30 Ağustos Resepsiyonu'nda Suriye'ye yönelik askeri operasyon olasılığını değerlendiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Meclis'i olağanüstü toplamaya gerek yok. Sınırlı bir müdahale bizi tatmin etmez. Kosava'daki gibi olmalı" dedi.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin açıklamalarını değerlendiren Başbakan Erdoğan, "Kerry'nin açıklamasına bakılırsa G-20 zirvesi öncesi müdahale olabilir. Müdahale 1-2 günlük değil, rejimi bırakma noktasına getirmeli" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, 5-9 Eylül tarihleri arasında Moskova'da düzenlenecek G-20 zirvesine katılacak.
Erdoğan operasyon ile ilgili şunları söyledi:
“Şu andaki görüntü öyle gibi görünüyor. Kosova olayını burada sergilemeleridir aslolan. Yoksa 24 saatte uğra, çekil... Bu olmaz. Ama orada biliyorsunuz, aklımda kaldığı kadarıyla 78 gün Kosova’da bir mücadele sürdü. Ondan sonra iş temizlendi. Kosovalılara bırakıldı ve çekildiler. Böyle bir durum. Kosova türü bir şey olduğu zaman orada rejim devam etmez artık.” ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin dün geceki açıklamalarını da değerlendiren Erdoğan, “Kerry’nin açıklamasına bakılırsa G-20 zirvesi (5 Eylül) öncesi müdahale olabilir. Müdahale 1-2 günlük değil, rejimi bırakma noktasına getirmeli” diye konuştu. 30 Ağustos resepsiyonunda açıklamalarda bulunan Erdoğan özetle şunları söyledi:
MECLİS KAPALIYKEN YETKİ GÜL’DE
“Tezkereye 4 Ekim’e kadar ihtiyaç yok. Şu andaki süreç Meclis zaten tatilde. Olağanüstü toplantıya gerek olur mu olmaz mı? Bunu Sayın Cumhurbaşkanımızla da görüşürüz. Meclis’in kapalı olduğu dönemde Cumhurbaşkanımızın yetkisi var.
YÜZ BİN İNSAN ÖLÜRKEN NEREDELER
Ben aslında kimyasal silah sebebi ile ölenlerden dolayı böyle bir adımın atılmasını zayıf buluyorum. Olay insanların ölümüyse bu insan ha kimyasal silahla öldürülmüş ha tankla, topla veyahut ne bileyim uçaklardan gönderilen bombalarla. Sonunda yüz bini aşkın insan ölüyor. Yüz bini aşkın insan öldüğü zaman olaya daha öyle large davrananlar 130 tane kimyasal silahtan öldü diye bu defa olaya uluslararası hukuk vesaire diyorlar. Peki diğerlerinin ölümünde uluslararası hukuk çalışmıyor muydu? Batı demokrasiye çok farklı tanımlar getirmektedir. ‘Demokrasi her zaman sandık değildir’ gibi yaklaşımlar literatürde görmediğim yaklaşımlar. Nerede yazıyorsa okumak lazım.”
Türkiye’nin katkısı kaçınılmaz
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suriye’ye yapılacak operasyona ilişkin olarak, “Siyasi bir strateji ortaya koymadan, herhangi bir askeri müdahalenin de netice alacağına inanmam. Önce siyasi çerçevenin ve siyasi stratejinin, politik stratejinin ortaya konması gerekir ki ancak öyle alınsın” dedi. Soruları yanıtlayan Gül, operasyonun siyasi bir temelle gerçekleşmesi durumunda tarafların masaya oturmaya zorlanacağını belirterek, siyasi diplomasiyle yaklaşılması gerektiğini söyledi. Gül şöyle konuştu: “Yüz binlerce insan ölmüş. Irak’ta ramazan ayında camilere yapılan bombalamalarda bin 500 kişi hayatını kaybetti. Bu utanç verici bir durum. Onun için çok aktif olarak böyle bir siyasi stratejinin olmasında Türkiye’nin katkısı kaçınılmazdır. Onun için de hükümet, Dışişleri Bakanlığı büyük bir gayret içerisinde. Ortada binlerce insanın ölümü söz konusu. Kimyasal silah saldırısı söz konusu. Bu saldırıyı yapanlar, bu olay cezasız kalmamalı. Bunlar karşılıksız bırakılırsa önce insanlık vicdanı buna razı olmaz. Başında da söyledim; milli menfaatlerimiz dedim, istikrar, güvenlik, huzur dedim. Bölgede olduğumuz için Türkiye, kayıtsız kalamaz bu işlere. Türkiye, bu işlerin tamamen dışında olamaz.”
Endişe yok hazırlıklıyız
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Suriye’ye operasyon konusundaki gelişmelerle ilgili “endişeli misiniz?” sorusu üzerine, “Niye endişeli olalım. Gerekli hazırlıklarımız var” diyerek yanıt verdi. Çankaya Köşkü’ndeki resepsiyonunda Özel, “Yeni bir tezkere gerekir mi?” sorusunu ise “Bununla ilgili biz geçtiğimiz yıl aldığımız direktifler doğrultusunda çalışıyoruz” diyerek yanıtladı. Suriye’den bir saldırı olup olmayacağı konusundaki soruya Özel, “Onu bilemiyorum. Siz manşetler atıyorsunuz. Kimin ne füzesi var ne kadar askeri var. Bunlar zaten internette dolaşıyor görüyoruz” dedi. Özel, “Güzel şeyler yazın, güzel şeyler okuyalım” diyerek de espri yaptı. Örgütün çekilmesiyle ilgili olarak Özel, “TSK, istihbarat örgütü değildir. Başbakan’a istihbarat bilgileri veriliyor. Ona sayılar geliyor. Başka bir açıklama olmadığına göre öyledir” yanıtını verdi. Özel, Kerry’nin açıklaması içinse, “Hiç oturmadık takip edemedim” dedi.
İlklerin gecesi
30 AĞUSTOS Zafer Bayramı Resepsiyonu dün ilk kez Çankaya Köşkü’nde Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül’ün evsahipliğinde verildi. 1 saat süren karşılamanın ardından yağmur sürprizi yaşanan resepsiyona Suriye ve muhalefetin katılmaması damga vurdu.
İSRAİL’E DAVET
Dünkü resepsiyonda bir ilk daha yaşandı. Mavi Marmara saldırısının ardından Türkiye, büyükelçisini çektiği İsrail’le ilişkisini maslahatgüzar seviyesine indirmişti. İsrail temsilcisi resepsiyonlara davet edilmiyordu. Gül’ün davet ettiği İsrail Maslahatgüzarı Yosef Levi Sfari de dünkü resepsiyona katılanlar arasındaydı.
FIRST LADY ELİ
Açık havadaki resepsiyondaki detaylarla Hayrünnisa Gül’ün bizzat ilgilendi. Bahçeye krem rengi halı döşenirken, konukların dinlenebilmesi için krem rengi deri oturma grupları yerleştirildi. Resepsiyonda TSK Armoni Mızıkası sahne aldı ve Atatürk’ün sevdiği şarkıları da çaldı.
KOMUTANLAR TAM KADRO
Resepsiyonda Emine Erdoğan yakası taşlarla süslü mor renkli uzun kıyafeti ile dikkat çekerken, Hayrünnisa Gül de ön tarafı ve yakası, gümüş rengi payet ve taşlarla işli su yeşili bir kıyafet giymeyi tercih etti. Muhalefetin katılmadığı resepsiyona YAŞ’ta atanan yeni komutanlar neredeyse tam kadro katıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan da katıldı.
İŞADAMI VE SANATÇILAR
Resepsiyona Doğan TV Holding Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ ve eşi Yandex CEO’su Mehmet Ali Yalçındağ, Nihat Özdemir, Remzi Gür, Ethem Sancak, Ali Kibar ve Hüseyin Bayraktar’ın arasında olduğu işadamları ile sanatçılar da katıldı. Geceye şehit yakınları, gaziler, farklı spor dallarından uluslararası derece elde eden sporcular, gazeteci ve yazarlar ile sınıflarını temsilen farklı rütbede askerler davetliydi.
ATALAY: “NİYE ETKİLESİN”
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da Suriye’deki gelişmelerin çözüm sürecini etkileyip etkilemeyeceği sorusuna, “Çözüm süreci çerçevesinde yürüyor. Çözümle ilgili söylenecek şey yok. Kendi mecrasında ilerliyor. Niye etkilesin” dedi.
30 Ağustos resepsiyonunda konuşan Atalay, “1 Eylül ve 15 Ekim tarihleri konuşuluyor, bunun hakkında ne düşünüyorsunuz sorusuna “görürüz” diyerek yanıt verdi. Atalay, Çözüm süreci ve demokratikleşme paketi konusunda ise “üzerinde çalışıyoruz” dedi.
YILMAZ: MUHALİFLERİN KİMYASAL SİLAH POTANSİYELİ YOK
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Suriye’de muhaliflerin kimyasal silah kullanma potansiyelinin bulunmadığını belirterek, dünyada en çok kimyasal silah stoğuna sahip ülkenin Suriye olduğunu söyledi. Yılmaz, şöyle konuştu:
“Eğer Türkiye’ye bir talep gelirse buna katılırız. Şu anda ABD, Fransa, İngiltere ve Türkiye tepki veriyor. Halkına karşı Scud füzesi kullanmış birinden söz ediyoruz. Bundan kadınlar öldü, gençler öldü, çocuklar öldü. Bu adamın halkına saygısı yok. Uluslararası toplum buna cevap verse iyi olur. En doğru olan en kısa sürede bu kişinin yönetimden uzaklaşmasıdır.
FÜZE SİSTEMİNE EKLENMİŞ
Almanlar patriotları çekmekten söz etmiyor. ‘Savunma amaçlı gönderdik onları. Bunun dışına çıkanları da bildirin’ diyor. Biz amacın dışına çıkmadık. Savunma da NATO ortaklığının gereğidir. Uluslararası koalisyonun bir parçası olacaksak bu tezkere yeterli. Toprakların kullanılması halinde tezkere gerekebilir. Esad’ın kimyasal kullanmasına dair delil var. Adamın ne yapacağı belli zaten. Füze sistemine eklenmiş kimyasal silah... Muhaliflerin bu imkanı yok. En çok stoğa sahip ülke Suriye’dir. Tabiki Türkiye’ye yönelim her zaman vardır. Ama biz bir kaygı taşımıyoruz. Böyle bir durumda NATO’yu karşısına almış olur. Esad kimyasal kullanmamış olsaydı neden gözlemcilere izin vermedi. Görmek istemeyen gözler görmüyor.”