HABER

Erdoğan konuştu o ağladı!

Erdoğan'ın grup konuşması sırasında AKP Ankara milletvekili Zeynep Dağı ve diğer vekiller ağladı.

Erdoğan konuştu o ağladı!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan grup toplantısında yaptığı konuşmada Balyoz tutuklamalarıyla ilgili olarak 'TSK bu sürecin sonunda daha da güçlenecektir' dedi. Erdoğan'ın konuşması sırasında AKP Ankara milletvekili Zeynep Dağı ve diğer vekiller ağladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gündeminde Bahçeli ve Kılıçdaroğlu ve Balyoz davası vardı. Kendisini ecelle korkutanlara Erdoğan, "Biz bu yola başımızı, canımızı, ruhumuzu, sadece elimizi değil, bütün bedenimizi koyarak çıktık'' sözleriyle seslendi.

TOKİ'de yolsuzluk iddiasını gündeme getiren ve 'burunlarından fitil fitil getireceğim" diyen Bahçeli'ye, Erdoğan o dönemde çalışan TOKİ çalışanlarının açıklamalarıyla cevap verdi:

"Sabah 11'de işe gelirdik. Kahvaltımızı yapardık. Karanfil Sokak'ta kafelerde zamanımızı geçirirdik. Saat 3'te 4'te de mesai biter evimize giderdik." CHP liderini halkı tahrik etmekle suçlayan Erdoğan, CHP'nin falcılık peşinde koştuğunu iddia etti.. Balyoz davasına da değinen Erdoğan, herkesi yargı kararlarına saygılı olmaya çağırdı. Erdoğan'ın Gazze dramını anlatırken yine duygusal anlar yaşandı. Bazı milletvekillerinin gözyaşı döktüğü görüldü. Başbakan uzunca aradan sonra bir kez daha ölümle ilgili tehditlere değindi, beni ölümle korkutamazsınız mesajı verdi.. Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmaya vatandaşların Mevlit kandilini kutlayarak başladı. Afşin'deki kömür sahasında hayatını kaybeden iki işçiye Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, toprak altında kalanların kurtarılması için her türlü imkanın kullanıldığını söyledi. Sözü ekonomide yaşanan ii gelişmeye getiren Erdoğan şunları söyledi: **ONLAR BORÇLANDI BİZ TEMİZLEDİK** "Ekonomiye ilişkin iki güzel gelişmeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Kasım ayı işsizlik oranı yüzde 11 olarak gerçekleşti. Bu oran yüzde 13.1 düzeyindeydi. IMF'ye olan borcumuz 5.5 milyar dolara gerilemiş durumda. İktidara geldiğimizde borç 23.5 milyar dolardı. Onlar borçlandı biz ise temizleye temizleye buraya geldik." **BİZİM ACELEMİZ VAR** Muhalefetin 8 yıldır 'Aceleniz nedir?' sorusunu sorduğunu hatırlatan Erdoğan, muhalefetin değişimi ve dönüşümü bu soru ile engellemekle eleştirdi. Kendilerinin 'kaynak Erdoğan' demediklerinin altını çizen Başbakan kendilerini ölümle korkutanlara da meydan okudu: **BU YOLA BAŞ KOYDUK** ''Bizim acelemiz var, hem de çok acelemiz var. Hiç kimse de çıkıp bizi ecelle korkutmaya kalkmasın. Biz bu yola başımızı, canımızı, ruhumuzu, sadece elimizi değil, bütün bedenimizi koyarak çıktık'' AK Parti olarak kendilerine 2023 vizyonu belirlediklerini, bunu açıkladığında ''muhalefet de anamuhalefet de aynı şekilde 2023'u konuşmaya başlayacak'' dediğini belirten Erdoğan neden acelelerinin olduğunu da iktidarları döneminde yaptıkları hizmetlerle anlattı: "160 bin derslik, 80 üniversite (8'i yolda) yapıldı. 250 bin konutu sahibine teslim ettik. Milli gelili 3 kat artırdık. Bütün bunlar yapılırken bunları görmediler, göremediler. Bu gayret, bu emek 1960'lı yıllardan itibaren gösterilseydi Türkiye acaba nerede olurdu. Eğer birilerinin acelesi olsaydı, biz bugün 2023'te 2 trilyon dolar değil, 3 trilyon doları konuşur olurduk. Bizim acelemiz var. Binlerce susuz köye ulaştık, yolu olmayan köylere ulaştık. Daha da modern bir şekilde bu yolları tahkim etmek için acelemiz var. İhracatı 500 milyar dolara çıkarmak için acelemiz var. 15 bin yeni bölünmüş yol için, yeni hızlı tren hatları için acelemiz var." Bahçeli'nin "İktidara geldiğimizde iki şeyi yapacağım. Birincisi TOKİ'nin tüm yaptıklarını inceleyeceğim, diğeri de hükümette görev alan miletvekillerinin mal varlıklarını inceleyip fitil fitil burnundan getireceğim" sözlerine tepki gösteren Erdoğan, TOKİ'nin Bahçeli ve kendi iktidarları dönemindeki farkı anlatarak cevap verdi: **SİZ PİSLEDİNİZ** "Adama sormazlar mı sen kaç tane konut yaptın öncesinde diye? Sayın Bahçeli TOKİ sana bağlıydı, sen ne yaptın onun hesabını ver. Demek ki bir şeyler var. Eğer bu ülkede geçmişte olduğu gibi yolsuzluklar devam etmiş olsaydı, bu bölünmüş yollar, okullar, hastaneler yapılabilir miydi? Tarımda bu teşvikler verilebilir miydi? Siz pislediniz, siz borçlandınız, biz sizin borçlarınızı temizliyoruz. Her zaman söylüyorum, Merkez Bankası 27 milyar dolar döviz rezervine sahipti sizin döneminizde. **İNSAF DİYE BİR KELİME YOK MU?** Şimdi 82 milyar dolara ulaştı. Sizin lügatınızda insaf diye bir kelime yok mu? Sürekli olarak görev zararı diye yutturan Merkez Bankası nasıl bu hale geldi diye sormazlar mı?Bunlar ne bir vizyon ne de proje koyabiliyorlar. İktidara gelince 500 bin konut üreteceğiz diyemezler. Milli geliri 2 trilyon dolara çıkaramazlar. Çünkü onların böyle bir vizyonu yok. **BAHÇELİ'YE KAÇTINIZ ELEŞİRİSİ** Her zaman söylüyorum. Abdestinden şüphesi olanın namazından şüphesi olur. O senin derdin. Aynaya bak öyle gel. Onun için 3.5 yıl iktidarda kalabildin. Mecaliniz kalmadı kaçtınız. Bizi milletimiz görevlendirdi, görevi alacak olan varsa yine millettir. TOKİ 480 bin konut inşa etti. **TOKİ ÇALIŞANLARININ İFADELERİNİ ANLATTI** 2003 yılı öncesinde TOKİ'de çalışanlardan biri geçmişte olanları iyi özetliyor: "Sabah 11'de işe gelirdik. Kahvaltımızı yapardık. Karanfil Sokak'ta kafelerde zamanımızı geçirirdik. Saat 3'te 4'te de mesai biter evimize giderdik. TOKİ'nin kapısına kilit vurmuşlardı. Bunların neden acelesi olmadı belli. Bunları zamanında iyi korkutmuşlar çünkü. Biz bu tehditleri çok gördük. Karnımız tok bu tehditlere... Bu tehdit savuran arkadaşa da şu tavsiyede bulunmak istiyorum. Bu tehditleri bırak, yapılanı takdir etmeye bak!" **SADAKA DEVLETİ DEĞİL SOSYAL DEVLET** Sadakayı hali vakti yerindeki insanların yaptığını, ''bir elin verdiğini öbür elin görmediğini'' belirten Erdoğan, devletin yaptığının ise asli görevi olduğunu söyledi. Mümkün olduğunca devletin de bunu göstere göstere yapmaması gerektiğini, valilere de bu telkini yaptıklarını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Yanlışlar, eksikler olabilir ama yapılan budur. Bunu hiçbir zaman sadaka olarak nitelemeye de kimsenin hakkı ve salahiyeti yoktur. Ama bunların lügatinde, kitabında 'sadaka' diye bir kavram olmadığı için bunlar bunu böyle tanımlayabilirler. Bu kervan yürüyor, fakir fukara, garip gurebayı bulacağız, onlara valilerimiz, kaymakamlarımız vasıtasıyla, Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Fonu'ndan gerekli destekleri vermeye devam edeceğiz. İşte bunlar, bütün bu yapılanları takdir edecekleri yerde, bunlara nasıl bir kılıf uydururuz, bunun gayreti içinde." **CHP GÖZLÜK NUMARASINI DEĞİŞTİRSİN** CHP'nin park açılışına bile tam kadro katıldığını söyleyen Erdoğan ana muhalefete bir de tavsiyesi vardı: "Alnımız ak veremeyeceğimiz hesabımız yok. CHP Çankaya'da park açılışına tam kadro katıldı. Bizim eserlerimize onların hayaleri dahi erişemez. Onlara tavsiyem gözlük numaralarını değiştirsinler. Nazar etme ne olur çalış senin de olur. Bahçeye çadır kurdular. Aylardır CHP değişti diyorlar. Kendileri bugüne kadar yargıda kadrolaşmak dışında hiçbir şey yapmadılar. Çok ilginçtir, yapamazlar, bugün yapılmasını da istemezler. Bizim reformlarımıza karşı ayak diretiyorlar. Bu çark etme siyasetinin bir an önce son bulmasını istiyoruz. CHP eski tas eski hamam. Tutarlı ilkeli siyaseti belli muhalafet demokrasi adına gereklidir." **BALYOZ DAVASI** Balyoz davasında herkesi hassas olmaya çağıran Erdoğan, yargı ile hükümeti aynı karede gösteren çevrelere ateş püskürdü: "Aksi kanıtlanmadığı sürece herkes masumdur. Gözaltına alındığı, sorgulandığı, tutuklandığı, yargılandığı için hiç kimse suçlu kabul edilemez. Hakkında kesin hüküm bulunmadıkça hiç kimseye suçlu gözüyle bakılamaz. Ancak, ak ile karanın ortaya çıkması; sürecin hassasiyetle ilerlemesi, kamuoyuna tatmin edecek kararların verilebilmesi için herkesin bu noktada yargıya ve yargı süreçlerine saygı duyması şart. Bu konuda duyarlı, hassas olması herkes için geçerli. Bu işleri hükümetle ilişkilendirenler, kusura bakmasınlar hezeyan içindedirler. Birileri yargıya, siyasi müdahalelerde bulunmaya, davalara yön vermeye alışık olabilir. Bizim de böyle yaptığımızı düşünebilir veya birileri böyle bir temenni içinde olabilirler. Bizim yürütme olarak görevimiz bellidir, yetkimiz bellidir. Kimse hükümeti bu tür spekülasyonlara alet etme yanlışına düşmesin." **KILIÇDAROĞLU TAHRİK EDİYOR** Kılıçdaroğlu'nun son günlerde halkı tahrik edici beyanlar verdiğini hatırlatan Erdoğan, CHP'nin seçim yenilgisini şimdiden kabul ettiğini şu sözlerle dile getirdi: "Daha önce Anayasa Komisyonunda milletvekillerinin yaptığı 'sokak sokak direnme' çağrısına benzer bir şekilde, CHP Genel Başkanı da Haziran sonrasına ilişkin tahrik edici açıklamalar yapıyor. Belli ki, CHP, bizzat genel başkan düzeyinde Haziran seçimlerinde başarı sağlayamayacağını artık kanıksamış durumda. Daha şimdiden seçimlere dört ay süre olmasına rağmen başarısızlıklarına kılıf aramaya, seçim sonrasına ilişkin kaos senaryoları çizmeye başladılar. CHP'nin, en üst düzeyde, genel başkan düzeyinde artık siyaseti bırakıp falcılık yapmaya başlamış olmasını da ben milletin takdirine bırakıyorum.'' **MISIR'DA İLKELİ DURUŞ** Mısır meselesinde haklı çıkmanın gururunu kelimelere döken Erdoğan, haysiyetli ve ilkeli duruş sergilediklerini anlatı. "İktidara halk getirir halk götürür" diyen Erdoğan, temel felsefelerini de "Biz kendimiz için ne istiyorsak komşumuz için de onu istiyoruz" sözleriyle açıkladı. **BUNLAR TORNADAN ÇIKMIŞ** Kılıçdaroğlu'nun dünyadan bihaber yaşadığını savunan Erdoğan, Mısır'daki gelişmelerden iki gün sonra 'Başbakan aceleci davrandı' sözünü hatırlattı. Sözü CHP'nin bölgeye ve Türkiye'ye bakışına getiren Erdoğan'ın hedefinde Arıtman'ın Arap kadınları aşağılayan sözü vardı: "On yıllar boyunca Türkiye'nin doğusuna nasıl baktılarsa bugün de öyle bakıyorlar. Bunlar öte yandan Arap kadınlarını tahkir edecek kadar vicdansız ve insafsızlar. Anamuhalefetin vekilinin sözleriyle neye nasıl baktıklarını bir kez daha ortaya koydu. Siz hiç bir ülkenin kadınını böyle küçük göremezsiniz. Var mı böyle bir şey? Biz yaratılanı Yaradan'dan ötürü seviyoruz derken bunu söylüyoruz. Bir karar aşamasında olan Mısır'da en kısa sürede demokrasinin tesis edelmesini bekliyoruz. Ülkede şeffaf serbest seçimler yapılmasını bekliyoruz." Gazze'de yıllar önce cenaze törenine katılmak isteyenlere Refah Sınır kapısını açmayan Mısır yönetimini hatırlatan Erdoğan, son olaylarda Filistinlerin tavrını anlattı: **EMPATİ YAPIN** "Kendinizi bir an olsun başkalarının yerine koymanızı istiyorum. Allah kimseye vermesin. Dünyanın en büyük açık hava hapishanesinde, Gazze’de bir baba bir annesiniz, 5 çocuk var. havadan yağan fosfor bombaları yüzünden oracıkta ölüyorlar. Bir kez daha dua ediyorum, Allah kimseye yaşatmasın. İstiyorsunuz ki, kardeşiniz gelsin sizi oradan uzaklaştırsın, sizi kollarından tutsun, gözyaşlarınızı silsin. Ama kardeşiniz gelmiyor, gelemiyor. Cansız bedenleri alıp siz kardeşinize gitmek istiyorsunuz. Refah sınır kapısını geçip görmek istiyorsunuz. Ama refah sınır kapısını geçemiyorsunuz. Bugün ise bu net olarak görülüyor: Gazze’deki insanlar Mısır'daki kardeşlerine ekmek getiriyor, su getiriyor. İşte fark bu, bizi birbirine bağlayan kardeşlik bağı bu. Bazı ülkeleri belki yanıltan da bu. Belki refah kapısından kuş bile uçurtmazsınız, ama biliniz ki insanların yüreklerine ruhlarına hat çizemez, sınır koyamaz, onları mahkum edemezsiniz." Bazı grupların Türkiye'deki mevcut yönetimi Mısır ile benzeştirmeye kalkıştığını belirten Erdoğan, Mısır'da bugüne kadar alıştığımız gibi seçim olmadığını söyledi. Türkiye'de orduyu göreve çağıranlara da böyle seslendi: **40 ÇÜRÜK YUMURTADAN BİR SAGLAM YUMURTA ETMEZ** "Orduyu görevi dışında görev biçmeye çalışanlara milletimiz AK Parti'ye yüzde 47 oy ile cevap verdi. 40 çürük yumurtadan bir sağlam yumurta olmaz. Milleti kendin gibi göreceksin. Biz yolumuza böyle devam edeceğiz. İşte meydan git mitingini yap, yapacaklarını anlat, Yok orada yapmayacak, halkı kışkırtacak. Buna müsaade etmeyiz."

En Çok Aranan Haberler