ANKARA (ANKA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Libya konusundaki tutumunu Grup toplantısında açıkladı. Libya’da iç barışın tesisi için temasların devam edeceğini vurgulayan Erdoğan, “Türkiye asla ve asla Libya halkına silah doğrultan taraf olmayacak” dedi. Erdoğan ayrıca NATO'nun toplantısının ardından Meclis'te milletvekillerini bilgilendirmek için bir oturum planladıklarını ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun muhalefete gelişmelerle ilgili bilgi vermek için ziyarette bulunacağına da söyledi.
[
[
](https://www.mynet.com/kaddafi-de-saldiriyor-110100561776 )
Libya’daki savaşa ilişkin Türkiye’nin tavrının ne olacağı konusunda Başbakan Erdoğan beklenen açıklamasını partisinin grup toplantısında yaptı. Dün akşam saatlerinde ABD Başkanı Barack Obama ile görüştüğünü ve öncesinde İngiltere ve Hollanda Başbakanları ile istişarede bulunduğunu belirten Erdoğan, “Kaddafi’ye 1 Mart ve sonrasındaki temaslarımızda özellikle kendilerinin onurlu bir şekilde çekilmeleri tavsiyemizi ilettik. Libya’nın tamamının güveneceği, ismi üzerinde bütünleşebileceği bir kişiye resmi olarak bunu terk etmesi noktasında tavsiyelerimiz oldu. Bizim hassasiyetimiz Libya’daki dönüşümün sorunsuz şekilde olabilmesi içindir. Bir kardeş katliamı yaşanmasın bir kaos ortamı oluşmasın diye çırpınıp durduk. Biz Libya kendi meselesini harici müdahalelerle değil kendisi çözsün, istikametini kendisi belirlesin değişimi kendi dinamikleri ile gerçekleştirsin istedik” diye konuştu.
Libya’ya askeri operasyon konusundaki endişelerin haklı endişeler olduğuna da vurgu yapan Erdoğan şöyle devam etti:
“Bu tür operasyonların geçmişte hiçbir fayda sağlamadığını, tam tersine can kayıplarını arttırdığını, işgale dönüştüğünü, ülkelerin birlik ve bütünlüğünü ciddi şekilde zedelediğini gördük ve yaşadık. Paris toplantısını elbette sorgulayacak elbette eleştireceğiz. Libya’ya yönelik altını çizerek ifade ediyorum; sadece ve sadece insani yardım operasyonunun şemsiyesi BM olmalıdır. Yani operasyon meşru bir zeminde yürütülmelidir. BMGK’nin almış olduğu 1970 ve 1973 sayılı kararlar bu çerçevede yorumlanmalıdır… Şu anda Libya’da devam eden operasyonun Libyalılar ve bölge ülkeleri bakımından petrol ve çıkar amaçlı bir operasyon algılanıyor olması, batının müdahalesi olarak algılanıyor olması bizim haklılığımızı zaten ortaya koymuştur. Biz istişarelerimize devam ediyoruz. Libya halkının esenliğini, huzurunu Libya’nın iç barışını temel hedef olarak görüyor bunu sağlayacak şekilde adımlar için temaslarımızı yoğun şekilde sürdürüyoruz. Şunun altını çizerek söylüyorum. Türkiye asla ve asla Libya halkına silah doğrultan taraf olmayacak. Türkiye’nin politikası çok nettir tavrı son derece nettir. Sonuç getirecek Libya’nın iç barışını tesis edecek çabalara da Türkiye her zaman destek olmaya devam edecektir.”
-DIŞİŞLERİ BAKANI MUHALEFETİ ZİYARET EDECEK-
Başbakan Erdoğan Türkiye’nin NATO’da yapılacak toplantıda tutumunu diğer taraflara bildireceğini de sözlerine ekledi. Şu anda toplantının devam ettiğini ve ardından kamuoyunun bilgilendirileceğini belirten Erdoğan “Bizim ilkesel tutumuz zaten belli. Uygulamadaki tutumuzu da orada ifade edeceğiz. Bu arada Mecliste milletvekillerimizi bilgilendirmek amacıyla bir oturum yapılmasını planlıyoruz. Dışişleri bakanımızda son gelişmelerle ilgili olarak bilgi vermek amacıyla muhalefeti ayrıca ziyaret edecek” dedi.
-“BAKKAL DÜKKANI DEĞİL, TÜRKİYE’Yİ YÖNETİYORUZ”-
"Mısır için sesini yükselten Başbakan, Libya için susuyor" eleştirilerini haksız, yakışıksız ve bilgisizlikten kaynaklı açıklamalar olarak değerlendiren Başbakan Erdoğan, yüzlerce dinamiği dikkate alarak konuşmak zorunda olduklarını kaydetti. Herhangi bir bölgesel ya da küresel olayda kimin ne dediğine değil Türkiye’nin ne dediğine bakıldığını ifade eden Erdoğan şöyle devam etti:
“Türkiye’nin tavrı, Türkiye’nin duruşu, Türkiye’nin ağzından çıkacak kelimeler dikkatle izleniyor ve dünyanın her yerinde yankılanıyor. Bugün dünyanın her yerinde Türkiye’nin sözünün ağırlığı var. Bu durum bize çok büyük bir sorumluluk yüklüyor. Biz artık gündemin peşine takılıp gidemeyiz. Biz günü kurtaran açıklamalarla yetinemeyiz. Bugün artık biz her sözümüzü adalet terazisinde hassas bir şekilde tartarak konuşmak, onlarca yüzlerce etken ve dinamiği dikkate alarak konuşmak, görüş beyan etmek -etmek zorundayız. Bizim temel ilkelerimiz belli. Bizim dış politikamız barış, adalet, uluslararası hukuk, hakkaniyet ve dayanışma ilkeleri üzerine kuruludur. Başka şekilde söyleyebiliriz. Farklı kelimelerle ifade edebiliriz. Ama her hadise karşısında biz bu temel ilkeler çerçevesinde hareket ederiz. ‘Mısır için sesini yükselten Başbakan Libya için neden susuyor’ şeklinde son derece haksız, yakışıksız ve maalesef bilgisizlikten kaynaklanan eleştiriler yapılıyor. Biz neyi nerede ve nasıl söyleyeceğimizi ne zaman söyleyeceğimizi çok iyi biliriz. Çünkü bunları istişare ile yaparız. Burada tekrar ediyorum. Biz bakkal dükkanı değil, dünyanın en önemli ülkelerinden birini, Türkiye’yi yönetiyoruz. Öncelikle bizi sessiz, tepkisiz, tarafsız kalmakla itham edenler bölgede esen değişim rüzgarlarının ilhamını nereden aldığına çok dikkatle baksınlar. Bu çok önemli. Biz sesimizi de tepkimizi de belli bir üslup içinde ortaya koyuyor tarafımızı çok net şekilde tüm dünyaya gösteriyoruz. Biz değişimin tarafındayız. Biz demokrasinin, insan haklarının, ifade özgürlüğünün tarafındayız. Biz çatışmanın baskının şiddetin zulmün tarafında değil hakkın adaletin uzlaşmanın kucaklaşmanın yanındayız.”
-“İLİŞKİMİZ PETROL İLİŞKİSİ DEĞİLDİR”-
Libya’da yaşanan olayların Türkiye’nin bölgedeki etkinliğini gösterdiğine dikkat çeken Erdoğan “The Guardian gazetesinin muhabiri Libya’da tutuklanıyor. Ülkemizin devreye girmesi isteniyor ve Türkiye’nin devreye girmesi ile serbest bırakılıyor. The Newyork Times’ın muhabirleri tutuklanıyor. Serbest bırakıldıklarına dair belgeye ‘Türkiye’nin hatırı için serbest bırakılmışlardır’ ifadesi yazılıyor. Bunları görmemekte ısrar edenler başlarını kumdan çıkarıp çevrelerine baksınlar” dedi. Türkiye’nin Libya ile ilişkisinin petrol ilişkisi, çıkar ilişkisi olmadığına vurgu yapan Erdoğan, “Bunu aslında Libyalı kardeşlerimiz zaten çok iyi biliyorlar. Türkiye’nin Libya’da buna yönelik bir hesabının olmadığını onlar çok iyi biliyorlar. Oradaki müteahhitlik hizmetlerimiz yatırımlarımız buna yönelik bir ilişki de asla değildir. Bizim Libya ile temasımız oradaki vatandaşlarımızın can güvenliğini sağlamanın yanında, onları tahliye etmenin yanında, bizzat özellikle Libya’nın birlik ve beraberliğidir, bütünlüğüdür ve bunu sağlamayla yönelik gayretlerdir” diye konuştu.
Libya’da olayların başladığı andan itibaren hem Kaddafi ile hem de muhaliflerle görüşmeleri devam ettirdiklerinin de altını çizen Erdoğan, "Bunları sürekli devam ettirdik. Çünkü ilişkinin koptuğu an her şeyin bittiği andır. Diplomaside ilişki koparılmaz ilişki tam aksine sürdürülür. Bunu devam ettirdik. Mısır’daki Tunus’taki gibi Libya’da da değişimin kansız çatışmasız sorunsuz gerçekleşebilmesi için kılı kırk yaran bir hassasiyet içinde olduk. Ne yazık ki bu başarılamadı. Nasıl tahliye çalışmalarını saniye saniye izlediysek Libya’daki gelişmeleri Libya’daki kardeşlerimizin şartlarını da saniye saniye an be an izledik. Şu ana kadar Libya’da son tespitlerimize göre 500’e yakın vatandaşımız var. Onlar da gelme talepleri olmadığı için oradalar. Bunun dışında 25 bin civarında vatandaşımızı tahliye ettik. 6 bin civarında yabancıyı aynı hassasiyetle tahliye ettik. Bütün yaptığımız ilişkilerde, telefonlarla yaptığımız görüşmelerde hassasiyetleri hep göz önünde bulundurduk” dedi.