İSTANBUL (ANKA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, halen 277 milyar dolar olan dış ticaret hacmini 2013 yılında 500 milyar dolara yükseltmeyi amaçladıklarını, bütçe disiplininden asla taviz vermediklerini ve vermeyeceklerini söyledi.
Başbakan Erdoğan, Economist Conferences'in düzenlediği "Türk Hükümetiyle 16. Yuvarlak Masa Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, GAP ile bölgede yaklaşık 3.5 milyon kişiye iş sağlanmasını, 1.8 milyar hektarlık alanın sulanması ve yıllık 27 milyar kilovat/saat elektrik üretilmesinin hedeflendiğini kaydetti. Türkiye'nin en büyük, dünyanın sayılı büyük projelerinden olan GAP'ı 2012 yılına kadar tamamlamayı hedeflediklerini yineleyen Erdoğan, bu projeler tamamlandığında Türkiye başta enerji, tarım, gıda, ekonomi, finans olmak üzere birçok sektörde küresel bir avantaj elde etmiş olacağını söyledi.
Önümüzdeki 10 yılın en önemli sıkıntısının bu alanlarda olacağını vurgulayarak, "Görüntü budur, tespit budur ve bunun da tedbirlerini hızla almaktayız ve bunu süratle önümüzdeki 5 yıl içinde gerçekleştirmiş olacağız. Enerji, tarım ve gıda noktasında bölgenin sağladığı imkanlar Türkiye'yi küresel ölçekte bir adım öne çıkaracaktır. Bu süreçte İstanbul'un bir ekonomi ve finans merkezi olması için de çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz" diye konuştu.
-ÖZELLEŞTİRME HIZLA DEVAM EDECEK-
Erdoğan, 2007 ortalarından beri etkileri hissedilen küresel krizin, son dönemde yaşanan petrol fiyatlarındaki hızlı artış ve gıda krizi, yalnızca Türkiye ekonomisini değil, dünya ekonomilerini az ya da çok baskı altında tuttuğuna dikkat çekti. Türkiye'nin aşamayacağı sıkıntılar olmadığını ifade eden Erdoğan, "Önümüzdeki yıllarda da özelleştirme sürecine hızla devam ederek, devlet işletmelerinin verimliliğini artırmak ve özel sektörün itici gücünden yararlanmak istiyoruz. Bu çerçevede devlete ait bankalar otoyollar ve enerji alanındaki işletmelerimizi yakın gelecekte özelleştirmeyi hedefliyoruz. Yapısal reformlar konusunda en ufak bir yavaşlama ya da sapma asla söz konusu değildir ve olmayacaktır" diye konuştu.
-MALİ DİSİPLİNDEN ASLA TAVİZ YOK-
Başbakan Erdoğan, bugün 277 milyar dolar olan dış ticaret hacmini 2013 yılında 500 milyar dolara yükseltmeyi amaçladıklarını, bütçe disiplininden asla taviz vermediklerini ve vermeyeceklerini söyledi. Erdoğan, mali saydamlığın güçlendirilmesi noktasında çalışmalara devam ettiklerini, fiyat istikrarını kalıcı hale getirerek ekonomik refahı toplumun tüm kesimlerine yaymak için mücadeleyi kararlılıkla sürdürdüklerini kaydetti.
-EN KÜÇÜK SAPMAYA TAHAMMÜLÜMÜZ YOK-
Türkiye'nin çok kısa bir zaman diliminde ekonomide dünyanın dikkatini ve ilgisini çeken bir performans gösterdiğine dikkat çekerek, bu başarıların kararlılık, samimiyet ve cesaret sayesinde elde edildiğini dile getirdi. Erdoğan, şunları kaydetti:
"Milletimizin bize ve politikalarımıza duyduğu güven, Türkiye'nin başta ekonomi olmak üzere her alanda farklı bir kulvara girmesine zemin hazırladı. Türkiye'nin başarılarının arkasında demokratikleşme vardır, Türkiye'nin başarılarının arkasında milli egemenliğe, halk iradesine duyulan saygı vardır, Türkiye'nin başarılarının arkasında etkin dış politika vardır, istikrar ve güven ortamı vardır. Demokratikleşme, milli egemenlik, iç ve dış politikada, şeffaflık, özelleştirme, istikrar ve güven noktasında en küçük sapmaya tahammülümüz yoktur, olamaz. Türkiye o eski günleri artık tarihin sayfalarında bırakmıştır. Çok daha farklı bir geleceğe bakıyoruz. Çok daha aydınlık bir geleceğe bakıyoruz. Hedeflerimizi gerçekleştirmek ve reformlar noktasında en küçük bir tereddüde dahi prim vermiyoruz."
-AB SÜRECİ-
Konuşmasında AB katılım sürecine de değinen Erdoğan, "Şu an için bir fasılda müzakereler açıldı ve kapandı. 7 fasılda müzakerelere devam ediyoruz. Açılışı tamam ama kapanışı ne yazık ki siyasi nedenlerle gerçekleştirilmedi. Bazı ülkeler tarafından önümüze çıkarılan engellere rağmen, biz Türkiye olarak ev ödevimizi yapıyor, ihtiyacımız olan reformları gerçekleştiriyoruz. Müzakereler noktasında önümüze engeller çıkarılsa da, biz reformlarımızı kararlılıkla yapmaya devam ediyoruz. Gerek Kopenhag siyasi kriterleri, gerek Maastricht ekonomik kriterleri noktasında bu engeller bir şekilde devam edecek olursa... Her zaman söylediğim bir sözü yine söylüyorum: Kopenhag siyasi kriterleri karşısına Ankara siyasi kriterlerini, Maastricht ekonomi kriterleri karşına da 'İstanbul ekonomi kriterlerini' koyar, yolumuza devam ederiz. Bunlar bizim için bilinmeyen şeyler değil. Artık bunların kanunları, belli, içeriği belli, atılması gereken adımlar belli ve bu konuda da hazırlıklı olan bir Türkiye var" dişe konuştu.