HABER

Erdoğan, Kadın işçiler Kurultayı'nda o anısını anlattı

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Metal Sendikası kadın kurultayında konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Metal Sendikası Kadın İşçiler 21. Büyük Kurultayı'nda konuştu.

İşte Erdoğan'ın satır başları:

"KADINLAR İNAYET DEĞİL ADALET BEKLİYOR KOTA DEĞİL ADİL YARIŞ İSTİYOR"

Kadınlarımız en büyük gücümüzdür. Kişinin kadın ya da erkek olarak dünyaya gelmesi bir tercih değil bir takdirdir. Bunun için biz insanları hiçbir zaman cinsiyetlerine göre tasnif etmedik. Bizim için insan kadını ile erkeği ile yaradılmışların en şereflisidir. Meseleye böyle baktığımızda nisa, yani insan olan kadınlarımıza yönelik haksız, adaletsiz tutuma karşı hep birlikte mücadele etmek mücadelesiyle karşı karşıya kalıyoruz. Kur'an-ı Kerim'de Nisa süresi kadına ayrılmıştır. Bu kadına verilen önemin apaçık ifadesidir. Kadın ve erkek birbirinin iki yarısıdır. Kadını yok sayan erkek, kendi yarısından da vazgeçmiş demektir. Kadınlar inayet değil adalet bekliyor. Kadınlar kota değil, adil yarış talep ediyor.

''OĞLUM NE EDEYSUN?''

Benim için kadın öncelikle annedir. Ayaklarının altını öpmekle şeref duyduğum annemle birlikte tüm kadınların özel bir yeri vardır. Anacığım ayağının altını öperken ayağını çekerdi, kendi ifadesiyle 'oğlum ne edeysun' derdi. Ben de 'ana bana cenneti çok mu görüyorsun, cennetin kokusunu almak istiyorum' derdim. Anne bu kadar önemli. Siz olmasaydınız erkekler olmazdı. Siz onların banisisiniz. Benim için kadın eşittir. Hayatımı paylaştığım hep yanımda olan dimdik yanımda olan eşimle birlikte tüm kadınlarımıza saygılarımı sunuyorum. Benim için kadın gözlerimin nuru olan kızlarımdır. Tüm genç kızlarımıza sevgilerimi iletiyorum. Benim için kadın torunumdur. Varlığı ile hayatıma neşe katan, ruhumu dinlendiren torunumla birlikte tüm kız evlatlarımızı muhabbetle kucaklıyor, hepsinin alınlarından öpüyorum. Elbette en büyük saygıyı, en samimi anmayı hakedenler şehitlerimizin anneleri, eşleri ve çocuklarıdır. Onların evlatları, eşleri, babaları birer birer kahramandır. Bu ülkenin, milletin bekası için geride sevdiklerini bırakarak gözlerini kırpmadan büyük mücadeleye girerek hayatlarını feda eden bu kahramanların hepsini rahmetle, minnetle, hürmetle yadediyorum.

KADINI YANINA ALANIN SIRTI YERE GELMEZ KARŞISINI ALAN İFLAH OLMAZ

Gazilerimize de, eşlerine de, annelerine de selam ve muhabbetlerimi sunuyorum. Rabbim hepsinden razı olsun. Gözü yaşlı annelerin ahlarını alanların bedbah olması kaçınılmazdır. Bu ülkenin kadınını yanına alanların sırtı yere gelmez karşısına alan da iflah olmaz.

TEK MİLLET, TEK VATAN, TEK DEVLET VE TEK BAYRAKTAN VAZGEÇİLMEZ

Katil devlet diyerek ihanet çukuruna gömülenlere inat devletimize sahip çıkıyor muyuz? Sendikaları terör örgütlerinin değil, gerçek emekçilerinin yuvası haline getiriyor muyuz? Sendikaları silah deposu haline getirenlerin karşısında dimdik duruyor muyuz? Bölücü terör örgütlerinden paralel devlet yapılanmasına karşı tüm şer odaklarına karşı milletimizin yanında yer alıyor muyuz? Tek millet, tek millet, tek vatan, tek bayrak dedik. Biz bu dört şey için varız. Bu milleti parçalamaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Bayrağımıza eş bayrak dikmeye çalışanlar bu ülkede yer bulamayacaktır. Bu vatan topraklarını bölmek isteyenler bu ülkede yer bulamayacak, çukurlara gömülecektir. Devlet içinde devlet asla buna müsaade edilmeyecektir.

ERKEKLERİN OLMADIĞI YERDE KADIN KADININ OLMADIĞI YERDE ERKEK YARIMDIR

Bana göre kadına en büyük zararı hayatı ekonomik paranteze mahkum eden anlayış yapmıştır. Hangi annenin yaptığı iş paraya tahvil edilebilir. Onun yaptığı işin bedeli olabilir mi, olamaz. Kadının bu fedakarlığını hangi maddi ölçüyle değerlendirebiliriz. Aile kurumunu yıkarak kadını özgürleştiremezsiniz. Kadın emeğinin ve bedeninin sömürülmesine yönelik her girişim aslında toplumların geleceğini hedef alıyor. Aynı sorumluluk aynı derecede erkeklerin de omuzlarındadır. Erkeğin olmadığı yerde kadın, kadının olmadığı yerde erkek yarımdır. Tek başına bir işe yaramaz. Bize düşen Rabbimizin takdirine ram olmaktır. Bizim inancımızda tüm emirler ve tüm yasaklar erkekler ve kadınlar etrafındadır. İyi ve temiz erkekler ile iyi ve temiz kadınlar. Bunun yanında kötü erkekler ve kötü kadınlardan söz edilir. Birisi bir tarafa birisi bir tarafa yoktur.

BİZ BAŞI AÇIK KADINLARA SAYGISIZLIK YAPMADIK YAPMAYIZ DA

Türkiye geçmişte kadınları sadece cinslerine göre değil kılık kıyafetlerine göre tasnif eden bir çarpık zihniyete şahit oldu. Kadının kafasındaki örtüyle değil kafasının içindeki fikirlerle, üzerindeki elbiseyle değil yüreğindeki inançla ve sevgiyle değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunun için başı açık, başı kapalı ayrımı yapmıyoruz. Yapamayız, buna hakkımız yok. Bu insana değer vermemektir. Aynı ailenin içinde başı örtülüsü de var, başı açık olan da var. Anne başı örtülü kızı başı açık. Bunlar birbirine düşman mı, olamaz. Geçmişte kadınlarımız mağdur edildiği için elbette onların yanında yer aldık, almaya da yer alacağız. Buna karşılık başı açık kadınlara en ufak bir saygısızlığımız olmamıştır, olamaz da. Mesai arkadaşlarımın içinde başı örtülüsü de var, başı açık olanı da var. Hiç kimseye orada bir ayrımcılık yapamaz. Eskiden bu makamlara maalesef başı örtülü olanlar gelemiyordu. Kız üniversiteyi bitirmiş işe girecek alınmıyordu. Niye, çünkü başörtülü.

BEN KIZLARIMI BU ÜLKEDE OKUTAMADIM AMERİKA'DA OKUTTUM

Bizi bugüne kadar yaşam biçiminden eleştirenlerden hiçbiri en ufak bir delil ortaya koyamaz. Ben kendi kızlarımı bu ülkede okutamadım yahu! Ben dertliyim yahu! Ben damdan düştüm! Amerika'da okuttum kızlarımı. Öz yurdunda garipsin, öz yurdunda parya, burada okutamıyorsun, Amerika'da okutamıyorsun. Birçok devlet başkanı şaşırarak bana dedi ki, siz müslüman değil misiniz, evet müslümanım, peki niye okutamıyorsunuz çocuklarınızı başörtülü okullarda. Hamdolsun şimdi bunları aştık, aşıldı. Türkiye'nin artık geride bırakmış olduğuna inanıyorum. Bu tür sorunları, bu tür tahammülsüzlükleri ısıtarak yeniden gündeme getirmeye çalışanları biliyoruz.

En Çok Aranan Haberler