Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
BUNLARA GEREKEN DERSİ 7 HAZİRAN'DA VERMENİZ LAZIM
Ana muhalefetin genel başkanı rahatsız olmuş. Benim hemşehrilerimle bir araya gelmemin demokrasiye zarar verdiğini söylüyor. Aynı zihniyetteki bir gazeteci de daha önce Sovyetler Birliği dönemine övgü düzüp, milletimizi tahkir ederek demokrasinin sandıktan geçmediğini söylemişti. Hatta daha ileri gidip, ana muhalefetin terör örgütünün güdümündeki partiyi ittifak yapmaya, silahlı ya da silahsız mücadeleye davet etmişti. Bu gazeteci geçtiğimiz günlerde ana muhalefetin TV'sinde ne diyor biliyor musunuz: "Başını örten kadın özgürlüğünden vazgeçmiştir"
Ah benim kardeşlerim ah. Bunlara gereken dersi 7 Haziran'da vermeniz lazım.
Şimdi de birisi çıkmış, arkasında terör örgütü. Onun desteğiyle yürüyor zaten. O da diyor ki işçilerin kabesi Taksim’dir. Ah benim Kürt kardeşlerim. Benim Kürt kardeşlerim dindardır. Ama kalkıp da bu ülkenin Müslüman insanlarına, kalkıp Kabe’yi Taksim olarak gösterenlere 7 Haziran’da gereken dersi verecek misin?
ŞİMDİ DE ALKIŞ TUTUYORLAR, NEREYE BİLMEM
Her darbeyi, her cuntayı desteklediler. Şimdi de alkış tutuyorlar, nereye neye bilemem. Menderes ve arkadaşlarının kanı hala bunların ellerinde. Türkiye’nin daha sonra yaşadığı krizlerin temelinde 27 Mayıs anayasasıyla tesis edilen sistem vardır. Bunun arkasında ise akademisyenleriyle, siyasetçileriyle tam kadro tek parti döneminin yönetimi olduğunu biliyoruz. 1970’lerin başındaki cunta hareketlerinin gerisinde de daima CHP gölgesi olmuştur.
PROBLEM SAPIK ZİHNİYETLERDE
Demokrasi yoluyla elde edemediği iktidarı tehdit yoluyla gasp etmek bu zihniyetin klasik yöntemidir. Nitekim 1997 yılında 28 Şubat döneminde yine aynı yöntemle bir kez daha iktidarı gasp ettiler. Ana muhalefet partisinin Ankara’da hem de listenin ilk sırasında milletvekili bir bayan var. Bu aday kim biliyor musunuz? 28 Şubat döneminde insanlarımızın inancına, bilhassa başörtülü kızlarımıza yönelik baskıların en büyük savunucusudur.
Biliyorsunuz başörtüsünü serbest bırakmak için bir anayasa değişikliği yapmıştık. Hani meşhur 411 el kaosa kalktı diye başlığın atıldığın o günü hatırlıyorsunuz değil mi? AYM bu değişikliği iptal etmiş, o zaman genel başkanı olduğum partiye kapatılma davası açıldı.
Başörtülü - başı açık aralarında problem yok. Problem bu sapık zihniyetlerde. Ne oldu? Bu yasalar çıktı kıyamet mi koptu?
BUNLAR KÖKSÜZ
Ama bunların zihniyeti karanlık. Bunlarda kök yok kök, köksüz. Sıkıntı burada. Bugün artık yönünü geleceğe çevirmiş 2023 için çalışan bir Türkiye var. Ama ana muhalefet partisi hala o günleri özlüyor.
Ankara’da hem de birinci sırada gösterdiği adayla bu özlemi çok açık ortaya koyuyor. 28 Şubat'ın temsilcilerinin koltuğunu hiç boş bırakmıyor. Adları sosyal demokrattır ama kendileri faşisttir. Kavgaları bu milletin dertleriyle kültürüyle inancıyla, ağızlarından milletimizin değerlerine ilişkin hiçbir söz çıkmaz. Lafa gelince saygılı olduklarını söylerler, ama her seferinde milletin değerlerine saldırmaktan geri durmaz.
ANA MUHALEFETİN SAYIN BAŞKANI, BİZ BU OYUNU DAHA ÖNCE GÖRDÜK
Birisi çıktı ne diyor, çok önemli. “İmam hatip okullarının orta kısmını kapatacağız” diyor. Bunu kim diyor? CHP. Fakat şöyle de kamufle ediyor 1+8+4. Ana muhalefetin sayın başkanı, biz bu oyunu daha önce gördük. Bu senaryoyu daha önce gördük. Artık bunları yutturamazsın. Müslüman bir sokulduğu delikten bir daha sokulmaz. Geçti o iş.
İMAM HATİPLİ HARVARD'DA NASIL OKUR? OKUR İŞTE BAL GİBİ OKUYOR
Kızlarım kapıdan geri çevrildi. Maalesef, kendi ülkemde üniversiteye gidemediler. Yurtdışına göndermek zorunda kaldım. Gidip Amerika’da, İngiltere’de okuyabildiler ama burada okuyamadılar. E erkek evladım da okuyamadı. Yüksek puanı olmasına rağmen o da katsayıya takıldı. O da gitti ABD’de lisans eğitimini aldı, Harvard’da master’ını bitirdi. E niye kıskanıyorlar işte, mesele bu. İmam hatipli Harvard’da nasıl okur? Okur işte bal gibi okuyor.
NE YAPTI SANA DİYANET?
Ne diyorlar? Diyanet’i kaldıracağız diyor. Ne yaptı sana Diyanet? Kaynak… Hani sözler veriyorlar ya, ekonomiyi düzelteceğiz falan.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANI O MERCEDES ARABAYI SATTIRIYOR
Kaynağın bir tanesi de ne biliyor musunuz? Diyanet İşleri Başkanımız, tutmuş o Mercedes arabayı ben satılsın dedim diyor ve sattırıyor. Halbuki benim bilgim olsa, ben derdim ki Mehmet hocam ne yapıyorsun, niye satıyorsun? Senin bineceğin Mercedes’in fiyatı ne ya, gazetelerin attığı manşetlere niye bakıyorsun?
BUNLAR ŞAKLABAN YA
Diyor ki, 'Kaynaklardan bir tanesi o... 1 milyonu bulduk' diyor. Bunlar şaklaban ya. Bunlar ekonomiyi falan yönetecek halleri yok. Bunlar ellerindeki belediyeleri yöntemiyorlar belediyeleri.