeyerek bunlara zemin sunuyor ve bunu PKK'nın üzerine atmaya hazırlanıyor. Ben bundan bunu anlarım. Çok tehlikeli politika olarak görüyorum. O nedenle Mart ayının çok kritik olduğunu düşünüyorum. Hükümet o zamana kadar ırkçı milliyetçi söylemlerini devam ederse gerçekten durumdan çok kaygılıyım. Sakin bir ortamda seçime gidemeyebiliriz. Bu fırsatı yitirebiliriz diye kaygılıyım"diye konuştu.
"KÜRTLER, TÜRKÇE BİLDİĞİ İÇİN ANA DİLLERİ İLE SAVUNMA YAPAMIYOR"
BDP Genel başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül' ün ana dilde savunma yapılması ile ilgili sözlerini ise, "Cumhurbaşkanının söylediğini mahkemelerde söylüyor. Türkçe bildikleri için izin vermiyor. Yani bu ülkede Kürtler Türkçe bildikleri için kendi ana dillerini konuşamıyorlar. Demek ki Kürtlere şu mesaj mı verilmek isteniyor. Kürtler artık Türkçe öğrenmesinler, Türkçe öğrenmek artık bir asimilasyon gerekçesi olarak sunuluyorsa bu yanlış bir şeydir. Kürtler, Türkçe de biliyor. Bilen kişilerin kendi ana dilleri ile konuşmaları gerekir. Bu konuda sayın Cumhurbaşkanının tutumunu doğru olmadığını düşünüyorum"dedi.
CHP'YE HAKİKATLERİ ARAŞTIRMA KOMİSYONU ELEŞTİRİSİ
Hakikatleri Araştırma Komisyonunun kurulmasını ilk olarak kapatılan DTP daha sonrada BDP' nin gündeme getirdiğini söyleyen Demirtaş, "Mutki'de 27 civarında insana ait kemik çıktı. Bu konuda CHP genel başkanının tek bir değerlendirmesini duymuş değiliz. Yani bir yandan komisyon kurulsun deniyor bir yandanda ortaya çıkan hakikatlerle ilgili CHP'nin tek bir demecine tek bir açıklamasına rastlamış değiliz. Hakikatler Mutki'de ki hakikatlerdir. BDP olarak bir yasa teklifi hazırlamış durumdayız. Hem iç tüzükte hem kanunda bir değişiklik öneriyoruz. Bu konuda gerekirse diğer gruplarla görüşülerek ortaklaştırma yapabiliriz. Ancak, bir ortaklaştırma olmasa da biz BDP olarak bu kanun ve iç tüzük değişikliği teklifini birkaç gün içerisinde TBMM'ye sunucağız"diye konuştu. Demirtaş, CHP ile BDP' nin seçim ittifakı konusundaki soruyu ise şöyle yanıtladı:
AKP VE CHP'YE KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ MASALI BENZETMESİ
"CHP olup bitenin farkında değil. Bence AKP' nin bugün en büyük şansı CHP'nin Türkiye'de ana muhalefet olmasıdır. AKP baba anne kılığına girmiş kurttur. Ve CHP halen AKP' ye soruyor. Senin kulağın niye büyük, senin gözün niye büyük, tırnakların niye uzun. CHP'nin son bir sorusu kaldı senin ağzın niye büyük diye bunu da seçimde soracak ve ondan sonrası da masalda biliniyor. Zaten. O nedenle CHP başına geleceklerin farkında değil. CHP bu ülkede eğer ana muhalefet rolünü oynamak isteyen bir parti olmak istiyorsa demokratik açılımı kendinden başlatmalı ve Türkiye'de zeytin dalı şeklinde demokratik bir bloğun bir cephenin alternatif bir iktidar cephesinin içinde yer almalıdır. Başka yolu yoktur bunun. AKP, Türkiye'yi yeniden dizayn ediyor, CHP'de onun değirmenine sadece su taşıyor. Bu kadar orantısız güç kullanan bir iktidara karşı CHP gibi statükoda ısrar eden bir partinin alternatif olması mümkün değildir. AKP' ye alternatif iktidar ancak blok şenlinde yaratılabilir. Biz daha öncede söyledik bu klasik bir şeçim ittifakı değildir. Bizim açımızdan. Partilerin birleşmesi veya seçim işbirliği değildir. Bir demokratik halk cephesinden, demokratik halk muhalefetinden söz ediyoruz. Bununla ilgili çok sayıda parti, sendika, demokratik hareket ve platformlar bir araya gelebilir ve bu bir ortak seçim çalışmasına da dönüşebilir. Ama CHP öncelikle kendinde bu demokratik dönüşümü gerçekleştirerek başka bir pencereden bakabilmelidir."
"BARAJ DÜŞÜRSE AKP TEK BAŞINA İKTİDAR OLAMAZ"
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Gül'ün Strazborg'ta, "Yeni anayasayı TBMM yapmalıdır, görevidir" dediği saatlerde Başbakan'ın, "Seçim barajı düşmez, düşerse koalisyon olur" dediğine dikkat çekerek, "Bu iki söylemi bir araya getirdiğinizde bir tutarsızlık vardır. Eğer parlamento yeni anayasayı ve önümüzdeki yüzyılın anayasasını yapacaksa o parlamento temsil kabiliyetinin en güçlü olduğu parlamento olmalıdır. Bunun içinde barajın düşmesi gerekir. Bütün farklı kesimlerin parlamentoda olması gerekir ki anayasa hepimizin anayasası olsun, herkesin anayasası olsun. Fakat, Sayın başbakan yeni anayasa yapılacaksa ben yapacağım diyor. Seçim barajı düşerse koalisyon olur diyerek itiraf ediyor. Seçim baraji düşerse AKP tek başına iktidar olamaz. Başbakan bunu itiraf ediyor. O halde bir hile ve aldatma üzerine sürdürmek istiyor. Bunun anlamı budur. Baraj düşürse AKP tek başına iktidar olamaz, bunun farkındadır. Oysa koalisyon dönemleri istikrarsızlık dönemi değildir. Bakın AKP tek başına değiştirme çoğunlunu elde etse bile istikrarlı bir şekilde anayasayı yapamaz. Ama meclis çoğunluğu ne kadar renkli ve temsil ne kadar güçlü olursa o kadar güçlü bir anayasa yapılır"dedi.
"SAYIN CUMHURBAŞKANI GİDEREK TARAFSIZLIĞINI YİTİRİYOR"
Muhalefet partileri olarak her zaman Cumhurbaşkanına saygı duyduklarını söyleyen Demirtaş, Cumhurbaşkanı Gül'ün görev süresi boyunca iktidara ve hükümete tek bir eleştiri getirmemesini eleştirdi ve "Bu saatten sonra artık tarafsızlığını giderek yitiriyor. AKP şu süre boyunca tek bir hata ve eksik yapmadı mı? Sayın cumhurbaşkanı asla bu süre boyunca tek bir eleştiri yapmamıştır iktidara. Ne seçim barajı ile ilgili ne de Siyasi partiler yasası ile ilgili olmuştur. Şu anda Çankaya ve Hükümet el ele AKP' yi yeniden iktidara taşıyıp Türkiye'nin gelecek yüz yılını belirleyecek anayasayı kendi başına yapmanın hesabı içindedirler. Bu çok yanlıştır. Buradan bir demokrasi barış ve uzlaşı çıkmaz diye kaygı duyuyorum"dedi. BDP Genel başkanı Selahattin Demirtaş, CHP ile Hükümet arasında yaşanan Hizbullah tartışması konusunda ise şöyle konuştu:
"CHP'ye günaydın diyorum. Hizbullah devletin kurduğu bir örgüttür. Devlet her zaman Hizbullah ile ittifak yapmıştır. Hizbi kontra devletin bir komisyonu, çetesi ve teşkilatıdır. CHP bunu yeni mi fark ediyor. Hizbi kontra sokakta insanları tetik çekip katlederken CHP niye buna itiraz etmiyordu. İttifak yeni değil. 90 'dan beri devlet ve iktidarlarla Hizbullah' ın ittifakı vardı. Şimdi AKP ile aynı şekilde ittifaklarını sürdürüyorlar. Her yerde, yerelde bu şekilde ittifakları var. Uslup konusunda bizlerde toplumda ciddi derecede rahatsızız. Sayın başbakan gündemi saptırmak ve sunni gündemler yaratmak için hem kaba ve çirkin bir dil kullanıyor, hem de gereksiz bir gündem oluşturuyor. Bunun üzerinde de hareketlerle, küfürleşmelerle siyaset yaptıklarını zan ediyorlar. Türkiye toplumu buna layık değil. Böylesi siyasetçilere hak etmiyor."
"TEK DİL DESEYDİK, KIYAMET O ZAMAN KAPACAKTI"
BDP Genel Başkanı Demirtaş, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının çift dilli tabelalar ile ilgili aldığı kararı değerlendirirken, "Çift dilli yaşam için anayasal ve yasak değişiklikleri beklemeye gerek yok demiştim. Bu tür şeyler meşrudur. Bunlar yapılacaktır dediğimizde kıyamet kopmuştu. Bakın haklı çıktık. Cumhuriyet başsavcılığı, bunlar suç değil dedi. Dolayısıyla bazı şeyler pratiğe geçtikçe hem tabular yıkılıyor hem de pratik çözüm bu şekilde gelişiyor. Allah korusun bizde birileri gibi tek dil demiyoruz. Tek dil sadece Kürtçe deseydik asıl kıyamet o zaman kopacaktı. Asıl ırkçılık olurdu. Biz iki dilli olsun diyoruz. Hem Türkçe hem ana dilini kullansın diyoruz. Bizde başbakan gibi sadece Kürtçe deseydik işte ırkçılık o olurdu. Demokratik yaklaşım bizim yaklaşımımızdır. Belediyeler ve il genel meclislerimiz çift dilli yaşam için ne olacaksa halkın hizmetinde olacaktır. Çiftli dilli hizmet vermek için hatta 3 ve 5 dilli hizmet için belediyelerimiz hazırlıklarını sürdürüyorlar bu konuda yasal engel yoktur. Ama dilin koruna bilmesi içinde kamunun bütün alanlarında kullanılması ve okullarda eğitim dili olarak kullanılması da gerekiyor. Bunun içinde mutlaka anayasanın değişmesi gerekir. Bunun mücadelesini sürdüreceğiz"dedi.
"KCK SANIKLARI MİLLETVEKİLLİĞİ İÇİN BAŞVURURSA BİZİM İÇİN ONURDUR"
BDP lideri Selahattin Demirtaş, gazeteciler Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay'ın CHP'den Milletvekili olabilecekleri tartışması ve BDP'nin de KCK davası sanıklarını aday gösterip göstermeyeceği ile ilgili bir soruya, "KCK ile Ergenekon sanıkları arasında esas itibariyle hiçbir benzerlik yoktur. Ama tutuklu olmaları vesilesi ile ortak değerlendirme yapılabilir. Biz KCK davasından tutuklu arkadaşlarımızın veya her hangi bir siyasi davadan tutuklu arkadaşlarımızın BDP' den Milletvekili aday adaylığı başvurusundan onur duyarız. Bu bize onur verir. Herkesi açıktır, partimizde ilkelerimizi kabul eden bu doğrultuda mücadele etmek isteyen herkese kapımız açıktır. Elbette KCK davasından tutuklu olan arkadaşlarımız dahildir. Biz öyle CHP gibi 'onlarla alakamız yok' demiyoruz. Bunlar bizim yoldaşlarımızdır. Bizler kadar demokratik siyaset yapma hakları vardır. Başvururlarsa onur duyarız. Başvuru yapılırsa şüphesiz değerlendirilebilir. Dışarıda olanın hakkı neyse tutuklu olanın hakkı da bizim için aynıdır"diye konuştu.
DHA
[