Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler'in 69. Genel Kurulu'na katılmak için ABD'ye gitmeden önce de havalimanında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Köşk'te personele hitap eden Erdoğan, "Metanetle kurtuluşu beklediniz hiçbir oyuna gelmediniz bu sabrınız bu metanetiniz her türlü takdirin üstündedir bundan dolayı sizleri tebrik ediyorum'' şeklinde konuştu.
Olayın en başından itibaren personelin hayatını riske atacak adımlardan uzak durduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tarihe mal olacak bir imtihandan geçtik ve bu imtihan başarı ile sonuçlandı. Türkiye artık eski Türkiye değil. Yeni Türkiye bu" dedi.
Personelin 1 ay izinli olacağını açıklayan Erdoğan, "Konuştuklarımız, konuşacaklarımız bir de konuşamayacaklarımız var. Çünkü devlet yönetmek bakkal işletmeye benzemez'' ifadesini kullandı.
ABD'nin IŞİD'le Mücadele Eylem Planı'nı hatırlatan Cumhurbaşkanı, alıkonulan Türk vatandaşları nedeniyle Türkiye'nin koalisyona girmediğini belirtti.
Cumhurbaşkanı'nın, konsolosluk çalışanlarına bir de müjdesi vardı. Erdoğan, 46 personelin bir ay boyunca izinli olacağını açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Köşk'te özetle şöyle konuştu:
''Dönüşünüz gerçekten bizlere ayrı bir mutluluk yaşattı. 102 gün aradan sonra bu buluşma adeta bir bayram buluşması gibiydi. Bu sürede herhangi bir tahrike oyuna gelmeden bu süreci takip ettik. Bayram denilecek bir sonla bu iş noktalanmış oldu. Bu tabii ayrı bir mutluluktu. Yakınlarınız da burada aynı çileyi çekti.
'TARİHE MAL OLACAK BİR İMTİHAN'
Bugün sizlerle bir arada olmak şahsı ailem milletim için ayrı bir mutluluk vesilesi. Metanetle kurtuluşu beklediniz hiçbir oyuna gelmediniz bu sabrınız bu metanetiniz her türlü takdirin üstündedir bundan dolayı sizleri tebrik ediyorum. Tarihe mal olacak bir imtihan sürecinden geçtik ve bu imtihan başarıyla neticelendi.
'OYUNA GELMEDİK'
İçeride ve dışarda bazı siyasetçiler ve bazı medya kuruluşları, bilerek ya da durumun nezaketini bilmeden oldukça sorumsuz tavırlar sergilediler. Bu oyuna gelmedik. Personelimizin can güvenliğini düşünüp sükutu tercih ederken, konuşmak yerine iş yapmanın mücadelesini verirken durumun hassasiyetinden maalesef rant sağlama gayreti içinde olanlar da bu arada oldu. Onlar söyledikleri sözlerin, attıkları manşetlerin, yaptıkları yorumların personelimizin canına mal olabileceğini düşünmezken biz sabırlı davrandık.
'KOALİSYON TALEPLERİNE EVET DİYEMEZDİK ÇÜNKÜ...'
Bu çalışmayı MİT, TSK hep beraber yürüttük. Umudumuzu hiçbir zaman yitirmedik. Başarısız olmayı aklımızın ucundan dahi geçirmedik. Sizlerin can güvenliğini düşünmek asli görevimizdi. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin itibarını muhafaza etmek bizim için çok çok önemliydi. Eğer biz, bazı koalisyon taleplerine, tekliflerine o anda hemen 'Ne demek tabii biz de varız' denilebilirdi. Dünyanın devleri bir arada. Ama biz hemen bu işe 'evet' diyemezdik. Çünkü bizim 49 canımız var.Bunlar hallolmadan adım atmayız atamayız. Onların özgürlüğünü düşünerek yol haritamızı ona göre belirledik.
'TÜRKİYE ARTIK ESKİ TÜRKİYE DEĞİL'
Türkiye artık eski Türkiye değil. Yeni Türkiye bu. Büyük bir devlet olarak birtakım risklerle karşılaşmamız, birtakım imtihanlara maruz kalmamız son derece doğaldır. Şu anda 1 milyon 300 bin Suriyeli ve Iraklıyı topraklarımızda bir ensar anlayışıyla misafir ediyorsak bu, bu milletin büyüklüğünün ifadesidir. Ancak bombaların altında onları bırakmak çok büyük bir zulüm olurdu.
'KONUŞAMAYACAKLARIMIZ VAR'
Konuştuklarımız, konuşacaklarımız bir de konuşamayacaklarımız var. Çünkü devlet yönetmek bakkal işletmeye benzemez. Buradaki bu hassasiyetleri korumak durumundasınız. Korumadığınız zaman bunun farklı faturaları gelir. Tüm ailelere gösterdikleri bu vakur, sabırlı duruşları sebebiyle şahsım ve milletim adına şükranlarımı bildiriyorum.
'1 AY İZİNLİ SAYALIM'
Tabii çok ayrı kaldınız. Diyorum ki bu ara şöyle 1 ay bir izin. Yasal olarak 1 ay izinli sayalım ve 1 ay izin kullanmak suretiyle sizler şöyle ailece bir arada olun. Gerçi 3 aylık ayrılığa 1 ay yetmez ama... Yine de hayat devam ediyor. Bu bir fırsattır. 1 ay 1 aydır. Sizleri tekrar kutluyorum.''
ERDOĞAN, HAVALİMANINDA SORULARI YANITLADI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler'in 69. Genel Kurulu'na katılmak için ABD'nin New York kentine hareketi öncesi Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
'MADDİ PAZARLIK YOK, DİPLOMATİK-SİYASİ PAZARLIK VAR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Musul Başkonsolosluğu personelinin Türkiye'ye getirilmesinde pazarlık yapıldığı iddiasıyla ilgili, ''İddiaları ileri sürenler neye dayanarak bunu ileri sürüyorlar, bunu bilemem. Pazarlıktan neyi kastediyorlar bunu da bilemem. Burada eğer maddi bir pazarlıktan bahsediyorlarsa böyle bir şey kesinlikle, katiyen söz konusu değil. Ama siyasi noktada, diplomatik bir pazarlıktan bahsediyorlarsa burada tabii ki siyasi, diplomatik bir pazarlık kesinlikle söz konusu. Zaten bu diplomasi zaferidir.
'MİT'İN MAHARETİ, HÜNERİ'
Operasyon tamamıyla kendi istihbarat teşkilatımızın maharetini, hünerini ortaya koyduğu ve bölgede hakikaten Türkiye'nin dikkate alınmasını gerektiren bir hareket olmuştur.
'VELEV Kİ TAKAS DAHİ OLMUŞ OLSA...'
Takas oldu veya olmadı. Neticede bizim 49 vatandaşımız, görevlimiz Türkiye'ye geldi. 49 vatandaşımızı hiçbir şeyle değiştirmemiz mümkün değil. Bunun üzerinde durmamız lazım. Velev ki takas dahi olmuş olsa, ben cumhurbaşkanı olarak şuna bakarım; benim 49 vatandaşımın karşılığı hiçbir şeyle değişilmez. Onlar artık ülkeme geldi.''
'ABD BAŞKAN YARDIMCISI İLE GÖRÜŞME İMKANIMIZ OLACAK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler'de ABD Başkanı Obama ile geniş, detaylı bir görüşme fırsatı bulacağını zannetmediğini belirterek şöyle konuştu:
"Tabii Birleşmiş Milletler'de şu anda Sayın Obama ile bizim geniş, detaylı bir görüşme fırsatı bulacağımızı zannetmiyorum. Çünkü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu formatında zaten bu yok. Sayın Başkanın da bu görüşmeleri çok çok geniş anlamda yapması mümkün olmuyor. Zaten NATO Zirvesi'nde 1.5 saat oturduk, gerek iki ülke arasında gerek bölgedeki konuları görüştük. Ancak Başkan Yardımcısı'nın böyle bir görüşme talebi söz konusu. Bu talep üzerine Başkan Yardımcısı ile orada bu geniş görüşmeyi belki yapma imkanımız olacak."