HABER

Erdoğan kemençe çaldı, 3 çocukta ısrar etti

Başbakan Erdoğan, parti olarak bugüne kadar gerilimin tarafı olmadıklarını ve bundan sonra da olmayacaklarını ifade ederek, "Bizim önceliğimiz demokratik, laik, sosyal hukuk devlet olan cumhuriyeti kalkındırmaktır. Bizim önceliğimiz hizmettir. Bu önceliklerimizden asla vazgeçmeyeceğiz, asla taviz vermeyeceğiz. Sağduyulu, soğukkanlı olacağız" dedi.

Erdoğan, 19 Mayıs Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Trabzon Gençlik Kolları 2. Olağan Kongresi'ne katıldı. Başbakan Erdoğan, yaptığı konuşmada, 2001 yılında Türkiye'nin yangın yeri gibi olduğunu, tarihinin en ağır finansal krizini yaşadığını dile getirdi. Bu dönemde, siyasetin çözüm üretemediğini, ekonominin bütün ögelerinin alt üst olduğunu kaydeden Erdoğan, bu kara bulutları dağıtmak için 14 Ağustos 2001 tarihinde AK Parti'nin kurulduğunu ifade etti.

-"ASLA ÜMİTSİZ, ASLA KARAMSAR OLMAYIN"-

Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Çok şükür bugün de Türkiye bu sözün arkasında duruyor. Bugün de Türkiye, 'Söz de karar da milletindir' diyor. 18 Kasım 2002 iktidara geldik. O günden bugüne bu sözümüzün arkasında durduk. Demokrasi, insan hak ve özgürlükleri, ekonomi, siyaset, dış politika, sosyal politikada, Türkiye'nin yıllardır arzu ettiği reformları gerçekleştirdik. Türkiye'yi hak ettiği noktaya ulaştırmak, muasır medeniyet seviyesine ulaştırmak için gece gündüz demedik mücadele ettik. Bugün geldiğimiz seviye dünden daha iyidir. Yarın çok daha iyi olacak. Asla ümitsiz, asla karamsar olmayın. Türkiye, son 5,5 yılda, AK Parti ile hayal dahi edilemeyenleri başardı. AK Parti, Türkiye'nin, milletimizin yüzünü güldürdü. Türkiye'yeesenlikler, sevinçler yaşatmaya, milletçe yeni coşkular yaşatmaya devam edecektir. Bir kez daha ve yüksek sesle tekrar ediyorum: 'Durmak yok, yola devam' diyorum. Bizim lügatimizde yorulmak yok, rehavet yok; yılgınlık, bıkkınlık asla yoktur. Biz, Türkiye'ye, millete hizmet aşkıyla yürüdük. Bu aşkla yürümeye devam ediyoruz. Millete hizmette yorgunluk, bıkkınlık da olmaz, yılgınlık da yoktur. Olamaz. Gittiğimiz her ilde hizmetlerimizi gördükçe, AK Parti'nin o illere kazandırdıklarını gördükçe heyecanımız da enerjimiz de bir kat daha artıyor. Sizin coşkunuzu, heyecanınızı gördükçe azmimiz, kararlılığımız artıyor. Milletimizle kucaklaştıkça hizmet aşkımız, şevkimiz artıyor."

-TRABZON TÜRKÜSÜ-

Türkiye'nin artan itibarına, gücüne ve itibarına paralel olarak dış temasları sürdürdüklerini de anlatan Erdoğan, gittiği her ülkede Türkiye'nin tezlerini anlattığını, ikili ilişkileri arttırmanın mücadelesini verdiğini söyledi. Erdoğan, Ankara'ya kapanarak ihracatın artamayacağını, yurt dışındaki vatandaşların itibarının yükseltilemeyeceğini de ifade etti. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Ankara'dan korku senaryoları üreterek, Ankara'dan gerilimler türeterek hiçbir yere varılamaz. Çünkü bu millet neyin ne olduğunu yaşayarak çok iyi biliyor. Benim milletim kimin yerinde saydığını, kimin kendisi için gece gündüz gayret, mücadele ettiğini görüyor, biliyor. Şu Trabzon türküsü ne güzel ifade etmiş: 'Oy benum sevdiceğum. Olur mu böyle, olur mu böyle keder?/ O Sürmene Yaylasi 15 doktora bedel.' O kederli, gergin, karamsar hallerinden kurtulacaklar; hastalıklardan da kurtulacaklar ama cesaretleri yok ki gelsinler buraya. Bu milletle bir kucaklaşsalar, milletle aynı yöne bir baksalar, kronik, gerilim üzerine kurulmuş siyaset anlayışından kurtulacaklar. Ama yok... Türkiye'nin dertleriyle dertlenseler kendi dertlerinden kurtulacaklar. Milletin sorunlarını sorun etseler kendi sorunlarından kurtulacaklar.

3 ÇOCUK

En az 3 çocuk dediği için bazılarının rahatsız olduğunu ve sözlerinin hala arkasında olduğunu dile getiren Erdoğan, "Yine diyorum. Niye Türkiye'nin gücünü, Türk milletinin devamını isteyen karşı çıkamaz diyorum. En az üç diyorum" diye konuştu. Bunun bir Başbakan olarak bir talebi olduğunu ve düşünce özgürlüğü olduğunu kaydeden Erdoğan, kendisinin de evlendiği zaman çok zengin bir ailenin çocuğu olarak evlenmediğini ve orta tabakanın altı bir ailenin çocuğu olarak evlendiğini söyledi.

Sözlerine karşı çıkanların bu ülkenin yararını ve geleceğini düşünmediklerini ifade eden Erdoğan, bu gidişle 2037 yılında Türkiye'nin yaşlı nüfus haline geleceğini belirtti.

"Rakamla, bilgisel konuşuyorum" diyen Erdoğan, bugün Avrupa'nın ağladığını ve "Biz yanlış yaptık" dediklerine işaret etti. Türkiye'yi de birilerinin bu oyuna kurban etmek istediğini savunan Erdoğan, "Almanya yalvarıyor yeter ki doğur, para vereyim diyor.

En Çok Aranan Haberler