Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "İsrail bilmelidir ki siyasi ve toplumsal açıdan bölgenin haleti ruhiyesi dünden çok farklıdır. İsrail, kandan ve gözyaşından beslenmeyi terk etmek mecburiyetindedir. En başta, kendi halkını kandırmak ve zulmetmekten kaçınmak zorundadır. İsrail, bölgeye ve barışa zarar veriyor.” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda Filistin’in Birleşmiş Milletler’de gözlemci devlet statüsü kazanmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İsrail’i, sert ifadelerle eleştiren Erdoğan, Filistinli gruplar Hamas ve El Fetih’e de birleşme çağrısı yaptı.
Başbakan, konumasında, “Bizim Suriye ve Filistin’de ne işimiz var?” şeklindeki eleştirilere de Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı cephelerinde şehit olan Suriyeli ve Filistinli Arapların isimlerini anarak cevap verdi. Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Gazze’de ağlamasını eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçaroğlu’nu ise densizlikle suçladı.
"İSRAİL’İN HUKUK DIŞI EYLEMLERİ ARTIK GINA GETİRMİŞTİR"
BM’de, 138 'Evet' oyuyla gözlemci devlet statüsü kazanan Filistin’i tebrik eden Erdoğan, diğer yandan, İsrail’in saldırı ve provokasyonlarını sürdürdüğünü vurguladı. Erdoğan, “İsrail, provokasyonlarından, yeni yerleşim yerleri inşasından vazgeçip uluslararası hukukun gerekliliklerini yerine getirmelidir. İsrail de artık sorumlu davranmak zorundadır, bu bölge artık eskisi gibi değildir. Bölgenin liderleri, idarecileri artık eskisi gibi değildir. Hem bölge ülkelerine hem dünyaya İsrail’in hukuk dışı eylemleri artık gına getirmiştir. Bölge ülkeleri dayanışma içinde seslerini yükseltmiştir. İsrail bilmelidir ki siyasi ve toplumsal açıdan bölgenin haleti ruhiyesi dünden çok farklıdır. İsrail, kandan ve gözyaşından beslenmeyi terk etmek mecburiyetindedir. En başta kendi halkını kandırmak ve zulmetmekten kaçınmak zorundadır. İsrail bölgeye ve barışa zarar veriyor.” diye konuştu.
Erdoğan, Filistin için başlayan yeni sürecin İsrail için de başlamasını ve İsrail’in 'aklını başına almasını' samimi şekilde temenni ettiklerini ifade etti. Filistin’de Hamas ve El Fetih arasındaki anlaşmazlığa da değinen Erdoğan, “Bölünmüşlük görmek istemiyoruz. Parçalanmayı kabul etmiyoruz. Filistin’de nifak görmek istemiyoruz. Kardeşin kardeşin husumetine, küsmesine, çatışmasına şahit olmak istemiyoruz. Defalarca bunu ifade ettik. Filistinli grupların aralarındaki kardeşliği daha da güçlendirmeleri bir sorumluluktur. Kardeşliğin güçlenmesi için canla başla çalışmaya devam edeceğiz.” diye ekledi.
KILIÇDAROĞLU’NA DENSİZLİK SUÇLAMASI
Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Gazze’ye yaptığı ziyarete ve Kılıçdaroğlu’nun eleştirilerine de değinen Erdoğan, önce olayı anlattı: “Dışişleri Bakanımız Gazze’de Şifa Hastanesi’ne giderek, yaralı ve hastalarla görüşmek istedi. Kendisini bir odaya alırlar. Yeni getirilmiş 3 şehidin cenazesi vardır. 15 yaşında bir genç kız, 85 yaşında bir yaşlı ve hala kanı akmakta olan bir erkek. Odaya acılı kızın babası giriyor. Kendisine Dışişleri Bakanı’nın orada olduğunu söylüyorlar. Baba, Dışişleri Bakanı’nın boynuna sarılıyor, oradaki herkes gözyaşı döküyor. CHP Genel Başkanı çıkıyor ‘o fotoğraf yapmacık bir fotoğraf’ diyor. Densizlik burada da kalmıyor, ‘ağlayacaksan bir şehit anasına sarılıp ağlasaydın’ diyerek, densizliğini daha da alt seviyeye düşürüyor.”
Kılıçdaroğlu’nun, duyarsızlıkta, tepkisizlikte İsrail ile yarıştığını savunan Erdoğan, “İsrailli yetkililer, Kılıçdaroğlu’nu arayıp ‘bizim yapamadığımızı siz yapıyorsunuz’ deseler hiç şaşırmayın. İsrailliler, tıpkı Suriye gibi Türkiye’de böyle bir destekçilerinin olmasından memnundurlar. Böyle bir şey siyasete alet edilebilir mi? Böyle bir manzara karşısında gözyaşı dökeni eleştiren, bu katliamı isteyen kadar taş kalplidir. Bunların kalbi o kadar kararmış ki şehitleri Filistinli, Türkiyeli diye ayırıyorlar. Genel başkan olmuş ama şehitliğin nasıl bir mertebe olduğunu anlayamayacak kadar cahil.” diye ifade etti.
OSMANLI’DA ŞEHİT OLAN ARAP ASKERLERİN İSİMLERİNİ OKUDU
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, kendi öz tarihine bile yabancı olduğunu öne süren Erdoğan, ardından Birinci Dünya Savaşı’nda şehit olan Suriyeli ve Filistinli Osmanlı askerlerinin isimlerini paylaştı: “Sizin Gazze’de ne işiniz var diyorlar ya, Suriye ile neden ilgileniyorsunuz diyorlar ya? Milli Savunma Bakanlığı şehitler listesinden birkaç isim aktaracağım. Abdülkadiroğlu er Abdülkadir. Çanakkalede şehit düştü. Suriye vilayeti Şam-ı Şerif ilçesinden. 15. Fırkadan Teğmen Samet oğlu Hamit Efendi. İstiklal Savaşı’nda Garp Cephesi'nde şehit. Suriye vilayetinin Hama ilçesinden. 77. Alay’dan Ömer Zebidioğlu Hüseyin Cir. Çanakkale’de şehit oldu. Halep viyaletinin İdlip ilçesinden. 57. Alay’dan Abdurrahman oğlu er Mahmut, Çanakkale’de şehit oldu. Osmanlı devleti Kudüs vilayeti Yafa ilçesinden. 56. Alay’dan Mebla oğlu Hasan. Kafkas muhaberesinde şehit oldu. Kudüs vilayeti Gazze ilçesinden... Niye Gazze ile bu kadar ilgileniyoruz, anlıyor musunuz?”
"SEYİT RIZA’NIN ÜZERİNİ ÖRTENLER GAZZE’DE AĞLAMAMIZI ANLAYAMAZLAR"
Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu çocuklar, bizim ordumuzda savaştılar, bizim sancağımız, bayrağımız altında savaştılar. İdlipli, Gazzeli, Bağdatlı çocuklar Anadolu evlatlarıyla birlikte savaştı, şehit düştü. Şimdi bizim topraklarımızda yatıyorlar. Nasıl Orta Doğu’da yatan sehitlerimiz varsa, burada şehit düşmüş Arap kardeşlerimiz var. Şehidi Arap - Türk diye ayırmak, Çanakkale’de yatan onlarca şehite saygısızlıktır. ‘Filistin ve Suriye ile neden ilgileniyorsunuz’ diyorlar. Gazze’ye niçin bu kadar ağlıyorsunuz diye sorarak küstahlık yapıyorlar. Eğer Çanakkale’ye gidip mezarları okusan neden ilgilendiğimizi anlarsın. Seyit Rıza’nın üzerini örtenler, Gazze’de Suriye’de neden gözyaşı döktüğümüzü anlayamazlar. Kendi ülkesinin dışişleri bakanına, dünyanın gözü önünde en amiyane küfürleri eden bir genel başkan anlayamaz. Böyle bir genel başkan demokrasimiz için çok büyük bir talihsizliktir.”
Erdoğan, ardından, Filistinli ve Suriyelilere şöyle seslendi: "Dedeleriniz geldi bizim topraklarımızda şehit düştüler. Onlar nasıl dedelerimizin kardeşiyse sizler de bizim öz be öz kardeşimizsiniz. Allah, tüm şehitlerimizden razı olsun."
CİZVİT PAPAZI, MUSSOLİNİ VE İNÖNÜ GÖNDERMESİ
CHP’ye yönelik eleştirilerini, yeni kılık kıyafet düzenlemesi konusunda da sürdüren Erdoğan, şöyle devam etti: “CHP, tarihi boyunca büyük hadiselerin takipçisi olmadı. Bunların vizyonu Edirne’ye, Van’a, Iğdır’a ulaşamaz, ulaşamadı. Hep küçük meselelere takılıp kaldılar. Dönüp durmaktan başka birşey yapmadılar, yapamadılar. Şu anda Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayınladığı kıyafet genelgesine kafayı taktılar. Ne imiş, laiklik elden gidiyormuş, her zamanki terane. CHP Genel Başkanı pedagogdan bahsediyor. Onu bırak da git bir tarihçiyle konuş. Kıyafet uygulaması nereye dayanıyor bir gör. Birkaç kitap karıştırırsan Cizvit papazlarını, Mussolini’yi ve İnönü’yü göreceksin. 2002’den bugüne milletin üzerindeki bu faşizan uygulamaları tek tek kaldırıyoruz, militarist uygulamalara son veriyoruz. CHP; bırakın ilkokulu, ortaokul ve lisede tek tip kıyafeti savunmuş bir partidir. Üniversitelerdeki terör bu tek tipçi kafanın hayatlarına kazınmış eseridir. Dün ikna odalarında kızların kıyafetlerine müdahale edenler, bugün de tek tip kıyafeti savunuyorlar. Kıyafet uygulaması veliler üzerinden külfeti kaldırıyor.”
Kıyafet özgürlüğü kalkınca, fakir zengin öğrenci ayrımı olacağı iddialarına da değinen Erdoğan, “Zengininki farklı fakirinki farklı olur diyorlar. Sanki tek tip olunca fark edilmiyor. İlkokullarda bizler de okuduk, önlükleri bizler de giydik. Önlük, gelir farklılığını örtmedi, örtemez. Ayakkabılardan, diğer malzemelerden gelir farkı ortaya çıkıyordu. Bir öğrencinin ayakkabısı delik, öyle geliyordu, bir diğerinin ayda bir ayakkabısı değişiyordu. Kimin ne olduğu ortadaydı.” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz