Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2013 bütçesinin TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlaması münasebetiyle Meclis kürsüsünde bir konuşma yaptı. Konuşmasının büyük kısmında AK Parti hükümetinin ekonomik icraatlarını, rakamlar paylaşarak anlatan Erdoğan, ara sıra da muhalefet partilerinin eleştirilerine cevap verdi.
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na “İsrail ile kapalı kapılar ardında görüşüldüğü” iddialarına cevap verirken ve Kayseri Belediye Başkanı’nın, Kılıçdaroğlu’na açtığı davalardan kazandığı paralarla halka sucuk dağıtmasını anlatırken, muhalefet milletvekilleri sık sık kendisine laf attı.
Konuşmasının başında ekonomi ve demokrasinin birlikte büyüyen unsurlar olduğunu ifade eden Erdoğan; ancak Türkiye’de demokrasinin, ortalama 10 yılda bir müdahaleye maruz kaldığını ve bunun sonucunda çok ağır bedeller, çok ağır maliyetler ödendiğini kaydetti. Erdoğan, “Bugün, bizim ekonomide elde ettiğimiz başarıları, Cumhuriyetle bir hesaplaşma gibi lanse edenler, önce çıksınlar, müdahalelerdeki rollerini, darbeler karşısındaki destekleyici tavırlarını sorgulasınlar” dedi.
27 Nisan e-bildirisinin, AK Parti hükümetinin dik duruşu sayesinde sadece beyhude bir girişim olarak kaldığını, akamete uğratıldığını söyleyen Erdoğan, darbelerin ekonomik zararını ise şu sözlerle vurguladı: “Buna rağmen e-bildirinin Türkiye’ye sadece faiz yoluyla maliyeti yıllık 2 milyar dolar olmuştur. 28 Şubat’ın bu ülkeye maliyetinin ne olduğunu varın siz kıyaslayın. 12 Eylül’ün, 12 Mart’ın, 27 Mayıs’ın bu ülkeye, bu ülkenin insanlarına, vatandaşlarına nasıl bir ekonomik külfet yüklediğini varın siz hesap edin. Türkiye eğer bu kesintileri yaşamasaydı, Türkiye içerdeki yapay meselelerle enerjisini harcamasaydı, belki de bundan 10 yıllar önce dünyanın en büyük 10 ülkesinden biri haline gelecekti. Geç de olsa bunu biz başaracağız. 10 yıl önce başlattığımız süreci kararlılıkla devam ettirecek, inşallah Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ülkesinden biri konumuna yükselteceğiz.”
Erdoğan, “Kendi evladını iç düşman diye tanıtan bir yönetim ülkenin enerjisini yok etti. Koalisyon dönemlerinde Türkiye ağır bedeller ödedi. Türkiye 10 yılda bir müdahaleye maruz kaldı. Ağır bedeller ödedik. Bugün bizim ekonomide elde ettiğimiz başarıları Cumhuriyetle kıyas olarak sorgulayanlar önce darbeler karşısındaki tavırlarını sorgulasınlar.” şeklinde konuştu.
Konuşmasında terör örgütü PKK’nın saldırılarına da değinerek, BDP’yi eleştiren Başbakan Erdoğan, terör örgütünün bölge halkını cahil bırakmak istediğini söyledi. Bunun için okullar yaktıklarını, öğretmenleri öldürdüklerini söyleyen Erdoğan, “Çünkü çocuklar okursa ellerine taş, molotof veremeyecekler” dedi.
Ardından BDP’ye seslenen Erdoğan, “O çocukların eline taşı molotofu veren ve buna sessiz kalan siz değil misiniz? Siz değilmisiniz o çocukları yoksulluğa mahkum eden? Güneydoğu’daki yatırımlarımızın 10 yılda toplam bedeli eski parayla 37 katrilyona ulaşmıştır. Bunlar Cumhuriyet tarihinde görülmemiş adımlardır. Bu adımları kesintiye uğratmadık, uğratmayacağız. Biz ‘bölgesel ve etnik milliyetçilik yapmayacağız’ dedik. ‘Dinsel milliyetçilik yapmayacağız’ dedik. Bizi mezhepçilikle suçlayanlar, aynaya baksınlar. Orada kendilerini görecekler.” ifadelerini kullandı.
Ekonomi ile demokrasi arasındaki paralellik kadar dış politika arasında da büyük bir paralellik olduğunu söyleyen Erdoğan, “Bunlar sıfır töleransın tanımını öğrenmek için çok ekmek yemeleri var. Hayatında hiç bir zaman dış politika ilişkisi koymayanlar bunu anlayamazlar. Biz sessizce dinledik ama bunlar konuştuğu yerden boğmaya çalışıyorlar.” dedi.
Başbakan Erdoğan ile CHP milletvekilleri arasında gerginliğe neden olan hadise ise Erdoğan’ın, Kemal Kılıçdaroğlu’nun İsrail ile ilgili sözlerine cevap vermesiyle başladı. Erdoğan, Kılıçdaroğlu için “Az önce İsrail’le bizi kapalı kapılar arkasında ne konuştunuz diye suçluyor. Bunu kimlerden aldığınızı ispat edemezseniz müfterisiniz. Bugüne kadar hiçbir iktidarın yapamadığını yaparak uluslararası sularda bize saldırıların cevabını verdik. Kapalı kapılar arkasında siyaset gütmedik, o size ait bir şeydir.” dedi.
Bu sırada CHP sıralarından sataşmalar olması üzerine TBMM Başkanı Cemil Çiçek araya girerek CHP'lileri uyardı. Başbakan Erdoğan da, CHP sıralarına dönerek, "'Kapalı kapılar ardında İsrail'le konuştunuz' demek tahrik edici değil mi?" dedi ve AK Parti sıralarına yönelik 'sakin olun' mesajı verdi.
Erdoğan, dış politikaya ilişkin icraatlarını anlatırken de “Suriye halkı kardeşimizdir, bizim sorunumuz Esed rejimiyledir. Aynısı Irak için de geçerlidir.” şeklinde konuştu.
"NUTUK MİLLİYETÇİLİĞİ DEĞİL FİİLİ MİLLİYETÇİLİK YAPIYORUZ"
Konuşmasında Kılıçdaroğlu’nun eleştirilerine cevap verirken, Türkiye’de son 10 yılda değişimi en iyi ifade eden sektörlerden birinin de savunma sanayi olduğunu söyleyen Erdoğan, savunma sistemlerinin yurt içinden karşılanma oranının iki kat artışla yüzde 54’e çıktığını vurguladı. Türk insansız hava uçaklarının seri üretiminin devam ettiğini, ilk defa ülkemizde modern bir tankın üretiminin gerçekleştirildiğini, uzun menzilli roketler üretildiğini, ileri teknoloji ile donatılan OBÜS ve roket sistemlerinin seri üretimlerine başlandığını belirten Erdoğan, Atak helikopterinin de 2013’te Türk Silahlı Kuvvetleri’ne teslimatının başlayacağını söyledi. Erdoğan ayrıca Göktürk 2 uydusunun tamamlandığını belirterek, 19 Aralık’ta saat 18:52'de uzaya gönderileceğini ifade etti. Erdoğan, “Ama bundan rahatsız olanlar olabilir. Gönlüm isterdi ki muhalefetle beraber izleyelim. Birçok ülkeye savunma sanayimizin ürünlerini ihraç ediyoruz. Biz nutuk milliyetçiliği değil fiili milliyetçilik yapıyoruz.”
Erdoğan, şimdiye kadar hükümetlerinin milletten tam not aldığını söyleyerek, ana muhalefet liderine “Sayın Kılıçdaroğlu, karneyi millet verir.” diye seslendi.
SUCUK TARTIŞMASI
Konuşmasında Kemal Kılıçdaroğlu’na açtığı davalardan kazandığı paralarla Kayseri Belediye Başkanı’nın bugün halka 3,5 ton sucuk dağıttığını anlatan Erdoğan’ın bu ifadeleri sırasında CHP’li vekiller seslerini yükseltti. Erdoğan, “Bugün Kayseri'de başkanımız tarafından son derece anlamlı bir etkinlik gerçekleştirdi. Kayseri'de 3 bin 500 aileye sucuğu ücretsiz olarak dağıttı. Yani yoksul ailelere toplamda 3 buçuk ton dağıtılmış oldu. Zira dağıtılan 3 buçuk ton sucuk için Kılıçdaroğlu'na şükranlarımı arz ediyorum. Sadece ona değil, ona Kayseri'yle ilgili yalan yanlış bilgileri veren arkadaşlara şükranlarımı sunuyorum. Bu sucuklar devlet tarafından değil Kılıçdaroğlu'nun iftiraları sayesinde bizzat onun tazminatıyla finanse edilmiş oldu. O zaman yolsuzluk ithamında bulundu. 15 dakika sonra gittik kendisine bunun yalan olduğunu söyledik. Bizi dinlemedi. Ama noldu? 75 bin TL tazminatı büyükşehir başkanımıza ödedi. Hem de kuzu kuzu ödedi. Yolsuzluk çirkindir, kul hakkıdır ve haramdır. Ancak yolsuzluk ne kadar çirkinse belgesiz şekilde konuşmak da o kadar çirkin, haksız ve insanlık dışıdır.” şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz