Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde İlim Yayma Vakfı Genel Kurulu'nda konuştu.
"Yaklaşık yarım asırdır gençlerimiz ilimle irfan alarak geleceğe hazırlanıyor" diyen Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle:
Ülkemizin en kasvetli döneminde baskının ve şiddetin sokaklarda kol gezdiği dönemde bu vakfı kuran büyüklerimiz, 'Ben varım' dediler ve yola öyle çıktılar. Gençlerimiz birbirini kırmasın diye bu iyilik hareketi başlattılar. Hamdolsun 44 yıldır İlim Yayma Vakfı vatanını imanla seven nesiller yetiştiriyor. Yarım asırdır gençlerimiz bu vakfı çatısı altında ilimle, irfanla, hikmetle yoğrularak geleceğe hazırlanıyor.
Bu çatının altında yetişmiş hiçbir genç vatanına, milletine kurşun sıkmadı. Vakfımıza gönül vermiş hiçbir kardeşim İslam düşmanlarına kapıkulu olmadı. Gözünü ve gönlünü Hakkın rızasını kilitleyince Rabbim önünü açıyor. Sadece güç ve tahakküm olduğunda ise FETÖ'nün düştüğü ihanet çukuruna yuvarlanmak kaçınılmaz hale gelir.
"İLAHİ TOKADI YEDİLER"
Sinsice kurulan planlar bir gecede boşa çıkar. Biz yaparız diyenler bir gecede ilahi tokadı yiyerek, milletimizin o duruşuyla yerle yeksan oldular. Takiyye yaparak milletini kandıracaklarını zannedenlerin zelil durum herkesin malumu. Paraya, makama kul olanların nasıl yer ile yeksan olduğunu gördük.
Yarım asra yaklaşan birikimiyle İlim Yayma Vakfı, Türkiye'nin hafızasıdır. Özgürlük atmosferini yakalamak için ne bedeller ödendiğini çok iyi biliyorsunuz. 1970'li yıllarda bu ülkenin gençliğinin sağ-sol denilerek nasıl parçalandığının en yakın şahidisiniz. 1990'lı yıllarda bu ülke evlatlarının yüzlerine üniversite kapılarının nasıl kapatıldığını bizzat gördünüz. İmam hatip okullarının tehdit olarak görülüp kapılarına kilit vurulduğuna hep birlikte şahit olduk. Güvenlik güçlerinin Fatih'te, Sultanbeyli'de başörtülü avına çıktığı o utanç günlerini unutmadık, unutmayacağız. Demokrasinin askıda olduğu, özgürlüklerin rafa kaldırıldığı o kara günleri hep hatırlayacağız. 2002'den beri özgürlüklere, ekonomide, diplomaside yaşanan sessiz devrimin en yakın şahidi buradaki dostlarımızdır. Ekonomisi IMF komiserleri tarafından yönetilen bir ülke devraldık.
"DAHA İYİ GÜNLER VAR ÖNÜMÜZDE..."
23,5 milyar dolar IMF borcumuzu sıfırladık. Bitti. Ondan sonra onlar bizden borç istedi. "5 milyar dolar bize borç verir misiniz?" dediler. "Veririz" dedik. Bu noktaya geldi. Tüm mesele azimdir inançtır. Tabi ki işini de bilmektir. Karşımızda esnafın siftahsız çalıştığı. Memurunun maaşını ödeyemeyen bir Türkiye... Eğitim sistemi çökmüş, sağlık sistemi gitmiş. Adalet sistemi alarm veren bir Türkiye. Ülkemizi işte bu vahim tablodan kurtararak Allah'a hamd olsun bu günlere geldik. Reformları hayata geçirdik. Vatandaşına tepeden bakan bir anlayış yerine ona hizmetkar olan bir anlayışı hakim kıldık.Daha iyi günler var önümüzde. 16 nisan bunun kararının verileceği gündür. Bu önemli.
"CUMHURBAŞKANI'NIN FESİH YETKİSİ YOK"
İnternet sitelerinden dolaşıp bu yalanları söylemeyin. Ana muhalefet partisinin başındaki zatın yalanlarına alıştık. Cumhurbaşkanının fesih yetkisi yok. Seçim yenilemesi ve erken seçime gitme arzusu olursa hem kendi seçimi hem de parlamento seçimi yenilecektir. Bu yalanlarda bıktık.
"MASKELİ BALO SONA ERDİ"
Son günlerde işte Avrupa'da yaşananlar. Ülkemize ve davamıza karşı yürütülen mücadelenin yeni bir safhaya geçtiğini gösteriyor. Şimdiye kadar maşalarıyla silah verdikleri, sırtını sıvazladıkları terör örgütleriyle, bir dolara satın aldıkları ajanlarıyla bizi sıkıştırmaya çalışanlar artık bizzat sahaya indiler. Kardeşlerim, maskeli balo sona erdi.
Diplomasiyi bile bıraktılar güçlenen Türkiye’den duyduğu rahatsızlığı artık saklamıyorlar. Yıllardır içinde biriktirdikleri hıncı gazete manşetlerinden adeta kusuyorlar. 16 Nisan'da sadece yönetim sisteminin değil istedikleri gibi kullandıkları düzenin yıkılmak üzere olduğunu çok iyi biliyorlar.
"TBB BAŞKANI GİDİYOR, TOPLANTILAR YAPIYOR"
Şu anda Avrupa'da, oralara giden bakan arkadaşlarımızı, milletvekili arkadaşlarımızı konuşturmuyorlar. Niye? PKK'yı konuşturuyor, FETÖ'cüleri konuşturuyor. Türkiye'den Barolar Birliği Başkanı, oraya gidiyor, bu terör örgütünün uzantılarıyla beraber orada toplantılar yapıyor. Kim bu? Barolar Birliği Başkanı. Sözde hukukçu, sözde profesör... Demek ki istikamet üzereyiz.
"GAZİ MUSTAFA KEMAL'E HAKARET EDİYORSUNUZ"
İkide bir tek adam tek adam. O zaman Gazi Mustafa Kemal'e hakaret ediyorsunuz! Gazi, İnönü ile anlaşabildi mi? Anlaşamadı. İstifasını istedi mi? İstedi. Bunu anlatın. Arkasından İnönü geldi. Yine aynı. O da anlaşamadı. O süreç de işte bize kadar geldi. Merhum Demirel, Özal, Erbakan, Türkeş bu konudan rahatsız. Muhsin Yazıcıoğlu hepsi rahatsız.
Niye? bunu damdan düşen bilir. Düşmeyen bilmez. Kimse bize Amerika şöyle, Latin Amerika böyle demesin. Biz Türk Tipi bir Cumhurbaşkanlığı sistemiyle geliyoruz.
"NAZİ DEYİNCE RAHATSIZ OLUYORLAR"
Nazi deyince rahatsız oluyorlar. Hemen ortakları onlara sahip çıkıyor. Başta Merkel. Sen de şu anda Nazi uygulaması yapıyorsun. Almanya'daki kardeşlerime de vekillere de. Terör dosyalarını eline verdik. Netice bekliyoruz dedik. Neticeyi vermedi. Bizzat kendisi teyit etti. Ama netice vermedi. Bu dürüstlük mü? Adalet anlayışına sığar mı? Konsoloslukta yakalanan bir terör ajanını benden istedi. Biz de ne dedik? "Bizde yargı var". Ve tabi çıktı mahkemeye ne oldu? Tutuklandı.
"O GÜNLER GERİDE KALDI"
Bizim dik durmamız lazım. Dikleşmeyeceğiz ama dik duracağız. Bize aba altından sopa gösterenlere diyorum ki 'o günler artık geride kaldı.' Sizin tehditlerinize, zorbalıklarınıza boyun eğen bir Türkiye artık yok. Biz tek bir vatandaşımızın dahi kılına zarar gelmesine izin vermeyiz. Buna teşebbüs eden her ülke sonuçlarına katlanır.
"ÜNİTER YAPIYI KESİNLİKLE KORUYACAĞIZ"
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, milletin doğrudan iktidarının adıdır. Bunu da bilmenizi istiyorum. Artık karar verici olan millettir.
Bu sistem, 14 yıldır, mevcut sistemi söylüyorum, şahsi gayretlerimizle tesis edilen istikrar, güven ve özgürlük ortamının bundan sonra yeni anayasayla, anayasal korumaya alınmasıdır. Yaptığımız iş budur. Cumhurbaşkanlığı sistemi, milli birliğimizin, 80 milyonluk Türkiye'nin kardeşliğinin teminatıdır. Yeni hükümet sisteminin üniter yapımızla da bir ilgisi yoktur. Zira üniter yapı kesinlikle korunacaktır