Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İnlerine girdik ve giriyoruz. Eğitimden hizmetten himmetten bahseden yapının bir takım kirli faili meçhul cinayetlere dahi bulaştığını görüyoruz. Daha şaşırtıcı şeyler de görecek duyacaksınız" açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB heyetini Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda kabulünde, Türkiye'ye yönelik son 1,5 yıldaki operasyonların hedefinin şahsından öte Yeni Türkiye olduğunu söyledi.
Erdoğan, "Bütün bu atılan adımların arkasında bir üst akıl vardır. Tabi sordular bana üst akıl kim? Dedim ki onu siz araştıracaksınız" diye konuştu.
"YÜKSEK FAİZİN OLMAMASI GEREK"
Güven ve istikrarın bundan sonra da aynı kararlılıkla devam etmesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, "Ülkenin bir bölgesi hızla kalkınırken diğer bölgesi hızla geriye gidiyordu. 12 yıllık süreçte makinenin parçaları arasındaki uyumu sağladık. Son 1,5 yıldır Türkiye içeriden ve dışarıdan belli operasyonlarla hedef alındı.
Sanmayın ki şahsıma yönelik bu operasyonların tamamı Türkiye'ye Türkiye'nin varlığına bağımsızlığına yönelik operasyonlardır. Daha önce de ifade ettim bütün bu atılan adımların arkasında bir üst akıl vardır. Gündeme oturdu ondan sonra.
Tabi sordular bana üst akıl kim? Dedim ki onu siz araştıracaksınız. Ne olduğunu da kim olduğunu da biliyorsunuz. Siz araştıracaksınız. Eski Türkiye'de çok iyi kazanıyorlardı. Yatırım yeri bakımından Türkiye'yi bir rakip olarak görmüyorlardır. Hiçbir iddiası olmayan bir Türkiye. O bunların işine geliyor. Başbakanlığım döneminde dünya krizi yaşarken biz yatırımlarımıza devam ettik. Şu anda da yine Türkiye yine yatırımlara dur demeyecek. Ama yüksek faizin olmaması gerek" dedi.
"17 ARALIK'TA BU OYUNU GÖRMESEYDİK..."
Erdoğan şöyle konuştu:
"17 Aralık sabahından itibaren bir kısım medya yargının operasyonuyla eş zamanlı algı operasyonuna başladılar. 17 Aralık'ta bu oyunu görmeseydik 25 Aralık operasyonunu yapacaklardı. Bakanlar nasıl alınacak, başbakan nasıl alınacak bunların planı hazırdı. Bizim alınmamızdan sonra kurulacak hükümet başbakan ve bakanlar dahi tek tek hazırlanmıştı. Bir hükümeti devirecek yerine onlara hizmet edecek bir hükümet kuracaklardı. Gezi olaylarına 17-25 Aralık operasyonlarına darbe girişimi dediğimde bazıları kabul etmek istemiyor.
"GEZİ BİR DARBE GİRİŞİMİYDİ"
Gezi bir darbe girişimiydi ama bunu başaramadılar. Mısır'da Ukrayna'da işe yaradı ama Türkiye'de işe yaramadı. 17-25 Aralık darbe girişimiydi. 17 Aralık sonrasında ne dedik inlerine gireceğiz. İnlerine girdik ve giriyoruz. Yolsuzluk kılıfı, yolsuzluk maskesi darbe niyetinin üzerini örtmeye yetmedi. Eğitimden, hizmetten, himmetten bahseden yapının birtakım kirli cinayetlere, faili meçhul cinayetlere dahi bulaştığını işte bugünlerde görüyoruz. Daha da fazlası çıkacak, zincir bunu gösteriyor, daha şaşırtıcı şeyler de görecek, duyacaksınız.
Güneydeki sevdikleri ülke yönetimi bunları maşa olarak kullandı ve hala kullanıyor. Muhalefet partileri eski Türkiye'nin aktörleri bu yapıya destek çıktılar. İş dünyasından, medya dünyasından bu yapıya destek verenler çıktı. Bu ihanet şebekesini çökertecek ve hesabını soracağız. Kimi zaman bakıyorsunuz muhalefet bu şebekeyle iş tutuyorlar. Kimi zaman terör örgütü, onun gölgesinde siyaset yapan parti dahi bu şebekeyle iş tutuyor. İş ve medya dünyası da bugün hala bu ihanet şebekesiyle iş tutuyor.
Eskiden müzik kutuları vardı, bozuk parayı atarsanız istediğiniz şarkıyı seçersiniz, 3-5 dakika orada şarkıyı dinlerdiniz. Bu şebekeye bozuk parayı atan istediği gibi kullanıyor.
"TEK BAŞINA BÖYLE BİR DARBE GİRİŞİMİNİ PLANLAYACAK ZEKAYA DA SAHİP DEĞİL"
Bu paralel yapı hiçbir zaman yalnız hareket etmedi. Zaten tek başına böyle bir darbe girişimini planlayacak zekaya da kapasiteye de sahip değil. Paralel yapı bütün bu operasyonlarda sadece ve sadece maşa olarak kullanıldı. Birtakım çevreler özellikle de güneydeki sevdikleri ülke yönetimi bunları bir maşa olarak kullandı ve bugün hala kullanıyor. Yetmedi muhalefet partileri yani eski Türkiye'nin aktörleri bu yapıya destek çıktılar, hala bugün de destek veriyorlar. İş ve medya dünyasından, siyasetten bu yapıya destek verenler oldu. Kim ne yaparsa biz bunların inlerine girdik, daha da gireceğiz. Devlet içinde dahi onursuzca kendisini gizleyip bu şebekenin maşalığını yapan kurumları, kuruluşları haince koruyanlar var. Kara para aklama bunlarda bütün bu oyunları bozmak lazım. Bunların meselesi şahsımla değil Türkiye'nin bağımsızlığıyla.
"İTİBAR GÖRMÜYORLAR"
Çözüm sürecinde Türkiye, artık çok önemli bir aşamaya geldi. Artık kuru tehditler, sabotajlar, kirli ittifaklar hamdolsun çözüm sürecini rayından çıkaramaz, istikametinden uzaklaştıramaz. Çözüm sürecini sokakla, caddeyle, dağ ile tehdit edenler artık Doğu, Güneydoğu'daki vatandaşlarımız nezdinde de itibar görmüyorlar. Bu kuru tehditleri savuranlar 6-7 Ekim olaylarında ellerine bulaşan kanı temizleyecekler. Ellerine, yüzlerine bulaşan o kanın hesabını verecekler. Göreceksiniz, ucuz ve kuru tehditlerinin de altında kalacaklar. Çözüm sürecine millet sahip çıkmıştır.
"BU NE EDEBE NE ADABA SIĞAR"
Giderken sarayı da götürdü diyorlar. Bu sarayın tekerleği yok. Neyi nereye götürdük? Buranın kaçak saray olduğunu söyleyenler bu ne edebe ne adaba sığar. İtibardan tasarruf olmaz, burası Türk milletinin itibarıdır, tasarruf olmaz. Bunlar güzellik adına ne yapılıyorsa karşı çıkıyorlar. Bunlarda ufuk yok. İtibardan tasarruf olmaz, burası Türk milletinin itibarıdır, tasarruf olmaz."