Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kuzey Kıbrıs ziyaretinin ikinci gününde 20 Temmuz 1974 günü gerçekleşen Kıbrıs Harekâtı'nın 47'nci yıldönümü vesilesiyle yapılan törende konuştu.
Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın Cenevre'de savunduğu iki devletli formülü hatırlatarak, "Cumhurbaşkanı Tatar, Cenevre'de çözüm odaklı ve gerçekçi bir öneri sundu. Bu gerçekçi ve yenilikçi teklife olan desteğimiz tamdır. Yeni bir müzakere süreci ancak iki devlet arasında yürütülebilir. Bunun içinde öncelikle Kıbrıs Türkü'nün egemen eşitliğiyle eşit statüsü teyit edilmelidir" dedi.
Erdoğan, Rum yönetiminin tutumunun da "samimi" olmadığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
"2004 yılında Annan Planı'na 'Hayır' diyen, 2017'de Crans-Montana'da masadan kalkan iktidarı ve adanın zenginliklerini sadece kendine hak gören Kıbrıs Rum tarafı çözüm yolunu tıkamaya devam ediyor. Geriye doğru baktığımızda 58 yıldır süren bu zihniyetin değişmediğini, Cenevre'de düzenlenen gayriresmi 5 artı Birleşmiş Milletler toplantısında bir kez daha gördük.
"Rum tarafı gerçeklerden kopuk. Maksimalist, samimiyetsiz ve şımarık yaklaşımını sürdürmekte ısrarcıdır. Bu yaklaşımlarını değiştirmek, kendilerini sorgulamak, hakkaniyetli çözüm yolunda samimi çaba harcamak gibi bir niyetleri yoktur. Geçmişte hangi niyetleri taşıyorlarsa bugün de meseleye aynı zaviyeden yaklaşıyorlar.
"Şöyle biraz derine indiğinizde içlerinde hala 1974 öncesi katliamların özlemini çekenler bulunduğunu görebiliyoruz. Bunlar dürüst değil. İşte bunlarla Annan Planı ile ilgili görüşmeleri yaptık. Bizzat işin içindeydim. Orada bu görüşmeleri beraber yaptık. Bize söz verdiler, verdikleri sözü tutmadılar. Referandum dediler, Güney referanduma yüzde 65 'Hayır' dedi, ama Kuzey 'Evet' dedi. Peki ne oldu? Buradan Avrupa Birliği'ne sesleniyorum. Siz sözünüzü tuttunuz mu?"
Avrupa Birliği'ni (AB) Kuzey Kıbrıs'a destek verme sözünde durmamakla suçlayan Erdoğan, "Avrupa Birliği mali noktada, idari noktada Kuzey Kıbrıs'a desteklerini verecekti. Verdi mi? Hayır, vermedi. Niye? Bunların hayatı yalan üzerine kurulu. Dürüst değiller. Geçen gün beni arıyorlar, söyledikleri şu 'Duydum ki ayın 20'sinde Kuzey Kıbrıs'ta konuşma yapacakmışsınız. Herhalde orada rahatsızlık verici bir konuşma olmaz.' Bunun iznini herhalde sizden alacak değiliz" dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) adadaki müzakerelerin federasyon modeliyle sürdürülmesini dile getirirken, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Kıbrıs'ta iki devletli bir çözümü hiçbir zaman kabul etmeyeceklerini ifade etmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Maraş'ta hayat yeniden başlayacaktır" sözleriyle yaklaşık yarım yüzyıl sonra bir kısmı geçen yıl açılan eski turizm beldesiyle ilgili de konuştu.
1974'te Türkiye'nin müdahalesinden sonra Rumların Maraş'taki mülklerinden çıkmak zorunda kalmasına da gönderme yapan Erdoğan şöyle konuştu:
"Mülkiyet haklarına riayet edilen yürütülen bu çalışmalar ışığında, artık Maraş'ta herkesin yararına olacak yeni bir dönemin kapıları açılacaktır. Açılımın, Kapalı Maraş'ın yüzde 3,5'una tekabül eden pilot bölgede başlayacak olması Kıbrıs Türk makamlarının bu konuya ne kadar hassas yaklaştığını ortaya koyuyor.
"Yıllardır atıl durumda kalan bu bölge çözümsüzlüğün değil, Kıbrıs Adası'nın müreffeh geleceğinin sembolü olacaktır. Atılan bu adımlarla Maraş'ta yeni mağduriyetler oluşturulmayacak, bilakis mevcut mağduriyetler giderilecektir. Bizim kimsenin toprağında, hakkında mülkünde gözümüz yoktur."